Elem ya’lemû enna(A)llâhe huve yakbelu-ttevbete ‘an ‘ibâdihi veye/ḣużu-ssadekâti veenna(A)llâhe huve-ttevvâbu-rrahîm(u)
Bilmezler mi, şüphe yok ki Allah, öyle bir mabuttur ki odur kullarının tövbelerini kabul eden ve sadakaları alan ve şüphe yok ki Allah öyle bir mabuttur ki odur tövbeleri kabul eden rahim.
Onlar bilmiyorlar (anlayıp inanmıyorlar) mı ki, gerçekten Allah kullarından tevbeleri kabul edip (bağışlayandır.) Ve O, sadakaları (cennet karşılığı) alandır. Şüphesiz Allah, tevbeleri çokça kabul eden, acıyıp esirgeyen O’dur. (İşte O’na güvenip yönelin ki yegâne Rabbinizdir.)
Bilmiyorlar mı ki, kulların tevbesini kabul eden Allah'tır. Sadakaları da alıp kabul eden O'dur. Ve iyi bilin ki, tevbeleri çok kabul eden ve kullarına acıyan da O'dur.
Allah'ın, kullarının tevbesini, günah işlemekten vazgeçerek kendisine itaate yönelişlerini kabul edeceğini, imanda sadâkatlerinin ve kemallerinin ifadesi olan zekât, vergi, ceza ve keffaret sadakalarını alacağını; Allah'ın, sadece O'nun insanları tevbeye sevkedeceğini, tevbeleri kabul edeceğini çok merhametli olduğunu bilmiyorlar mı?
Onlar, Allah'ın kullarının tevbelerini kabul eden, onların sadakalarını alan, tevbeleri çokça kabul eden ve çok merhamet eden olduğunu bilmiyorlar mı?.
Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah kullarından tevbeleri kabul edecek ve sadakaları alacak olan O'dur. Şüphesiz, tevbeleri kabul eden, esirgeyen O'dur.
O tevbekârlar bilmediler mi ki, bizzat Allah kullarından tevbeyi kabul eder ve sadakaları alır. Gerçekten Allah tevbeleri kabul edicidir, çok merhametlidir.
Bilmediler mi? Kullarından tevbeleri kabul eden, sadakaları alan yalnızca Allah’tır. Ve Allah tevbeleri çokça kabul eden, insanlara acıyıp rahmet edendir.
Allah'ın, kullarının tövbesini kabul edeceğini, sadakaları O'nun alacağını ve Allah'ın, tövbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâlâ bilmezler mi?
Onlar bilmiyorlar mı? Allah kullarının tövbelerin onaylar, alır zekâtlarını, Allah bağışlayıcı, Allah yarlığayıcı
(Pişmanlıkla kendisine yönelen) kullarının tevbesini ancak Allah'ın kabul edeceğini, sadakaları geri çevirmeyeceğini ve Allah'ın tevbeleri çokça kabul eden ve merhameti bol olan (bir ilah) olduğunu bilmiyorlar mı?
Bilmiyorlar mı ki Allâh tevbeyi kabûl ve sadakayı bedelini virmek üzere ahz ider merhametli ve müşfikdir.
Allah'ın, kullarının tevbesini kabul ettiğini, sadakalar aldığını, Allah'ın tevbeleri kabul ve merhamet eden olduğunu bilmiyorlar mı?
Onlar, kullarının tövbesini kabul edenin ve sadakaları alanın Allah olduğunu; tövbeyi çok kabul edenin, çok merhametli olanın Allah olduğunu bilmediler mi?
Bilmiyorlar mı ki, kullarının tövbesini kabul eden Allah’tır, sadakaları kabul eden de O’dur. Şüphesiz Allah tövbe kapısını alabildiğine açık tutmaktadır, rahmetiyle her şeyi kuşatmaktadır.
Allah'ın, kullarının tevbesini kabul edeceğini, sadakaları geri çevirmeyeceğini ve Allah'ın tevbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâla bilmezler mi?
Bilmezler mi ki kullarından tevbeleri kabul eden, sadakaları alan ALLAH'tır ve ALLAH Tevbeleri Kabul Edendir, Rahimdir.
Onlar bilmiyorlar mı ki, Allah kullarının tevbesini kabul eder ve sadakaları da alır. Allah tevbeleri kabul edendir, çok merhametlidir.
Bilmedilermi ki Allah kullarından tevbeyi o, kabul eder de sadakaları alır ve hakikaten Allah, tevvab, rahîm o
Onlar bilmiyorlar mı ki, Allah (samimi bir şekilde tövbe eden) kullarının tövbelerini kabul edendir. Ve O, (kendi rızası için verilen) sadakaları (cennet karşılığı) alandır. Şüphesiz Allah tövbeleri çokça kabul eden çok merhametli olandır.
Onlar bilmediler mi ki şübhesiz Allah, kullarından (saadır olan) tevbeyi kabul edecek, sadakaları alacak olan ancak kendisidir ve hakıykatde tevvab ve rahıym yalınız Odur (Tevbeleri kabul etmek ve kendilerine fazliyle, rahmetiyle muamele eylemek ancak Onun şânındandır).
Bilmediler mi ki, kullarından tevbe'yi kabûl eden ve sadakaları alan şübhesiz ancak Allahdır; Tevvâb (tevbeleri çok kabûl eden), Rahîm (kullarına çok merhamet eden)de ancak Allah'dır.
Onlar bilmediler mi ki, gerçekten Allah kullarından (içtenlikle yapılan) tövbeyi kabul edendir ve (toplumun fakir, yoksul, muhtaç ve işsiz kesimi için de) sadakaları (zekâtları) da alan (kabul edip geri çevirmeyen) odur. Ve şüphesiz tevvab olan (kullarının tövbelerini çok kabul eden), rahîm olan (kullarına çok merhamet eden) ancak Allah’tır. *
Onlar bilmiyorlar mı? Allah kullarının tövbelerini kabul edendir ve sadakaları da kabul eden O dur. Şüphesiz ki Allah tövbeleri kabul eden ve merhamet edendir.
Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten kullarının tövbelerini onayan, zekatlarını alan Allah’tır. Çünkü tövbeleri onayıcı, esirgeyici olan yalnız Allah’tır.
Onlar Allah/ın, kullarından sadır olan tövbeyi kabul ettiğini, sadakalarını ahz ve kabul eylediğini, tevvap ve rahîm olduğunu bilmiyorlar mı?
Onlar, şüphesiz kullarının tevbesini kabul edenin ve sadakalarını alanın Allah olduğunu (hâlâ) bilmiyorlar mı? Muhakkak ki Allah Tevvâb’dır, Rahîm’dir.
Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten kullarından tevbeleri kabul edecek ve sadakaları alacak olan O Allah'tır. Şüphesiz Allah, (evet işte) O, tevbeleri çok kabul edendir, esirgeyendir.
Allah’ın, yürekten bir pişmanlıkla kendisine yönelen kullarını affedeceğini ve içtenlikle yapılan iyilikleri ve bağışları kabul edeceğini, çünkü O’nun, kendisine yönelip sığınan kullarına karşı çok affedici ve merhametli olduğunu bilmiyorlar mı?
Bilmediler mi; Allah, kullarından TEVBE’yi kabul ediyor; Sadakalar’ı alıyor; Allah, Rahîm Tevvâb’tır.
Acaba bu insanlar, tövbeleri kabul edenin, vergileri toplayanın sadece Allah olduğunu daha anlayamadılar mı? Kullarını bağışlayıp sevgiyle kucaklayanın Allah olduğunu da mı bilmiyorlar?
Onlara kullarının tövbesini kabul edenin, yardımları alanın Allah olduğunu anlat! Onların tövbesini kabul edecek sen değilsin. Onun için onlara tövbeleri kabul edenin Allah olduğunu, Allah’ın çok merhametli olduğunu anlat! Onlar her halükârda Allah’tan yardım isteyeceklerini, pişmanlıklarını Allah’a karşı yaparak tövbe edeceklerini, yapacakları yardımı yoksullara, fakirlere değil, Allah’a yaptıklarını bilsinler. Bu bilinç onları Rabbine daha çok yaklaştıracaktır.
Yalnızca Allah’ın, kullarının tevbesini kabul edip [sadaka]ları alacağını (geri çevirmeyeceğini) ve şüphesiz ki Allah’ın tevbeleri çok kabul eden, çok merhametli olduğunu (hâlâ) bilmezler mi? [*]
Allah’ın kullarının tevbesini kabul ettiğini, sadakaları aldığını, Allah’ın tevbeleri kabul ve merhamet eden olduğunu bilmiyorlar mı?
Bilmiyorlar mı ki, kullarının tevbelerini kabul eden ¹³⁸ Allah’tır; O’nun için sunulan şeyleri kabul eden de O. (Evet, bilmiyorlar mı ki kendisine yürekten yönelen, sığınan herkesi) acıması-esirgemesiyle kuşatıp tevbeleri kabul eden Allah’tır?
Onlar Allah’ın, evet O’nun, kullarının tövbesini kabul ettiğini, sadakalarını da alıp kabul ettiğini ve Allah’ın tövbeleri, her zaman kabul eden ve merhametli olduğunu bilmiyorlar mı? 2/37, 25/68...73, 39/53, 57/18, 64/17
Bilmiyorlar mı ki[¹⁵²⁹] Allah, evet yalnızca O’dur kullarının tevbelerini kabul eden; O’na sadâkatlerini ifade için mallarından sunduklarını kabul buyuran da O:[¹⁵³⁰] hem unutmasınlar ki Allah, tevbeleri hep kabul edendir, merhametiyle muamele edendir!
Onlar (o kafirler) hâlâ Allah’ın, -kullarının tevbeleri kabul eden, sadakaları geri çevirmeyen, (karşılığında kat kat sevaplarla ödüllendiren en yüce bir Makam) olduğunun şuuruna varmadılar mı? Şüphe yok ki Allah, tevbeyi kabul eden ve çok merhametli olandır.
Bilmediler mi ki, şüphesiz O’dur kullarından tevbeyi kabul eden ve onlardan sadakaları alan Allah’tır. Ve muhakkak ki Allâh, tevbeyi kabul eden merhametlidir.
Onlar bilmediler mi ki, muhakkak Allah Teâlâ o Mabud-i Kerîm kullarından tevbeyi kabul eder ve sadakaları alır. Ve şüphe yok ki tevbeleri kabul eden, pek merhametli olan ancak O (Hâlık-i Azîmüşşan)dır.
Bilmediler mi ki: ancak Allah, kullarının tövbelerini kabul eder, zekât ve bağışlarını alır. Tevvab ve rahîm (tövbeleri kabul buyuran ve pek merhametli) olan da ancak Allah'tır.
Bilmediler mi ki, kullarından tevbeyi kabul eden, sadakaları alan Allah'tır. Ve Allah, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.
Bilmezler mi ki Allâh kullarından tevbelerini kabûl ider ve sadakalarını alır. Allâh Te'âlâ mübâlağa ile tevbeleri kabûl idici ve son derece merhânetlidir.
Bilmiyorlar mı ki kullarının kendine yönelmesini (tevbesini) kabul eden de bu zekatları (sadakaları) alan da Allah’tır. Allah, kendine yönelenlerin dönüşünü (tevbesini) kabul eder, ikramı boldur.
Allah'ın kullarının tevbesini kabul ettiğini, sadakalar aldığını ve Allah'ın tevbeleri, her zaman kabul eden ve merhametli olduğunu bilmiyorlar mı?
Onlar şunu bilmiyorlar mı: Allah kullarının tevbesini de kabul eder, sadakalarını da kabul eder; çünkü O, tevbeleri kabul eden ve merhameti çok geniş olan Allah'tır.(24)
Bilmediler mi ki, Allah'tır kullarından o tövbeyi kabul eden, o sadakaları alan. Ve Allah'tır, O Tevvâb, O Rahîm...
bilmediler mi bayıķ Tañrı, ol ķabūl eyler tevbeyi ķullarından. daħı alur śadaķaları ya'nį ķabūl eyler daħı bayıķ Tañrı oldur tevbe virici raḥmet ķılıcı
Bilmezler mi ki Tañrı ḳabūl eyler ḳullarından tevbeyi, ṣadaḳaları daḫı ḳabūlider. Taḥḳīḳ Tañrı Ta‘ālā tevbeler ḳabūl idicidür, raḥmet eyleyicidür.
Məgər onlar bilmirlər ki, Allah qullarından tövbə qəbul edər, sədəqə (zəkat) alar və Allah tövbələri qəbul edəndir, rəhmlidir?!
Know they not that Allah is He Who accepteth repentance from His bondmen and taketh the alms, and that Allah is He Who is the Relenting, the Merciful.
Know they not that Allah doth accept repentance from His votaries and receives their gifts of charity, and that Allah is verily He, the Oft-Returning, Most Merciful?
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |