Kul enfikû tav’an ev kerhen len yutekabbele minkum(s) innekum kuntum kavmen fâsikîn(e)
De ki: İster gönül rızasiyle, ister zorla ve istemeyerek Tanrı uğrunda mal harcedin, kesin olarak bu harcayışınız kabul edilmeyecek, şüphe yok ki siz, buyruktan çıkmış kötü bir topluluksunuz.
(Kalpleri marazlı takımına) De ki: "(Malınızı) İster gönüllü ister gönülsüz infak edin; (bunlar) sizden kesin olarak kabul edilmeyecektir. (Çünkü Allah, kötü niyetinizi bilmektedir.) Gerçekten siz bir fasıklar topluluğu (günah ve kötülük grubu) oldunuz."
De ki: “Allah'ın rızası görüntüsü altında ister gönüllü, ister gönülsüzce harcayın, bu sadakalar sizden asla kabul edilmeyecektir. Çünkü siz, ilâhî emirleri dinlemeyen, hak yolundan çıkmış bir topluluksunuz.”
“İster gönüllü harcayın, ister gönülsüz. Sizin infakınız, harcamalarınız asla kabul edilmeyecek. Çünkü siz hak dinin, doğru ve mantıklı düşünmenin dışına çıkan fâsık, âsi, bozguncu bir kavimsiniz.” de.
De ki: "İster gönüllü olarak isterse gönülsüz bir şekilde sadaka verin, verdikleriniz kabul edilmeyecektir. Şüphesiz siz fasık bir topluluk oldunuz."
De ki: 'İsteyerek veya istemiyerek infak edin; sizden kesin olarak kabul edilmeyecektir. Çünkü siz bir fasıklar topluluğu oldunuz.'
Ey Rasûlüm, münafıklara de ki: “- İster gönül rızası ile ve ister rıza göstermiyerek harcayın, sizden asla harcadıklarınız kabul edilmiyecektir. Çünkü siz, bir fasıklar toplulğu oldunuz.
De ki: “İster isteyerek, ister kerhen sadaka verin; o sizden asla kabul edilmeyecektir. Çünkü siz fasık (İlahî yasaları çiğneyen) bir kavimsiniz.
De ki: «İster gönüllü, ister gönülsüz mal verirseniz de, sizden hiç kabul olunmaz, gerçek sizler buyrulanı tutmaz bir ulus oldunuz
(O münafıklara) de ki: “(Gösteriş için harcadıklarınızı) ister gönüllü verin isterse gönülsüz, sizden asla kabul olunmayacaktır. Çünkü siz, gerçekten yoldan çıkan bir kavim oldunuz.”
Ânlara di ki: "Tav’an veyâ kerhen emvâlinizi virseniz de kabûl olunmıyacakdır. Zîrâ siz fâsık bir kavimsiniz.
De ki: "İstekli yahut isteksiz olarak verin, nasıl olsa kabul edilmeyecektir. Siz şüphesiz fasık bir topluluksunuz."
Yine de ki: “İster gönüllü, ister gönülsüz olarak harcayın, sizden asla kabul olunmayacaktır. Çünkü siz fasık bir topluluksunuz.”
De ki: “İster gönüllü harcayın ister gönülsüz, sizden asla kabul edilmeyecek! Zira siz günaha gömülmüş kimseler oldunuz.”
De ki: İster gönüllü verin ister gönülsüz, sizden (sadaka) asla kabul olunmayacaktır. Çünkü siz yoldan çıkan bir topluluk oldunuz.
De ki: "Yoksullara ister gönüllü, ister gönülsüz yardım edin; sizden kabul edilmeyecektir. Çünkü siz yoldan çıkmış bir topluluksunuz."
O münafıklara şunu da de ki; gerek isteyerek, gerek istemeyerek infak edip durun. O infak ettikleriniz sizden hiçbir zaman kabul edilmeyecektir. Çünkü siz fasık bir kavimsiniz.
De ki: gerek tav'an infak edin gerek kerhen sizden hiç bir zaman nefakalarınız kabul edilmiyecek, çünkü siz fasık bir kavm oldunuz
(Allah yolunda cihada katılanlara yardım ettiklerini söyleyerek sizi minnet altında bırakmaya çalışan o munâfıklara) de ki: “İnsanlara gösteriş amacıyla harcadığınız malları ister gönüllü olarak harcamış olun, ister gönülsüzce, yoldan çıkan bir toplum olduğunuz için hiçbiri sizden kabul edilmeyecektir!”
De ki: «Gerek gönül rızaasıyla harcedin, gerek istemeyerek (verin). Sizden (çıkan) hiç bir (nafaka) kat'iyyen kabul olunmayacakdır. Çünkü siz (Allah yolunda cihâddan geri kalmak suretiyle) faasıklar güruhu (na iltihak etmiş) oldunuz».
De ki: “(Allah yolunda) ister gönüllü ister gönülsüz harcayın, (verdikleriniz)sizden (aslâ) kabûl edilmeyecektir. Çünki siz, bir fâsıklar topluluğu oldunuz!”
(O münafıklara) de ki: ‘’(Allah’ın rızası görüntüsü altında) istekli yahut isteksiz olarak infak edin, sizden asla kabul olunmayacaktır. (Çünkü) şüphesiz siz fasık (doğru yoldan çıkmış) bir topluluksunuz.” *
Deki “İnsanlara ister gönüllü, isterseniz gönülsüz yardım edin, sizler yoldan çıkmış bir topluluk olduğunuz için, yardımlarınız asla kabul edilmeyecektir.”
De ki: "İsteyerek de olsa, istemiyerek de olsa, sizin yoksullar için harcadıklarınız onanmıyacaktır. Çünkü, sizler karıştırıcı kimseler oldunuz."
De ki: “İster gönüllü ister gönülsüz olarak harcayınız/sadaka veriniz [enfikû], sizden kabul edilmeyecektir. Muhakkak ki siz yoldan çıkmış bir topluluksunuz [kavm].”
De ki: “İster gönüllü verin ister gönülsüz, sizden (sadaka) asla kabul olunmayacaktır. Siz şüphesiz yoldan çıkanlarsınız.”
Allah yolunda cihâda katılanlara yardım ettiklerini söyleyerek sizi minnet altında bırakmaya çalışan o münafıklara de ki: “İnsanlara gösteriş amacıyla harcadığınız malları ister gönüllü olarak harcamış olun, ister gönülsüzce; yoldan çıkan bir toplum olduğunuz için, hiç biri sizden kabul edilmeyecektir.”
De ki:
“Gönüllü veya gönülsüz infâk edin / harcayın; sizden asla kabul edilmeyecektir. Siz, yoldan çıkıp sapmış (fâsık) bir kavim oldunuz”.
gönüllü gönülsüz verdikleriniz de yarın makbule geçmeyecektir. Çünkü siz, tamamen asî bir milletsiniz."
"İster gönüllü, ister gönülsüz olarak Allah yolunda harcayın! Sizin gibi riyakâr, ikiyüzlü, inkârcı münafıkların harcamaları asla kabul edilmez. Çünkü siz bozguncu bir topluluksunuz."
De ki: “İster gönüllü, isterse zorla verin; (yaptığınız infak) sizden asla kabul edilmeyecektir. [*] Şüphesiz ki siz yoldan çıkan bir topluluk oldunuz.”
(O münâfıklara): “(Sadakalarınızı) ister gönüllü, ister gönülsüz verin (fark etmez). O verdiğiniz sadakalar, asla kabul edilmeyecektir.¹ Çünkü siz, fasık bir toplum oldunuz.” de.
De ki: “[Allah uğruna olduğu görüntüsü altında] ister gönüllü olarak harcayın, ister gönülsüzce: bu sizden asla kabul edilmeyecektir; ⁷⁶ çünkü, siz kötülüğe gömülüp gitmeye niyetli bir topluluksunuz!”
De ki: – İster gönüllü infak edin ister gönülsüz, sizden asla kabul edilmeyecektir. Çünkü siz yoldan çıkmış fasık bir toplumsunuz. 2/270, 4/142, 18/103...107, 32/18...20, 47/28
De ki: “İster gönüllü infak edin ister gönülsüz; sizden asla kabul edilmeyecektir:[¹⁴⁶³] çünkü siz, hepten sapık bir güruh oldunuz.”
De ki, (Ey İslam'ın yenilgiye uğramasını dört gözle bekleyen münafıklar bundan sonra) Sizlerden (sadaka veya cihad için) harcama asla kabul edilmeyecektir; ister gönüllü, isterse zorla verin! (Allah katında makbul olmayacaktır) Çünkü siz (Allah yolunda cihaddan geri kalmak suretiyle) kuşkusuz yoldan çıkmış bir topluluk oldunuz.
Yine de ki: "İster gönüllü, ister gönülsüz olarak infak edin, sizden asla kabul olunmayacaktır. Çünkü siz fasık bir topluluksunuz. "
De ki: «İster gönül rızasıyla ve ister kerhen infakta bulunun, elbette sizden kabul edilmeyecektir. Çünkü siz şüphe yok fâsıklar olan bir kavim olmuş oldunuz.»
De ki: "İster gönüllü, ister gönülsüz sadaka verin: sizden kabul edilmeyecektir. Çünkü siz yoldan çıkan bir kavimsiniz!"
Di ki: "Gerek isteyerek gerek istemeyerek zorla infâk itseniz sizden kabûl olunmaz. Siz fâsık olan bir kavimsiniz.
De ki “Yaptığınız harcama ister gönüllü isterse gönülsüz olsun; sizden asla kabul edilmeyecektir. Çünkü yoldan çıkmış bir topluluk oldunuz.”
De ki: -İstekli veya isteksiz olarak infak edin, nasıl olsa kabul edilmeyecektir. Siz, şüphesiz fasık bir topluluksunuz.
De ki: Allah yolunda gönülden de harcasanız, gönülsüzce de harcasanız, bu sizden kabul edilmeyecektir. Çünkü siz yoldan çıkmış bir güruhsunuz.
Şunu da söyle: "İster kendi arzunuzla ister baskı ve zorla infak edin; sizden asla kabul edilmeyecektir. Çünkü siz, yoldan çıkan bir topluluk oldunuz."
eyit: “ḥarc eyleñ ya'nį ġaża'ya geñ-ile yā geñsüz hergiz ķabūl olmaya sizden bayıķ siz olduñuz ķavm fāsıķlar.”
Eyit yā Muḥammed, ḫarc eyleñ māluñuz iḫtiyār‐ıla, yā güçlüg‐ile, hergiz ḳabūlolmaz sizden. Taḥḳīḳ siz fāsıḳ ḳavmsiz.
(Münafiqlərə) de: “İstər könül xoşluğu ilə, istər zorla (mallarınızı) xərcləyin. Onsuz da (Allah dərgahında) sizdən qəbul olunmayacaq. Çünki siz fasiq bir tayfasınız.
Say: Pay (your contribution), willingly or unwillingly, it will not be accepted from you. Lo! ye were ever froward folk.
Say: "Spend (for the cause) willingly or unwillingly:(1314) not from you will it be accepted: for ye are indeed a people rebellious and wicked."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |