Fe-immâ teśkafennehum fî-lharbi feşerrid bihim men ḣalfehum le’allehum yeżżekkerûn(e)
Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle darmadağın et ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydırabilesin) . Umulur ki ibret alıp (Hakka ve hayra yönelirler).
Savaşta üst gelirsen onları, izlerini izliyenlere de tesir edecek ve onları da korkutacak bir tarzda cezalandır da bunu ansınlar, ibret alsınlar bundan.
Onları savaşta karşında bulursan, arkalarından gelenler için öyle yıldırıcı bir ders ver ki, belki berikiler ibret alırlar.
Bundan dolayı, onları savaşta yenersen, kendilerinden sonrakilere de gözdağı olacak şekilde ağır bir cezaya çarptır, belki ibret alırlar.
Onları savaşta yakalayacak olursan onlar(a karşı yapacağın uygulama) ile arkalarında olanları da dağıt. Olur ki ibret alırlar.
Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle darmadağın et ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydır). Umulur ki ibret alırlar.
Onun için, o ahdlerini bozanları harbde yakalarsan kendilerine yapacağın ağır muamele ile arkalarındakileri dağıt. Olur ki düşünürler de ibret alıp ahdi bozmaktan sakınırlar.
Eğer savaşta onları yakalarsan, onlarla arkalarında kalanları korkutarak dağıt. Belki öğüt alırlar.
Savaşta onları yakalarsan, onlarla birlikte arkalarında bulunan kimseleri de dağıt ki ders alsınlar.
Savaşta onları yakalar isen, hemencek dağıt, arkada olanlar öğüt alalar
Eğer onları savaşta ele geçirirsen, öyle cezalandır ki, geride kalanlara ibret olsun.
56,57. Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et.
Eğer onları savaşta yakalarsan, bunlar(a vereceğin ceza) ile arkalarındakileri de dağıt ki ibret alsınlar.
Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları için onlar ile (onlara vereceğin ceza ile) arkalarında bulunan kimseleri de dağıt.
Savaşta onları yakalarsan, onları arkalarındakilere ibret olacak şekilde darmadağın et. Belki ders alırlar.
Bundan dolayı onları harpte yakalarsan, kendilerinden sonrakilere de gözdağı olacak şekilde ağır bir cezaya çarptır, belki ibret alırlar.
onun için onları ne zaman harbde yakarlarsan kendileriyle arkalarındakileri ürgüt gerek ki ıbret alırlar
Eğer savaşta onları yakalarsan, geride kalanlara ders olacak şekilde onları darmadağın et. Belki akıllarını başlarına alırlar.
Onun için eğer bunları harbde muhakkak yakalarsan onlar (a yapacağın ceza) ile arkalarında (ahdi bozacak) kimseleri de ürküt. Me'müldür ki (onlar da) iyice ibret alırlar.
O hâlde onları savaşta yakalarsan, artık onlar(a vereceğin cezâ) ile arkalarında bulunanları (öyle) ürküt ki ibret alsınlar!
Artık onları savaşta yakalarsan, onlara en ağır cezaları uygula ki, arkadan gelenler, belki bunlardan öğüt alırlar.
Onları [²] harbte ele geçirirsen arkadakilerini dağıt [³] ki ibret alsınlar.*
Bu yüzden eğer onları savaşta ele geçirirsen, onları öyle bir dağıt ki, belki arkalarında olanlar hatırlayıp kendilerine gelirler.
Onları savaşta ele geçirirsen, onlara vereceğin ceza ile, arkalarında bulunan ve antlaşmayı bozma niyeti taşıyan kimselere öyle bir gözdağı ver ki, akıllarını başlarına toplasınlar da, ihânet etmekten sakınsınlar.
(Ey Muhammed!) Eğer onları savaşta yakalarsan ibret almaları için, onlara vereceğin (ceza ile) kendilerinden sonrakilere de gözdağı ver.1*
onları savaşta karşında bulursan, arkalarından gelenler için öyle yıldırıcı bir ders ver ki, 60 belki berikiler akıllarında tutarlar;
Savaşta onları yakalarsan geriden gelenlere ibret olsun diye darmadağın et ki, akıllarını başlarına alsınlar. 4/76, 9/12-14-56-73-123
savaşta onları gözüne kestirirsen,[1385] geride kalanlara ibret olsun diye öyle bir darmadağın et ki, berikiler ders alabilsinler.*
İmdi her ne zaman muharebede onları kat'i sûrette yakalar isen onlar ile arkalarındaki kimseleri ansızın korkut. Umulur ki, ibret alırlar.
Onları savaşta ele geçirirsen, kendilerine öyle bir muamele yap ki onların arkasındaki bütün öbür düşmanlara da ibret olsun da, akıllarını başlarına alsınlar. *
Savaşta onları yakalarsan, onlar(a vereceğin ceza) ile arkalarında bulunan kimseleri de dağıt ki ibret alsınlar.
Onları savaşta yakalarsan öyle dağıt ki arkalarındakiler de dağılsınlar. Belki akıllarını başlarına alırlar.
Savaşta onları yakalarsan darmadağın et ki arkalarındakilere ibret olsun!
Savaşta onları ele geçirdiğin zaman öyle cezalandır ki, arkalarındakiler darmadağın olsun—belki böylece ibret alırlar.
Eğer onları harpte ele geçirirsen, onlarla birlikte arkalarındakileri de ürkütüp dağıt ki, ders alabilsinler.
daħı eger ŧuŧaśañ anları çalışda daġıdgıl anlaruñ ile anı kim ardlarındadur anuñ-içün kim anlar ögütleneler.
Əhdi pozanları müharibədə yaxalasan (ələ keçirtsən), onlar ilə (onlara tutacağın divanla, verəcəyin cəza ilə) arxalarında olan kimsələri də (qorxudub) dağıt ki, onlar (bundan) ibrət alsınlar (bir daha əhdi pozmağa cür’ət etməsinlər)!
If thou comest on them in the war, deal with them so as to strike fear in those who are behind them, that haply they may remember.
If ye gain the mastery over them in war, disperse, with them, those who follow them, that they may remember.(1224-A)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |