9 Eylül 2024 - 5 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Enfâl Suresi 31. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iżâ tutlâ ‘aleyhim âyâtunâ kâlû kad semi’nâ lev neşâu lekulnâ miśle hâżâ(ﻻ) in hâżâ illâ esâtîru al-evvelîn(e)

Onlara ayetlerimiz okunurken dediler ki: Duyduk, dilersek biz de buna benzer sözler söyleriz ve bu, eskilerin masallarından başka bir şey de değil.

Ayetlerimiz onlara (zahiri mü’min, kalbi ise münkir olanlara) okunduğu zaman; "(Tamam) İşittik (ama bunların Allah’ın ayetleri olduğundan şüpheliyiz), istesek biz de bunun bir benzerini (uydurup) söyleyebiliriz. Bu, eskilerin efsanelerinden başkası değildir" (iddiasında bulunmaktadırlar).

Kendilerine her ne zaman ayetlerimiz okunsa, “Artık işittik, istesek şüphesiz biz kendimiz de bu tür sözler söyleyebiliriz, eskilerin masallarından başka birşey değildir bunlar” derlerdi.

Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman:
“Böyle şeyler işittik. İstesek biz de bunun benzerini elbette söyleyebiliriz. Bu kesinlikle eskilerin masallarından ibaret" dediler.

bk. Kur’an-ı Kerim, 25/5-6.

Onlara ayetlerimiz okunduğunda: "Duyduk. İstesek bunun gibisini biz de söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir" derler.

Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman; 'İşittik' dediler. 'İstesek, biz de bunun bir benzerini söyleyebiliriz. Bu, eskilerin efsanelerinden başkası değildir.'

Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman: “- İşittik, istersek biz de bunun benzerini söyleriz! Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir!” diyorlardı.

Ve ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, “(Böyle şeyleri) işitmişiz, istesek buna benzer sözler söyleriz. Bunlar ancak eskilerin efsaneleridir” dediler.

Âyetlerimiz onlara okunduğu zaman dediler ki: “İşittik; istesek biz de bunun benzerini elbette söyleyebiliriz. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.”

Âyetlerimiz onlara okunduğunda «İşittik, istersek böyle şeyleri biz de söyleriz, bu ancak, geçmişin masallarıdır» demektedirler

Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman şöyle derler: “(Evet) işittik, istersek biz de bunun benzerini söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.”

Bkz. 25/5-6“Esatîr” öncekilerin satıra dökerek yazdıkları şeyler, uydurma masallar, hikâyeler, hurafeler, destanlar demektir. İnkârcılar, Kur’an’ın il... Devamı..

31, 32. Âyâtımızı ânlara okudukları zamân "Bunları zâten işitdik idi. Öylelerini söylemek bizim de elimizdedir, bunlar esâtîr-i mütekaddime silsilesidir. Allâh her şeye kâdir ve Kur’ân hak ise gökden başlarımıza taş yağdır bize ’azâb-ı elîm hiss itdir" diyorlar.

Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, "İşittik, işittik! İstesek biz de aynını söyleyebiliriz; bu sadece eskilerin masallarıdır" derlerdi.

Onlara karşı âyetlerimiz okunduğu zaman, “Duyduk, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir” dediler.

Kendilerine âyetlerimiz okunduğunda, “Duyduk duyduk! İstesek elbette bunun benzerini biz de söyleriz, bu eskilerin masallarından başka bir şey değil” dediler.

Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: «(Evet) işittik, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleyebiliriz. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.»

Ayetlerimizi dinledikleri zaman, "İşittik," diyorlardı, "İstesek biz de bunun bir benzerini getiririz. Bu, geçmişlerin efsanelerinden başka bir şey değil."

Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman, "işittik, dilersek bunun gibisini biz de söyleriz, bu, eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir" diyorlardı.

Ve onlara âyetlerimiz okunacağı zaman artık işittik, dilesek bunun gibisini biz de söyleriz, bu, eskilerin efsânelerinden başka bir şey değil diyorlardı

Kendilerine (müşriklere) her ne zaman âyetlerimiz okunsa, “(Biz bu okuduklarını daha önceden de) işittik, eğer istesek elbette bunun aynısını biz de söyleyebiliriz! Bu öncekilerin masallarından (uydurmalarından) başka bir şey değildir!” dediler.

Onlara, âyetlerimiz okunduğu zaman, “ Evet, biz bunu duyduk, dilersek biz de onun benzerini söyleriz; bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.” dediler.

Onlara âyetlerimiz okunurken şöyle dedilerdi: «İşitdik. Eğer dilersek biz de elbet bunun benzerini söyleriz! Bu, eskilerin masallarından barka (bir şey) değildir!».

Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman da: “Doğrusu işittik; eğer istesek elbette (biz de) bunun benzerini söyleriz.(2) Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!” dediler.

(2)“Arab ediblerinin ve beliğlerinin (edebiyatçılarının ve güzel söz söyleme ustalarının) Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın da‘vâsını kalem ... Devamı..

Ve onlara (putperestlere) ayetlerimiz (tebliğ edilerek) okunduğunda, ‘’Elbette biz [bütün bunları önceden de) işitmiştik,” derlerdi, “İstesek, şüphesiz, biz [kendimiz] de bu tür sözler düzebiliriz: Bu, eski zamanlara dair masallardan başka bir şey değildir!’’

Onlara ayetlerimiz okunduğunda dediler ki “Elbette ki işittik. Biz istersek bu işittiğimiz ayetlerin benzerini söyleyebiliriz. Bunlar, daha önceki toplumlardan işitilen masallardır.”

Onlara ayetlerimiz okununca dediler: "İyice dinledik. Eğer dilersek bunun gibisini besbelli ki biz de söyleriz. Bunlar olsa olsa eskilerin masallarıdır."

Onlara, âyetlerimiz okununca «İşitmişiz» dileseydik biz de böyle derdik. Bu, eskilerin masallarından başka birşey değildir» diyorlar.

Onlar ayetlerimiz okunduğu zaman, “İşittik! Eğer istersek elbette bizler de bunun benzerini söyleriz. Bu öncekilerin/ilklerin masallarından başka bir şey değildir” demişlerdi.

Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, “Gerçekten işittik! İstesek, biz de bunun bir benzerini söyleyebiliriz; bu sadece eskilerin masallarıdır” derlerdi.

Onlara ayetlerimiz tebliğ edilerek okunduğunda, “Tamam, duyduk!” diyorlardı, “İstesek biz de buna benzer hikayeler uydurabilir, doğruyu-eğriyi belirleyen değerler oluşturabilir, Kur’an’la boy ölçüşebilecek güzel sözler söyleyebiliriz. Çünkü bu okuduğun ayetler, öncekilerin efsâne ve masallarından başka bir şey değildir.”

Onlara bizim âyetlerimiz okunacağı zaman:
“Kesinlikle işittik! Dilersek, bunun mislini / benzerini söyleriz. Bu ancak İlk Öncekiler’in hikâyeleridir” dediler.

O sıralarda onlara bizim sözlerimiz okundu mu: " tamam anladık! İstesek biz de aynısını söyleyebiliriz, bunlar palavra " derlerdi.

Onlara karşı ayetlerimizi okuduğun zaman, "Duyduk! İstesek biz de ayet dediklerinizin benzerini söyleriz. Anlatılanlar eskilerin masallarından başka bir şey değildir!" dediler.

Onlara ayetlerimiz [tilavet] edildiği (okunup aktarıldığı) zaman şöyle demişlerdi: “Elbette duyduk; isteseydik biz de bunun benzerini elbette söyleyebilirdik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.” [*]

İnkarcılar bu sözleriyle büyük bir çelişkide olduklarını göstermişlerdi. Çünkü Kur’an’da meydan okuma ayetleri bulunduğu için eğer böyle bir imkanları... Devamı..

O (müşriklere) âyetlerimiz okunduğu zaman “tamam duyduk! İstersek bunun gibisini, biz de söyleriz. Zâten bunlar, kesinlikle eskilerin masallarından¹ başka bir şey değildir.” dediler.

1 Esâtîr: Öncekilerin satırlara dökerek yazdıkları şeyler, hurafeler, uydurma masallar, destanlar demektir. Bazıları da esatirin, batıl, saçma, masal ... Devamı..

Ve kendilerine her ne zaman ayetlerimiz ulaştırılsa, “Biz [bütün bunları] önceden de işitmiştik,” derlerdi, “istesek, şüphesiz, biz [kendimiz] de bu tür sözler düzebiliriz: eski zamanlara dair masallardan başka bir şey değil, bunlar!” ³¹

31 Karş. 6:25. -Burada, “istesek, şüphesiz biz [kendimiz] de bu tür sözler düzebiliriz” şeklinde aktarılan le-kulnâ ifadesine gelince; bilindiği gibi ... Devamı..

Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman “Duyduk, istesek biz de bunun benzerini söyleyebiliriz, bu sadece eskilerin masallarından ibarettir” Dediler. 6/25, 16/24, 25/5, 27/68, 83/13

Her ne zaman âyetlerimiz kendilerine iletilse derler ki: “Biz (bu tür sözleri) önceden de işitmiştik. İstesek buna benzer sözleri biz de düzüp koşabiliriz. Hem bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir!”

(O hilekârlar, öyle azgın kimselerdir ki) Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman "İşittik, işittik, istersek elbet biz de bunun benzerini söyleyebiliriz, bunlar eskilerin masallarından başka birşey değildir" de diyebildiler.

Onlara âyetlerimiz anlatıldığı zaman "İşittik" dediler, "İstesek, biz de bunun gibisini söyleriz. Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!"

Ve onlara âyetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: «Artık işittik, eğer dileyecek olsak elbette bunun mislini biz de söyleyebiliriz. Bu evvelkilerin efsanelerinden başka birşey değildir.»

Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman: “Artık anladık! Biliyoruz! Dilesek bunun benzerini biz de söyleyebiliriz. Bu, önceden geçmiş insanların masallarından başka bir şey değildir! ” derler. [25, 5-6]

Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman "İşittik" dediler, "İstesek, biz de bunun gibisini söyleriz. Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!"

Onlara (Mekke müşriklerine) âyâtımız tilâvet olundukda "Senin bu sözini işitdik, eğer istesek biz de bunun gibi söyleriz, bunlar geçmiş kavimlerin hikâyeleridir."

Onlara ayetlerimiz okununca derler ki “Tamam dinledik. Uğraşsak onun benzerini biz de söyleriz. Bunlar, öncekilerin yazdıklarından başka bir şey değildir.”

Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman 'duyduk, istesek biz de bunun benzerini söyleyebiliriz. Bu sadece eskilerin masalları' dediler.

Onlara âyetlerimiz okunduğunda, “Bunu daha önce işitmiştik. İstesek biz de böyle şeyler söyleriz. Bu eskilerin efsanelerinden başka birşey değil” dediler.

Ayetlerimiz onlara okunduğunda şöyle derler: "Tamam, işittik. İstersek bunun gibisini elbette ki söyleriz; öncekilerin masallarından başka şey değil ki bu!"

[90b] daħı ķaçan oķınurdı anlaruñ üzere āyetlerümüz eyittiler “bayıķ işiddük eger dilesedük eyideyidük uşbuncılayın degül uşbu illā ilkįngiler meŝeli” ya'nį bāŧıl sözler.

Daḫı ḳaçan oḳunsa anlar üstine biz āyetlerümüz eydürler: Biz işitdük, egerbiz dilesevüz eydür‐biz bunuñ gibi. Bu degüldür illā taṣni‘leri evvelkiümmetlerüñ.

Ayələrimiz onlara oxunduğu zaman: “Eşitdik: istəsək, biz də bunu bənzərini deyə bilərik. Bu, qədimlərin əfsanələrindən (uydurmalarından) başqa bir şey deyildir!” – söyləyərlər.

And when Our revelations are recited unto them they say: We have heard. If we wish we can speak the like of this. Lo! this is naught but fables of the men of old.

When Our Signs are rehearsed to them, they say: "We have heard this (before): if we wished, we could say (words) like these: these are nothing but tales of the ancients."(1204)

1204 Cf. 6:25 and n. 1434 to 10:42.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.