Kellâ(s) bel lâ tukrimûne-lyetîm(e)
Hayır; aksine siz yetime (sahipsiz kimselere) ikram etmiyorsunuz (diye başınıza bu belalar sarılmaktadır).
İş öyle değil, hayır; siz, ne yetimi ağırlıyorsunuz.
Hayır, hayır Allah'a karşı yaptığınız bu kötü zannın yanı sıra siz insanlardan yetimlere karşı da cömert değilsiniz.
Böyle yanlış düşüncelere kapılmayın! İşin aslını öğrenmek istiyorsanız eğer, siz yetime, dula, kimsesize ikramda bulunmuyorsunuz.
Hayır. Aksine siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz.
Hayır; aksine, siz yetime ikram etmiyorsunuz.
Hayır, (iyilik zenginlikle, ihanet fakirlikle değildir. İyilik ve fenalık, itaat ve isyan iledir). Doğrusu siz, yetime ikram etmezsiniz, (miras hakkını vermezsiniz).
Hayır! (Alçaklık ve üstünlük, mal ile değildir.) Bilakis siz, yetimlere ikram etmiyorsunuz.
17,18,19,20. Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz; yoksulu doyurmaya teşvik etmiyorsunuz; haram helâl demeden mirası yiyorsunuz; malı aşırı derecede seviyorsunuz.
Hayır siz, öksüzü ağırlamazsınız, yoksulu doyurmaya öğütlemezsiniz
Hayır! Doğrusu siz, (Allah'tan ikram bekliyorsunuz ama kendiniz) yetime karşı cömert davranmıyorsunuz.
Hayır; yetime karşı cömert davranmıyorsunuz.
Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz.
17, 18, 19, 20. Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz. *
Hayır! Doğrusu siz öksüze cömert davranmıyorsunuz?
Hayır hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz.
Hayır hayır doğrusu siz yetîme ikram etmiyorsunuz
Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz.
Hayır. Siz bil'akis yetime iyilik etmezsiniz.
Hayır! (Siz) doğrusu yetime ikrâm etmiyorsunuz!
Hayır! (Rabbinin senin rızkını kısmasının sebebi) Yetime ikramlarda bulunmuyorsunuz.
Yok yok, böyle demeyin. Belki sizin başka suçunuz da vardır, siz yetimi ağırlamıyorsunuz,
Hayır! Aksine siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz.
Hayır; Allah sonsuz lütuf, merhamet ve adâlet sahibidir fakat siz, ey nankörler, bunu hak edecek davranışlar yapmıyorsunuz; örneğin, yetime ikramda bulunmuyorsunuz!
Hayır! (Sakın böyle yapmayın!) Doğrusu siz, yetime ikram etmiyorsunuz.
Ama hayır, hayır, [ey insanlar, bütün yaptıklarınızı ve yapmadıklarınızı bir düşünün:] siz yetime karşı cömert değilsiniz,
– Hayır, aslında siz yetimi koruyup gözetmiyorsunuz. 2/177, 4/2-6
Asla! Bilakis siz yetime izzet ikram göstermiyorsunuz,
Yok, yok. Belki siz yetime ikram etmezsiniz.
Hayır! (Siz Allah'tan hep ikramı devam ettirmesini istersiniz ama, ) yetime değer vermezsiniz!
Hayır, doğrusu siz (Allah'tan ikram bekliyorsunuz ama kendiniz) yetime ikram etmiyorsunuz.
Hayır, hayır… Siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz,
-Hayır, Yetime ikramda bulunmuyorsunuz.
Hayır, siz yetime ikram etmiyorsunuz.
Doğrusu şu ki, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz.
degül eyle! belki aġırlamazsız ögsüzi.
Xeyr! (Belə deməyin). Doğrusu, siz özünüz yetimə hörmət etmirsiniz (yetimin haqqını vermirsiniz).
Nay, but ye (for your part) honour not the orphan
Nay, nay! But ye(6121) honour not the orphans!*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |