İnnehu kâne fî ehlihi mesrûrâ(n)
Şüphe yok ki o, ailesinin içinde sevinmedeydi.
Çünkü o, (dünyada günahkâr ve isyankâr olmasına rağmen) kendi aile yakınları arasında neşelenip (gururlanmıştı).
Şüphe yok ki o adam dünyadaki hayatında yandaşlarının yanında pek sevinçli ve keyifle yaşamıştı.
Çünkü ailesi, yandaşları içinde malları mülkleri sebebiyle şımarmıştı.
Çünkü o, (dünyada) kendi yakınları arasında sevinçliydi.
Çünkü o, (dünyadaki) evinde keyifli ve sevinçli idi.
Çünkü o, daha önce ailesi içinde sevinçli idi.
Zira o, ailesi içinde şımarmıştı.
O önceden ailesi arasında, sevinç içindeydi
Hâlbuki o, (dünyada) yandaşlarının yanında iken pek sevinçliydi.
13,14. Arz üzerinde o ’âilesi nezdinde mesrûren yaşayordı. Hiç bir vakit Allâh’ın huzûrına çıkmayacağını zan idiyordı.
Çünkü o, dünyada, adamlarının yanında iken zevk içindeydi.
Çünkü o, (dünyada iken) ailesi içinde sevinçli idi.
Şüphesiz o, (dünyada iken) yakınları arasında neşeliydi.
10, 11, 12, 13. Kimin de kitabı arkasından verilirse, derhal yok olmayı isteyecek; alevli ateşe girecektir. Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal-mülk sebebiyle) şımarmıştı.
Oysa arkadaşları arasında sevinçliydi;
Çünkü o ailesi içinde sevinçli idi.
Çünkü o ehlinde mesrur idi
Şüphesiz o, (dünyada iken) ailesi arasında (malı ve mülkü ile şımarıp, âhireti düşünmeyen, keyif çatan) sevinçli biriydi.
O, dünyada yakınları içindeyken sevinçliydi.
Çünkü o, ehli içinde bir şımarıkdı.
Çünki o, (dünyada) âilesi içinde (emirlerimize isyân ederek şımarmakla orada)sevinçli idi.
10,11,12,13. Ama kimin de kitabı (sicili) arkasından verilirse, derhal yok olmayı isteyecek; ve alevli ateşe girecektir. Şüphesiz o, (dünyada) ailesi içinde (mal mülk sebebiyle) şımarmıştı.
O daha önce ailesinin yanında çok sevinçli birisi idi.
Çünkü o kendinden olanlarla birlikte iken sevinç içinde idi.
Hâlbuki o, (dünyada iken) ailesi arasında sevinçliydi.
Çünkü o, (dünyada) kendi yakınları arasında sevinçliydi.
Çünkü o, dünyadayken dostları ve yakınları arasında hep sorumsuz bir şekilde bencilce ve keyif içinde yaşardı.
O, kendi ailesinde sevinçliydi.
Zavallı, ailesi yanında ne kadar da mutlu idi.
Çünkü o dünyada ailesi ve varlıklarının çokluğuyla seviniyordu.
Şüphesiz ki o, (dünyadayken) ailesinin (arkadaşlarının) içinde çok mutluydu.
Çünkü o (bir zamanlar) ailesi içerisinde keyif çatıyordu.
Hâlbuki o, vaktiyle yandaşlarının yanında pek mutlu idi. 11/38, 38/62-63, 83/29...33
oysa o, (vaktiyle) kendi insanları içerisinde pek şen şakrak idi;
Çünkü o (dünyadayken) ailesi (toplumunun) içinde (zevk ve sefa sürüyor) sevinip duruyordu, (ahirete inanmıyor)
Çünkü o, (dünyâda) âilesi arasında (şımarık ve) sevinçli idi.
Şüphe yok ki o, ehli arasında sevinçli bir halde idi.
O dünyada iken ailesi içinde keyifli, şımarık idi.
Çünkü o, (dünyada) ailesi arasında (şımarık ve) sevinçli idi.
O dünyâda ehli arasında iken mesrûr idi.
Hâlbuki bir zamanlar eşi dostu arasında mutluydu.
Nitekim o, ailesinin yanında neşeli idi.
Halbuki o ahbabının arasındayken pek keyifliydi.
O, ailesi içinde sevinçli idi.
bayıķ ol oldıyıdı ķavunuñda şād olmış.
Ol dünyāda ehli içinde ḳatı baṭarān‐ıdı.
O, (dünyada) öz ailəsi (yaxınları) arasında sevinc içində idi.
He verily lived joyous with his folk,
Truly, did he go about among his people, rejoicing!(6041)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |