Ve-ssâbikûne-l-evvelûne mine-lmuhâcirîne vel-ensâri velleżîne-ttebe’ûhum bi-ihsânin radiya(A)llâhu ‘anhum veradû ‘anhu vee’adde lehum cennâtin tecrî tahtehâ-l-enhâru ḣâlidîne fîhâ ebedâ(en)(c) żâlike-lfevzu-l’azîm(u)
Muhacirlerle ensardan ilk olarak inanmada ileri dereceyi alanlarla iyilikte onlara uyanlara gelince: Allah onlardan razı olmuştur, onlar da ondan razı olmuşlardır ve onlara, kıyılarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır, orada ebedi kalır onlar. Budur en büyük kurtuluş ve saadet.
(Sahabe’den İslam’a girmede ve hayırlı hizmetlerde) Öne geçen ilklerden olan Muhacirler ve Ensar ile, onlara iyilik ve güzellikle uyanlar (var ya); Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O’ndan hoşnut olmuşlardır ve (Allah) onlara, içinde ebedi kalacakları altından ırmaklar (ve havuzlu şelaleler) akan cennetler hazırlamıştır. İşte ‘büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur. (Fevz-ü Azim, -en ulu ve kutlu bahtiyarlık- mü’min ve mücahit kulların olacaktır.)
Zulüm ve kötülüğün egemen olduğu memleketten göç edenler ile, dine ve göç edenlere sahip çıkan ve koruyanların önde gelenlerine ve bir de iyilik, doğruluk yolunda onları izleyenlere gelince, Allah onlardan hoşnuttur ve onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Ve O, onlar için içlerinde yerleşip, sonsuza kadar yaşayacakları dere ve ırmakların çağıldadığı cennetler hazırlamıştır. İşte en büyük bahtiyarlık budur.
Özgürce Allah'a kulluk ve ibadete devam eden, güç ve gönül birliği yapan Muhacirler ve Ensar'dan İslâm'a ilk girenlerin öne geçenlerinden, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraat, kalıcı hizmet yapan müslüman ve müslüman idareci olarak onlara tâbi olanlardan Allah razı oldu. Onlar da, Allah'ın rızasına mazhar oldular. Allah onlara altından ırmaklar akan, içinde ebedî yaşayacakları cennet konakları hazırladı. İşte bu büyük bir mutluluktur.
Muhacirler ve Ensardan öne geçerek ilklerden olanlardan ve onlara iyilikle uyanlardan Allah hoşnut olmuş, onlar da O'ndan hoşnut olmuşlardır. (Allah) onlara içinde sonsuza kadar kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Büyük kurtuluş işte budur.
Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle uyanlar; Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O'ndan hoşnut olmuşlardır ve (Allah) onlara, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.
İslâma ve dolayısiyle (cennete girişte) ileri geçerek birinciliği kazanan Muhacirler ve Ensar, bir de güzel âmellerle onların izinde giden müminler (var ya), Allah onlardan razı olmuştur. Onlar da Allah'dan razı olmuşlardır. Allah, onlara, ağaçları altından ırmaklar akar cennetler hazırladı ki, içlerinde ebedî olarak kalacaklardır. İşte bu, en büyük saadettir.
Muhacir ve Ensar’dan ilk öncüler ve onlara güzelce uyanlar, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah, onlar için ebedî kalacakları, altlarında nehirler akan Cennetler hazırlamıştır. İşte en büyük kazanç budur.
Muhacir ve ensarın ilkleri ile güzel davranmada onlara uyanlardan Allah razı olmuştur. Onlar da O'ndan memnun olmuştur. Allah onlara, içinde süreli kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetleri hazırlamıştır. İşte bu, büyük kurtuluştur.[180]
İlk önce göçmenlik yapanlar ile, yardımcılarından iyilikle, onlara uyan kimselerden Allah hoşnuttur, onlar da ondan hoşnut, altından ırmaklar akan, nice nice cennetleri hazırladı onlara, orda tüm sonsuz kalırlar, işte büyük sonuç bu
(Allah yolunda cihadda) öncü olan Muhacirler ve Ensar ile iyilikte onların izinden gidenler var ya; işte Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut ve memnun olmuşlardır. (Allah,) onlara altlarından ırmaklar akan ve içlerinde ebedi olarak kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş, büyük başarı budur.
En eskiler [1], muhâcirlerden ve ensârdan en evvelkilerdir. Ânların güzel hareketini taklîd itmiş olanlar Allâh’dan râzı olacaklardır. Nitekim Allâh da ânlardan râzıdır. Ânlara nehirler ile iskâ idiilmiş cennetler va’d itmişdir. Orada ilelebed kalacaklar bu ’azîm bir sa’âdetdir.
İyilik yarışında önceliği kazanan Muhacirler ve Ensar ile, onlara güzelce uyanlardan Allah hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnuddurlar. Allah onlara, içinde temelli ve ebedi kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır; işte büyük kurtuluş budur.
İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.
Muhâcirlerin ve ensarın ilkleri ile onlara güzelce uyanlardan Allah hoşnut olmuştur, onlar da O’ndan razıdırlar. Onlara, sonsuza dek hep içinde kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Büyük bahtiyarlık işte budur.
(İslâm dinine girme hususunda) öne geçen ilk muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tabi olanlar var ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.
Göç edenlerin (mühacir) ve yardımcıların (ensar) öncülerinden ve onları güzelce izleyenlerden ALLAH razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. Onlara, içlerinde ırmaklar akan ve ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük zafer budur.
Muhacir ve Ensar'dan İslâm'a ilk önce girenlerin başta gelenleri ve iyi amellerle onların ardınca gidenler var ya, işte Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah'dan razı oldular ve onlara, altlarında ırmaklar akan cennetler hazırladı ki, içlerinde ebedi kalacaklar. İşte büyük ve muhteşem kurtuluş budur.
Sâbikunun birincileri Mühacirîn ve Ensar ve ihsan ile onların ardınca gidenler, Allah onlardan razı oldu onlar da Allahtan razı oldular ve onlara altlarında nehirler akar cennetler hazırladı ki içlerinde ebeden muhalled olacaklar, işte fevzi azîm, bu
(Allah yolunda mücâdele ve fedâkârlık gibi hususlarda) öne geçen ilk muhâcirler ve ensâr ile (îmân ve) iyi amellerle onların ardınca gidenler var ya, işte, Allah onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan (Allah’ın verdiği bütün mükâfatlardan) razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte, büyük kurtuluş budur.
Muhacir¹ ve Ensar'dan², öne geçenlerden ve iyilikte onları izleyenlerden Allah razı olmuştur. Onlar da O'ndan razı olmuştur. Onlara, içinde aralıksız ve sürekli kalacakları, içinden ırmaklar akan Cennetler hazırlamıştır. İşte büyük başarı budur.
(Islâmda) birinci dereceyi kazanan Muhacirler ve ensâr ile onlara güzellikle tâbi olanlar (yok mu?) Allah onlardan raazî olmuşdur. Onlar da Allahdan raazî olmuşlardır. (Allah) bunlar için — kendileri içinde ebedî kalıcı olmak üzere — altlarından ırmaklar akar cennetler hazırladı. İşte bu, en büyük bahtiyarlıkdır.
Sâbikun'un, (İslâm'a olan hizmetleriyle öne geçenlerin) birincileri olan Muhâcirler ve Ensâr ile onlara güzelce tâbi' olanlar var ya, Allah onlardan râzı olmuştur ve(onlar da) O'ndan râzı olmuşlardır ve (Allah) onlar için, altlarından ırmaklar akan Cennetler hazırlamıştır; orada ebedî olarak devamlı kalıcıdırlar. İşte büyük kurtuluş budur!(1)
Hicret edenlerden (müşriklerin zulüm ve baskılarına dayanamayarak evlerini-barklarını, mallarını-mülklerini ve ailelerini Mekke’de bırakarak göç edenlerden) ve ensardan (hicret edenlere kucak açıp yardım edenlerden) ilk öncüler (İslamı ilk kabul edenler) ile onlara güzellikle tabi olanlardan Allah razı olmuştur, onlar da Allah’tan (alacakları mükâfattan dolayı) hoşnut olmuşlardır. Ve onlar için, zemininden nehirler akan cennetler hazırlamış (olacak)tır. Onlar hep orada kalacaklardır. İşte bu büyük başarıdır. *
Muhacirlerden hicrete öncülük edip önlerde olanlardan ve onlara kucak açan Medineliler den muhacirlere iyilik yapan ensardan Allah razı olmuş, onlarda Allah’dan razı olmuşlardır. Rableri onlar için, içinde sürekli kalacakları altlarından ırmakların aktığı bahçeleri hazırlamıştır. İşte, en büyük kurtuluş budur.
Göçmenlerden, Ensar’dan ileri geçenlerle onlara güzellikle uyanlar Allah’ı hoşnut ettiler. Onlar da Allah’tan hoşnut oldular. Allah onlara içinden ırmaklar akan cennetler düzdü. Onlar hep orada kalacaklardır. İşte bu ulu bir erimdir.
İleri geçen evvelki Muhacirin ve Ensar ile onlara güzel işlerde de tâbi olanlardan Allah hoşnut olmuştur [¹]. Onlar da Allah/tan hoşnut olmuşlardır. Allah onlara altından ırmaklar, akar uçmaklar hazırlamıştır. Onlar orada ebedî kalacaklardır. İşte büyük fevz ve necat budur.
İyilik yarışında önceliği kazanan Muhacirler ve Ensar ile onlara tabi olanlardan Allah razı olmuş ve onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebediyen/sürekli kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur.
(İslam dinine girme hususunda) Muhacirler ve ensardan ilk öncüler ile onlara güzellikle tabi olanlardan Allah razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde temelli kalıcılar oldukları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.
Müminlerin ateşle imtihân edildiği en sıkıntılı günlerde, Allah yolunda mücâdele ve fedâkârlık konusunda başkalarına örneklik ve öncülük ederek İslâm’dailk dereceyi kazanan öncü muhacirler, yani, Mekke henüz düşmanların elindeyken, zulmün egemen olduğu öz yurtlarını terk ederek Medîne’ye, İslâm diyarına göç eden ilk Müslümanlar ve ensâr yani, kendi ülkelerine sığınan din kardeşlerine kucak açan ve her türlü fedâkârlığı göstererek onları barındıran ilk Müslümanlar ile, daha sonraki çağlarda İslâm’a girerek ortaya koydukları güzel davranışlarla onların izinde yürüyenler var ya, işte Allah onlardan razı olmuş; onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara, ağaçlarının altından ırmaklar çağıldayan ve sonsuza dek içinde yaşayacakları cennet bahçeleri hazırlamıştır. İşte en büyük kurtuluş, budur!
Muhacirler’den ve Ensar’dan İlk (Önde) Yarışanlar’a ve güzellikle onlara tâbi’ olmuş kimselere gelince; Allah onlardan razı oldu; onlar da O’ndan razı oldular. Onlara, içinde ebedî kalacakları, altından Irmaklar akan cennetler hazırladı. Bu Çok Büyük Başarı’dır.
Medine’ye gelen ilk göçmenler, onlara kucak açan yerliler, yerlilerin güzel geleneklerini devam ettiren yeni kuşaklar!!! Evet Allah onları, onlar da Allah’ı sevdiler. Allah, onlar için çağlayanlı bahçelerde neler hazırladı neler! Hem de sonsuza kadar. İşte zaferse zafer.
İslâm’ı ilk önce kabul ederek Mekke’den Medine’ye hicret eden Muhacirler ve Medine’de onları misafir eden Ensar ile onlara uyanlar var ya; Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara içinden ırmaklar akan ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.
(Müslüman olmada) öne geçen ilk [muhacir]ler ve [ensar] ile onlara güzellikle uyanlar var ya, Allah kendilerinden razı, onlar da O’ndan memnun olmuşlardır. (Allah) onlara, içinde [ebedî] kalacakları, alt taraflarında ırmaklar akan cennetler hazırlamış (olacak)tır. İşte bu, büyük kurtuluştur.
Muhâcir ve Ensar’dan, İslâm’a ilk önce girenlerin önde gelenleri¹ ve (inandıkları) iyi işleri yaşayarak onların ardınca gidenler var ya; Allah onlardan râzı oldu, onlar da Allah’tan râzı oldular. Allah onlara (âhirette) içerisinde ebedî ve hiç ölmemek üzere kalacakları, zemîninden ırmaklar akan cennetler hazırladı. İşte en büyük kurtuluş da budur.
Zulüm ve kötülüğün egemen olduğu diyardan göç edenler ile Din’e sahip çıkan ve koruyanların ¹³² ilklerine, önde gelenlerine ve bir de iyilik/doğruluk [yolun]da onları izleyenlere gelince, Allah onlardan hoşnuttur; onlar da Allah’tan. Ve O, onlar için içlerinde yerleşip sonsuza kadar yaşayacakları, derelerin, ırmakların çağıldadığı hasbahçeler hazırlamıştır: İşte en büyük bahtiyarlık budur!
Muhacir ve ensarın iman ve sadakatte öncü olan ilklerinden ve iyilik yolunda onların izini takip eden müminlerden Allah razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır ve onlara tabanından ırmakların çağladığı ve içinde ebedi olarak kalacakları cennetler hazırlanmıştır. İşte budur büyük kurtuluş. 4/114, 30/38-39, 58/22, 98/8
Muhacirler’in ve Ensar’ın önderlik yapan ilklerine[¹⁵²¹] ve iyilik yolunda onların izini takip edenlere gelince: Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan razı olmuştur;[¹⁵²²] ve onlar için zemininden ırmaklar akan ebedî kalacakları Cennetler hazırlamıştır: işte budur büyük başarı.[¹⁵²³]
Muhacirlerden (Allah yolunda yurtlarından hicret edenlerden) ve Ensar'dan (hicret edenlere yurt veren ve onlara yardım edenlerden) en ileri ve önde gelenler ile onlara güzellikte (salih amel işlemekte) tâbi olanlardan Allah razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Allah onlara, -içinde sonsuza dek kalacakları- (ağaçlarının) altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte en büyük bahtiyarlık budur.
Muhacirlerden ve Ensârdan (İslâm’a girmekte) ilk öne geçenler ile bunlara güzelce tabi olanlardan Allah râzı olmuştur, onlar da O’ndan (Allah’dan) râzı olmuşlardır. (Allah) onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur.
Muhacirler ile Ensârdan ilk evvel (İslâmiyet'i kabul ile başkalarına) sabkedenler ve (onlara) ihsan ile tâbi olanlar var ya! Allah Teâlâ onlardan razı oldu, onlar da O'ndan razı oldular. Ve onlar için altından ırmaklar cereyan eden cennetler hazırladı. İçlerinde ebedîyyen baki olacaklardır. İşte bu, en büyük bir necâttır.
İslâm'da birinci dereceyi kazanan Muhacirler ve Ensar ile onlara güzelce tâbi olanlar yok mu? Allah onlardan razı, onlar da Allah'tan râzı oldular. Allah onlara içlerinden ırmaklar akan cennetler hazırladı. Onlar oralara devamlı kalmak üzere gireceklerdir. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı! [5, 119; 59, 9]
Muhacirlerden ve Ensardan (İslam'a girmekte) ilk öne geçenler ile bunlara güzelce tabi olanlar... Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. (Allah) onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur.
Cennete ilk girecekler muhâcirlerden ve ensârdan evvelkiler ve onlara iyilikde tâbi' olanlardır. Allâh onlardan razı oldı ve onlar da Allâh'dan razı oldılar. Ve onlara ağaçları altından nehirler akan cennetleri hazırladı ki orada ebedî olarak kalırlar. Bu büyük bir fevz ve felâhdır.
Muhacirlerin[1] ve Ensârın[2] ilkleri ile onlara güzellikle uyanlar var ya, Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah, içinden ırmaklar akan cennetleri onlar için hazırlamıştır. Orada ölümsüz olacaklardır. En büyük kurtuluş işte budur.
Muhacir, Ensar ve onlara iyi yolda tabi olanlardan ilk önce koşanlardan Allah hoşnut olmuştur. Onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah onlara altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte en büyük mutluluk budur.
İslâma girmekte öne geçen Muhacir ve Ensar ile onları güzellikle izleyenlerden Allah hoşnut olmuştur;2423 onlar da Allah'tan hoşnutturlar. Allah onlara, ebediyen kalmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetler hazırlamıştır. Asıl büyük bahtiyarlık işte budur.
Muhacirlerden ve Ensar'dan ilklerle, güzel düşünüp güzel davranmada onları izleyenler var ya, Allah onlardan razı olmuştur; onlar da O'ndan razıdırlar. Onlara altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Sürekli orada kalacaklardır. Büyük kurtuluş işte budur!
[101b] daħı ilerü geçiciler öñdüngiler yirlerinden ayrılmışlardan daħı arķa viricilerden daħı anlardan kim uydılar anlara eylük eylemek ile ħoşnūd oldı Tañrı anlardan daħı ḥoşnūd oldılar andan. daħı yaraķladı anlaruñ içün kim uçmaķlar aķar altından ırmaķlar ebed ķalıcılar iken anlaruñ içinde hemįşe. şol žafer bulmaķdur ulu.
Daḫı barça ḫalḳdan ilerü Müselmān olanlar, muhācirlerden daḫı enṣārlar‐dan, daḫı ol kişiler ki eyitdiler anlara yaḫşılıḳ bile. Tañrı Ta‘ālā rāżī oldı öz‐lerinden, özleri daḫı rāżī oldılar Tañrı Ta‘ālādan. Yaraḳladı anlara TañrıTa‘ālā uçmaḳları ki aḳar aġaçları altından dürlü dürlü ırmaḳlar. Ebedī ḳalurlaranda. Ol ulu sa‘ādete yitişmekdür.
(İslamı) ilk əvvəl qəbul edib (bu işdə başqalarından) irəli düşən mühacirlərə və ənsara, həmçinin yaxşı işlər görməkdə onların ardınca gedən kimsələrə gəldikdə, Allah onlardan, onlar da Allahdan razıdırlar. (Allah) onlar üçün əbədi qalacaqları, (ağacları) altından çaylar axan cənnətlər hazırlamışdır. Bu, böyük qurtuluşdur (uğurdur)!
And the first to lead the way, of the Muha'jirin and the Ansar, and those who followed them in goodness Allah is well pleased with them and they are well pleased with Him and He hath made ready for them Gardens underneath which rivers flow, wherein they will abide for ever. That is the supreme triumph.
The vanguard (of Islam)(1348)- the first of those who forsook (their homes) and of those who gave them aid, and (also) those who follow them in (all) good deeds,- well- pleased is Allah with them, as are they with Him: for them hath He prepared gardens under which rivers flow(1349), to dwell therein for ever: that is the supreme felicity.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |