Lekadi-bteġavû-lfitnete min kablu vekallebû leke-l-umûra hattâ câe-lhakku vezahera emru(A)llâhi vehum kârihûn(e)
Andolsun ki onlar, bundan önce de fitne ve fesat peşinde koşmuşlar, işini gevşetmeye uğraşıp aleyhine düzenler kurmuşlardı da sonucu gerçek olan yardım vaadi gelip çatmış ve Allah'ın dini, onların zoruna gitse de meydana çıkmıştı.
Andolsun, (Uhud savunmasında ve başka sahalarda olduğu gibi) onlar daha önce de fitne (çıkarmak için fırsat) aramışlardı. Ve Sana karşı birtakım (kötü niyetli) işler çevirip tezgâhlamışlardı. Sonunda onlar, istemedikleri halde Hakk geldi ve Allah’ın emri (Kur’an’ın müjdesi) ortaya çıkıp, üstünlük sağladı.
Aslında o münafıklar, bundan önce de fitne çıkarmaya çalışmışlar ve sana karşı, birtakım entrikalar çevirmişlerdi. Nihayet gerçek din olan İslâm geldi de, onlar istemedikleri halde Allah'ın emri, yani İslâm dini üstünlük sağladı.
Bunlar daha önce de fitne çıkarmak, bozgunculuk yapmak, mü'minler arasında ihtilâflar doğurmak, düşmanlarla gözünüzü korkutmak istediler. Sana karşı türlü türlü dümenler çevirip işlerini, planlarını, kurduğun düzeni altüst etmek istediler. Nihayet ilâhî yardım ve zafer müyesser oldu. Onlar istemese de, Allah'ın planı gerçekleşti, dini, düzeni hâkim hâle geldi.
Onlar daha önce de fitne çıkarmaya çalışmış ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi. Sonunda onlar istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri üstünlük sağladı.
Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi. Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri ortaya çıkıp-üstünlük sağladı.
Doğrusu bunlar, daha önce (Uhud savaşında) fitne çıkarmak istemişler ve sana türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet onlar istemedikleri halde, zafer geldi ve Allah'ın dini üstün çıktı.
Andolsun! Onlar daha önce de başınıza bir bozgun gelmesini istediler. Senin için işler çevirdiler. Nihayet onlar istemedikleri halde hak zafer geldi. Allah’ın emri üstün çıktı.
Aslında onlar, daha önce de karışıklık çıkarmak istemişlerdi; sana karşı birtakım işler çeviriyorlardı. Sonunda gerçek ortaya çıktı ve beğenmedikleri halde Allah'ın buyruğu üstün geldi.
Onlar, hoş görmezse de, hak meydana çıkmıştır, Allahın emri görünedek, daha önce kargaşa çıkarıp da, senin işlerini döndürmek istemişlerdi
Gerçekten onlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler, sana karşı çeşitli entrikalar çevirmişlerdi. Nihayet hak yerini buldu ve Allah'ın emri onların zoruna gitmesine rağmen açığa çıktı.
Zâten evvelce fitne çıkarmağa çalışdılar, senin tertîbâtını bozdılar nihâyet hakîkat anlaşıldı nusret-i ilâhî zâhir oldı. Ânlar bunı kerhen gördiler.
And olsun ki, daha önce de fitne koparmak istemişlerdi. Sana karşı bir takım işler çeviriyorlardı, sonunda onlar istemedikleri halde hak ortaya çıktı, Allah'ın emri üstün geldi.
Andolsun, bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri hâlde, Allah’ın dini galip geldi.
Aslında onlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet onlar istemeseler de hak yerini buldu ve Allah’ın iradesi galip geldi.
Andolsun onlar önceden de fitne çıkarmak istemişler ve sana nice işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın emri yerini buldu.
Daha önce de kargaşalık çıkarmayı arzulamışlardı ve senin işlerini tersine çevirmişlerdi. Nihayet gerçek geldi ve ALLAH'ın yasası, onlara rağmen egemen oldu.
Şurası kesindir ki, bunlar daha önce de fitne çıkarmak istediler ve sana türlü işler çevirdiler. Nihayet hak yerini buldu ve Allah'ın emri onların zoruna gitmesine rağmen açığa çıktı.
Filhakıka bunlar fitneyi daha evvel çıkarmak istediler ve sana türlü işler çevirdiler nihayet onların rağmına hak, yerine geldi ve Allahın emri galebe çaldı
(Habibim) Kasem olsun ki, onlar (munâfıklar) daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve senin aleyhinde türlü türlü işler çevirmişlerdi. Nihâyet (sana) Hak (kın yardımı) gelmiş ve onlar hoşlanmasalar da Allah’ın emri (İslâm dini) üstün gelmişti.
Daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet, hakk geldi ve onlar istemedikleri halde, Allah'ın emri gerçekleşti.
Andolsun ki onlar bundan evvel de fitne (ve fesâd) aramışlar, senin hakkında bir takım işler (dolablar) çevirmişlerdi. Nihayet Hak (nusret ve te'yîd-i ilâhî) geldi. Allahın emri (dîni), onların fenalarına gitmesine rağmen, zuhur ve galebe etdi.
And olsun ki (onlar) daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana birtakım işler çevirmişlerdi; nihâyet hak geldi ve onlar (bundan) hoşlanmayan kimseler oldukları hâlde Allah'ın emri galib geldi.
Gerçekten bundan önce de (Uhud savaşında) fitne çıkarmaya çalışmışlar ve (Resulüm,) sana karşı türlü türlü düzenler kuragelmişlerdi, ta ki onlar hiç hoşlanmasalar da hak gelip, Allah’ın emri (yargı ve iradesi) gerçekleşinceye kadar. *
Önceden de bozgunculuk (fitne) çıkarmak istemişlerdi, Ancak, onların hoşuna gitmese de, Allah’dan gerçekler gelip, doğrular açıkça ortaya çıkıncaya kadar, senin aleyhinde pek çok işler çevirmişlerdi.
İşte onlar bundan önce de karışıklık çıkarmayı istemişler, senin işlerini altüst etmişlerdi. Sonra doğru yerini buldu. Onlar istemiye dursunlar, yine de Allah’ın buyruğu üstün geldi.
Andolsun bunlar daha önce de anlaşmazlık [fitne] çıkarmak istemişler ve sana karşı da işler/komplolar çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar hoşlanmadığı hâlde Allah’ın buyruğu galip geldi.
Hiç şüphesiz daha önce de fitne koparmak istemişlerdi. Sana karşı bir takım işler çeviriyorlardı da sonunda onlar istemedikleri halde hak ortaya çıktı ve Allah'ın emri üstün geldi.
Onlar, daha önce de böyle fitne ve kargaşa çıkarmaya çalışmışlar, sen Medîne’ye geldiğin günden beri, her fırsatta sana karşı nice komplolar kurmaya,gerçekleri tersyüz ederek entrikalar çevirmeye kalkışmışlardı da, sonunda hakîkat ortaya çıkmış ve onlar istemeseler de, Allah’ın emri üstün gelmişti.
And olsun önceden Fitne koparmak istediler! Senin için İşler çevirmeye kalktılar. Nihayet Hakk geldi. İstemedikleri halde Allah’ın emri ortaya çıktı / galip geldi.
Resulüm! Bu adamlar daha önce Uhut 'ta dahuzursuzluk çıkarıp seni zor durumda bırakmışlardı. Neyse ki o zaman Allah imdadınıza yetişmiş de onlara rağmen Hak galip gelmişti.
Andolsun bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler, sana karşı çeşitli işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi! Onlar istemeseler de Allah’ın yolu galip geldi. Görmüyorlar mı? Onların putperest yasalarla yönettikleri ülkelerde Allah’ın yasaları hükümran! Görmüyorlar mı? Putperest yasaları yeryüzünden silindi. Yerine Allah’ın yasaları geldi. İşte bu gerçek fitne çıkarmalarının karşılığı olarak, Allah’ın onlara cezasıdır.
Şüphesiz ki onlar (Tebük’ten) önce de fitne çıkarmak (huzur bozmak) istemişler ve sana (karşı) nice işler çevirmişlerdi. Sonunda gerçek gelmiş ve onlar istemedikleri hâlde Allah’ın emri ortaya çıkmıştı (yerini bulmuştu).
Şurası kesindir ki bunlar daha önce de fitne çıkarmak istediler ve sana karşı bir takım işler çevirdiler.¹ Sonunda onlar istemeseler de hak yerini buldu ve Allah’ın emri galip geldi.
Onlar daha önce de fitne çıkarmaya çalışmışlar ve sana karşı bir takım entrikalar çevirmişlerdi. Ta ki Allah’ın zafer vaadi gerçekleşti ve böylece kâfirlerin hoşuna gitmese de Allah’ın dini galip gelip güçlendi. 2/193, 4/91, 33/14, 60/5
(Ey Muhammed) Andolsun ki, onlar daha evvel (Uhud ve Huneyn savaşları sırasında da) fitne çıkarmak istemişlerdi. (İslam ordusu arasına ayrılık sokmuş) Senin emrini dinlememelerine sebeb olmuş, savaş durumunu alt üst etmişlerdi, (neredeyse İslam ordusu yenilgiye uğrayacaktı) Ne zaman ki hak geldi (Rabbinin yardımı erişti, çabaları boşa gitti) hiç hoşlanmadıkları halde, Allah’ın emri (İslam'ın galebesi) gerçekleşmiş oldu.
Aslında onlar bundan önce de fitne çıkarmaya çalışmışlar ve sana karşı türlü işler çevirmişlerdi ta ki hak geldi ve Allah’ın emri açığa çıktı ve onlar bundan hiç hoşlanmamışlardı.
Muhakkak ki onlar daha evvel fitne çıkarmak istemişlerdi ve sana işleri altüst etmişlerdi. Tâ ki, hak geldi ve onların kerih görmüş olmalarına rağmen Allah Teâlâ'nın emri zahir oldu.
Gerçekten bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve işleri tersyüz ederek seni yanıltmaya çalışmışlardı. Nihayet, onlar hoşlanmasa da hakikat ortaya çıkmış ve Allah'ın emri galebe çalmıştı.
(Onlar) önceden de fitne çıkarmak istediler ve sana nice işleri ters çevirdiler. Nihayet hak geldi, onlar istemedikleri halde Allah'ın emri galebe çaldı.
Bunlar daha önce de fitne çıkarmaya çalışmış ve senden dolayı işleri altüst etmişlerdi. Onlar hoşlanmasalar da sonunda hak yerini buldu ve Allah’ın buyruğu üstün geldi.
Daha önce de fitne koparmak istemişlerdi. Sana karşı bir takım işler çeviriyorlardı. Sonunda hak geldi, onların istememesine rağmen Allah'ın emri üstün oldu.
Bundan önce de onlar fitne çıkarmak istemiş ve senin işlerini alt üst etmeye çalışmışlardı. Nihayet hak gelmiş, onlar hoşlanmadığı halde Allah'ın emri gerçekleşmişti.
Yemin olsun ki, onlar önceden de fitne çıkarmak istemiş ve nice işleri sana, olduğundan başka türlü göstermişlerdi. Nihayet hak geldi, onların istememesine rağmen Allah'ın emri galebe çaldı.
bayıķ istediler fitneyi ilerüden daħı döndürdiler saña işleri tā geldi ḥaķ daħı göründi Tañrı buyruġı anlar duşħar göriciler iken.
Taḥḳīḳ fitne eylediler eṣḥābı ṭaġıtmaġ‐ıçun bundan öñdin. Daḫı dürlü dürlüḥīle itdiler senüñ işüñi bozmaġa, ḥattā ki ḥaḳ geldi nuṣret‐ile. Daḫı ẓāhir ol‐dı Tañrı Ta‘ālānuñ dīni ki İslāmdur, anlar güç görürken.
Onlar əvvəl də (Ühüd döyüşündə) fitnə törətmək istəmiş və sənin üçün bir para işləri alt-üst etmişdilər. Nəhayət, onlar istəmədikləri halda, haqq gəldi və Allahın əmri zahir oldu.
Aforetime they sought to cause sedition and raised difficulties for thee till the Truth came and the decree of Allah was made manifest, though they were loth.
Indeed they had plotted sedition before, and upset matters for thee, until,- the Truth arrived, and the Decree of Allah became manifest much to their disgust.(1311)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |