Ve emmâ iżâ mâ-btelâhu fekadera ‘aleyhi rizkahu feyekûlu rabbî ehânen(i)
Ve fakat sınadı da rızkını daralttı mı, Rabbim der, alçalttı beni.
Ama ne zamanki onu sınamak (üzere, biraz) rızkını (ve rahatını) kısıverse, hemen "Rabbim bana hainlik ve haksızlık etti (bak beni alçaltıp böyle hakir ve fakir hale getirdi)" diyerek (itiraz ve isyana kalkışır).
Ama onu yine denemek için rızkını daralttığı an Rabbim beni küçük düşürdü diye sızlanır.
Onu imtihana tabi tutup rızkını kısarak ölçü ile verdiğinde:
“Rabbim beni önemsemedi, bana hor baktı.” der.
Ama ne zaman onu imtihan ederek rızkını daraltsa: "Rabbim beni hor kıldı" der.
Ama ne zaman onu deneyerek, rızkını kıssa, hemen: 'Rabbim bana ihanet etti' der.
Amma her ne zaman, onu imtihan edib de rızkını kendisine daraltırsa; o vakit de: “- Rabbim bana ihanet etti.” der.
Amma onu imtihan etmek için ona rızkını daraltınca; “Rabbim beni alçalttı” der. (İmtihan edildiğini anlamaz.)
Fakat imtihan edip rızkını daralttığında ise, “Rabbim beni önemsemedi” der.
Tanrı insanın azığını daraltarak, sınadığında: «Tanrım beni horlamıştır!» der imdi
Ama ne zaman onu deneyerek, rızkını kıssa, (o zaman da); “Rabbim bana haksızlık etti” diye sitem eder.
Lâkin yine insânı tecrübe içün rızkını taklîl itdiği vakit insân "Rabbim beni hôr ve hakîr itdi" dir.
Ama onu sınamak için rızkını daraltıp bir ölçüye göre verdiği zaman: "Rabbim bana hor baktı" der.
Ama onu deneyip rızkını daraltınca da, “Rabbim beni aşağıladı” der.
Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise “Rabbim beni önemsemedi” der (mutsuz olur).
Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise «Rabbim beni önemsemedi» der.
Ancak ne zaman ki rızkını kısarak onu sınarsa, "Rabbim beni küçük düşürdü," der.
Ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa, o vakit de, "Rabbim beni zillete düşürdü." der.
Amma her nezaman da imtihan edip rızkını daraltırsa o vakıt da rabbım bana ihanet etti der.
Ama ne zaman ki, (Allah, o insanın) rızkını daraltarak onu (fakirlik ile) imtihân etse, (bu sefer de, “ben buna layık değildim.) Rabbim bana değer vermedi” der.
Fakat ne zaman ona sınamak için rızkını ölçülü verirse¹, “Rabb'im beni alçaltı.²” der.
Fakat ne vakit da onu deneyerek üzerine rızkını daraltırsa şimdi de« Rabbim bana ihanet etdi» der!
Hâlbuki onu (bu sefer yoklukla) imtihân edip de rızkını kendisine daralttığı zaman: “Rabbim bana ihânet etti!” der.
Ama, ne zaman onu (o gurura kaplayan ve nankörlük eden insanı) imtihan edip, böylece onun rızkını ölçülü verirse (daraltırsa, sabırla sınandığını ve sabrettiği takdirde karşılığını göreceğini düşünmeden) Rabbim beni ihmal etti” der.
Yine Rabbi insanı deneyip imtihan amacıyla onun rızkını kısıp daralttığında “Rabbim beni aşağıladı” der.
ancak yine çalabı sınamak için onun geçimini daraltacak olursa, bu kez de: "Çalabım bana kötülük etti" der.
Bilâkis her ne zaman onu deneyip rızkını darlaştırırsa, sabır etmeyip Rabbim beni hor kıldı der.
Fakat Rabbi onu sınayıp/hâlden hâle geçirip rızkını takdir⁸ edince/daraltınca, “Rabbim beni aşağıladı” der.⁹
Ama ne zaman onu deneyerek rızkını kıssa hemen, “Rabbim bana ihanette bulundu” der.
Ama ne zaman ki, Allah verdiği nîmetlerin bir kısmını geri alıp rızkını daraltarak onu imtihân etse, hemen ümitsizliğe, yılgınlığa kapılır verenin de, alanın da Allah olduğunu, bu imtihân dünyasında nîmetlere şükrederek, sıkıntılara sabrederek Rabb’ine kulluğa devam ettiği takdirde çok daha büyük nîmetlere kavuşacağını düşünmez de, bunun ilâhî adâletsizlikten kaynaklandığını sanır ve büyük bir nankörlükle, “Rabb’im beni küçük düşürdü!” der.
Her neyse onu denemek üzere rızkını daralttığı zaman da: -“Beni rabbim aşağıladı” der.
Tam aksine eğer Allah, yine deneme sadedinde nimetini biraz kısmışsa: " Rabb’im beni horladı " der.
Ama aynı insanı denemek için rızkını azalttığımızda, “Rabbim beni aşağıladı!” der. Böylece verilen nimetlere şükrederken azalan nimetler için Rabbini suçlar.
(Fakat) ne zaman onu imtihan edip rızkını daralttığında ise “Rabbim beni küçük düşürdü (önemsemedi)” der.
Ne zaman da denemek için rızkını daraltsa hemen; “Rabbim beni küçük düşürdü.” der.
ama geçim vasıtalarını daraltarak onu denediği zaman ise, “Rabbim beni küçük düşürdü!” di(ye sızlanı)r. ¹⁰
Ama rızkını daraltarak onu yoklukla sınadığı zaman da: -Rabbim bana haksızlık etti, der. 14/32...34, 21/35
Ne zaman da Rabbi onu (darlıkla) sınayıp onun geçim alanını sınırlandıracak olsa, bu kez de “Rabbim bana değer vermedi” der.[⁵⁷¹⁹]
Ne zaman ki, (Rabbi) onu imtihan edip, rızkını daraltırsa, bu kez "Rabbim bana ihânet etti" der. (Rızık az da olsa yine şükretmek gerektiğini düşünmez de böyle küstahlıkta bulunur.)
Ama onu deneyip rızkını daraltınca da, "Rabbim beni aşağıladı" der.
Amma onu imtihan edip de rızkını darlaştırdığı vakit de der ki: «Rabbim bana ihanet etti.»
Ama yine denemek için nasibini daraltınca O: “Rabbim beni zelil, perişan etti! ” der.
Ama Rabbi onu sınayıp rızkını daraltırsa: "Rabbim beni alçalttı (perişan etti)" der.
Eğer onı rabbi imtihân idüb rızkını kısarsa "Rabbim bana ihânet itdi" dir.
Ama eğer onu yıpratıcı bir imtihana sokar, rızkını daraltırsa bu defa der ki: “Rabbim beni rezil etti”.
Ama onu, imtihan edip, rızkını daralttığında:-Rabbim bana ihanet etti, der.
Fakat ne zaman rızkını kısarak onu sınayacak olsa, bu defa da “Rabbim beni ihmal etti” der.
Ama Rabbi onu sıkıntıya uğratıp rızkını ölçüye bağlarsa: "Rabbim bana ihanet etti!" der.
ammā ķaçan śınaya anı daħı ŧar eyleye anuñ üzere rūzįsinı eyide “çalabum ħorladı beni.”
Ve ammā ḳaçan ki anı tecribe idüp rızḳını ṭar eylese eydür: Tañrım beniḫorladı.
Amma nə zaman (Rəbbin) onu imtahana çəkib ruzisini əskiltsə: “Rəbbim məni alçaltdı (mənə xor baxdı)!” – söyləyər.
But whenever He trieth him by straitening his means of life, he saith: My Lord despiseth me.
But when He trieth him, restricting his subsistence(6120) for him, then saith he (in despair), "My Lord hath humiliated me!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |