İnnâ enżernâkum ‘ażâben karîben yevme yenzuru-lmer-u mâ kaddemet yedâhu ve yekûlu-lkâfiru yâ leytenî kuntu turâbâ(n)
Gerçekten Biz sizi (çok uzak sanıp yanıldığınız, aslında gelmesi) yakın bir azap ile uyarıverdik. Her kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine (işledikleri amellerine) bakacağı gün, kâfir olan(lar şaşkın ve perişan bir vaziyette: İnsan yaratılıp da imtihanı kaybederek bu azaba uğratılacağıma) “Ah, keşke ben (dünyada bir avuç) toprak oluverseydim!” (Veya şimdi de yok olup gitseydim!) diyecek (ama son pişmanlık para etmeyecektir).
Gerçek şu ki; Biz sizi yakındaki bir azaba karşı uyarmaktayız. O gün herkes ellerinin önden gönderdiğine bakacak. Allah'tan gelen gerçekleri örtbas eden ise, büyük bir pişmanlık içinde, “Ah ne olurdu ben hesabı görülüp cezasını hakeden insan değil de, keşke toprak olaydım” diyecek.
Biz, yakında başınıza gelecek bir azap ile sizi uyardık. Kişinin, nelere öncelik verdiğini, ilerisi için neler hazırlayıp, takdim ettiğini kontrol edeceği, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirin:
“- Ah ne olaydı, toprak olaydım” diyeceği gün, bu azap sizin başınıza gelecek.
Doğrusu biz sizi yakın bir azapla uyardık. O gün kişi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve inkâr eden: "Keşke ben toprak olsaydım!" der.
Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan: 'Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim' diyecek.
Çünkü biz, size, (ahirette olacak) yakın bir azabı haber verdik. O gün kişi, ellerinin kazanıp öne (ahirete) gönderdiği amellere bakacak ve kâfir şöyle diyecektir: “- Ah ne olurdu, ben bir toprak olaydım!...”
(Mazeret kabul değildir.) Çünkü Biz, sizi yakın bir azap ile uyardık. Öyle bir gün ki insan yaptıklarını o gün görür, kâfir kişi de “keşke ben toprak olaydım,” der.
Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve kâfir, “Keşke toprak olsaydım!” diyecektir.[712]
Biz, sizi kocundurduk, yakın olan azapla; o gün kişi bakına önceki yaptığına; «Keşke toprak olaydım!» diyecek küfreden de
Sizi, yakın gelecekteki bir azabla uyardık; o gün kişi elleriyle sunduğuna bakar ve inkarcı da: "Keşke toprak olaydım" der.*
Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı ve inkârcının, “Keşke toprak olaydım!” diyeceği günde gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı uyardık.
Kuşkusuz biz insanın önceden yapıp ettiklerini karşısında göreceği ve inkârcının, “Keşke toprak olsaydım!” diyerek dövüneceği gün gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı sizi uyardık.
Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: «Keşke toprak olsaydım!» diyecektir.
Biz, sizi yakın bir azap ile uyarmış bulunuyoruz. O gün kişi yapmış olduklarına bakar ve inkarcı ise, "Keşke toprak olsaydım!" der.
Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım."
Çünkü biz size yakın bir azâbı ıhtar ettik, o gün ki kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve diyecek ki kâfir: ah nolaydı ben bir türâb olaydım
Çünkü hakıykaten biz size yakın bir azabın tehlikesini haber verdik. O gün (her) kes iki elinin önden yolladığı ne ise (ona) bakacak, kâfir ise «Ah, ne olurdu ben bir toprak olaydım» diyecek.
Şübhesiz ki biz, sizi yakın bir azâb ile korkuttuk. O gün kişi, ellerinin takdîm ettiği şeye (önceden işlediği ameline) bakar ve kâfir: “Ah! Keşke ben toprak olaydım!” der.
Biz sizi yakın bir azapla uyarıyoruz. O gün her kişi, elinin yaptıklarına bakar durur. Doğruları inkâr edenler de “Keşke toprak olaydım” derler.
Biz sizi yakın olan bir azapla uyardık. O gün, herkes ne işlediyse ona göz atacak, tanımaz olan da: "Ah, ne olurdu,toprak olsaydım!" diyecektir.
Biz sizi yakın bir azapla korkuttuk, o gün kişi, eliyle yaptığını görecek; kâfir de «— Keşke toprak olaydım!» diyecek.
Sizi yakın gelecekteki azapla uyardık. O gün kişi elleriyle sunduğuna bakar ve kâfir de, “Keşke toprak olsaydım” der.
Bakın; Biz sizi yakında gerçekleşecek bir azâba karşı uyarmış bulunuyoruz. O gün insan, kendi elleriyle yapıp âhiret hayatı için gönderdiği her şeyi orada hazır görecek ve böylece, bütün davranışlarının acı-tatlı sonuçlarıyla yüzleşecek.Bu yüzleşmeden doğan dehşet ile kâfir, karşısında korkunç cehennem ateşini de görünce, “Âh, n’olurdu!” diye feryat edecek, “Keşke mezarımdan hiç kalkmasaydım da, sonsuza dek toprak olup gitseydim!” Dünyada hayvanlar gibi yaşamıştım. Şimdi de onlar gibi toprak olup kurtulsaydım. Ayrıca dünyada ateşten yaratılan İblis’in peşine takılıp şimdi cehennem ateşine gideceğime keşke ne olurdu topraktan yaratılan Adem’in yolunda gitseydim de şimdi cennette olsaydım.
Biz, sizi yakın bir azap ile uyardık.
Kişi’nin kendi elleriyle ne sunduğuna bakacağı gün Kâfir der ki: -“Keşke toprak olsaydım!”.
Biz sizi, bu kaçınılmaz felakete karşı uyarıyoruz: O gün insan, yaptıklarını gözüyle görecek, inkarcı ise: " keşke toprak olaydım " diyecek.
Şüphesiz bütün insanları hüküm gününde toplayacağız. İnsanın önüne hayat kitabını koruz. Bütün yaptıklarını karşısında görür. İşte o zaman "Keşke toprak olaydım!" der. İşte insanın keşke mezarımda toprak olsaydım diyeceği gün hüküm günüdür. Biz inkâr edenleri gerçekleşecek olan azaba karşı sürekli uyardık. Ama dinlemedi! Şımardı, azdı, kibirlendi, ukalalık yaptı! Bugün keşke demesinin bir anlamı yok! Hayıflanmasının bir anlamı yok.
İşte böylece Biz size, çok yakın bir azabı haber vermiş olduk. O gün belirli¹ kişiler, dünyada elleriyle yaptıklarına bakacak ve (sonunda) bu kâfirler:² “Ah ne olurdu keşke ben de bir toprak³ olsaydım!” diyecekler.
Şüphesiz biz, sizi çok yakın bir azaba karşı uyarıyoruz. Zira o gün, kişi yapıp ettikleri karşısına çıktığını görecek işte o zaman kâfir kişi; “Eyvahlar olsun bana, keşke toprak olsaydım! Diyecek. 14/52, 67/6...12, 70/5...9
Kuşku yok ki Biz sizi, çok yakın bir azaba karşı uyarıyoruz: o gün kişi elleriyle takdim ettiği şeylere bakacak; ve (yeniden dirilişi) inkâr eden kişi şöyle diyecek: “Âh n’olaydım, keşke bir toprak olaydım!”[⁵⁵⁴¹]
Şüphe yok ki Biz, sizi yakın bir azap ile korkutmuş olduk. O gün ki herkes iki elinin ne takdim etmiş olduğuna bakacaktır. Kâfir de, «Ah! Ben keşke, bir toprak olaydım,» diyecektir.
Biz, gelmesi yaklaşmış bir azabı bildirerek sizi uyarıyoruz. O gün gelecek, ve her şahıs önünde, yalnız yapıp ettiklerini bulup bakacak ve kâfir: “Ah ne olurdu, keşke toprak olaydım! ” diyecek. [18, 49; 75, 13]
Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. O gün kişi, ellerinin (yapıp) öne sürdüğü işlere bakar ve kafir: "Keşke ben, toprak olsaydım!" der.
Biz sizi yakîn olan 'azâbla (kıyâmetle) korkudırız. O günde insân evvelce gönderdiği a'mâline nazar ider ve kâfirler: "Ne olurdı, kâşki toprak ola idik (bu güni görmeye idik)" dirler.
Biz sizi böylece yakın bir azapla uyarmış olduk. O gün kişi, yaptığı her şeye bakar. Kâfir olan, “Ah, keşke toprak olsaydım !” der.
Biz, sizi yakın bir azap ile uyardık. Kişi o gün, elleri ile ne sunduğuna bakar. Kafir olan da:-Keşke toprak olsaydım! der.
Biz sizi yakın bir azap hakkında uyardık. O gün insan kendi eliyle yaptıklarına bakar; kâfir de “Keşke toprak olsaydım” der.
Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Bir gündedir ki o, kişi kendi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve küfre sapan şöyle der: "Keşke toprak olsaydım!"
bayıķ biz ķorķıttuķ sizi yaķın 'aźābdan. ol gün kim göre gişi anı kim ilerü duttı iki eli daħı eyide kāfir ya'nį iblįs yā dükeli kāfir “iy keşki olmış-mıssam ŧopraķ!”
Biz sizi ögütledük yaḳın, muḥaḳḳaḳ ‘aẕābdan. Ol gün ki göre her kişi işle‐dügi ‘amelini. Daḫı eyide kāfir ol günde: Kāşki ben ṭopraḳ olaydum.
Həqiqətən, Biz sizi yaxın bir əzabla (qiyamət gününün əzabı ilə) qorxutduq. O gün insan öz əlləri ilə etdiyi (yaxşı, pis) əməlləri görəcək, kafir isə: “Kaş (bu əzabı görməmək üçün) torpaq olaydım!” – deyəcəkdir.
Lo! We warn you of a doom at hand, a day whereon a man will look on that which his own hands have sent before, and the disbeliever will cry: "Would that I were dust!"
Verily, We have warned you of a Penalty near-(5914) the Day when man will see (the deeds) which his hands have sent forth, and the Unbeliever will say, "Woe unto me! Would that I were (metre) dust!"(5915)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |