Ke-ennehum yevme yeravnehâ lem yelbeśû illâ ‘aşiyyeten ev duhâhâ
Onu gördükleri gün, bir akşamcık yaşamışa dönerler, yahut da günün kuşluk çağı.
Onu (kıyameti) gördükleri gün, sanki (dünyada) bir akşam kadarını veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibi olacaklar (ve pişmanlık dolu şaşkınlığa uğrayacaklardır.)
İnsanlar kıyameti gördükleri gün, sanki dünyada ancak bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.
İnsanlar kıyametin kopacağı ânı gördüklerinde, dünyada sadece ikindi-akşam aralığıya da kuşluk vakti kadar kaldıklarını sanırlar.
Onlar onu gördükleri gün sanki (dünyada) bir akşam veya kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.
Onu gördükleri gün, sanki, bir akşam veya bir kuşluk-vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.
(İnsanlar), kıyameti görecekleri gün, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka (dünyada, yahud kabirlerde) durmamışa dönecekler.
O kıyameti görecekleri gün, bir günün ya akşamı veya sabahı kadar kalmış olduklarını sanacaklar.
42,43,44,45,46. Sana, kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki? Onun bilgisi sadece Rabbine aittir. Sen, sadece kıyametten korkanı uyaransın. Kıyameti gördükleri gün, dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibi olurlar.[718]
O gün, onlar kıyameti görende, dünyada durdukları sanki ya bir akşam üzeri, ya da bir kuşluk gibi, pek kısa gelecektir!
Ânı (kıyâmeti) gördükleri gün mezarlarında yalnız sabah ve akşam vakti kadar bir müddet kalmış olduklarını zan ideceklerdir.
Kıyameti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış olduklarını sanırlar.*
Kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.
Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti veya onun kuşluğu kadar kaldıklarını sanırlar.
Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.
Onu gördükleri gün, sanki (dünyada) bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmışlardır
Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.
Onu görecekleri gün onlar, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler
(Kâfirler) Onu (kıyameti) gördükleri gün, (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.
Onlar bunu görecekleri gün sanki (günün) bir akşamından, yahud bir kuşluğundan başka durmamışlardır.
Onu görecekleri gün, sanki onlar (dünyada) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamış gibidirler!
Onlar (bütün insanlar) onu (kıyameti) gördükleri gün sanki (hem dünyada hem de öldükten sonra) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olacaklar. *
O gün insanlar kıyameti gördüklerinde, sanki yeryüzünde, bir gece veya bir gündüz kalmış gibi olurlar.
Onlar kalkışı gördükleri gün dünyada yalnız akşam vakti ya da kuşluk vakti kadar kaldıklarını sanacaklar.
Kıyameti gördükleri gün sanki dünyada bir akşam veya bir kuşluk kadar kaldıklarını anlamış olurlar.
Kendileri onu gördükleri gün, sanki onlar, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.
Kâfirler onu, yani yeniden diriliş vaadinin gerçekleştiğini gördükleri Gün, bu dünyada sadece bir akşam üzeri veya kuşluk vakti kadar kaldıklarını zannedecekler.
Sanki onlar, onu görecekleri gün, “çok kısa bir süre”den başka kalmadılar.
İnsan, o büyük felaketi gördüğünde dünyada, ikindi ya da kuşluk kadar kaldığını sanacak.
Kıyameti gördükleri zaman sanki dünyada ancak bir akşam yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler. Ne çabuk sona geldik diye telaşla etrafta koşuştururlar. Sor onlara; “İnsanın ölüm vakti de öyle değil midir? İnsanın kıyameti olan ölüm vakti gelince; insan neye uğradığını bilebilir mi?” Artık O’nun için koskoca ömür bir çırpıda bitivermiştir. İnsanın dünyada yaşadığı hayat, bir andır! Sanki hiç yaşamamış gibi!
Onlar o (kıyamet gününü) gördükleri zaman (dünyada) bir akşam veya kuşluk vaktinden fazla kalmamışa dönecekler.
Onu anladıkları Gün [onlara, bu dünyada] bir akşamdan ya da kuşluğuyla [birlikte sona eren bir gece]den fazla kalmamışlar [gibi gelecek]! ¹⁹
O gün gelip çatınca onlar dünyada sanki sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti kadar kaldıklarını sanacaklar. 10/45, 20/103-104, 23/112...114, 30/55
(Kâfirler)[⁵⁵⁶³] bu hakikati bizzat gördükleri gün, onlara sanki (bu dünyada) bir akşam veya bir kuşluktan fazla kalmamışlar gibi gelecek.[⁵⁵⁶⁴]
Onlar onu gördükleri zaman onlar sanki (dünyâda) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibidirler.
Onlar, o Kıyameti gördükleri gün sanki bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başka kalmamış gibi olurlar.
Onu gördükleri gün öyle gelir ki onlara: Yalnız bir akşam veya bir sabah faslı durdular dünyada.
Onlar onu gördükleri zaman sanki (dünyada) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.
Müşrikler kıyâmeti gördükleri vakit (kendilerini şaşırarak) dünyâda bir günün bir kısmı veyâhud bir sabâh vakti kadar kaldıklarını zan iderler.
İnsanlar onu gördükleri gün, bu dünyada bir akşam ya da bir gündüz vakti[*] kadar kalmış gibi olurlar.
Onu gördükleri gün, onlar sanki, sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti süresince (dünyada) kalmış olurlar.
O günü gördüklerinde sanırlar ki, dünyada ya bir gece kalmışlardır, ya da bir kuşluk vakti.
Onu gördükleri gün onlar, dünyada sanki bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamışa dönerler.
kāne anlar ol gün kim göreler anı dölenmediler ya'nį sinde yā dünyede illā giceye yaķın ķadarı yā ķuşluġı ķadarı.
Ṣanaṣın anları, anı gördükleri gün ḳuyularda ḳalmadılar, illā bir gice yā birgicenüñ ḳuşluġı.
Onu (qiyaməti) gördükləri gün (dünyada və ya qəbir evində) yalnız bir axşam, yaxud bir səhər qaldıqlarını sanacaqlar!
On the day when they behold it, it will be as if they had but tarried for an evening or the morn thereof.
The Day they see it, (It will be) as if they had tarried but a single evening, or (at most till) the following morn!(5949)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |