Bel tu/śirûne-lhayâte-ddunyâ
Hayır, siz dünya yaşayışını üstün tutarsınız.
(Ey gafiller ve hainler;) Hayır! Siz dünya hayatını tercih edip üstün tutmaktasınız.
Ama siz dünya hayatını ahirete tercih ediyorsunuz.
Fakat siz ey gafiller, dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Gerçek şu ki, siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Hayır siz, dünya hayatını seçip üstün tutuyorsunuz.
Fakat (ey kâfirler!) siz dünya hayatını (ahirete) tercih ediyorsunuz.
Fakat siz, dünya hayatını tercih ediyorsunuz. (Onun için arınamıyorsunuz, imtihanı kaybediyorsunuz.)
16,17. Aksine siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa âhiret hayatı daha üstün ve daha kalıcıdır.
16,17. Olabilir, dünya dirliğini üstün tutarsız, öbür dünya daha iyi, daha da sürekli
Fakat (buna rağmen) sizler (sadece) dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Siz dünyâ hayâtını tercîh idiyorsunuz.
Ama sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
16, 17. Fakat siz (ey insanlar!) ahiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Ne var ki siz dünya hayatını seçiyorsunuz.
Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Fakat siz Dünya hayatı tercih ediyorsunuz
Fakat sizler (geçici) dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Belki siz dünyâ hayaatını (âhiretden) üstün tutarsınız.
Fakat (siz) dünya hayâtını üstün tutarsınız!
(Ama) gerçek şu ki, siz (ey inanmayanlar!) dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Ancak siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Belki de siz dünya yaşayışını üstün tutuyorsunuz.
Hayır, siz dünya diriliğini âhirete tercih edersiniz.
Fakat (Ey inkârcılar!) Siz hep dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Hayır siz, dünya hayatını seçip üstün tutuyorsunuz.
Ne var ki, siz ey gâfiller, dünya hayatının basit ve gelip geçici zevklerini sonsuz âhiret nîmetlerine tercih ediyorsunuz.
Aksine, Dünya Hayatı’nı tercih ediyorsunuz.
16,17. Sizler, dünya hayatını tercih ediyorsunuz, // halbuki ahiret hayatı daha hayırlı ve kalıcıdır.
Ne var ki insan her şeyi acele ister. Dünya hayatını ahiret hayatına tercih eder. Bencilliğini öne çıkarır. O nedenle dünyada elde edeceği şeyleri düşünerek yanlış kararlar verir. Zanneder ki dünyada elde ettiği şeyler onu kurtaracak. Bilse ki kısacık dünya hayatı sadece bir geçiştir. Ancak düşünmez, bilmek istemez. Gerçeklere karşı gözleri kör, kulakları sağırdır. Gerçeklerimiz açıklansa bile görmek, duymak istemez. Dünya hayatına aldanıp kendi yalanıyla yaşamak istemiştir.
16,17. (Ey insanlar!) Hem daha hayırlı, hem de daha sürekli olan âhireti değil de dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Ama hayır, [ey insanlar,] siz bu dünya hayatını tercih edersiniz,
Siz, hala bu dünya hayatını tercih ediyorsunuz. 17/18-19, 42/20
Fakat siz (ey insanlar), bu yakın ve aşağı hayatı tercih ediyorsunuz;[⁵⁶⁹²]
Fakat sizler dünya hayatının tesirinde kalıyorsunuz.
Belki siz, dünya hayatını tercih edersiniz.
Fakat bilakis siz dünya hayatını ve zevklerini tercih ediyorsunuz.
Ama siz, şu yakın hayatı yeğliyorsunuz.
Belki siz müşrikler! Hayât-ı dünyâyı âhirete tercîh idersiniz.
Hayır, siz yaşadığınız şu hayatı tercih ediyorsunuz.
Siz, dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Doğrusu şu ki, siz şu iğreti hayatı yeğliyorsunuz.
belki üyürürsiz yaķın dirliġi.
Bel ki iḫtiyār iderler dünyā dirligini āḫiret üstine.
Lakin siz (ey insanlar!) dünyanı üstün tutursunuz!
But ye prefer the life of the world
Day (behold), ye prefer the life of this world;
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |