Liyuhikka-lhakka veyubtile-lbâtile velev kerihe-lmucrimûn(e)
Böylece de suçlular istemese de gerçeği gerçek olarak izhar etmeyi ve batılın boşluğunu bildirmeyi murad etmekteydi.
Allah bununla; mücrimler hoşlanmasalar da, Hakkı gerçekleştirip (üste çıkarmak) ve bâtılı geçersiz kılıp ortadan kaldırmak (diliyordu).
Böylece Allah, hakkın her zaman hak olduğunu, batılın da daima değersiz ve geçersiz olduğunu ortaya koyacaktı. Bu husus günaha gömülüp gidenlerin hoşuna gitmese bile.
Bunlar, İslâm'a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsiler, suçlular ve günahkârlar istemese de, hakkı, İslâm'ı yüceltmek ve toplumda hakça, İslâmî bir düzen gerçekleştirmek ve bâtılı ortadan kaldırmak içindi.
Bu, suçlular istemese de hakkı yerleştirmek ve batılı ortadan silmek içindi.
O, suçlu-günahkârlar istemese de, hakkı gerçekleştirmek ve batılı geçersiz kılmak için (böyle istiyordu.)
Bunun hikmeti: Kâfirler istemese bile, İslâmı tanıtıp yerleştirmek ve küfrü yok etmek içindi.
O suçluların istememelerine rağmen, Allah, hakkı gerçekleştirmek, batılı yok etmek istedi.
Bu istek, günahkârların hoşuna gitmese de hakkı gerçekleştirmek ve bâtılı ortadan kaldırmak içindi.
Günahlı olanlar, hoş görmezse de, o hakkı hak edip, iğriyi de batırır
Mücrimlerin infi’âline rağmen hak tezâhür idecek bâtıl ibtâl olunacakdır.
7,8. Allah bu iki taifeden birini size vadetmişti; siz, kuvvetsiz olanın size düşmesini istiyordunuz. Oysa, suçluların hoşuna gitmese de, hakkı ortaya çıkarmak ve batılı tepelemek için, Allah sözleriyle hakkı ortaya koymak ve inkarcıların kökünü kesmek istiyordu.
Bu, suçlular hoşlanmasa da Allah’ın hakkı ortaya çıkarması ve batılı ortadan kaldırması içindi.
7-8. Hatırlayın, Allah size “iki topluluktan biri sizindir” diye vaad ediyordu, siz güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz, Allah ise iradesi ve sözleriyle hakkı hâkim kılmayı ve inkâr edenlerin kökünü kesmeyi murat ediyordu ki, böylece günah yolunu tutanların hoşlarına gitmese de hakkı hâkim, bâtılı geçersiz kılsın!
(Bunlar,) günahkârlar istemese de hakkı gerçekleştirmek ve bâtılı ortadan kaldırmak içindi.
Ki suçlular hoşlanmasa da hakkı gerçekleştirsin ve haksızlığı ortadan kaldırsın.
Ki, hakkın hak olduğunu tanıtsın ve batılı büsbütün yok etsin, varsın o günahkârlar istemesin.
Ki hakkı hak tanıtsın ve bâtılı ibtal etsin, varsın mücrimler istemesin
(Kâfirlere karşı yapılan cihadın amacı;) mücrimler (kâfirler) istemese de Hakk’ın (yeryüzüne) hâkim olması ve bâtılın ortadan kaldırılması içindir.
Bu, suçluların hoşuna gitmese de Hakk'ın ortaya çıkarılması ve Batıl'ın yok olması içindi.
Bunun hikmeti şu idi: (Allah) o günahkâr (müşrik) ler istemese de hak (olan müslümanlığ) ı pâydâr edecek, baatıl (olan şirk) i de ibtâl buyuracakdı.
Ki günahkârlar hoş görmese de, o hakkı gerçekleştirsin ve o bâtılı ortadan kaldırsın!
Ki suçlular (saldırganlar) hoşlanmasa da hakkı gerçekleştirsin, batılı da (gerçek olmayanları da hep) geçersiz kılsın.
Günaha batmış kimseler istemeseler de, Allah batılı yok edip, hakkı (dinini) gerçekleştirsin.
Bu da doğruyu yerine getirmek, iğriyi de ortadan kaldırmak içindi, suçlular bunu istemeseler bile.
Günahkâr olan müşrikler istemeseler de hak olan İslâmî sabit, bâtıl olan şirki bâtıl kılacak.
Bu, suçlular [mucrimûn] istemese de hakkı gerçekleştirmek ve batılı da ortadan kaldırmak içindi.
(Bu vaat) Suçluların hoşuna gitmese de hakkı gerçekleştirmek ve batılı geçersiz kılmak içindi.
Allah zalimlerle savaşmanızı emrediyordu ki, —suçlular kahrından çatlasalar da— hakîkati yeryüzünde egemen kılsın ve inkâr, zulüm, haksızlık temeline dayanan sistemleri, yani bâtılı ortadan kaldırsın.
Suçlular hoşlanmasa da Hakk’ı gerçekleştirsin, Bâtıl’ı ortadan kaldırsın!
Zira suç odakları istemese de Allah, gerçeği yerine oturtup sahteyi alaşağı edecekti.
Bu ceza suçlular hoşlanmasa da Rabbinizin hakkı ortaya çıkarması ve batılı ortadan kaldırması içindir.
(Bütün bunlar), suçlular istemese de [hakk]ı gerçekleştirmek ve [batıl]ı ortadan kaldırmak içindi.
7,8. İşte o zaman Allah size iki topluluktan birisinin¹ sizin olacağını vâdediyordu. Siz ise silâhsız olan (kervanın) sizin olmasını arzu ediyordunuz. Hâlbuki Allah, emriyle hakkı gerçekleştirmek, kâfirlerin kökünü kazımak, günâhkârlar hoşlanmasalar da mutlak doğruyu ortaya çıkarmak ve bâtılı yok etmek istiyordu.
Böylece O, hakkın (her zaman) hak olduğunu, bâtılın da bâtıl olduğunu gösterecekti; bu, günaha gömülüp gitmiş olanların hoşuna gitmese de. ⁹
Ki hakkın gerçek olduğunu ve batılın da sahte olduğunu ortaya koysun her ne kadar günahkârlar istemese de. 30/4
ki hakkın gerçek ve bâtılın sahte olduğu böylece ortaya çıksın: tabî ki, günahı tabiat hâline getirenler[¹³³²] istemese de!
(Böylece) O günahkarların (müşriklerin) hoşuna gitmese de hak (İslam) galip gelecek, bâtılı ortadan kaldıracaktı!
Ki suçlular istemese de hakkı gerçekleştirsin, bâtılı da ortadan kaldırsın.
Tâ ki hakkı isbat ve bâtılı iptal etsin. Velev ki, günahkâr olanlar hoşnut olmasınlar.
7, 8. Allah iki topluluktan birine sizi galip kılacağını vâd ettiğinde siz silahsız olan topluluğun (kervanın) sizin olmasını arzu ediyordunuz. Halbuki Allah ise, emirleriyle hakkı üstün kılmak ve şirkin kuvvetini yok ederek kâfirlerin ardını kesmek istiyordu ki, o suçlu müşrik gürûhu hoşlanmasa da, hak olan İslâm'ı yüceltsin, batıl olan şirki de ortadan kaldırsın.
Ki suçlular istemese de hakkı gerçekleştirsin, batılı da ortadan kaldırsın.
Mücrimler ikrâh ider ve istemezlerse de Allâh hakkı yerine getirecek ve bâtılı izâle ve ibtâl idecekdir
O suçlular istemeseler bile gerçeği ortaya çıkarıp yanlışı ortadan kaldıracağını, bu şekilde gösterecekti.
Günahkarların hoşuna gitmese de hakkı ortaya koymak ve batılı da ortadan kaldırmak için..
Tâ ki, mücrimlerin rağmına hakkı hakim kılsın, bâtılı da ortadan kaldırsın.
Diliyordu ki, kötülüğü temsil edenler istemese de hakkı ayan-beyan gözler önüne koysun, saçma ve tutarsız olanı hükümsüz kılsın.
tā ŝābit eyleye haķķı daħı bāŧıl eyleye ya'nį gidere bāŧılı; eger duşħar görürler- ise daħı yazuķlular.
ẞābit eylemeg‐içün ḥaḳḳı, daḫı maḥv eylemeg‐içün bāṭılı, eger kerih görse‐ler daḫı yaman kişiler.
(Allah bununla) günahkarların xoşuna gəlməsə də, haqqı (islamı) bərqərar etmək və batili (küfrü) yox etmək istəyirdi.
That He might cause the Truth to triumph and bring vanity to naught, however much the guilty might oppose;
That He might justify Truth and prove Falsehood false, distasteful though it be to those in guilt.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |