18 Haziran 2025 - 22 Zi'l-Hicce 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tevbe Suresi 52. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kul hel terabbesûne binâ illâ ihdâ-lhusneyeyn(i)(s) venahnu neterabbesu bikum en yusîbekumu(A)llâhu bi’ażâbin min ‘indihi ev bi-eydînâ(s) feterabbesû innâ me’akum muterabbisûn(e)

De ki: Bizim ya gazi yahut şehit olmamızdan, o iki güzel akibetten birine uğramamızdan başka bir şey mi gözetmedesiniz? Ve biz de sizin ya Allah katından, yahut da bizim elimizle, bizim tarafımızdan bir azaba uğramanızı gözleyip beklemedeyiz. Haydi siz gözetleyedurun, biz de sizinle beraber gözetlemekteyiz.

De ki: (Ey inkârcılar ve münafıklar!) "Siz bizim başımıza, ancak (dünyada zafer ve saadet, ahirette ise cennet gibi) iki güzellikten birinin (dışında herhangi bir şeyin) gelmesini gözleyebilir misiniz? (Hayır, çünkü Allah, mücahit ve müstakim mü’minler aleyhindeki kurgu ve kuruntularınızı sonunda boşa çıkarıverecektir. Bu nedenle) Biz ise, şüphesiz Allah’ın Kendi katından veya bizim ellerimizle size bir azap indirmesini (zaten) gözleyip beklemekteyiz. Öyle ise (şimdilik) bekleyin bakalım, çünkü biz de sizinle beraber (Allah’ın va’adini) gözetleyip duruyoruz."

De ki: “Bizim hakkımızda gözetleyip, bekleye durduğunuz, iki iyilikten başkası mıdır? Yani ya gazi oluruz, ya da şehid. Ama biz “Allah'ın size ya bizzat kendi tarafından veya bizim ellerimizle, bir azap ulaştırmasını gözlüyoruz. O halde siz de gözleyin ama bilin ki biz de sizinle birlikte gözleyeceğiz.”

“Siz, bizim için, ancak iki iyilikten, zafer veya şehadetten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah'ın, ya kendi katından veya bizim ellerimizle size bir ceza vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin. Biz de sizinle beraber beklemekteyiz.” de.

De ki: "Siz bize iki iyilikten biri dışında bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? [5] Bizse Allah'ın ya kendi katından veya bizim ellerimizle sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Haydi bekleyin, biz de sizinle birlikte beklemekteyiz!"

5.Burada iki iyilikten amaç Allah yolunda şehitlik ve zafere ulaşmaktır. Yani Müslümanların kavuşacakları bu iyiliklerden ikisi de onlar hakkında hayı... Devamı..

De ki: 'Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah'ın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.

Münafıklara şöyle de: “- Siz bize, ancak iki güzelliğin (zafer ile şehitliğin) birini gözetleyip bekliyorsunuz. Biz ise, Allah'ın kendi tarafından veya bizim elimizle size bir azab indirmesini gözetliyoruz. Haydi bekleyin durun, biz de sizinle beraber gözetleyeciyiz. “

De ki: Siz, bizim için iki güzellikten (şehitlik ve gazilikten) başka bir şey beklemiyorsunuz herhalde! Biz de bekliyoruz ki Allah size bir azap versin, ya kendi katından veya bizim elimizle. Bekleyin! Biz de sizinle beraber bekleyenlerdeniz.”

De ki: “Bize ancak iki güzel şeyden birinin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle sizi azaba uğratmasını bekliyoruz. Öyle ise bekleyiniz, biz de doğrusu sizinle birlikte beklemekteyiz.”

Diyesin ki: «Sizler bize, iki iyilikten birini beklemiyor musunuz?», biz de sizin, ya Allah katından, ya da bizim elimizle, azaba ermenizi bekleriz, hele bekleyiniz, bizler de sizinle beklemekteyiz!

(Onlara) de ki: “Siz bizim için iki güzellikten (şehitlik veya zaferden) birinin dışında başka bir şey mi beklemektesiniz? Biz ise Allah'ın, ya (doğrudan doğruya) kendi tarafından veya bizim ellerimizle sizi cezalandırmasını bekliyoruz. Bekleyin bakalım (neler olacakmış), biz de (sizinle beraber akıbetinizin ne olacağını) bekliyoruz!”

Yani size göre biri (ölüm) kötü olabilir ama sizin, bizim için beklediklerinizin ikisi de bizim için güzeldir. Ölürsek şehit oluruz ki gideceğimiz yer... Devamı..

Ânlara di ki: "Ne bekliyorsunuz? İki iyilikden biri nasîb olacakdır. "Yâ gazî yâ şehîd" Biz bekliyoruz ki kendi elimizle hazırladığımız ’azâbı Allâh size virsün siz de bekleyiniz, biz de bekleyelim.

De ki: "Bize iki iyiden, gazilik ve şehidlikten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz Allah'ın kendi katından veya elimizle, sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyiniz, doğrusu biz de sizinle birlikte beklemekteyiz."

De ki: “Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.”

De ki: “Sizin bizim hakkımızda beklediğiniz, ancak iki güzellikten biridir. Bizim sizinle ilgili beklentimize gelince, Allah ya katından bir belâ gönderecek veya sizin cezanızı bizim elimizle verecektir. O halde sonucu siz de bekleyin, biz de sizinle birlikte bekleyelim.”

De ki: Siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah'ın, ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin; şüphesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz.

De ki: "Biz sizin için, ALLAH'ın, ya kendi tarafından veya bizim elimizle sizi cezalandırmasını umarken siz bizim için ancak iki güzelden birini (gazilik veya şehitlik) umabilirsiniz. Umutla bekleyin, biz de umutla bekliyoruz.

De ki: "Siz bizde iki güzelliğin (Zafer veya şehitliğin) birinden başkasını mı gözetirsiniz? Biz ise size Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle bir azap indirmesini gözetiyoruz. Haydi siz gözetedurun, biz de sizinle beraber gözetmekteyiz."

De ki: siz, bize ancak iki güzelliğin birini gözetebilirsiniz, biz ise size Allahın kendi tarafından veya bizim ellerimizle bir azâb indirmesini gözetiyoruz, onun için gözetin çünkü biz beraberinizde gözetiyoruz

(Resûlüm! O munâfıklara) de ki: “Siz, bizim başımıza, iki iyilikten birinin dışında (şehit olmak, ya da zafer kazanmanın haricinde,) başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? (Madem bizim felakete uğramamızı bekliyorsunuz) biz de, Allah’ın ya nezdinden veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi, bekleyin (bakalım!). Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz!”

De ki: “Bize iki güzellikten¹ birinin dışında başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle size bir azap gelmesini bekliyoruz. Öyleyse bekleyin. Doğrusu biz de sizinle beraber bekleyenlerdeniz.”

1- Şehadet veya zafer.

De ki: «Siz bizde iki güzelliğin birinden başkasını mı gözetiyorsunuz? Halbuki biz Allahın size ya kendi katından, yahud bizim elimizle bir azâb getireceğini bekliyoruz. Haydi siz (bizim akıbetimizi) gözetleye durun, biz de sizinle beraber (kendi feci' akıbetlerinizi) bekleyiciyiz».

De ki: “Siz bizim için iki güzellikten (:Allah yolunda ölmek veya zaferden) birinin dışında başka bir şey mi bekliyorsunuz? Oysa biz de Allah’ın ya kendi katından ya da bizim elimizle size bir azap dokundurmasını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyin, biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.”

[9/14, 111]

De ki: “(Siz) bizim için iki iyiliğin (zafer veya şehâdetin) birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Biz ise sizin için, Allah'ın ya kendi katından veya bizim ellerimizle size bir azab vermesini bekliyoruz. Öyleyse bekleyin, doğrusu biz de (Allah'ın size nasıl muâmele edeceğini görmek üzere) sizinle berâber bekleyicileriz!”

De ki: "Sizin bizim hakkımızda beklediğiniz, (sonuç ne olursa olsun bize göre) ancak iki güzellikten (saldırganlara karşılık verdiğimizde şehitlik veya zafer olmak üzere) biridir. Biz de (ikiyüzlü olmanız sebebiyle) Allah’ın kendi katından veya (saldırgan müşriklerle bir olup bize saldırdığınızda) bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı (bize karşı yenilgiye uğramanızı) bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Doğrusu biz de (Allah’ın size nasıl muâmele edeceğini görmek üzere) sizinle beraber bekleyicileriz!” *

(*) Allah’ın münafıklara iletmek üzere Hz. Muhammed’e emrettiği bilgi, onların beklentisi bağlamında müslümanların karşılaşacağı iki akıbetten her bir... Devamı..

Deki “Siz bize Allah’dan iki güzellikten biri olanın, başımıza gelmesini mi bekliyorsunuz. Bizde, sizin başınıza gelecek azabın Allah’ın katından mı, yoksa bizim ellerimizle olacağını, beklemekteyiz. Siz bekleyip görün, bizde bekleyip göreceğiz.”

De ki: "Sizin bizim için beklediğiniz iki iyilikten başkası olabilir mi? Bizim sizin için beklediğimiz ise Allah’ın sizi ya kendiliğinden, ya da bizim elimizle azaba çarpmasıdır. Öyleyse, sonunuzu bekleyin. Biz de sizinle birlikte bekliyeceğiz."

De ki sizin beklediğiniz ancak hakkımızda iki iyilikten [⁷] biridir. Biz de hakkınızda Allah/ın sizi, ya kendi tarafından veya bizim elimizle bir azaba duçar etmesini bekliyoruz. Haydi siz akıbetimizi bekleyiniz, biz de sizinle beraber akıbetinizi bekleyelim.

[7] Fetih ile şehadet.

De ki: “Siz bizim için ancak (şehitlik-gazilik gibi) iki iyilikten birini mi gözlüyorsunuz? Biz de sizin için, ya kendi katından veya bizim elimizle Allah’ın size bir azap ulaştırmasını gözlüyoruz. O hâlde haydi gözleyin bakalım. Muhakkak biz de sizinle birlikte gözleyip duruyoruz.”

De ki: “Siz bizim için iki güzellikten (şehitlik veya zaferden) birinin dışında bir şey mi beklemektesiniz? Oysa biz Allah'ın kendi katından veya elimizle, sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyiniz, doğrusu biz de sizinle birlikte bekleyenlerdeniz.”

Yine onlara de ki: “Bizim başımıza gelmesini umutla beklediğiniz, biri zafer kazanmak, diğeri de şehâdet şerbetini içmek olan iki iyilikten biri değil mi?İster Allah yolunda şehit olalım, ister zafer kazanalım, her iki hâlde de kazanan biz olmayacak mıyız? Madem bizim felakete uğramamızı bekliyorsunuz, biz de Allah’ın ya doğrudan doğruya kendi katından veya bizim elimizle sizi cezalandırmasını bekliyoruz. O hâlde, bekleyin bakalım neler olacakmış, biz de sizinle beraber bekliyoruz!”

De ki:
“Bizimle ilgili sadece İki Güzelliğin birisini gözlüyorsunuz. Biz, sizi gözlüyoruz ki, Allah kendi katından veya bizim ellerimizle size bir azap isabet ettirir. Bekleyip görün / gözleyin! Biz de sizinle birlikte gözleyiciyiz”.

Siz, bizim başımıza iki güzelden başka bir şey geleceğini mi sanıyorsunuz? Ama bizim, sizinle ilgili beklentimizi merak ediyorsanız, söyleyelim: Siz belânızı ya Allah'tan ya da bizden bulacaksınız. Bekleyin, çünkü sonucu sizin kadar biz de merak ediyoruz.

"Bizim için siz ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi! Herkes amacına göre bekleyedursun! Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz."

De ki: “Siz bizim için sadece iki güzellikten [*] birini beklemektesiniz. Biz de Allah’ın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Bekleyin! Şüphesiz ki biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.”

Yüce Allah’ın münafıklara iletmek üzere Hz. Muhammed’e emrettiği bilgi, onların beklentisi bağlamında müslümanların karşılaşacağı iki akıbetten her bi... Devamı..

(Bir de onlara): “Siz, bizim için (şehitlik veya gazilik gibi) iki güzellikten (şehitlik olan) birincisini beklersiniz.¹ Biz ise sizin için; Allah’ın kendi katından veya bizim elimizle indireceği azabı bekliyoruz. Şimdilik bekleyin bakalım biz de sizinle beraber (başınıza gelecekleri) bekliyoruz.” de.

1 Yani sizin, bizim için beklediklerinizin ikisi de bizim için güzeldir. Ölürsek şehit, kalırsak gazi oluruz. Fakat siz, bunların ikisinin de bahtiyar... Devamı..

De ki: “Bize [olması mümkün] iyiler iyisi iki şeyden birisi değil de, ille de [kötü] bir şey olmasını mı umup gözlüyorsunuz? ⁷⁴ Fakat, bilin ki, sizin kadar biz de gözlüyoruz, Allah’ın [ya] kendi katından ⁷⁵ ya da bizim elimizle sizi bir azaba uğratmasını! O halde, umutla gözleyin; bilin ki, biz de sizinle birlikte gözleyeceğiz!”

74 Yani, ya zafer ya da Allah yolunda şehid olma. Terabbesa fiilinin, daha çok ümitle beklemek çağrışımı verdiği için, “umup gözlemek” şeklinde karşıl... Devamı..

De ki: – Bize iki güzellikten zafer veya şahadetten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, sizin başınıza ya Allah’ın katından bir bela gelmesini veya bizim elimizle sizi cezalandırmasını bekliyoruz. Öyleyse bekleyin bakalım, biz de sizinle beraber bekleyip göreceğiz. 2/154, 3/169, 9/111, 22/58, 47/4

De ki: “Şu iki güzellik dururken, bizim için başka ne gözleyebilirsiniz ki? Bizim size ilişkin beklentimizse -O’nun katından ya da bizim elimizle- Allah’ın gazabına uğramanızdır. Artık bekleyin; bilin ki biz de sizinle birlikte bekliyoruz!”

(Ey Muhammed) De ki (Ey münafıklar) Siz bizim hakkımızda şu iki güzelliğin (iki güzel sonucun zafer veya şehadetin) birinden başkasını beklemezsiniz. (Çünkü, bizim başımıza geldiği takdirde, -sizin musibet sandığınız- şehitlik de bizim için hayırdır) Biz de (sizin hakkınızda şu iki sonucu) Allah’ın ya kendi katından (doğrudan doğruya) ya da bizim ellerimizle (bizim vasıtamızla) sizi azaba uğratmasını bekliyoruz! (Biliniz ki sonunda hüsrana uğrayan elbet sizler olacaksınız) Haydi, sizler bekleyin, biz de sizinle beraber (hakkın tecellisini) beklemekteyiz!

De ki: "Bizim için yalnız iki iyilikten birini beklemeli değil misiniz? Ama biz, Allâh’ın size ya kendi tarafından veya bizim ellerimizle bir azâb ulaştırmasını bekliyoruz. Haydi bekleyin, biz de sizinle beraber bekliyoruz. "

De ki: «Siz bizim hakkımızda iki güzellikten birinden başkasını mı beklersiniz? Ve bizler ise size Cenâb-ı Hakk'ın katından veya bizim ellerimizle bir azabın isabetini bekliyoruz. Artık bekleyiniz. Biz de sizinle beraber bekleyicileriz.»

Münafıklara de ki: “Bizim hakkımızda bekleyip gözlediğiniz, iki güzel şeyden, yani zaferden veya şehid olmaktan başka bir şey midir? Biz ise Allah'ın, ya kendi tarafından veya bizim ellerimizle sizi azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyin bakalım, biz de bekliyoruz!

De ki: "Bize yalnız iki iyilikten (ya gazilik veya şehidlikten) birini gözetmiyor musunuz? Ama biz, Allah'ın size ya kendi tarafından veya bizim ellerimizle bir azab ulaştırmasını gözetiyoruz. Haydi gözetin, biz de sizinle beraber gözetenleriz."

(Ey Münâfıklar) Sizin, bizim içün beklediğiniz iki iyilikden (zafer veyâ şehâdet) biridir. Ve biz de size Allâh'ın kendi tarafından ve yâhud bizim ellerimizle 'azâb îsâl itmesine intizâr ideriz. Siz intizâr idiniz biz de intizâr idicilerdeniz.

De ki “Bizim için iki iyilikten biri dışında bir beklentiniz mi var? Bu arada biz de ya kendi katından ya da bizim elimizle Allah’ın sizi cezalandırmasını bekliyoruz. Haydi, bekleyin; sizinle birlikte biz de bekliyoruz.”

De ki:-Bize iki iyiden başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyin siz, biz de sizinle bekleyenleriz!

De ki: Bizim hakkımızda bekleyip durduğunuz şey, iki güzellikten(15) biridir. Sizin hakkınızda bizim beklediğimiz şey ise, Allah'ın size bir azap göndermesidir—ya kendi katından, ya da bizim elimizle. Siz bekleyedurun; sizinle beraber biz de bekliyoruz.

(15) Zafer veya şehitlik.

De ki: "Bizim için iki güzelliğin birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Biz de size Allah'ın, kendi katından veya bizim ellerimizle bir azap çarptırmasını bekliyoruz. Artık bekleyin, sizinle beraber biz de bekliyoruz."

eyit: “güyer misiz bize illā iki görklürekden birine daħı biz güyerüz size kim irüre size Tañrı 'aźāb ķatından yā bizüm elümüz-ile ya'nį depelemek. pes güyüñ bayıķ biz sizüñ-ile güyicilerüz.

Eyit yā Muḥammed: Siz ṣaḳlaşmazsız bizüm‐çün illā birisini iki eylük kişehādetdür yā nuṣretdür. Daḫı ṣaḳlaşur‐biz size Tañrı Ta‘ālā ‘aẕābıirişmek özi ḳatında tā bizüm elümüz‐ile. Pes ṣaḳlaşuñuz, biz daḫı sizüñ bileṣaḳlaşur‐biz, sizüñ ‘āḳıbetüñüzi görür‐biz.

De: “Biz Allahın Özü tərəfindən və ya bizim əlimizlə sizi əzaba düçar etməsini gözlədiyimiz halda, siz bizlərə ancaq iki yaxşı işdən (zəfər çalmaqdan və şəhid olmaqdan) birinin gəlməsinimi gözləyirsiniz? Doğrusu, biz də sizinlə birlikdə gözləməkdəyik”!

Say: Can ye await for us aught save one of two good things (death or victory in Allah's way )? while we await for you that Allah will afflict you with a doom from Him or at our hands. Await then! Lo! we are awaiting with you.

Say: "Can you expect for us (any fate) other than one of two glorious things- (Martyrdom or victory)? But we can expect for you either that Allah will send his punishment from Himself, or by our hands. So wait (expectant); we too will wait with you."(1313)

1313 The waiting of the Unbelievers and that of the Believers are in different senses. The Unbelievers wish for disaster to the Believers, but the Bel... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.