12 Mayıs 2025 - 14 Zi'l-ka'de 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tevbe Suresi 101. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemimmen havlekum mine-l-a’râbi munâfikûn(e)(s) vemin ehli-lmedîne(ti)(s) meradû ‘alâ-nnifâki lâ ta’lemuhum(s) nahnu na’lemuhum(c) senu’ażżibuhum merrateyni śümme yuraddûne ilâ ‘ażâbin ‘azîm(in)

Çevrenizdeki yerlerdeki bedevilerden münafıklar olduğu gibi Medinelilerden de münafıklığa cüret edenler, münafıklık edip duranlar var; sen onları bilmezsin, biz biliriz. Onları iki kere azaplandıracağız da sonra pek büyük bir azaba uğratılacaklar.

(Her asırda) Çevrenizdeki Bedevilerden (görgüsüz köylü ve göçebe kesiminden) münafık olanlar bulunacaktır ve Medine halkından (şehir ve kasabalarda medeni hayat yaşayanlardan) nifakı alışkanlığa çevirmiş olanlar da vardır. (Belki) Sen onları (niyetleri ve mahiyetleriyle tam) bilemezsin, (ama) Biz onları (her haliyle) biliriz. Biz onları (hem İslam’ın zaferini görüp üzülmekle, hem de hıyanetleri açığa çıkıp gözden düşürülmekle dünyada, ardından kabir ortamında) iki kere azaplandıracağız, sonra onlar (ahirette asıl) büyük bir azaba döndürülüp (cehenneme atılacaklardır.)

Çevrenizdeki bedevîlerden ve Medîne halkından, iki yüzlülüğe iyice alışmış insanlar vardır. Sen onları her zaman tanımıyorsun, ama biz onları biliyoruz. Onlara bu dünyada rüsvaylık, ölüm, pişmanlık gibi sıkıntılarla iki defa azap edeceğiz. Sonra da onlar, ahiretin büyük azabına terkedileceklerdir.

Çevrenizdeki Bedevî Araplar arasında müslüman görünerek İslâm'a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıklar var. Medine halkından münâfıklıkta ısrar edenler de var. Sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onları iki kere cezalandıracağız. Sonra büyük bir cezaya daha dûçar olacaklar.

bk. Kur’an-ı Kerim, 63/8.

Çevrenizde bulunan bedevilerden ve Medinelilerden nifakta direnen münafıklar vardır. Sen onları bilmezsin. Onları biz biliriz. Onlara iki kere azap edeceğiz. Sonra büyük bir azaba atılacaklar.

Çevrenizdeki bedevilerden münafık olanlar vardır ve Medine halkından da nifakı alışkanlığa çevirmiş olanlar vardır. Sen onları bilmezsin, biz onları biliriz. Biz onları iki kere azablandıracağız, sonra onlar büyük bir azaba döndürülecekler.

Çevrenizdeki Bedevî'lerden ve Medîne halkından bir takım münafıklar vardır ki, onlar, nifak yapmaya alışmışlardır. Sen, onları bilmezsin, onları biz biliriz. Biz, onları iki defa (dünyada ve kabirde) azablandıracağız. Sonra da kıyamette, büyük bir azaba (ateşe) atılırlar.

Çevrenizdeki bedevi Araplardan münafıklar vardır. Medine ahalisinden de münafıklığa alışanlar vardır. Sen onları bilmezsin, yalnızca Biz biliriz. Biz onlara iki kat azap vereceğiz, sonra büyük bir azaba vardırılacaklardır.

Çevrenizdeki bedevî Araplar ile Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bilmezsin, onları biz biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz; sonra da büyük azaba götürülürler.

Yörenizde, çöl Araplarından kaypaklar vardır, Medineli olanlardan, münafıklıkta ayak direyenler var, siz onları bilmezsiniz, biz biliriz onları, iki kez onlara azap edeceğiz biz, sonra, daha büyük azaba uğratılırlar

Gerek çevrenizdeki bedeviler içinde ve gerekse Medine halkı arasında ikiyüzlülükte uzmanlaşmış münafıklar vardır. Sen onları bilmezsin, ancak biz biliriz. Onları iki kez azaba çarptıracağız, sonra da (ahirette) büyük azaba uğratılacaklardır.

“Biz onları iki kez azaba çarptıracağız” yani hem İslâm’ın zaferini görüp kahrolacaklar hem de ihanetleri tespit edilip itibarları yerle bir olacak, b... Devamı..

Etrâfındaki ’arablardan ve Medîne ahâlîsinden münâfıklıkda ileri gitmiş âdemler vardır. Sen ânları bilmezsin fakat biz biliriz ânlara iki def’a cezâ ideceğiz nihâyet ’azâbı ’azîme dûçâr olacaklar.

Çevrenizdeki Bedeviler içinde ikiyüzlüler ve Medine'liler içinde de ikiyüzlülükte direnenler vardır. Onları siz değil, ancak Biz biliriz. Kendilerine iki defa azabedeceğiz; onlar sonra da büyük bir azaba uğratılırlar.

Çevrenizdeki bedevîlerden birtakım münafıklar vardır. Medine halkından da münafıklıkta direnenler var ki sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir.

Çevrenizdeki bedevîler içinde münafıklar var. Medine ahalisi içinde de iki yüzlülüğü huy edinmiş olanlar var. Sen onları bilmezsin; onları biz biliriz. Onları iki defa cezalandıracağız, ayrıca çok büyük bir azaba itilecekler.

Çevrenizdeki bedevî Araplardan ve Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bilmezsin, biz biliriz onları. Onlara iki kez azap edeceğiz, sonra da onlar büyük bir azaba itileceklerdir.  

 Bir takım münafıklar iki yüzlülükte o derece maharet kazanmışlardı ki, keskin zekâ ve ferasetine rağmen Peygamber (s.a.), onların münafık olduklarını... Devamı..

Gerek çevrenizden ve gerekse şehir halkından olan Araplardan bazıları ikiyüzlüdür. İkiyüzlülükte küstahlaşmışlardır. Sen onları bilmezsin, biz onları biliyoruz. Onları iki kat azapla cezalandıracağız ve sonra da büyük bir azaba uğratılacaklardır.

Hem çevrenizdeki bedevilerden münafıklar var, hem de Medine halkından münafıklıkta ısrar edenler var. Sen onları bilmezsin. Onları biz biliriz. Biz onları iki kere azaba uğratacağız. Daha sonra da büyük bir azaba itilecekler.

Hem etrafınızdaki a'râbîlerden Münafıklar var, hem de Medine ahalisinden Münafıklığa idman edenler, sen onları bilemezsin, onları biz biliriz, biz onları iki kerre tazib edeceğiz, sonra da büyük bir azâba itilecekler

Çevrenizdeki bedevîlerden ve Medine halkından birtakım munâfıklar vardır ki, onlar munâfıklıkta maharet kazanmışlardır. Onları sen bilmezsin, Biz biliriz. Onlara (biri dünyada öteki kabirde olmak üzere) iki defa azap edeceğiz. Sonra da (âhirette) büyük bir azaba (ateşe) atılırlar.

Çevrenizdeki Bedevî Araplardan münafık olanlar vardır. Ve Medine halkından da nifakta ileri gidenler vardır. Sen onları bilemezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa¹ azap edeceğiz. Sonra onlar, daha büyük azaba uğratılacaklardır.

1- Türlü türlü. Kat be kat. Azap üstüne azap.

Çevrenizdeki bedevilerden ve Medine ahâlîsinden bir takım münafıklar vardır ki onlar nifak üzerinde idman yapmışlardır! Sen bunları bilmezsin. Onları biz biliriz. Biz onları iki kerre azaba uğratacağız. Sonra da daha büyük bir azaba döndürüleceklerdir onlar.

Çevrenizdeki bedevîlerden münâfık olanlar da vardır. Medîne halkından da(bazıları) vardır ki, nifakta mahâret kazanmışlardır, (sen ise) onları bilmezsin! Onları biz biliriz. Onlara yakında iki def'a (dünyada ve kabirde) azâb edeceğiz; sonra da (âhirette)büyük bir azâba döndürüleceklerdir.

Ve çevrenizdekilerden bedevî Araplar arasında ikiyüzlüler ve şehir ahalisi arasında da ikiyüzlülükte zirveleşenler var. Sen onları bilmiyorsun, (ama) biz onları (her hâliyle) biliriz. Biz onları (hem İslam’ın zaferini görüp üzülmekle hem de hıyanetleri açığa çıkıp gözden düşürülmekle, dünyada) iki kez azaplandıracağız, sonra onlar (ahirette asıl) büyük bir azaba döndürüleceklerdir. *

(*) Birtakım münafıklar ikiyüzlülükte o derece maharet kazanmışlardı ki, keskin zekâ ve ferasetine rağmen Peygamber (s.a.), onların münafık oldukların... Devamı..

Çevrenizde olan bedevi araplardan ikiyüzlü davrananlar olduğu gibi, Medinelilerden de ikiyüzlülüklerini gizleyenler var. Sen ikiyüzlülerin kimler olduğunu bilemezsin, ancak onları biz biliyoruz. Onlara iki defa azap edeceğiz ve sonrada büyük bir azaba döndürülecekler.

Dolayınızdaki çöl araplarının iki yüzlüleri olduğu gibi, Medine’liler arasında da iki yüzlülükte direnenler vardır. Sen bunları bilmezsin, onları Biz biliriz. Biz onları iki defa azaba uğratacağız. Sonra da pek büyük bir azaba uğrıyacaklardır.

Etrafınızda [²] bedevilerden birtakım münafıklar vardır. Medine ahalisinden bâzıları da münafıklığı huy edinmişlerdir [³]. Sen onları bilmezsin, biz onları biliriz. Onları iki kere [⁴] azaba duçar edeceğiz. Sonra kıyamette onlar yine büyük bir azaba uğrayacaklardır.

[2] Şehrin etrafında.[3] Veya nifakta mahir olmuşlar, ileri gitmişlerdir.[4] Dünyada rüsvaylık ile veya katil ile, kabirde azap ile; mallarına noksan,... Devamı..

Etrafınızdaki bedevi Araplardan ikiyüzlüler var ve Medine halkından da ikiyüzlülüğe soyunanlar [meredû] var. Sen onları bilmezsin, onları Biz biliriz. Onlara iki kez azap edeceğiz. Sonra da onlar büyük bir azaba iletilirler.

Çevrenizdeki bedeviler içinde münafıklar ve Medineliler arasında da nifakta direnenler vardır. Onları siz değil, ancak biz biliriz. Kendilerine iki defa (dünya ve ahirette) azap edeceğiz; onlar sonra da büyük bir azaba döndürülecekler.

Amahâlâ, gerek çevrenizdeki bedeviler arasında ve gerekse Medîne halkı içerisinde, ikiyüzlülüğü huy edinmiş ve içlerindeki nifakı gizlemekte iyice ustalaşmış münâfıklar vardır. Öyle ki, haklarında vahiy nazil olmadıkça,sen bile onları tanıyamazsın; onları ancak Biz tanırız. Bir dünyada, bir de kabir âleminde olmak üzere, onları iki kez cezalandıracağız, daha sonra onlar, cehennemde asıl cezayı çekmeleri için, çok daha büyük bir azâba mahkûm edilecekler!

Bedevî Arablar’dan çevrenizdeki kimselerin bir kısmı münâfıklardır. Medine ahâlisinden bir kısmı da Nifâk’ta direndiler. Onları bilmezsiniz, onları biz biliyoruz. Onlara iki kere azap edeceğiz. Sonra çok büyük bir azaba itileceklerdir.

Çevredeki Bedevî Araplar arasında bulunan bazı ikiyüzlüler, şehir halkı içindekilerle bir olup yalakalık denemesi yapıyorlar. Resulüm! onları sen değil, biz biliriz. Onlara hayatı iki kere zindan edeceğiz. Daha sonra da, daha büyük acılara salacağız.

Vahalarda yaşayan Araplardan birtakım münafıklar var. Medine halkının içinde de münafıklıkta direnenler var. Sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra daha büyük bir azapla cezalandırılacaklar.

Çevrenizdeki göçebe (Arap)lardan ve Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki bunlar münafıklıkta ileri gitmiştir. Sen onları bilemezsin; onları biz biliriz. Onlara yakında iki kez azap edeceğiz; [*] sonra da onlar büyük bir azaba itileceklerdir.

Devam eden cümlede “büyük azap ahirette olacağı için” burada sözü edilen “iki azap” ifadesi, dünyada çekilen çeşitli sıkıntılarla ilgili olmalıdır. Ay... Devamı..

Çevrenizdeki bedevî Araplardan¹ münâfıklar olduğu gibi, Medînelilerden de azgın münâfıklar vardır. (Ey Muhammed!) Sen onları bilemezsin,² onları ancak Biz biliriz. Biz onlara (hayatta ve kabirde olmak üzere) iki kez azap edeceğiz. Sonra da onlar (âhirette) en büyük azaba uğratılacaklardır.

1 Bu kabîleler; Cüheyne, Müzeyne, Eslem, Eşca’, Ğıfar kabîleleri idi. (Kurtubî)2 Ey Muhammed! Sen, onların şahıslarını değil, münâfık olduklarını bile... Devamı..

Ne var ki, bedevîler arasında ikiyüzlüler ve [Peygamber’in] şehrinde ¹³³ yaşayanlar arasında da ikiyüzlülüğünü küstahlığa vardıranlar var. Sen onları [her zaman] tanımıyorsun. Ama Biz onları biliyoruz. Onlara [bu dünyada] iki kat azap vereceğiz; ¹³⁴ [öte dünyada ise] onlar çok (daha) zorlu bir azaba terk edilecekler.

133 Yani, Medine’de. Sözkonusu şehrin asıl adı Yesrib’di; Hz. Peygamber’in Mekke’den buraya hicretinden sonra Medînetu’n-Nebî (“Peygamber Şehri”) adıy... Devamı..

Çevrenizdeki Araplardan inanmadığı halde inanmış gibi görünen ikiyüzlü münafıklar var, bir de şehir halkından münafıklıkta ileri gidenler var ki onları siz bilmezsiniz biz biliriz. Biz onlara bu dünyada azap üstüne azap yaşatacağız ve ahirette de korkunç bir azaba uğrayacaklar. 2/8...20, 3/167-168, 4/142...146

İşte çevrenizdeki bedevî Araplar arasında ikiyüzlüler ve şehir ahalisi arasında da ikiyüzlülükte zirveleşenler var.[¹⁵²⁴] Sen onları tanımıyorsun, (ama) Biz tanıyoruz. Onlara (bu dünyada) iki kat azap çektireceğiz,[¹⁵²⁵] (bu hayatın) sonunda ise korkunç bir azaba sevk edileceklerdir.

[1524] Meradû: şeytanî bir nitelik olan mârid ile aynı kökten; “İkiyüzlülüğü ileri derecede olan”. Bizce bedevî-şehirli karşıtlığı bağlamında, buradak... Devamı..

Çevrenizdeki bedevilerden ve Medine halkından öyle münafıklar vardır ki, nifak üzerinde çok maharet kazanmışlardır! (Küfür ile nifakı kalplerinde gizlerler, hiç dışarı vurmazlar. Ey Muhammed) Sen onları (henüz tek tek) bilmezsin, onları biz biliriz. Elbette ki onları biz iki kere (biri dünyada diğeri de kabirde) azaba uğratacağız, sonra da (kıyamet gününde) onları daha büyük azaba (cehennem azabına) maruz bırakılacaklardır!

Çevrenizdeki bedevilerden birtakım münafıklar vardır. Medine halkından da münafıklığa dönenler var ki sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir.

Ve sizin etrafınızdaki bedevîlerden ve Medîne ahalisinden münafıklar vardır. Münafıklık üzerine sebat edip durdular. Onları sen bilmezsin, onları Biz biliriz. Elbette onları iki kere muazzep edeceğiz, sonra da daha büyük bir azaba döndürüleceklerdir.

Çevrenizdeki bedevîlerden ve Medine ahalisinden öyle münafıklar vardır ki onlar nifak işinde mahir olmuşlardır. Pek sinsi hareket ettikleri için sen onları bilemezsin, ama Biz pek iyi biliriz. Biz onları çifte cezaya çarptıracağız. Sonra da müthiş bir azaba itileceklerdir. [63, 8]

Çevrenizdeki bedevi Araplardan ve Medine halkından iki yüzlülüğe iyice alışmış münafıklar vardır. Sen onları bilmezsin, onları biz biliriz. Onlara iki kere azabedeceğiz, sonra da onlar, büyük azaba itileceklerdir.

Etrâfınızdaki a'râbdan münâfıklar oldığı gibi ehl-i Medîne'den nifâkda temerrüd idenler de vardır. Sen onları bilmezsin ve biz biliriz. Biz onlara iki kere 'azâb ideceğiz. Sonra daha büyük 'azâba teslîm olunurlar.

Hem çevrenizdeki çöl Araplarından hem Medine halkından ikiyüzlülükte (münafıklıkta) uzmanlaşmış münafıklar vardır. Onları sen bilmezsin, biz biliriz. Onları iki defa azaba uğratacağız[*]. Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir.

[*] Birincisi, gerçek kimliklerini ortaya koyamamanın verdiği azap, ikincisi kabir azabı, üçüncüsü de cehennem azabıdır.

Çevrenizdeki bedevi ve münafıklardan ve Medine halkından sizin bilmediğiniz nifakta direnen kimseler vardır. Biz onları biliyoruz. Onlara iki kere azap vereceğiz. Sonra da büyük bir azaba uğrayacaklar.

Civarınızdaki bedevîler arasında münafıklar vardır. Şehir ahalisinden de münafıklıkta işi ileri götürenler vardır ki, onları sen bilmezsin, Biz biliriz. Biz onları iki kere azaba uğratacağız; ondan sonra da pek büyük bir azaba sevk olunacaklardır.

Çevrenizdeki Bedevî Araplardan münafıklar var. Medine halkından da münafıklığa iyice alışmış olanlar var. Sen bilmezsin onları. Ama biz biliriz onları. İki kez azap edeceğiz onlara, sonra da çok büyük bir azaba itilecekler.

daħı anlardan kim yöreñüzdedür 'arablardan munāfıķlardur. daħı medine ķavmından ustine oldılar munāfıķlıķ üzere. bilmezseñ anları biz bilürüz anları. 'aźāb eyleyevüz anlara iki gez andan döndürmeler 'aźāb ulu.

Daḫı sizüñ çevreñüzde olan ‘Arablaruñ niçesi münāfıḳlardur. Medīne ehlin‐den daḫı ẟābit oldılar münāfıḳlıḳ üstine. Sen anları bilmezsin, biz bilürüzanları. Anlara ‘aẕāb idiserüz iki kez. Andan ṣoñra dönerler, o ‘aẕāb iki ce‐hennem ‘aẕābıdur.

Ətrafınızdakı bədəvilər və Mədinə əhalisi içərisində ikiüzlülüyü özlərinə adət etmiş (bu işdə mahir) münafiqlər vardır. Sən onları tanımazsan, Biz isə onları tanıyırıq. Onlara iki dəfə (dünyada və qəbr evində) əzab verəcəyik. Sonra (axirətdə) isə ən böyük əzaba uğrayacaqlar.

And among those around you of the wandering Arabs there are hypocrites, and among the townspeople of Al-Mad'inah ( there are some who) persist in hypocrisy whom thou (O Muhammad) knowest not. We, We know them, and We shall chastise them twice; then they will be relegated to a painful doom.

Certain of the desert Arabs round about you are hypocrites, as well as (desert Arabs) among the Medina folk(1350): they are obstinate in hypocrisy: thou knowest them not: We know them: twice shall We punish them(1351): and in addition shall they be sent to a grievous penalty.

1350 The desert Arabs were not all simple folk. There were cunning hypocrites among them: both among certain tribes encamped round about Madinah and c... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.