Vemâ kâna(A)llâhu liyu’ażżibehum veente fîhim(c) vemâ kâna(A)llâhu mu’ażżibehum vehum yestaġfirûn(e)
Fakat sen, onların içinde oldukça onları azaplandırmaz ve gene yarlıganma dilerlerken Allah onlara azap vermez.
Oysa (ey Resulüm!) Sen onların içlerinde bulunduğun sürece, Allah onları azaplandıracak değildi. Ve onlar, (tevbe istiğfar edip) bağışlanmalarını dilerlerken de, Allah onları azaplandıran olmayacaktır.
Oysa ey peygamber! Sen onların arasında iken, Allah onlara azap edecek değildir. Ve onların arasında bulunan mü'minler, Allah'tan bağışlanmalarını isterlerken yine Allah onlara azap edici değildir.
Oysa sen onların içinde olduğun sürece Allah onlara azap edecek değildi. Onlar bağışlanma diledikleri sürece de Allah onlara azap edici değildir.
Oysa sen içlerinde bulunduğun sürece, Allah onları azablandıracak değildir. Ve onlar, bağışlanma dilemektelerken de, Allah onları azablandıracak değildir.
Halbuki sen (Ey Rasûlüm), onların içindeyken Allah onlara azap verecek değildi. İstiğfar ettikleri halde de Allah onlara azap edecek değil...
Hâlbuki sen onların içinde iken, Allah onlara azap verecek değildir. Ve istiğfar ettikleri müddetçe de Allah onlara azap verecek değildir.
Halbuki sen onların içinde iken Allah onlara azap verecek değildir ve aralarındaki müminler bağışlanma dilerken de şüphesiz Allah onlara azap etmez.
Sen onların arasında oldukça, Allah azap etmez onlara, onlar bağışlanmak istiyorlarsa; Allah da onlara niçin azap eylemesin ki Sayın olan mescitten alıkoymaktadırlar, onlar oraya yaraşmazlar da, ona yaraşanlar ancak sakınçlardır, pek çoğuysa bilmezler
Oysa sen onların arasında olduğun müddetçe, Allah (tüm şehri helâk edecek şekilde) onlara azap edecek değildi. Ayrıca Allah, aralarında bağışlanma dileyenler varken onları cezalandıracak değildir.
Yâ Muhammed! Sen ânların içinde oldukca ve ânlar meyânında, istiğfâr idecekler bulundukca biz cezâlarını virmiyoruz.
Oysa, sen içlerinde iken Allah onlara azabetmez. Onlar bağışlanma dilerlerken de elbette Allah azab edecek değildir.
Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir.
Sen içlerinde oldukça Allah onlara azap etmez, tövbe edip dururken de Allah onlara yine azap etmeyecektir.
Halbuki sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici değildir.
Sen onların arasında bulunduğun sürece ALLAH onlara azap edecek değildir. Onlar, bağışlanma dilerlerken de ALLAH onları cezalandıracak değildir.
Halbuki sen içlerinde iken Allah, onlara azab edecek değildi. İstiğfar ettikleri sürece de Allah onlara azab edecek değildir.
Halbuki sen içlerinde iken Allah onlara azâb edecek değil idi, istiğfar ettikleri halde de Allah onlara azâb edecek değil
(Habibim!) Hâlbuki sen onların arasında olduğun müddetçe, Allah onlara azap (edip, helâk) edecek değildir. Ve onlar, (tövbe edip) bağışlanmayı diledikleri sürece de Allah onlara azap (edip, helâk) edecek değildir.
Sen onların içindeyken, Allah, onlara azap etmez. Onlar, bağışlanma diledikleri sürece de Allah onlara azap edecek değildir.
Halbuki sen içlerinde iken (Habîbim), Allah onları azâblandırıcı değildi. Onlar istiğfar ederlerken de Allah yine onları azâblandırıcı değildir.
Hâlbuki sen onların içinde iken Allah onlara azâb edecek değildi. Onlar istiğfâr ederken de Allah onlara azâb edici değildi.
Oysa sen, (henüz tebliğ görevini ifa etmek üzere) onların içinde iken, Allah onlara (toplu imha ile) azap edecek değildi ve onlar istiğfar ederlerken (içlerinde istiğfar edenler var iken)de Allâh, onlara azâb edecek değildi.*
Sen onların içinde olduğun sürece, Allah’ın onlara azap etmesi mümkün değildir. Bağışlanmayı diledikleri sürece Allah onlara da azap etmez.
Sen onların arasında bulundukça Allah onlara azap verici olmıyacaktır.
Sen içlerinde iken Allah onlara azap edecek değildir. Onlar yarlıganma isterler iken Allah onlara azap etmez.
(Ey Peygamber!) Sen onların arasında olduğun sürece Allah onlara azap edecek değildir. Onlar bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edici değildir.
Oysa sen içlerinde iken Allah onlara azap etmez. Onlar bağışlanma dilerlerken de elbette Allah azap edecek değildir.
Oysa Allah, sen Mekke’de onların arasında bulunduğun sürece, tüm şehri helâk edecek şekilde onlara azap edecek değildi; kaldı ki, henüz İslâm çağrısı devam ederken, aralarındaki nice temiz yürekli insanların af dileyip inkârdan vazgeçmeleri beklenirken de, Allah onlara azap edecek değildi.
Evet, o anda korkunç bir azâba uğramadılarsa, sebebi ancak buydu. Fakat şimdi, ey şanlı Elçi;
Sen onların içindeyken Allah onlara azap edecek değildi. Onlar bağışlanma diliyorlarken de Allah onların azap edicisi olmadı.
Resulüm! Sen aralarında olduğun sürece Allah onlara ceza verecek değildir. Allah onlara tövbe istiğfar ederken de ceza bindirecek değildir...
Oysa içlerindeyken onlara azap edecek değildik. Yine içlerinden bazıları bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir.
Hâlbuki Sen onların içlerinde iken Allah, onlara azap etmeyeceği gibi onlar, Allah’tan af diledikleri sürece de onlara azap etmeyecektir.¹
Hâlbuki Allah, sen onların arasındayken onlara azap edecek değildir, aralarında bağışlanma dileyenler oldukça da Allah onlara azap edecek değildir. 4/147, 27/46, 30/47, 34/17
Oysa Allah, sen onların arasındayken tutup onları cezalandıracak değildir; üstelik Allah, af dileme sürecini yaşarken onları cezalandıracak da değildir.
Oysa (Ey Muhammed) sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildi ve onlardan bağışlanma dileyenler (veya tevbe edip imana gelecekler) varken de onlara azap edecek değildir! (İçlerinde Peygamber varken bir kavme azap etme Allah'ın sünnetine uygun değildir.)
Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir.
Ve halbuki, sen onların aralarında bulundukça Allah Teâlâ onlara azap edecek değildir. Ve onlar istiğfarda bulundukları halde de Allah Teâlâ onları azaplandırıcı değildir.
Halbuki sen onların aralarında bulunduğun müddetçe Allah onları azaba uğratmaz; eğer onlar istiğfar ederlerse Allah bu takdirde de onlara azab etmez. [29, 53; 38, 16; 70, 1-3; 26, 87]
Oysa sen onların içinde bulundukça Allah, onlara azab edecek değildi ve onlar istiğfar ederlerken (içlerinde istiğfar edenler var iken) de Allah, onlara azab edecek değildi.
(Yâ Muhammed) Sen onların aralarında bulundukca Allâh onlara 'azâb idici değildir. Onların arasında istiğfâr idenler (mü'minler) mevcûd oldukca onları Allâh 'azâb itmez. [²]
Sen aralarında iken Allah onlara azap edecek değildir. Bağışlanma isterlerken de azap etmeyecektir.
Sen onların arasındayken Allah onlara azap etmez. Aralarında bağışlanma dileyenler oldukça Allah onlara azap etmez.
Oysa sen aralarında olduğun müddetçe Allah onları cezalandıracak değildi. Onlar bağışlanma isterken de Allah onları cezalandıracak değildi.(8)
Oysaki, sen onların içinde iken Allah onlara azap etmeyecekti. Onlar, af dileyip dururken de Allah onlara azap etmezdi.
daħı olmadı Tañrı kim 'aźāb eyleye anlara ya'ni kāfırlere sen anlaruñ içinde-y- iken. daħı olmadı Tañrı 'aźāb eyleyicisi anlaruñ ol ḥalde kim anlar yarlıġamaķ dilerler.
Daḫı Tañrı Ta‘ālā anlara ‘aẕāb eylemez, sen anlar içinde‐y‐iken. Daḫı TañrıTa‘ālā anlara ‘aẕāb eylemez anlar içinde mü’minler istiġfār eylerken.
Halbuki sən onların arasında ola-ola Allah (sənə hörmət əlaməti olaraq) onlara əzab verən deyildir. (Tövbə edib) bağışlanmalarını diləyərkən də Allah onlara əzab verməz!
But Allah would not punish them while thou wast with them, nor will He punish them while they seek forgiveness.
But Allah was not going to send them a penalty whilst thou wast amongst them; nor was He going to send it whilst they could ask for pardon.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |