21 Mart 2023 - 28 Şaban 1444 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tekvîr Suresi 23. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Seç/Sil


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve lekad raâhu bil-ufuki-lmubîn(i)

Ve andolsun, onu, apaydın tanyerinde gördü.

Andolsun O (Peygamber), onu (Cebrail’i ve İlahi tecelliyi) apaçık bir ufukta (iken de) görmüşlerdir.

Andolsun Muhammed vahiy getiren Cibrîl'î berrak bir ufukta gördü.

Andolsun o Cibril'i apaçık, ufukta gördü.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 53/13-16.

Andolsun ki o, onu apaçık bir ufukta görmüştür.

Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.

And olsun ki, Peygamber, o Cebrâil'i açık ufukta gördü.

Andolsun! O, O’nu açık ufukta (maddi âlemin gayba açılan ufkunda) gördü.

22,23,24. Sizin arkadaşınız Muhammed, kesinlikle deli değildir. O, meleği apaçık ufukta görmüştü. O, gaypten gelen bilgileri sizden esirgeyemez.

Apaçık bir ufukta, evet O'nu görmüştür!

Şüphesiz (Muhammed) onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür.

Bkz. 53/13-16 ve dipnotları.

(Cibrîl) şark ufkunda râe’l ’ayn gördi.

And olsun ki, o, Cebrail'i apaçık ufukta görmüştür.

Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü.

Andolsun ki onu (vahiy meleğini) apaçık ufukta görmüştür.

Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür.

Onu apaçık bir ufukta görmüştür.

Bak 53:1-18

Andolsun o, Cebrail'i açık ufukta gördü.

Vallahi gördü onu açık ufukta

Ant olsun o, onu açık ufukta gördü.¹

1- Allah\tan vahyedileni; Allah\ın büyük tecellisini, hiçbir kuşku olmaksızın, apaçık bir şekilde kavradı.

Andolsun ki O (saahibiniz) onu apaçık ufukda görmüşdür.

And olsun ki, onu (Cebrâîl'i) apaçık, ufukta gördü.

O, (daha önce) vahiy meleğini açık bir ufukta görmüştü.

Ant olsun ki o, Cebrail’i güneşin doğduğu apaçık ufukta görmüştür.

* O, elçiyi el ayak yetişmeyecek yüksek bir kenarda görmüştü.

Andolsun onu/Cibril’i apaçık ufukta görmüştür.⁸

8 Necm, 53/7-10

Şüphesiz o (Peygamber), onu (Cebrail'i) apaçık bir ufukta görmüştür.

O, gerçekten de Cebrail’i görmüştü; hem de onu, güpegündüz berrak bir ufukta, 600 kanadıyla yerle gök arasını kaplamış bir hâlde, aslî şekliyle görmüştü. (53. Necm: 7-9)

And olsun, onu Açık Ufuk’ta gördü.

22,23. Hepinizin bildiği Muhammed, deli değildir. // O, bu meleği parlayan ufukta gördü.

Andolsun size gerçekleri açıklayan arkadaşınız, vahyimizi O’na getireni ufukta bütün gerçeğiyle gördü. Gördüğü gerçekte yanılmadı.

Yemin olsun ki onu (Cebrail’i) apaçık ufukta görmüştü. [*]

Benzer mesaj: Necm 53:7.

Yemin olsun o (Peygamber), Cebrâil’i apaçık ufukta gördü.¹

1 Konuyla ilgili olarak Bk. (Necm: 5-18)

o gerçekten [meleği] gördü, berrak bir ufukta [gördü] onu; ⁸

8 Bu, 74. surenin giriş notunda zikredilen vahiydeki kopuşu (fetratu’l-vahy) sona erdiren, Hz. Peygamber’in Melek Cebrâil’i görmesine bir atıftır. Bkz... Devamı..

Andolsun ki onu, berrak bir ufukta görmüştür. 53/1...15

Doğrusu o, meleği berrak bir ufukta görmüştür;[⁵⁶⁰³]

[5603] Vahyin geliş sıklığının henüz tecrübe edilmediği başlangıçta doğal bir molayı vahyin kesildiğine yoran Mekke’deki inkârcıların dedikodularını r... Devamı..

Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü.

O, vahyi getiren elçi Cebrail'i, apaçık ufukta görmüştü. [53, 13-16]

Andolsun (Muhammed) onu apaçık ufukta görmüştür.

Cibrîl'i şekl-i aslîsinde âşikâr olarak ufk-u şarkda gördi.

O, Cebrail’i apaçık ufukta görmüştür.

Onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür.

And olsun, onu apaçık ufukta gördü.(10)

(10) Cebrail’i. 53:7 ve devamına bakınız.

Yemin olsun ki, onu apaçık ufukta gördü.

daħı bayıķ gördi anı yir gök ķıranında bellü.

Taḥḳīḳ gördi Cebrā’īli gökler ḳırañında.

And olsun ki, (Peyğəmbər!) onu (Cəbraili) açıq (ən uca) üfüqdə gördü.

Surely he beheld him on the clear horizon.

And without doubt he saw him in the clear horizon.(5991)

5991 Read along with this the whole passage in 53:1-18 and notes there; specially n. 5092, where the two occasions are mentioned when there was a visi... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.