7 Eylül 2024 - 3 Rebiü'l-Evvel 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tevbe Suresi 115. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemâ kâna(A)llâhu liyudille kavmen ba’de iż hedâhum hattâ yubeyyine lehum mâ yettekûn(e)(c) inna(A)llâhe bikulli şey-in ‘alîm(un)

Allah, bir topluluğu doğru yola sevkettikten sonra sakınacakları şeyleri apaçık bildirinceye dek tekrar onları sapıklığa terketmez. Şüphe yok ki Allah, her şeyi bilir.

Allah, bir kavme hidayet ettikten sonra, (bir elçi ve kitap gönderip) nelerden sakınacaklarını kendilerine açıklamadıkça (ve buna rağmen inkâra ve isyana kalkışılmadıkça) onları sapkınlığa terk edecek (ve cezalarını verecek) değildir. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla Bilendir.

Allah doğru yola ilettikten sonra, ne gibi şeylerden sakınmaları gerektiğini bir topluma açıklamadıkça, onları doğru yoldan saptıracak değildir. Gerçek şu ki, Allah herşeyi aslıyla ve bütünüyle bilir.

Allah bir kavme doğru yolu gösterdikten sonra, nelerden arınıp, nelerden korunacaklarını, hangi emirleri yerine getireceklerini, kime sığınacaklarını, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak nasıl şahsiyetli davranacaklarını, dinî ve sosyal görevlerinin nasıl bilincinde olacaklarını iyice açıklamadan onları başlarına buyruk hale getirecek, hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine imkân tanıyacak bir sebep yaratmaz. Her şey Allah'ın ilmi, iradesi, planı dahilinde gerçekleşmektedir.

Allah bir topluluğu doğru yola eriştirdikten sonra sakınmaları gereken şeyleri kendilerine açıklamadan onları sapıklığa düşürmez. Muhakkak Allah her şeyi bilmektedir.

Bir topluluğa Allah, hidayet verdikten sonra, korkup-sakınacakları şeyleri kendilerine açıklayıncaya kadar, onları sapıklığa sürükleyecek değildir. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir.

Allah bir kavmi hidâyete (İslâma) ulaştırdıktan sonra, nelerden sakınacaklarını kendilerine açıklamadıkça, onları sapıklıkla sorumlu tutacak değildir. Muhakkak ki, Allah her şeyi kemâliyle bilendir.

Allah bir toplumu doğru yola ilettikten sonra, sakınmaları gereken yasaları onlara açıklamadıkça, onları saptıracak değildir. Şüphesiz Allah, her şeyi çok iyi bilendir.

Allah, bir toplumu doğru yola ilettikten sonra, sakınmaları gereken şeyleri kendilerine açıklamadıkça onları saptıracak değildir. Allah, her şeyi bilendir.

Sakınılacak şeyi belli etmedikçe doğru yola ilettiği ulusu Allah saptırmaz, Allah bilir her şeyi

Allah bir toplumu doğru yola ilettikten sonra, nelerden sakınacaklarını açıkça belirtmedikçe (günahları yüzünden) onları sapıklığa düşürmez (sorumlu tutmaz). Hiç kuşkusuz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Allâh tarîk-i hidâyete sevk itdiği bir kavmi neden nehy olundığını beyân itmedikce muâhaze itmez. Allâh her şeyi bilür.

Allah, bir milleti doğru yola eriştirdikten sonra, sakınacakları şeyleri onlara açıklamadıkça, sapıklığa düşürmez. Allah şüphesiz her şeyi bilir.

Doğru yola ilettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine apaçık bildirmedikçe, Allah bir toplumu saptıracak değildir. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

Allah bir topluluğu doğru yola ilettikten sonra, sakınacakları şeylerin neler olduğunu kendilerine açıklamadan, onları yoldan çıkmış sayacak değildir. Kuşkusuz Allah her şeyi en iyi bilmektedir.

Allah bir topluluğu doğru yola ilettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine açıklayıncaya kadar onları saptıracak değildir. Allah her şeyi çok iyi bilendir.  

 Bu âyette, müşriklerin affı için dua etmenin yasak olduğu bildirilmeden önce, bunu yapanların ve haram olan şeyleri, yasak emri gelmeden önce yapmış ... Devamı..

ALLAH bir toplumu doğru yola ilettikten sonra, sakınacakları şeyleri bildirmeden, onları sapıklığa mahkum edecek değildir. ALLAH her şeyi Bilendir.

Allah, bir kavmi hidayete erdirdikten sonra, nelerden sakınacaklarını kendilerine iyice açıklamadıkça dalalete düşürmez. Gerçek şu ki, Allah her şeyi bilir.

Allah bir kavmi hidayete çıkardıktan sonra nelerden sakınacaklarını kendilerine beyan etmedikçe onları dalâle düşürmek ıhtimali yoktur, hakikat, Allah her şeye alîmdir

Allah, bir kavmi hidâyete erdirdikten sonra, nelerden sakınacaklarını kendilerine iyice açıklamadıkça, (yaptıkları günahlardan ötürü) onların sapıklığına hükmetmez. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Allah, bir kavmi doğru yola ilettikten sonra, sakınıp korunacakları şeyleri kendilerine açıklamadıkça onları sapıtmış saymaz.¹ Allah, Her Şeyi En İyi Bilendir.

1- Bu ve buna benzer daha birçok ayetten de anlaşılmaktadır ki, vahyin hitabıyla doğrudan muhatap olmamış olanlar, vahiyden habersiz olanlar, ondan so... Devamı..

Allah bir kavme hidâyet etdikden sonra sakınacakları şeyleri kendilerine apaçık bildirinceye kadar onları (n) sapıklığına (hükm) edecek değildir. Şüphesiz ki Allah her şey'i hakkıyle bilendir.

Allah ise bir kavmi, kendilerini hidâyete erdirdikten sonra, sakınacakları şeyleri onlara açıklamadıkça dalâlete düşürecek değildir. Muhakkak ki Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.

Allah ise, bir toplumu hidayete ulaştırdıktan sonra, (bir elçi ve kitap gönderip) nelerden sakınacaklarını kendilerine açıklamadıkça, (olumsuz tutum ve davranışları nedeniyle) onları sapık bulacak (sayacak) değildir (yani nelerden sakınacakları konusunda kendilerine tebliğ ve açıklama gelmeden onları sorumlu tutmaz). Şüphesiz, Allah her şeyi (kemâliyle) bilendir. *

(*) Not: Kur’an’da geçen (أضل - يضل)’’edalle, yuddıllu’’ saptırdı veya saptırır’’ anlamında değildir. Sözcük olarak bunun anlamı, inkâr ve sapıklığı t... Devamı..

Allah bir topluma doğru yolu gösterdikten sonra, onların açıkça sakınıp korunmaları gereken şeyleri bildirmedikçe, asla o toplumu saptırmaz. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir.

Allah bir ulusu doğru yola ilettikten sonra sakınmaları gerekli olan nesneleri açıktan açığa bildirmedikçe onu yoldan çıkarmaz. Çünkü Allah her nesneyi bilicidir.

Allah bir kavmi, doğru yola götürdükten sonra onlara sakınacakları şeyi belli etmedikçe yoldan çıkarmaz. Çünkü Allah her şeyi hakkıyle bilir.

Allah bir kavmi doğru yola ilettikten sonra, korunup sakınacakları [yettekûn] şeyleri kendilerine açıklamadan onları saptıracak değildir. Muhakkak ki Allah her şeyi en iyi bilendir.

Allah, hidayete erdirdikten sonra sakınacakları şeyleri kendilerine açıklamadıkça bir topluluğu sapıklığa düşürmez. Allah şüphesiz her şeyi bilir.

Allah, bir topluma doğru yolu gösterdikten sonra,hangi davranışların haram olduğunu ve nelerden sakınmaları gerektiğini kendilerine açıkça bildirmedikçe, onları yoldan saptılar diye cezalandıracak değildir. Hiç kuşkusuz Allah, her şeyien ince ayrıntısıyla bilmektedir.

Allah bir kavmi hidayete eriştirdikten sonra sakınıp korunacakları şeyleri açıklamadıkça onları saptıracak değildi. Allah, her şeyi bilendir.

Allah, hidayet nasibettiği bir toplumu, tekrar şaşırtacaksa sakınmaları gereken şeyleri göstermeden bunu yapmaz. Çünkü Allah, her şeyi tüm ayrıntısıyla bilir.

Doğru yola ilettikten sonra insanlara uyacakları yasaları açıkça bildirmedikçe, Rabbiniz bir toplumun sapıklığına hükmetmez. Onun için Rabbiniz ayetleriyle insanların sorumlu tutulacağı yasaları gönderir. Kim Allah’ın ayetlerini inkâr eder, yasalarına karşı çıkarsa; onlar doğru yoldan sapmışlardır. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Allah doğru yola ulaştırdıktan sonra, [takvâ]lı (duyarlı) olacakları şeyleri kendilerine açıklayıncaya kadar hiçbir topluluğu sapkın (kabul) edecek değildir. [*] Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir.

Bu ayet söyle de tercüme edilebilir: “Doğru yola ulaştırdıktan sonra, korunacakları (sorumlu ve duyarlı davranacakları) şeyleri kendilerine açıklayınc... Devamı..

Allah bir toplumu dosdoğru yola ilettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine iyice açıklamadıkça, asla sapıklığa düşürmez ve Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

Ve Allah bir topluluğu -onlara doğru yolu gösterdikten sonra (bile)- sakınıp gözetecekleri şeyler konusunda kendilerini [bütünüyle] aydınlatmadan asla sapıklıkla suçlamaz. ¹⁵⁰ Gerçek şu ki, Allah her şeyi aslıyla ve bütünüyle bilir. ¹⁵¹

150 Lafzen, “... suçlamak Allah’a yakışmaz/yaraşmaz” -yani, “bir toplumu doğru yola ulaştırdıktan sonra onları sapıklığa düşürmek”, Allah’ın mutlak ve... Devamı..

Hem Allah, bir topluma doğru yolunu gösterdikten sonra, sakınılması gereken şeyleri açıklamadan, onları dalalette saymaz Allah, her şeyi bilendir. 6/130- 131, 17/15, 28/59

Hem Allah hiçbir topluluğu, -(akıl, fıtrat ve irade ile) doğru yolu gösterdikten sonra (bile)- korunup sakınacakları şeyleri kendilerine bütünüyle açıklamadıktan sonra, sapıklığı onlara akıbet kılmaz. Elbette her şeyi bilen sadece Allah’tır.

Allah, bir kavmi hidayete erdirdikten (onları İslamiyete nâil ettikten) sonra, -sakınacakları şeyleri açıkça (vahiy yolu ile) bildirmedikçe- elbette onları bunlardan sorumlu tutup (haksız yere) onların dalâlete düşmelerine sebep olacak değildir. (Bunun gibi daha evvel bilmeyerek Allah’a ortak koşanlar için bağışlanma dileyenler mazur sayılırlar, fakat bundan sonra aynı kötü davranışta bulunurlarsa sorumlu olacaklarını unutmamalıdırlar) Şüphe yok ki Allah herşeyi hakkıyle bilendir.

Allâh, bir toplumu doğru yola ilettikten sonra, sakınmaları gereken şeyleri kendilerine açıklamadıkça onları saptıracak değildir. Allâh herşeyi bilendir.

Allah Teâlâ bir kavme hidâyet ettikten sonra onlara sakınacakları herşeyi açıkça bildirmedikçe, onları dalâlete düşürecek değildir. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ her şeyi tamamıyla bilicidir.

Allah bir topluluğu doğru yola ilettikten sonra, nelerden sakınacaklarını kendilerine bildirmedikçe, onları dalâlete sürüklemez. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilir.

Bu âyet, müşrikler için af dilemenin yasaklığı bildirilmeden önce bunu yapanların ve haram kılınmadan önce haramları işleyenlerin sorumlu olmayacaklar... Devamı..

Allah, bir kavmi doğru yola ilettikten sonra, sakınmaları gereken şeyleri kendilerine açıklamadıkça onları saptıracak değildir. Allah herşeyi bilendir.

Allâh Te'âlâ bir kavmi hidâyet buyurdukdan sonra, sakınmaları îcâb iden şeyleri onlara bildirmedikce dalâletle emâte idüb mes'ûl itmez. Allâh her şeyi bilir. [²]

[2] Uzak memleket halkından bir cemâ'at Rasûl-ü Ekrem efendimizin nezdine gelerek İslâm oldılar. O sırada şarâb harâm değildi ve kıble henüz Ka'be'ye ... Devamı..

Allah bir topluluğu yola gelmiş saydıktan sonra sakınmaları gereken şeyi açıkça bildirmedikçe onları yoldan çıkmış saymaz. Allah her şeyi bilir.

Allah, bir topluma hidayet verdikten sonra, onlara sakınılmaları gereken şeyleri açıklamadan, onları sapıklıkta bırakmaz. Şüphesiz ki Allah, her şeyi bilendir.

Allah bir topluluğa hidayet verdikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine iyice açıklamadan onların sapıklığına hükmetmez. Muhakkak ki Allah herşeyi bilmektedir.

Allah bir topluluğa kılavuzluk ettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine ayan-beyan bildirinceye kadar, onların sapıklığına hükmetmez. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

daħı olmadı Tañrı kim azdura bir ķavmı andan śoñra kim ŧoġru yol gösterdi anlara tā bellü eyleye anlara anlar śaķınalar. bayıķ Tañrı her nesneyi bilicidür.

Daḫı Tañrı Ta‘ālā bir ḳavmi azdurmaz anlara hidāyet virdükden ṣoñra,beyān eylemeyince anlara ḥarām nesneleri ki andan ṣaḳınalar. Tañrı Ta‘ālābarça nesneyi bilicidür.

Allah bir tayfanı doğru yola yönəltdikdən sonra qorxub çəkinməli olduqları şeyləri özlərinə bildirmədən onları (haqq yolundan) sapdırmaz! Həqiqətən, Allah hər şeyi (olduğu kimi, layiqincə) biləndir!

It was never Allah's (part) that he should send a folk astray after He had guided them until He had made clear unto them what they should avoid. Lo! Allah is Aware of all things.

And Allah will not mislead(1367) a people after He hath guided them, in order that He may make clear to them what to fear (and avoid)- for Allah hath knowledge of all things.

1367 Allah's clear commands are given, so that Believers may not be misled by their human frailty into unbecoming conduct.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.