Fe-iżâ inseleḣa-l-eşhuru-lhurumu faktulû-lmuşrikîne hayśu vecedtumûhum veḣużûhum vahsurûhum vak’udû lehum kulle mersad(in)(c) fe-in tâbû veekâmû-ssalâte veâtevû-zzekâte feḣallû sebîlehum(c) inna(A)llâhe ġafûrun rahîm(un)
Haram aylar çıkınca müşrikleri Nerede bulursanız öldürün, yakalayın, kuşatın, hapsedin onları, gelip geçecekleri bütün yolları tutun. Fakat tövbe ederler, namaz kılarlar ve zekat verirlerse bırakın onları, şüphe yok ki Allah suçları örter, rahimdir.
(İçinde savaşılması) Haram aylar (süre tanınmış dört ay) geçip-bitince, (hâlâ "Silm"e-barışa yanaşmayan) müşrikleri, bulduğunuz yerde öldürün (veya) onları yakalayıp tutuklayın, (ya da ablukaya alıp) kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip-tutun (ve gözetlemeye alın)… Eğer tevbe edip (Müslüman olarak) namaz kılarlarsa ve zekâtı verirlerse (onları serbest bırakın ve) yollarını açıverin. Gerçekten Allah, Bağışlayandır, Esirgeyendir.
Ve bu ölçülere uyularak geçirilen haram aylar sona erince, Allah'tan başkalarına ilahlık yakıştıranları, nerede kıstırırsanız öldürün, esir olarak yakalayın, size düşman olan orduları, çevirip kuşatın, savaş durumunda yapılması gerekli ne varsa, herşeyi yapın, yani gözetlenebilecek her yerde bekleyip, gözetleyin onları. Ama eğer dönüp, tevbe ederlerse, tevbe ve imanlarının gereği namazı kılarlar, zekatı da verirlerse, artık yollarını serbest bırakın gitsinler. Çünkü Allah, çok bağışlayan ve çok acıyandır.
Allah'ın savaşı haram kıldığı aylar çıkınca, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah'a ortak koşan müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin, bütün geçit başlarını tutun.
Eğer tevbe ederler, isyandan vazgeçerek Allah'a itaate yönelirler, namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılarlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verirlerse onları serbest bırakın. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
Haram aylar çıktıktan sonra müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutun, hapsedin ve bütün gözetleme yerlerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı kılar ve zekatı verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah bağışlayıcı, rahmet edicidir.
Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp-bitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip-tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
O haram olan aylar (Zilhicce, Muharrem, Safer, Rebiul'evvel) çıktığı zaman, artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün; onları yakalayıp esir edin, onları hapsedin ve onların geçit yerlerini tutun. Eğer tevbe ederler, namaz kılıp zekâtlarını verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Gerçekten Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Haram (yasak) aylar çıkınca, nerde bulursanız (o) müşrikleri öldürün, onları yakalayın, onları muhasara edin, her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe edip (imana gelirlerse) namazı doğru kılar, zekâtı verirlerse, onların yolunu boşaltın. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan ve çok acıyandır.
Haram aylar çıkınca sizinle savaşan müşrikleri bulduğunuz yerde öldürünüz; onları yakalayınız; onları hapsediniz ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyiniz. Eğer tövbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse, artık onları serbest bırakınız. Allah affedendir; merhamet edendir.[166]
Savaş haram olan aylar geçince, eş koşanları, nerde bulursanız öldüresiniz, yakalayıp, kuşatın, her pusuya oturun, eğer onlar tövbe ederek namaz kılarlarsa, zekât verirlerse yollarını açınız, Allah bağışlayıcı, Allah yarlıgayıcı
Haram aylar bitince; (antlaşmaya ihanet eden ve öldürmek niyetiyle size saldıran) müşrikleri kıstırdığınız yerde katledin. Onları yakalayın, hapsedin, gelip geçecekleri bütün yolları tutun. Eğer tevbe ederler, Hakk' tan yana olduklarını davranışlarıyla gösterirler ve zekâtı verirlerse kendilerini serbest bırakın. Çünkü Allah bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin; her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.
Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, esir alın, kuşatın ve onları her geçit yerinde gözetleyin. Şayet tövbe ederler, namazlarını kılarlar ve zekâtlarını verirlerse artık onları serbest bırakın. Allah yargılayıcıdır, bağışlayıcıdır.
Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir.
Kutsal aylar çıkınca, (hâlâ barışa yanaşmıyorlarsa) o putperestleri yakaladığınız yerde öldürün. Onları yakalayın, onları kuşatın ve her hareketlerini izleyin. Tevbe edip namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
O haram olan aylar çıktımı artık o bir müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, habsedin ve bütün geçid başlarını tutun, eğer tevbe ederler ve namaz kılıb zekâtı verirlerse sebillerini tahliye edin, çünkü Allah gafur, rahîmdir
Harâm aylar bitince (antlaşmaya ihanet eden ve size saldıran) müşrikleri (n bir kısmını) bulduğunuz yerde öldürün. Onları (n bir kısmını da) yakalayın ve hapsedin, gelip geçecekleri bütün yolları da tutun. Şâyet (küfürden) tövbe eder, namazı kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını (kendilerini) serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Haram aylar¹ çıktığı zaman, artık “o müşrikleri” nerede bulursanız öldürün², onları yakalayıp hapsedin, bütün geçit yerlerinde onları gözetleyin. Eğer tevbe edip³, salâtı ikame eder⁴, zekâtı verirlerse5 diledikleri yolu seçsinler. Kuşkusuz Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.
(Dokunulması) haram olan o aylar çıkdığı zaman artık o müşrikleri, onları nerede bulursanız, öldürün, onları (esîr olarak) yakalayın, onları habsedin, onların bütün geçid yerlerini tutun. Eğer tevbe ederler, (tevbelerini ve îmanlarını tasdıyk için) namaz kılarlar, zekât verirlerse yollarını serbest bırakın. Çünkü Allah çor yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Fakat haram aylar çıktığı zaman, artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın ve kendilerini (kaçmalarını önleyerek) hapsedin; her gözetleme(ve geçit) yerine onlar(ı bulundukları yerden çıkartmamak) için oturun (o kavşakları tutun)! Fakat tevbe ederler, namazı hakkıyla edâ ederler ve zekâtı verirlerse, artık yollarını serbest bırakın! Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
Haram aylar bitince; (barış antlaşmasına ihanet eden ve öldürmek gayesiyle size saldıran) o putperestleri (saldırı anında) kıstırdığınız yerde (kendinizi korumak ve onları etkisizleştirmek amacıyla) siz de katledin. Ve (öldürmeden onlardan) esir olarak (yakalayabildiklerinizi) yakalayın ve (savaş ağırlığını bırakıncaya kadar onları) hapsedin (sakın onları öldürmeyin). Ve her gözetleme yerinde onları (size saldıran putperestleri) bekleyin. Eğer (sağ olarak yakalananlar zorlanmadan gönülden) tövbe edip, namaz kılar ve zekât verirlerse (savaş bitmeden önce yine) kendilerini mutlaka serbest bırakın. Şüphesiz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.*
Savaşmanın yasak olduğu aylar sona erdiğinde, (sizinle savaş halinde olan) Allah’a ortak koşanları nerde yakalarsanız öldürün, onları yakalayın, kuşatıp etkisiz hale getirin ve onları (hareket alanlarını daraltmak ve engellemek amacıyla) her taraflarından gözetin. Allah’a ortak koşmaktan vazgeçip, namazlarını kılıp, zekâtlarını verirlerse, artık onları kendi hallerine bırakın. Ebetteki Allah bağışlayıcı ve merhametlidir.
Kutlu aylar çıkınca artık Allah’a eş koşanları nerede bulursanız orada öldürün. Onları yakalayın, onları kuşatın, onların yolunu kesin. Eğer onlar tövbe ederler, namaz kılarlar, zekat verirlerse, artık onları salıverin. Çünkü Allah yarlıgayıcıdır, esirgeyicidir.
Haram aylar [⁴] geçti mi müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, tutun, hapsedin. Bütün gelip gidecek yolları tutun [⁵]. Eğer tövbe edip namazı dosdoğru kılarlar, zekâtlarını verirlerse onları salıverin. Nereye giderlerse gitsinler. Çünkü Allah gafurdur, rahimdir.
Haram aylar çıkınca/dört aylık süre sona erince müşrikleri artık bulduğunuz yerde öldürünüz!³ Onları yakalayıp hapsediniz. Bütün gözetleme yerlerine oturup onları gözetleyiniz.⁴ Eğer tevbe ederler, namazı dosdoğru kılarlar ve zekâtı da verirlerse, onların yollarını serbest bırakınız. Muhakkak ki Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.
Hürmetli aylar çıkınca, şirk koşanları bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse yollarını açıverin. Doğrusu Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.
İkinci ayette müşriklere tanınmış olan bu ateşkes ayları sona erince, —ki o zaman savaş hâli başlamış demektir— eğer kendilerine sunduğunuz üç seçenek içerisinden savaş seçeneğini tercih etmişlerse, o müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün, teslim olmak isterlerse onları yakalayıp hapse atın, sizi atlatıp kaçmaya çalışanlar olursa, onları çepeçevre kuşatıp sarın ve tüm çıkış noktalarını tutarak onları amansız bir takibe alın! Çünkü onlar, antlaşmaya ihânet ederek suç işlemişler, üstelik kendilerine tanınan dört ay içinde bu toprakları terk etmeyerek cezayı hak etmişlerdir. Fakat eğer kendi özgür irâdeleriyle Müslümanlığı tercih ederek tövbe eder ve bu tövbenin göstergesi olan namazı kılar, zekâtı verirlerse, o zaman onları serbest bırakın! Fakat onları, İslâm’ı kabul etmeye zorlamayın (2. Bakara: 256). Bir zamanlar size en ağır işkenceleri yapmış olsalar bile, onlara karşı merhametli ve affedici olun. Unutmayın ki Allah, çok bağışlayıcı, çok şefkatlidir.
Haram Aylar (Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep) geçtiği zaman, bulduğunuz yerde Müşrikler’i öldürün! Onları yakalayın, hapsedin! Her gözetleme yerinde onlara pusu kurun! Eğer tevbe ettiler, Namaz’ı kıldılar ve Zekât’ı verdilerse, yollarını boşaltın / serbest bırakın! Allah, rahîm gafûrdur.
Resulüm! yasaklı aylar boyunca kendilerine tanıdığın süre biter bitmez, artık müşriklere acımayın. yakalayın, kuşatın, belli noktalarda gözetleyin. Pişman olurlar, namazı kılarlar ve zekatı verirlerse yol verin gitsinler, çünkü Allah, engin hoşgörülü bir sevgi selidir.
Haram aylar bitince sözleşmelerine uymayan, Allah’a, Resulüne, Müslimlere düşmanlık eden putperestleri bulduğunuz yerde öldürün ya da onları yakalayıp hapsedin! Kaçmaya kalkarlarsa her gözetleme yerinden onları gözetleyin! Yaptıklarından dolayı pişman olup tövbe ederler, Salât-ı ikame eder, Zekât-ı verirlerse serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve merhamet edicidir.
Haram aylar çıkınca (antlaşmayı bozan) o müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; [*] onları yakalayın; onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin! Tevbe eder, namazı kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın! Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
Şu mühlet olarak verilen aylar¹ bitince o müşrikleri nerede bulursanız bütün köşe başlarını tutarak onlarla ya savaşın² ya yakalayıp (esir alın) ya da (yurtlarında) hapsedin. Yok, eğer tevbe eder, namazı dosdoğru ve devamlı kılar ve zekâtı da verirlerse (o zaman) onları serbest bırakın. Çünkü Allah gerçekten çok bağışlayıp, çok esirgeyendir.
Ve (bu ölçülere uyarak geçirilen) haram aylar sona erince ⁶ artık nerede kıstırırsanız ⁷ öldürün müşrikleri; tutsak edin; çevirip kuşatın; gözetlenebilecek her yerde bekleyip gözetleyin onları. ⁸ Ama eğer dönüp tevbe ederler, salâta katılırlar ve arındırıcı yükümlülüklerini yerine getirirlerse, artık bırakın yollarına gitsinler: Çünkü, her halükarda Allah çok acıyıp-esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır. ⁹
Antlaşma yaptığınız dokunulmaz haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın ve tutuklayıp hapsedin. Her gözetleme noktasında onları bekleyin. Eğer tövbe edip yanlıştan dönüş yapar, namazı kılar ve zekâtı da verirlerse onları serbest bırakın. Doğrusu Allah, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıdır. 2/194-217, 5/2, 9/36, 98/1...6
Ve (bu) yasak (kapsamındaki) aylar çıktığında,[¹⁴⁰⁶] artık müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; yakalayın, çepeçevre kuşatın, onları her gözetim noktasına kurulup gözetleyin![¹⁴⁰⁷] Fakat eğer onlar dönüş yapar, namazı istikametle eda eder ve arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli ödemeyi kabul ederlerse, işte o zaman bırakın yakalarını![¹⁴⁰⁸] Unutmayın ki Allah tarifsiz bir bağışlayıcı, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.
Haram aylar çıkınca (-Kurban bayramını takib eden- dört aylık süre sona erince) artık (onlarla aranızda savaş başlamıştır) müşrikleri (Harem-i Şerif dahil) nerede bulursanız katledin! (Tutup esir almak mümkün iken öldürmeye kalkmayın) yakalayıp hapsedin ve kaçmalarını önlemek için geçit başlarını tutun. Fakat eğer tevbe ederlerse namazı dosdoğru kılar, zekatı da verirlerse (yani İslam’ı kabul ederlerse) yollarındaki engelleri kaldırın! (Onları serbest bırakın) Şüphe yok ki Allah, çok bağışlayandır ve çok merhametli olandır!
Haram aylar çıkınca (antlaşmalara uymayan) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, yollarını serbest bırakın. Şüphesiz Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.
Artık haram olan aylar çıkınca, (o diğer) müşrikleri nerede bulursanız öldürünüz ve onları yakalayınız ve onları hapsediniz ve onlar için bütün geçit yerlerine oturunuz. Fakat tevbe ederler, namaz kılarlar, zekâtı da verirlerse artık yollarını açık bırakınız. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir.
O halde, haram aylar çıkınca artık öbür müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp esir edin, onların geçebileceği bütün geçit başlarını tutun. Eğer tövbe eder, namaz kılar, zekât verirlerse onları serbest bırakın. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (affı ve merhameti boldur). [2, 191; 9, 29-73; 66, 9; 69, 9]
Haram aylar çıkınca (Allah'a) ortak koşanları nerede bulursanız öldürün; onları yakalayın, hapsedin ve her gözetleme yerinde otur(up) onları bekleyin. Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar, zekatı verirlerse yollarını serbest bırakın. Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Eşhur-u hurum (harâm aylar) hitâm buldukda onları (müşrikleri) nerede bulur iseniz (Harem'in dâhil ve hâricinde) katl, esîr ve habis idiniz ve yollarını bekleyiniz. Eğer tevbe idüb namâzlarını kılar ve zekâtı virirler ise yollarını açub salıviriniz. Allâh tevbe idenleri mağfiret ider rahîmdir. [¹]
(Dört) yasak ay[1] çıkınca o müşrikleri[2] bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın, onları kuşatın, onlar için her gözetleme yerinde oturun. Ama dönüş yapar (tevbe eder), namazı kılar ve zekat verirlerse yollarını açın. Çünkü Allah bağışlar, ikramı boldur.
Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin; her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. Doğrusu Allah, bağışlar ve merhamet eder.
Haram aylar çıktığında, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, yakalayın, kuşatın, geçecekleri bütün yolları tutun. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar ve zekâtı verirlerse, onlara ilişmeyin. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.(1)
O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı/duayı yerine getirir, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
pes ķaçan çıķa aylar ḥarāmlar pes depeleñ müşriķleri ķanda kim bulduñuz anları. [94a] daħı dutuñ anları daħı eġirdüñ anları daħı oturuñ anlaruñ içün her yolda. pes eger duttılar daħı ŧururalar namāzı daħı vireler zekātı ķoñ yollarını. bayıķ Tañrı yarlıġayıcıdur raḥmet ķılıcı.
Pes ḳaçan dükense ḥarām aylar, pes öldürüñüz müşrik kāfirleri her ḳandabulsañuz. Daḫı dutuñuz anları esīr idüñüz, daḫı ḥabs eyleñüz anları ve otu‐ruñuz anlar‐çun her gözedecek yirde. Pes eger tevbe eyleseler ve durġursa‐lar namāzı, daḫı virseler zekātı ḳoyı virüñüz anları. Taḥḳīḳ Tañrı Ta‘ālāyazuḳlar baġışlayıcıdur, raḥmet idicidür.
Haram aylar (onlara möhlət verilmiş zülhiccə, məhərrəm, səfər və rəbiüləvvəl ayları) çıxınca müşrikləri harada görsəniz, öldürün, yaxalayıb əsir alın, həbs (mühasirə) edin və bütün yollarını – keçidlərini tutun. Lakin əgər tövbə etsələr, namaz qılıb zəkat versələr, onları sərbəst buraxın (işiniz olmasın). Həqiqətən, Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!
Then, when the sacred months have passed, slay the idolaters wherever ye find them, and take them (captive), and besiege them, and prepare for them each ambush. But if they repent and establish worship and pay the poor due, then leave their way free. Lo! Allah is Forgiving, Merciful.
But when the forbidden months(1250) are past, then fight and slay(1251) the Pagans wherever ye find them, an seize them, beleaguer them, and lie in wait for them in every stratagem (of war); but if they repent,(1252) and establish regular prayers and practise regular charity, then open the way for them: for Allah is Oft-forgiving, Most Merciful.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |