Elleżîne iżâ-ktâlû ‘alâ-nnâsi yestevfûn(e)
Öyle kişilerdir onlar ki insanlardan bir şey alırlarken tamam ölçerler.
Ki onlar, insanlardan ölçüp (kendi haklarını) aldıkları zaman, tam olarak alırlar.
Onlar ki insanlardan birşey ölçüp aldıklarında, ölçüyü tam tutarlar.
Bilerek insanları zarara uğratacak şekilde ölçüp tarttıkları sırada, mallarının hakkı olmayan bedellerini tamı tamına alırlar.
Onlar insanlardan ölçerek bir şey aldıklarında noksansız alırlar.
Ki onlar, insanlardan ölçerek aldıklarında noksansız alırlar.
Ki onlar, insanlardan ölçüp (haklarını) aldıkları zaman, tam olarak alırlar.
Onlar ki insanlardan bir şey alıp ölçtükleri zaman, tam ölçerler.
2,3. Onlar, insanlardan bir şey aldıkları zaman tam ölçüp tartarlar. Kendileri bir şey sattıkları zaman onlara eksik ölçüp tartarlar.
Başkasından alırlarsa, tam ölçerler
Onlar ki, insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler.
2,3. Ânlar ahâlîden alır iken tam ölçü isterler ve diğerlerine satar iken aldatırlar.
1,2,3. İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler.
Onlar, insanlardan ölçerek bir şey aldıklarında tam ölçerler.
1, 2, 3. İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun!
Halktan bir şey aldıklarında ölçüyü tam uygularlar.
Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler.
Ki nâs üzerinden kendilerine ölçtükleri zaman tam basarlar
Onlar, insanlardan ölçerek bir şey aldıkları zaman (haklarını) tam olarak alırlar.
Onlar, alırlarken tam olarak ölçer, tartarlar.
Ki onlar insanlardan ölçekle aldıkları zaman (haklarını) tastamam alanlar,
Onlar ki, insanlardan ölçerek (bir şey) aldıkları zaman, tam alırlar.
Onlar öyle kimselerdir ki, insanlardan (kendileri için) tartı ile bir şey aldıklarında, satandan ölçüye tam uymalarını isterler.
Onlar başkalarından alırken tam alırlar,
Onlar ki, halktan aldıkları zaman tam ölçüp alırlar.
Onlar insanlardan bir şey alırlarken hesabı tam olarak alırlar.
Onlar, insanlardan ölçerek aldıklarında noksansız alırlar.
Onlar ki, insanlardan bir şey alırken, haklarını eksiksiz isterler.
Onlar İnsanlar’dan tarttıkları zaman tam ölçü tutuyorlar.
Yani başkalarından alırken tastamam alıp
Onlar kendi çıkarlarına olduğu zaman hakka hukuka uyulmasını isterler. Kendilerine haksızlık yapılmamasını isterler. Her şeyin ölçüsünün tam yapılmasını isterler.
Onlar insanlardan (bir şey alırken) ölçtüklerinde (baskı yaparak) tam ölçerler. [*]
Onlar, insanlardan bir şey alırken tam ölçerler,
onlar, [öteki] insanlardan haklarını eksiksiz isterler;
Onlar insanlardan bir şey alırken tam ölçüp tartarlar. 17/35, 55/7.9
ki; kendileri başkalarından alacakları zaman noksansız isterler,
2,3. Onlar ki, başkalarından bir şey aldıkları zaman tam tartıp alırlar, başka kimselere bir şey tarttıklarında ise eksik tartarlar!..
Onlar insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman ölçüyü tam yaparlar.
O kimseler ki, nâs aleyhine ölçtükleri zaman tam ölçer alırlar.
Onlar ki satın alırken haklarını tam olarak alırlar.
Onlar insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman ölçüyü tam yaparlar.
1,2,3. Nâsdan aldıklarını tamam ölçüb tartan ve nâsa virdikleri ölçüyi ve tartıyı noksan iden, kile ve terâzîde noksan idicilerin vay hâline!
İnsanlardan alırken ölçünün tam olmasını isterler,
İnsanlardan/halktan aldıklarında tam alan..
Onlar insanlardan birşey ölçerek aldıklarında tastamam alırlar.
Ki onlar insanlardan alırken ölçüyü tam yaparlar,
anlar kim ķaçan ölçüp aldılar sinig-ile ādemįlerden tamām alurlar.
Ḳaçan özlerine keyli alsa ḫalḳdan tamām alurlar.
O kəslər ki, özlərini insanlardan (bir şey) aldıqları zaman onu tam ölçüb alar,
Those who when they take the measure from mankind demand it full,
Those who, when they have to receive by measure from men, exact full measure,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |