İżâ tutlâ ‘aleyhi âyâtunâ kâle esâtîru-l-evvelîn(e)
Onlara ayetlerimizi okuyunca derler ki: Öncekilere ait masallar.
Ona (haddini aşana ve her günaha bulaşana) ayetlerimiz okunduğu zaman demişti ki: (Bunlar) "Geçmişlerin masalları (asılsız uydurmaları)dır."
Bu tür kimselere ayetlerimiz okunduğu zaman hep “Geçmişin masallarıdır” derler.
Kendisine âyetlerimiz okunduğunda: "Öncekilerin masalları" der.
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman: 'Geçmişlerin masallarıdır' dedi.
Ona ayetlerimiz okununca “- Evvelkilerin masalları.” demiştir.
Öyle azgın günahkâr ki ayetlerimiz ona okunduğu zaman, “eskilerin efsaneleridir” diyor.
Onlara âyetlerimiz okunduğunda, “Öncekilerin masallarıdır” derler.
13,14. Bizim âyetlerimiz, ona okunduğunda: «Eskilerin Masalları» demektedir o, yaptıkları onların, kalblerine yığılarak karartmıştır
12,13. Ancak haddini tecâvüz iden günâhkârlar îmân itmezler ve âyâtımız okundığı zamân "Bu eski esâtîrdir" dirler.
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman "Öncekilerin masalları" der.
Ona âyetlerimiz okununca, “Eskilerin masalları” der.
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, “eskilerin masalları” der.
Böyle birine âyetlerimiz okununca «Eskilerin masalları» derdi.
Kendisine ayetlerimiz iletildiğinde, "Efsane" derdi.
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, "eskilerin masalları" der.
Karşısında âyetlerimiz okunurken evvelkilerin esatîri dedi
Ona âyetlerimiz okuduğu zaman, “(Bunlar) öncekilerin masalları (dır)” der.
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman, “Eskilerin masalları.” der.
Onun karşısında âyetlerimiz okununca «Evvelkilerin masallarıdır» demişdir o.
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman: “Evvelkilerin masalları!” der.
Öylelerine ayetlerimiz (mesajlarımız) okunup tebliğ edildiğinde, “Eskilerin masalları!” derler.
Ayetlerimiz o’na okunduğunda “Bunlar öncekilerin masalları” der.
Ona belgelerimiz okununca "Eskilerin masallarıdır" der.
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman «— Bu eskilerin efsaneleridir» der.
Ona ayetlerimiz okunduğunda, “öncekilerin masalları” der.⁵
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman, “Geçmişlerin masallarıdır” dedi.
Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman, “Bu kitapta yer alan kıssalar, inanç ilkeleri, hükümler, öğütler ve uyarılar, çok eski zamandan kalma köhnemiş kanunlar ve önceki milletlerin uydurup dilden dile naklettiği efsâneler ve binbir gece masallarıdır!” derler.
Âyetlerimiz ona okunduğu zaman: -“İlk Öncekiler’in hikâyeleri!” diyordu.
Bu gibilere ayetlerimiz okundu mu: " eskilerin palavrası " deyip geçerler.
İnkâr edene ayetlerimiz okununca: "Eskilerin masalları" der.
12,13. Hâlbuki o günü ancak kendisine âyetlerimiz okunduğu zaman; “(bunlar) eskilerin masallarıdır.” diyen saldırgan ve günâha düşkün kimse yalanlar.
[işte böyle,] ne zaman mesajlarımız onlara iletilse, hep “Geçmişin masalları!” derler.
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman “Bunlar eskilerin masallarıdır” derler. 16/24, 23/82-83
ne zaman (Hesap Günü’nü hatırlatan) âyetlerimiz kendilerine okunsa, “geçmişin masalları” dediler.
(Nitekim) Onun karşısında ayetlerimiz okunduğunda, "(Bunlar) Evvelkilerin masallarıdır" der.
Ona anlatılıp okunduğu zaman: "Eskilerin masalları" der.
Ona karşı Bizim âyetlerimiz tilâvet olunduğu vakit, «Evvelkilerin efsaneleridir» demiştir.
Kendilerine ayetlerimiz okunduğunda: “Bunlar, eski devirde yaşamış insanların masalları! ” diyenlerdir. [16, 24; 25, 5]
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman: "Eskilerin masalları" der.
Ve onlara âyetlerimiz okundukda: "Bu ümem-i sâlifenin efsâneleridir" dirler.
Böyle birine âyetlerimiz okunduğu zaman “bunlar eskilerin masallarıdır” der.
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman 'evvelkilerin masalları' der.
Kendisine âyetlerimiz okunduğunda “Eskilerin efsaneleri” der.
Ayetlerimiz ona okunduğunda, "Daha öncekilerin efsaneleri!" deyiverir.
ķaçan oķınur anuñ üzere āyetlerümüz eyitti “öñdingiler meŝelleridür.”
Ḳaçan üstine oḳunsa bizüm āyetlerümüz, eydür ki geçen ümmetlerüñdüzmesidür, dir.
Ayələrimiz ona oxunduğu zaman: “(Bunlar) qədimlərin əfsanələridir (uydurmalarıdır!)” – deyər.
Who, when thou readest unto him Our revelations, saith: (Mere) fables of the men of old
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |