İllâ mâ şâa(A)llâh(u)(c) innehu ya’lemu-lcehra vemâ yaḣfâ
Ancak Allah dilerse o başka; şüphe yok ki o, açığa vurulanı da, gizli kalanı da bilir.
Ancak Allah’ın dilediği (kısmı) başkadır. Çünkü O, açıkta olanı da, saklı bulunanı da bilip durmaktadır.
Ancak Allah dilerse o başka… Şüphesiz ki O, açığa vurulanı da gizli kalanı da bilir.
Yalnızca Allah'ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecelli ettiği uygun haller müstesna. Kesinlikle Allah aşikare okumanı, sesli düşünmeni, duyurmanı, açıkça işlediğin amellerini, uygulamalarını; sessiz okumalarını, düşünmelerini, gizli amellerini, görülen ve görülmeyen davranışlarını bilir.
Allah'ın dilediği hariç. Şüphesiz O açıkta olanı da bilir, gizli duranı da.
Ancak Allah'ın dilediği başka. Çünkü O, açıkta olanı da bilir, saklı duranı da.
Ancak Allah'ın (nesh edip de unutulmasını) dilediği müstesna... Çünkü O, aşikârı da bilir, gizliyi de...
Allah’ın dilediği hariç. Çünkü O, aşikârı da gizli olanı da bilir.
6,7. Bundan böyle seni okutacağız; artık Allah'ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah açığı ve gizleneni bilir.
Allah unutturursa başka, O gizli, açık her şeye tanık !
Ancak Allah'ın (unutmanı) diledikleri hariç; çünkü (yalnız) O'dur (insanın) kavrayışına açık olan her şeyi ve (hikmetine binaen ondan) gizli olanları bilen.
6,7. Biz sana Kur’ân’ı ta’lîm itdik. Allâh’ın unutmanı istediği şeyler müstesnâ olmak üzere ânı hiç unutmayacaksın. Allâh zâhiri ve bâtını bilür.
Allah'ın dilediği bundan müstesnadır. Doğrusu açığı da, gizliyi de bilen O'dur.
Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de.
6-7. Sana okutacağız ve Allah öyle dilemedikçe unutmayacaksın. O, açık olanı da bilir, gizli olanı da.
6, 7. Sana (Kur'an'ı) okutacağız; artık Allah'ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir.
ALLAH'ın dilediği hariç; O açığı da bilir, gizliyi de.
Yalnız Allah'ın dilediği başkadır. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de.
Yalnız Allahın dilediği başka çünkü o açığı da bilir gizliyi de
Ancak Allah’ın (nesh edip de unutulmasını) dilediği müstesna. Şüphesiz O, aşikârı da gizli olanı da bilir.
Allahın dilediği başka. Çünkü O, aşikârı da bilir, gizliyi de.
Ancak (eğer isterse) Allah'ın (unutmanı) dilediği müstesnâ. Şübhesiz ki O, açık olanı da bilir, gizleneni de.
6,7. (Resulüm! Bundan böyle) biz sana (insanlar için bir hidayet rehberi olan Kur’an’ı) okutacağız (sana öğreteceğiz). Artık (zatım olan) Allah aksini dilemedikçe (öğrendiklerinden) hiçbirini unutmayacaksın. Şüphesiz ki O, açığı da bilir, gizliyi de bilir. *
Ancak, Allah dilerse unutabilirsin. Çünkü O, açıkta olanları da, gizli saklı olanları da bilir.
Meğer ki Allah bunun böyle olmasını diliye. Çünkü O açığı da bilir, gizliyi de bilir.
Allah/ın dilediği başka. Çünkü O, aşikâreyi de gizliyi de bilir.
Allah’ın dilediği hariç. Muhakkak ki O, açık olanı da bilir, gizli olanı da.
Elbette Allah dilerse o başka (çünkü O, her şeye gücü yetendir). Şüphesiz O, açıkta olanı da bilir, saklı duranı da.
Allah’ın unutturmayı dilediği bilgiler hariç. Çünkü insanın bilgisi sınırlıdır; oysa O, yaratılmışların kavrayışına açık olanları da en mükemmel şekilde bilir, gizli kalanları da.
Ancak, Allah’ın dilediği başka! Gerçekten O, Açıkta Olan’ı biliyor, gizlenen şeyleri de!
6,7. Resulüm! sana öyle bir belleteceğiz ki -Allah aksini istemedikçe- asla unutmayacaksın. Çünkü her şeyin içini dışını en iyi Allah bilir.
Bil ki sana Allah’tan başka unutturacak yoktur. O dilediğini unutturur, dilediğini hatırlatır. Rabbin her şeyin gerçeğini bilir. İster gizli ister açık olsun fark etmez. Rabbinden kimse bir şey gizleyemez.
6,7. Sana (Kur’an’ı) okutacağız ve sen -Allah’ın dilemesi hariç- (onu) unutmayacaksın. Şüphesiz ki O, açığı da gizli olanı da bilir.
6,7. (Bundan böyle) Biz sana, Kur’ân’ı (ezberden) okutacağız ve sen de Allah dilemedikçe, asla unutmayacaksın.¹ Çünkü O, açığı da, gizliyi de bilir. ²
Allah’ın [unutmanı] diledikleri hariç; ⁴ çünkü, [yalnız] O’dur [insanın] kavrayışına açık olan her şeyi ve [ondan] gizli olanları ⁵ bilen:
Bu ancak Allah’ın dilemesi ile olacak şeydir. Zira O’dur aşikâr olanı da gizli olanı da bilen. 26/192...199, 96/1
Allah’ın (unutmanı) istedikleri hariç;[⁵⁶⁸⁵] çünkü O açığa çıkanı da bilir gizleneni de;
Ancak Allah dilerse başka. (*) Şüphe yok ki Allah; açığı da bilir, gizliyi de! (Yüksek sesle olsun içinden de olsun okuduğunda unutmadığını elbette Rabbin bilir)
Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de.
Allah'ın dilediği müstesna, şüphe yok ki o, âşikâr olanı da bilir, gizliyi de.
6, 7. Bundan böyle sana Kur'ân okutacağız da sen unutmayacaksın. Ancak Allah'ın dilediği müstesna. Çünkü O, size göre açık ve net olanı da, gizli olanı da pek iyi bilir.
Yalnız Allah'ın dilediğini unutursun. O, açığı da bilir, gizli olanı da.
6,7. Biz sana Kur'ân okuruz (vahy ideriz) Ancak Allâh'ın istediğinden başkasını unutmazsın. O âşikâr ve gizliyi bilir.
Allah unutturmuş olursa başka; o açığı da bilir, gizli olanı da.
Allah'ın dilediği dışında.. Çünkü O, açıktakini de gizli olanı da bilir.
Allah'ın dilediği müstesna. O açık olanı da bilir, gizli kalanı da.
Allah'ın dilediği müstesna. O, açıklananı da gizleneni de bilir.
6-7. tįz oķıdavuz saña pes unıtmayasın illā anı kim diledi Tañrı. bayıķ ol bilür eşikereyi daħı anı kim gizlenür.
Dilegeni Tañrı Ta‘ālā dilese unutdurur. Ol bilicidür, āşikāreyi ve gizlüyi.
Yalnız Allahın dilədiyindən (hökmünü ləğv etdiyimiz bu və ya digər ayədən) başqa! Şübhəsiz ki, O, aşkarı da, gizlini də bilir!
Save that which Allah willeth. Lo! He knoweth the disclosed and that which still is hidden;
Except as Allah wills:(6086) For He knoweth what is manifest and what is hidden.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |