10 Eylül 2024 - 6 Rebiü'l-Evvel 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tevbe Suresi 26. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Śumme enzela(A)llâhu sekînetehu ‘alâ rasûlihi ve’alâ-lmu/minîne veenzele cunûden lem teravhâ ve’ażżebe-lleżîne keferû(c) veżâlike cezâu-lkâfirîn(e)

Sonra da Allah, Peygamberine ve inanlara manevi kuvvetini ihsan etmişti ve görmediğiniz orduları indirerek kafirleri azaplandırmıştı ve işte kafirlerin cezası da budur.

Daha sonra Allah (CC); Resulünün ve mü’minlerin üzerine sükûnet (nusret ve metanetini) indirdi ve sizin görmediğiniz (manevi) ordular gönderdi de, (böylece) kâfirleri cezalandırdı (ve bozguna uğrattı). Bu, inkârcıların (dünyadaki) cezasıdır.

Bunun üzerine Allah, elçisinin ve inananların içlerine katından bir sükûnet ve emniyet indirmiş, görmediğiniz ordularla yardım etmişti de, böylece Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenleri azaba uğratmıştı ki, gerçekleri örtbas edenlerin cezası da böyledir zaten.

Sonra Allah, Rasulüne ve mü'minlere rahmet ve huzur indirdi, gözünüzle göremediğiniz, askerî erkân ve ordular indirdi. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri, kâfirleri cezalandırdı. Kâfirlerin cezası işte budur.

Sonra Allah, Peygamber'ine ve mü'minlere güven duygusu (sekinet) verdi, sizin görmediğiniz askerler indirdi ve inkar edenleri azaplandırdı. Kâfirlerin cezası işte budur.

(Bundan) Sonra Allah, elçisi ile mü'minlerin üzerine 'güven duygusu ve huzur' indirdi, sizin görmediğiniz orduları indirdi ve inkâr edenleri azablandırdı. Bu, inkârcıların cezasıdır.

Sonra Allah, Rasûlünün ve müminlerin üzerine rahmetini indirdi, görmediğiniz (meleklerden) ordular indirdi de, küfredenleri azablandırdı. İşte bu, kâfirlerin cezasıdır.

Sonra Allah sükûn ve huzur halini Resulullah ile Müminler üzerine indirdi, görmediğiniz askerler gönderdi, o kâfirleri azaplandırdı. İşte kâfirlerin azabı böyledir.

Sonra Allah, Peygamber'in ve müminlerin üzerine güven duygusunu indirdi. Sizin görmediğiniz ordular indirdi de kâfirlere azap etti. İşte bu, o kâfirlerin cezasıdır.

Sonra Allah, peygamberiyle, inanmış olanlara huzurluk verdi, sizin görmediğiniz orduları göndererek, kâfirlere azap etti, kâfir olanların cezası budur

(Bu bozgundan) sonra Allah, Resulünün ve mü'minlerin üzerine sekinetini (kalplere huzur ve güven veren rahmetini) indirdi, görmediğiniz ordular gönderdi ve Hakka karşı direnenleri de azaba uğrattı. İşte inkârda direnenlerin cezası budur!

Bu savaşta Müslümanlar 5 şehit verirken, düşman ordusundan 70 kişi hayatını kaybetti, 6000’e yakın kişi de esir düştü. Düşman harp meydanına kadınları... Devamı..

Ânın üzerine Allâh rasûlüne ve mü’minine yardım gönderdi, sizin gözinizde görünmeyen ordular ile kürf idenleri te’dîb itdi. Bu kâfirlerin cezâsıdır.

Bozgundan sonra Allah, Peygamberine, müminlere güvenlik verdi ve görmediğiniz askerler indirdi; inkar edenleri azaba uğrattı. İnkarcıların cezası budur.

Sonra Allah, Resûlü ile mü’minler üzerine kendi katından güven duygusu ve huzur indirdi. Bir de sizin göremediğiniz ordular indirdi ve inkâr edenlere azap verdi. İşte bu, inkârcıların cezasıdır.

Bunun üzerine Allah, peygamberinin ve müminlerin üzerine kendi katından bir güven duygusu indirdi, bir de göremediğiniz askerler gönderdi ve böylece inkâr edenlerin cezasını verdi. İşte bu, inkârcıların hakettiği karşılıktır.

Sonra Allah, Resûl'ü ile müminler üzerine sekînetini (sükûnet ve huzur duygusu) indirdi, sizin görmediğiniz ordular (melekler) indirdi de kâfirlere azap etti. İşte bu, o kâfirlerin cezasıdır.

Sonra ALLAH, elçisi ve inananların üzerine tarafından güven ve rahatlık indirdi, ek olarak, görmediğiniz ordular indirdi ve böylece kafirleri cezalandırdı. Kafirlerin cezası işte budur.

Sonra Allah, Resulünün üzerine ve müminlerin üzerine sekinetini (kalplere huzur veren rahmetini) indirdi ve gözle görmediğiniz ordular indirdi de kendisini tanımayan kâfirleri azaba uğrattı. Ve o kâfirlerin cezası işte budur.

Sonra Allah, Resulünün üzerine ve mü'minlerin üzerine sekînetini indirdi ve görmediğiniz ordular indirdi de kendisini tanımıyanları azaba uğrattı, ve bu işte kâfirlerin cezası

Sonra Allah, Resûlü’nün ve mü’minlerin kalplerine, sekînetini (kalplere güven veren rahmetini) verdi (ve ayrıca) görmediğiniz askerler gönderdi ve inkâr edenleri de azaba uğrattı. İşte, kâfirlerin cezası budur.

Sonra Allah, Resul'ünün ve inananların üzerine dinginlik ve güven indirdi. Görmediğiniz ordular indirdi ve gerçeği yalanlayan nankörlere azap verdi. İşte budur gerçeği yalanlayan nankörlerin cezası.

Sonra Allah; resulü ile mü'minlerin üzerine sekînetini (kuvve-i ma'neviyyesini) indirdi, görmediğiniz (melek) orduları (nı) indirdi ve kâfirleri azâblandırdı. Bu, o kâfirlerin cezası idi.

Sonra Allah, peygamberinin üzerine ve mü'minlerin üzerine sekînetini (kalblere sükûnet ve huzur veren rahmetini) indirdi; hem sizin görmediğiniz (meleklerden) ordular indirdi ve inkâr edenlere azâb etti. Kâfirlerin cezâsı ise, işte budur.

Sonra Allah, Resulü’nün ve mü’minlerin üzerine sekinetini (iç huzur ve güven veren rahmetini) indirdi, ayrıca (manevi destek için) sizin görmediğiniz ordular (manevi güçler) gönderdi ve o inkâr etmiş olanları acı bir azaba (yenilgiye) uğrattı. İşte budur (saldırgan) inkârcıların cezası! *

(*) Hiçbir yerde bu manevi güçler/melekler savaşa katılıp bir müşriki öldürmüş değiller. Zira nasıl ki şeytanlar insanlara vesvese yoluyla olumsuz şey... Devamı..

Daha sonra Allah, elçisine ve inananlara bir sükûnet vermiş ve sizin göremediğiniz bir ordu indirmiş ve gerçekleri inkâr edenlere azap etmişti. Bu azap, onların inkâr etmelerinin karşılığıdır.

Sonra, Allah elçisini, inananları dölendirdi. Gözle görünmiyen ordular gönderdi. Tanımazları azaplandırdı. Tanımazların karşılığı işte budur.

Bu hezimetten sonra Allah peygamberine, mü/minlere badi-i sükûnet olan rahmeti indirdi, görmediğiniz askerler indirdi, kâfir olanları azap ve hezimete uğrattı. Bu da kâfirlerin cezasıdır.

Sonra da Allah, elçisi ve inananların üzerine huzur ve güven duygusunu [sekînetehu] ve sizin görmediğiniz askerler de indirmiş ve kâfirlere de azap etmişti. İşte inkârcıların cezası budur!

Sonra Allah; elçisine ve müminlere güvenlik verdi, görmediğiniz askerler indirdi ve kâfirleri azaba uğrattı. İşte kâfirlerin cezası budur.

Derken Allah, Elçisinin ve samîmî müminlerin kalbine kendi katından bir iç huzuru, bir güven duygusu bahşetmiş ve sizin görmediğiniz meleklerden oluşan mânevî ordular göndererek inkârcıları helâk edip cezalandırmıştı. İşte, kâfirlerin cezası budur!
Ama bu cezadan kurtulmak için, tövbe kapısı her zaman ve herkes için açıktır:

Sonra Allah kendi rasûlüne ve Müminler’e sekînetini (güvenini / huzurunu) indirdi. Görmediğiniz ordular da indirdi; inkâr etmiş olanlara azap etti. Bu, Kâfirler’in cezasıdır.

Bereket versin Allah, resulüne ve müminlere sükûnet verip üstünüze göremediğiniz askerler indirdi de inkarcıların canlarına okudu. İşte inkarın sonu budur.

Sonra Allah, Resulü ile Müminler üzerine kendi katından güven duygusu ve huzur verdi. Bir de sizin göremediğiniz ordular gönderdi. İnkâr edenlere azap verdi. Onları yenilgiye uğrattı. İşte bu inkârcıların cezasıdır.

Sonra Allah, Elçisine ve müminlere güven indirmişti. Sizin görmediğiniz ordular (melekler) göndermişti [*] de kâfirlere azap etmişti. İşte bu, kâfir olanların cezasıdır.

Benzer mesajlar: Tevbe 9:40; Ahzâb 33:9.

Sonra Allah elçisine ve mü’minlere, korkularını gideren bir sükûnet verdi ve (gözlerinizle) görmediğiniz ordular indirerek¹ kâfirleri azaba uğrattı. İşte bu, o kâfirlerin cezâsıdır.

1 Bunlar Meleklerdir. Ancak adetlerinin beş bin veya sekiz bin veya on altı bin olduğu hakkında üç rivayet vardır ve kuvvetli olan görüşe göre bunları... Devamı..

Bunun üzerine, Allah, Elçisi’nin ve inananların içlerine katından bir sükûnet indirmiş, görmediğin güçlerle donatmış ³⁴ ve hakkı inkara şartlanan kimseleri azaba uğratmıştı: ki, hakkı inkar edenlerin cezası da böyledir zaten!

34 Yani, manevî güçlerle. Karş. (Uhud savaşıyla ilgili olarak) 3:124-125 ve ilgili not. Keza, Bedir savaşı hk. bkz. 8:9. Ayette sözü geçen yardımın ma... Devamı..

Sonra Allah, Elçisinin ve müminlerin kalplerine bir güven duygusu ve sükûnet indirmiş ve görmediğiniz ordularla sizi takviye ederek kâfirleri cezalandırmıştı. İşte budur kâfirlerin cezası. 3/154, 8/11, 9/40, 33/9, 48/18- 26

Daha sonra Allah, Rasulü’ne ve inananlara katından bir sükûnet indirmiş, görmediğiniz güçlerle sizi takviye etmiş ve inkârda direnenleri azaba uğratmıştı: İşte bu, hakkı inkâr edenlerin cezasıdır.[¹⁴²⁷]

[1427] Mekke-Taif arasındaki Huneyn’de yapılan savaşa bir atıftır. Düşman Hevazin kabileleri ve Taifli Beni Sakif’tir. Aralarına yeni katılanlarla bir... Devamı..

Sonra Allah, (lütfetti de) Resulü ile müminler üzerine sekinetini (kalplerine sükûnet ve emniyet veren rahmetini) ve görmediğiniz ordular (melekler) indirdi (İşte Rabbiniz size böyle yardım etti de, tekrar kendinizi toplayarak Allah’ın Resulünün yanına koştunuz, savaşa atıldınız ve zafere ulaştınız) Kafirleri ise azaba (katl ile esârete, hezîmete) uğrattı, işte kafirlerin hak ettiği ceza bu idi.
(Bu hezimetin onlardan bir kısmına yararı da vardır, çünkü)

Sonra Allâh, Elçisinin ve mü’minlerin üzerine kendinden bir sakinlik indirdi, sizin görmediğiniz askerler de indirdi ve kâfirlere de böylece azâbetti. İşte kâfirlerin cezâsı da budur!

Sonra Allah Teâlâ Resülü üzerine ve mü'minler üzerine rahmetini indirdi ve sizin görmediğiniz ordular indirdi ve kâfir olanları muazzep kıldı ve bu ise kâfirlerin cezasıdır.

Sonra Allah, Resulünün ve müminlerin üzerlerine sekinetini, güven veren rahmetini indirmiş, sizin göremediğiniz ordular göndermişti de Kendisini tanımayan o kâfirleri azaba uğratmıştı. İşte kâfirlerin cezası budur! [2, 248]

Sonra Allah, Elçisinin ve mü'minlerin üzerine sekinetini (güven veren rahmetini) indirdi, sizin görmediğiniz askerler indirdi ve kafirlere azab etti (onları bozguna uğrattı). İşte kafirlerin cezası budur!

Sonra Allâh, Rasûl'i ve mü'minler üzerine sekîne indirdi ve sizin görmediğiniz 'askerleri inzâl itdi ve kâfirleri 'azâb iyledi. Kâfirlerin cezâsı böyledir.

Derken Allah, elçisine ve inanıp güvenenlere özgüven vermiş, görmediğiniz ordular indirmiş ve o kafirleri cezalandırmıştı. Kafirlerin payına düşen işte budur.

Bozgundan sonra Allah, peygamberine ve müminlere güven indirdi ve görmediğiniz askerler indirerek kafirleri cezalandırdı. Kafirlerin cezası budur.

Sonra Allah, Resulüne ve mü'minlere güven ve rahmetini indirdi. Bir de sizin görmediğiniz ordular indirdi ve inkâr edenleri azaba uğrattı. Kâfirlerin cezası işte budur.

Sonra Allah, resulünün üzerine de müminlerin üzerine de sükûnetini indirmiş, ayrıca sizin görmediğiniz orduları göndermiş de küfre sapanlara azap etmişti. Kâfirlerin cezası işte budur.

andan indürdi Tañrı dillenmekliġini yalavacını üzere daħı mü’minler üzere daħı indürdi cunud kim gormedüñüz anları. daħı 'aźāb eyledi anlara kim kāfir oldılar daħı şol cezāsıdur kāfirlerüñ.

Andan ṣoñra indürdi Tañrı Ta‘ālā sākin olmaġı resūlu’llāh üstine, mü’minler üstine. Daḫı indürdi feriştehler çerisini ki siz anı görmedi‐siz. Daḫı‘aẕāb eyledi kāfir olanları, daḫı ol cezāsıdur kāfirlerüñ.

Sonra da Allah Öz Peyğəmbərinə və mö’minlərə arxayınlıq nazil etdi, (köməyinizə mələklərdən ibarət) görmədiyiniz əsgərlər endirdi və kafirləri əzaba düçar etdi. Bu, kafirlərin cəzasıdır!

Then Allah sent His peace of reassurance down upon His messenger and upon the believers, and sent down hosts ye could not see, and punished those who disbelieved. Such is the reward of disbelievers.

But Allah did pour His calm(1276) on the Messenger and on the Believers, and sent down forces which ye saw not: He punished the Unbelievers; thus doth He reward those without Faith.

1276 Sakinah: calm, peace, security, tranquility. Cf. 2:248. The Prophet never approved of over-weening confidence, or reliance merely upon human stre... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.