Vemâ kâne-lmu/minûne liyenfirû kâffe(ten)(c) felevlâ nefera min kulli firkatin minhum tâ-ifetun liyetefekkahû fî-ddîni veliyunżirû kavmehum iżâ race’û ileyhim le’allehum yahżerûn(e)
İnananların hepsinin savaşa gitmesi lazım değil; bir kısmı savaşa gitmeli, bir topluluk da çekinmelerini sağlamak için kavimleri savaştan dönüp gelerek onlarla buluşunca onları korkutmak için dini hükümleri iyice öğrenmeye çalışmalıdır.
Bununla beraber (umumi seferberlik dışında) mü’minlerin tümünün öne fırlayıp (hepsinin seferber olup gazaya) çıkmaları gerekmez. Öyleyse onlardan her bir topluluktan bir grup (sefere) çıktığında, (bir grup da) dinde derin bir kavrayış edinmek (tafakkuhta ve ilmi araştırmalarda bulunmak) ve kavimleri kendilerine geri döndüğünde onları uyarmak (ve aydınlatmak) için (evinde kalabilirler). Umulur ki onlar da (kötülükten) kaçınıp-sakınıverirler.
Bütün bunlarla birlikte, savaş zamanı mü'minlerin hepsinin toptan savaşa çıkması doğru olmaz. Onların arasında her guruptan bazılarının sıcak savaştan geri kalmaları, bunun yerine din hakkında derin ve sağlam bir bilgi elde etmek yolunda çaba göstermeleri ve böylece savaştan dönen kardeşlerini aydınlatmaya çalışmaları, aynı zamanda savaş ortamında hayatı anlayanların bu bilgileriyle geride kalanları eğitip uyarmaları daha yerinde olacaktır. Böylece onlar da, kötülüklere karşı kendilerini daha iyi korumuş olacaklardır. Bir başka savaşta da bu savaştan geri kalanların savaşa katılıp diğerlerinin bu işi yapması hayatı tanımak açısından daha uygundur.
Mü'minlerin, şehirlerini, yurtlarını tamamen terketmeleri, düzenlerini bozup dağılmaları, topyekün savaşa gitmeleri doğru değildir. Ülkelerinde devam ettirdikleri eğitimin yanında, mü'minlerin her kesiminden bir grup, dinde, ilimde ve teknikte, geniş ve derin bilgi elde etmek, anlayışlarını geliştirmek, kendi toplumlarına döndüklerinde, onları bilgilendirmek, uyarmak niyetiyle ilim tahsil etmek ve ilmî toplantılara katılmak için yeryüzündeki gelişmiş ilim merkezlerine gitmelidirler. Umulur ki, uyanık ve dikkatli davranarak kendilerini koruma imkânı kazanırlar.
Mü'minlerin toptan savaşa çıkmaları uygun olmaz. Her kabileden bir grubun dini iyi öğrenmek ve kavimleri kendilerine döndüklerinde onları uyarmak üzere geride kalmaları gerekmez mi? Olur ki böylece sakınırlar.
Mü'minlerin tümünün öne fırlayıp çıkmaları gerekmez. Öyleyse onlardan her bir topluluktan bir grup, çıktığında (bir grup da), dinde derin bir kavrayış edinmek (tafakkuhta bulunmak) ve kavimleri kendilerine geri döndüğünde onları uyarmak için (geride kalabilir). Umulur ki onlar da kaçınıp-sakınırlar.
Bununla beraber müminlerin hepsi toplanıp birden savaşa çıkmaları uygun değildir. Her kabileden büyük bir kısım savaşa gitmeli, onlardan bir kısmı da, din ilimlerini öğrenmek ve kabileleri savaştan kendilerine döndüğü zaman, onları Allah'ın azâbı ile korkutmak için, geri kalmalıdır. Olur ki, Allah'ın azâbından sakınırlar.
Bütün Müminlerin (Medinelilerin ve çevre kabilelerinin hepsinin) birden beraber akın etmeleri gerekmezdi. Fakat her kabileden bir grup, dini öğrenmek ve kavimlerine döndükleri zaman, onlara koruyucu, eğitici ve uyarıcı olmak için, neden (Medine’ye, Peygamber’in yanına) akın etmediler?
İnananların hepsinin birden savaşa çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grubun, dinde derin bilgiler edinmek ve sefere çıkan topluluk geri döndüğünde korunmaları ümidiyle onları uyarmak için, arkada kalmaları gerekmez mi?
İnanmış olanların hepsinin savaşa çıkması olmaz, her bölükten bir takımı çıkmalı, bir takımı da, dini iyi öğretmeli, onları kocundurmalı, umulur ki sakınırlar
Mü'minlerin hepsinin (savaş zamanı) toptan sefere çıkmaları gerekmez. Onların her bölge halkından bir grup din hususunda sağlam bilgi sahibi olmak, dinî hükümleri öğrenmek için çalışmalı ve (savaşa çıkanlar) geri döndüklerinde kötülüklerden sakınmaları ümidiyle, onları uyarmalıdır.
Tekmîl mü’minlerin birden muhârebeye gitmesi lâzım değildir. Bir kısmı kalmalı ve dîni öğrenmelidirler. Arkadaşlarının ’avdetinde ânlara da öğretmeli îkâz iylemelidirler.
İnananlar toptan savaşa çıkmamalıdır. Her topluluktan bir taifenin dini iyi öğrenmek ve milletlerini geri döndüklerinde uyarmak üzere geri kalmaları gerekli olmaz mı? Ki böylece belki yanlış hareketlerden çekinirler.*
(Ne var ki) mü’minlerin hepsi toptan seferber olacak değillerdir. Öyleyse onların her kesiminden bir grup da, din konusunda köklü ve derin bilgi sahibi olmak ve döndükleri zaman kavimlerini uyarmak için geri kalsa ya! Umulur ki sakınırlar.[265]
Bununla beraber müminlerin hepsinin toptan savaşa çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grup dinde yeterli bilgi sahibi olmaya çalışmak ve seferden dönen topluluklarını uyarmak üzere geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar.
Müminlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminde bir gurup dinde (dinî ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve kavimleri (savaştan) döndüklerinde onları ikaz etmek için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar.
(Mekke'de kalan) İnananların, topluca (Medine'ye hicret eden peygamberi ziyaret için) yola çıkmaları doğru olmaz. Her gruptan sadece bir kaç kişi, dini anlayıp öğrenmek için harekete geçmeli. Nitekim böylece, halklarına geri döndüklerinde, halklarının uyanık bulunması için onları uyarabilsinler.
Bununla beraber müminlerin hepsinin birden topyekün savaşa katılmaları uygun değildir. Her kabileden bir kısım insanlar da din ilimlerinde derinleşmeli ve kabileleri savaştan dönüp gelince onları uyarmalıdır ki, böylece Allah'ın azabından sakınırlar.
Bununla beraber mü'minlerin kâffesi birden toplanıp seferber olacak değillerdir, fakat her fırkadan bir taife toplansa da dinde fıkıh tahsıl etseler, ve döndükleri zaman kavmlerini inzar eyleseler, gerek ki sakınırlar
Mü’minlerin (genel bir zorunluluk olmadıkça) hepsinin birden sefere (cihada) çıkmaları uygun değildir. Her kabileden bir grup (insan), din (i ilimler) hususunda sağlam bilgi sahibi olmak ve (cihada çıkanlar) geri döndüklerinde kötülüklerden sakınmaları ümidiyle, onları uyarmak için geride kalmalıdır.
Mü'minlerin toptan sefere çıkmaları uygun değildir. Her gruptan birkaç kişi dinde bilgi sahibi olmaya çalışmalı ve kavimlerine döndüklerinde onları uyarmalıdırlar. Umulur ki onlar sakınırlar.¹
(Bununla beraber) mü'minlerin hepsinin (topyekûn) savaşa çıkmaları lâyık değildir. O halde (onların her sınıfından yalınız birer zümre savaşa gitmeli), kimi de — dîn ve şerîat ilimlerini iyice öğrenmeleri ve kavmleri (savaşdan) dönüp kendilerine geldikleri zaman onları Allah azâbıyle korkutmaları için — (gitmeyip kalmalıdırlar). Olur ki (bu suretle mü'minler aykırı hareketlerden) kaçınırlar.
Bununla berâber, mü'minler hep berâber (cihâd için) seferber olacak değillerdir. Fakat onların her kabîlesinden bir tâifenin (sefere) çıkmaları, (diğerlerinin) dîni iyice öğrenmeleri ve (seferden) kendilerine döndükleri zaman, kavimlerini (Allah'ın tehdîd ettiği hususlarda, azâbı ile) korkutmaları gerekmez miydi? Tâ ki onlar (da günahlardan)sakınsınlar.
Mü’minlerin hepsi birden (saldırganlara karşılık vermek üzere sefere) çıkacak değildir. Her topluluktan bir kısmı (sefere) çıkarken, içlerinden bir kısmı da dinleri (islam hukukuna uygun yaşam tarzları) hakkında iyice bilgi sahibi olmak için çalışmalıdır. Tâ ki kavimleri geri döndüğünde, kötülükten sakınmaları için onları uyarsınlar. *
(Medine çevresindeki kabilelerden) İnananların hepsinin birden (Allah’ın elçisinden Allah’ın dinini öğrenmek için Medine’ye) gitmelerine gerek yoktur. (Müslüman olmuş kavimlerin) Her kavimden birkaç kişinin, Allah’ın dininde iyi ve doğru anlayış sahibi olmaları için (Allah’ın elçisinden eğitim almaya Medine’ye) gitmeleri ve kavimlerine döndüklerinde öğrendikleri ile kavimlerinin inananlarını uyarmaları yeterli değil midir? Umulur ki, uyarıları dikkate alırlar.
İnananların hepsinin birden savaşa çıkması doğru olmaz. İçlerinde her bölükten bir takımı çıkmamalıdır. Bunlar din işlerini iyice kavrasınlar ki ulusları savaştan kendilerine dönüp gelince onları uyarsınlar, böylelikle onlar günahtan kaçınmış olsunlar.
Mü/minlerin hep birden gazaya çıkmaları gerek değildir. İçlerinden her fıkradan [⁵] bir cemaat gazaya çıkmalı, bir kısmı da kalmalı ki din hususunda fıkıh öğrensinler [⁶], kavimleri gazadan kendilerine döndükleri vakit onları Allah azabıyle korkutsunlar ta ki onlar hazer etmiş olsunlar.
(Bununla birlikte), Mü’minlerin hepsinin birden sefere çıkmaları doğru değildir. Onlardan her birlikten [fırka] bir grubun [tâ’ife] din konusunda derin ve sağlam bilgi elde etmek için çaba göstermesi ve seferden dönen topluluğu [kavm] uyarmak için geride kalmaları yerinde olur. Belki böylece daha iyi korunurlar.
Müminlerin tümünün (cihad için) seferber olmaları gerekmez. O halde neden dinde (dinî ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve (vatanlarına) döndükleri zaman kavimlerini uyarmak için onların her kesiminden bir grup seferber olmuyor ki? Umulur ki (böylece günahlardan) sakınırlar.
Genel seferberlik ilan edilmedikçe, Müslümanların hepsinin birden savaş için sefere çıkmaları uygun olmaz. Çünkü İslâm toplumunun, savaş dışında toplumsal, ekonomik ve siyasal hayatının yükünü çeken eğitimci, tebliğci, yönetici, esnaf ve sanatkârlara da ihtiyacı vardır. O hâlde, bir işbölümüne gidilmesi kaçınılmazdır. Bunun için, her bölge halkından bir kısmı savaşa giderken, geride kalan diğer bir grubun, savaşa çıkan arkadaşları dönüp geldiğinde onları uyarıp aydınlatmak ve böylece ilâhî direktiflere karşı daha dikkatli ve duyarlı olmalarını sağlamak amacıyla, dînî konularda derinlemesine bilgi sahibi olmak için bir araya gelip ilim tahsil etmeleri gerekmez mi? Aynı şekilde, savaşa katılanlar da o ortamda kazandıkları bilgi, tecrübe, ilim ve irfan ile geriye dönünce, savaşa gidemeyenleri, bu konularda aydınlatmaları, eğitmeleri gerekmez mi?
Peki, öncelikle hangi düşmanla savaşmalı?
Müminler hep birlikte savaşa / sefere katılacak değildir. Onlardan her topluluktan bir gurup keşke sefere katılmasa ya! Onlara başvurdukları zaman, kavimlerini uyarsınlar ve Din’de fıkıh etsinler / inceden inceye düşünsünler! Umulur ki çekinirler.
Müslümanların topyekûn savaşa katılmaları doğru olmaz. Her bölüğü temsilen bir tim, sefere katılmayıp geride kalmalı, bunlar, dinî eğitimi devam ettirmeli, seferden dönenlerin ruhsal tedavileri için huzurlu bir ortam hazırlamalıdırlar.
Bundan böyle Müminler olarak toptan savaşa çıkmayın! İçinizden bir kesim yaşadığınız ülkeyi korumak, size gönderilen ayetler ve bildirilen yasalar hakkında köklü, derin bir bilgiye sahip olmak üzere kalsınlar. Ayetleri okuyarak kendilerini geliştirsinler. Siz savaşmak için çıktığınız seferden döndüğünüzde, size ayetler hakkında bilgi versinler. Yaptığınız yanlışlıklar varsa kanıtlarıyla uyarsınlar! Umulur ki Müminler bildirdiğimiz hükümleri anlar, Allah’a karşı gelmekten sakınırlar.
Müminlerin hepsinin toptan çıkmaları (çıkıp gelmeleri) doğru değildir. Her birinden (her toplumdan) bir grup dinde derin anlayış sahibi olmak ve sakınırlar ümidiyle kendilerine döndüklerinde toplumlarını uyarmak için nefer olmalıdır (yola çıkmalıdır). [*]
Bununla beraber mü’minlerin hepsinin, toptan savaşa katılmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir gurubun, dini öğrenmek ve toplumlarını geri döndüklerinde uyarmak ve böylece Allah’ın azabından sakınmalarını sağlamak üzere, geri kalmaları gerekir.¹
Bütün bunlarla birlikte, [savaş zamanı] müminlerin hepsinin toptan yola çıkması doğru olmaz; onların arasında her gruptan bazılarının seferden geri kalmaları, [bunun yerine] Din hakkında derin ve sağlam bir bilgi elde etmek yolunda çaba göstermeleri ve [böylece] seferden dönen kardeşlerini aydınlatmaya çalışmaları daha yerinde olacaktır; böylece belki, onlar [da] kötülüğe karşı kendilerini (daha iyi) korumuş olacaklardır. ¹⁶²
Müminlerin topyekûn hep birlikte savaşa çıkmaları gerekmez, her kabileden bir grup, kendilerine döndüklerinde toplumlarını uyarmak ve eğitmek üzere dinde derin kavrayış sahibi olmak için savaşa katılmamaları daha doğrudur. Umulur ki sınırları çiğnemekten çekinirler.
Fakat, (Medine dışında yaşayan yeni) mü’minlerin (ilim öğrenmek için Medine’ye doğru) hep birlikte yola koyulmaları doğru olmaz. İşin doğrusu şu değil mi: Onlara mensup her cemiyetten bir gurup (Medine’ye doğru) yola çıkmalı, dinde derin bir anlayış ve ilim elde etmek için çaba harcamalı[¹⁵⁵³] ve kendi toplumları arasına geri döndükleri zaman da onları uyarmalı[¹⁵⁵⁴] ki, (uyardıkları) o kimseler (yapmamaları gereken şeyler konusunda) sakınabilsinler.
(Bununla beraber) müminlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları da doğru değildir Her kabileden bir topluluğun geride kalıp dini ilimlerde geniş bilgi elde etmeleri ve kavimleri savaştan döndüğünde onları irşâd edip uyarmaları da gerekir. (Böyle bir görev yüklenerek geride kalmak da, Allah yolunda cihad sayılır.)
İnsanların hepsi toptan sefere çıkacak değillerdi. Ama her kabileden bir cemâatin geri kalıp dini iyice öğrenmeleri ve (sefere gidenler) dönüp kavimlerine geldiklerinde, onları sakınmaları umuduyla uyarmaları için sefere çıkmamaları gerekmez miydi?
Ve maamafih bütün mü'minlerin birden toplanıp sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her bir fırkasından bir zümre dinde fekâhat sahibi olmaya çalışmalı ve kavimlerine dönünce de onları inzar etmelidirler. Umulur ki, onlar sakınırlar.
Bununla beraber müminlerin hepsinin top yekün sefere çıkmaları uygun değildir. Öyleyse her topluluktan büyük kısmı savaşa çıkarken, bir takım da din hususunda sağlam bilgi sahibi olmak, dinî hükümleri öğrenmek için çalışmalı ve savaşa çıkanlar geri döndüklerinde kötülüklerden sakınmaları ümidiyle, onları uyarmalıdır.
İnsanların hepsi toptan sefere çıkacak değillerdi. Ama her kabileden bir cemaatin dini iyice öğrenmeleri ve dönüp kavimlerine geldiklerinde, sakınmaları umuduyla onları uyarmaları için sefere çıkmaları gerekmez miydi?
Mü'minlerin kâffesi birden gazâ ve cihâda çıkmak yokdur. Her fırkadan bir takımı da, harbe gidenlerin 'avdetlerinde, Allâh Te'âlâ'dan haber itmelerini te'mînen onları ta'lîm ve inzâr iylemek üzere dînde kesb-i kemâl ve tefakkuh içün kalsunlar. [²]
Müminlerin tamamının savaşa çıkması gerekmez. Her kesimden bir takımı (Allah’ın savaşa çıkma emrini uygulamanın kişiye kazandırdıklarını görüp) dini kavramak ve geri döndüklerinde toplumlarını uyarmak için savaşa çıksa iyi olmaz mı? Böylece yanlışlardan sakınabilirler.
Müminlerin toptan savaşa çıkmaları gerekmez. Her topluluktan bir grubun dinde derinleşmek ve kavimleri geri döndüklerinde onları uyarmak ve sakındırmak için savaşa gitmeleri gerekmez mi? Umulur ki sakınırlar.
Mü'minlerin hepsi birden savaşa çıkacak değildir. Her topluluktan bir kısmı savaşa çıkarken, içlerinden bir kısmı da dinleri hakkında iyice bilgi sahibi olmak için çalışmalıdır—tâ ki kavimleri geri döndüğünde, kötülükten sakınmaları için onları uyarsınlar.
İnananların hepsinin birden savaşa çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grubun dinde derin bilgiler edinmek ve sefere çıkan topluluk geri döndüğünde, korunmaları ümidiyle onları uyarmak için arkada kalmaları gerekmez mi?
daħı olmadı mü’minler kim çıķalar hep. pes nįşe çıķmadı her bir bölükden unlardan [103b] bir bölük tā faķılı olalar dįn içinde daħı korķıdu ħaber vireler ķavumlarına ķaçan döneler anlara anuñ-içün kim anuñ-içün kim anlar śaķınalar.
Yoḳdur mü’minlere barçası ġazālıḳa gitmek, niçün her cemā‘atden gitmedibir bölük anlardan, ‘ālimler olmaġ‐ıçun dīn ‘ilminde, daḫı ḳorḳutmaġ‐ıçun ḳavmlerini anlara döndüklerinde. Ola kim ṣaḳınalar.
(Ehtiyac olmadıqda) mö’minlərin hamısı birdən (cihada, döyüşə) çıxmamalıdır. Barı, hər tayfadan bir dəstə (elm öyrənmək, sonra da onuu dindaşlarına öyrətmək üçün) qalsın ki, camaatı (döyüşdən) qayıtdığı zaman onları (Allahın əzabı ilə) qorxutsun. Bəlkə, onlar (əldə etdikləri biliklər sayəsində yaramaz işlərdən, nalayiq hərəkətlərdən) çəkinsinlər!
And the believers should not all go out to fight. Of every troop of them, a party only should go forth, that they (who are left behind) may gain sound knowledge in religion, and that they may warn their folk when they return to them, so that they may beware.
Nor should the Believers all go forth together: if a contingent from every expedition remained behind, they could devote themselves to studies in religion, and admonish the people when they return to them,- that thus they (may learn)(1373) to guard themselves (against evil).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |