Yevme yekûmu-rrûhu velmelâ-iketu saffâ(n)(s) lâ yetekellemûne illâ men eżine lehu-rrahmânu ve kâle savâbâ(n)
O gün, Ruh ve melekler, saf saf dururlar; konuşamazlar, ancak rahmanın izin verdiği konuşur ve gerçek söyler.
O gün Ruh ve melekler sıra sıra (huzura) duruvereceklerdir. Rahman’ın izin verdikleri dışında hiç kimse (tek kelime) konuşamaz. (İzin verilenler de ancak) Doğruyu söyleyeceklerdir. (Çünkü onlar dünyada iken de doğru sözlülerdir.)
O gün Rûh ve melekler saf saf dururlar. Rahman'ın izin verdiği kimseden başkası konuşamaz. Onlar da ancak doğru söz söylerler.
Ruhun, büyük meleklerin ve meleklerin saflar halinde tesbih ederek görev yaptıkları gün, onlar konuşamazlar. Yalnızca Rahman olan Allah'ın kendilerine izin verdikleri konuşurlar. Hakkı, hakikati ve doğruyu söylerler.
Ruh'un ve meleklerin sıra sıra duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışındakiler konuşamazlar. Onlar da doğruyu söylerler.
Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.
O gün Cebrâil ve melekler saf halinde duracaklar. Rahmân'ın, kendisine izin verip de doğruyu söylemiş olandan başkaları bir kelime söyliyemiyecekler...
Ruhanilerin ve meleklerin saf tuttukları gün, O’nun izin verdiğinden başka hiçbiri konuşamaz. O da doğru söylemek şartıyla…
Rûh ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmân'ın izin verdiklerinden başkası konuşamaz, konuşan da doğruyu söyler.
37,38. Göklerin de, yerin de, bu ikisi arasında olanın da, Tanrısıdır esirgeyen, kimsenin gücü yetmez O'nunla konuşabilsin; ruhla, meleklerin sıra sıra dizilip, durdukları bir günde, ancak, Tanrının izni olan bir kimse konuşur; doğru da söyliyecek
Rûh (Cibrîl) ve meleklerin saf saf dizildikleri o gün Rahmân’ın izni olmaksızın kimse söz söylemeyecek ve ancak doğrı söz söyleyebilecekdir.
Cebrail ve meleklerin dizi dizi durdukları gün, Rahman olan Allah'ın izni olmadan kimse konuşamayacaktır. Konuştuğu zaman da doğruyu söyleyecektir.
36,37,38. Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân’dan bir mükâfat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh’un (Cebrail’in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah’a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân’ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir.
Ruh ve meleklerin saf saf olup durduğu o gün, ancak Rahmân’ın izin verdikleri konuşur ve konuşan da doğruyu söyler.
Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmân'ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler.
Gün gelecek Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahman'ın izin verdikleri hariç hiç kimse konuşamaz. Onlar da doğruyu söylerler.
O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler.
O günkü Kıyama duracak Ruh ve Melâike saf saf. Bir kelime söyliyemezler, o kimseden başka ki o Rahman ona izin vermiş o da savabı söylemiştir
O gün Rûh (Cebrâîl) ve (diğer) meleklerin saf saf sıralandıkları gündür. (O gün) Rahmân’ın (kendisinden razı olup da) izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. (Tarafımızdan izin verilip) konuşan da doğruyu söyler.
O gün, o ruh ve o melekler saflar halinde hazır bulunur. Rahman'ın izin verdiklerinden başkası konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler.
O gün Ruuh ve melekler saf haalinde ayakda duracakdır. Rahmeti umuuma yaygın olan (Allah) ın, kendilerine izin verdiğinden başkaları (o gün) konuşmazlar. O (nlar) da (ancak) doğruyu söylemiş (ler) dir (söyleyeceklerdir).
O gün ruh (Cebrâîl) ve melekler saf saf olarak ayakta durur. Rahmân'ın kendisine izin verdiği kimseden başkası konuşamaz; ve (o konuşan da ancak) doğruyu söyler!
Ruh (sahibi insanoğlu) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahman’ın (sonsuz merhamet sahibi olan Allah’ın) izin verip (dünyada iken) doğruyu söylemiş (hakka şahitlik edip ona göre amel etmiş) olanların dışında kimse konuşamaz. *
O gün Ruh (Cibril) ve melekler, huzurda saflar halinde dururlar. İçlerinden yalnızca Rahman’ın izin verdiği konuşur. Konuşanda, yalnızca doğru olanı konuşur.
O gün Cebrail ile melekler ayakta dizilirler. Esirgeyici’nin dilediklerinden başkaları Onunla konuşamazlar, o da doğruyu söylemek için.
Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün, Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışındakiler konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.
O Gün Kutsal Ruh Cebrail ve diğer bütün melekler, büyük mahkeme için Rabb’inin huzurunda sıra sıra duracaklar. Rahmân’ın izin verdikleri hariç, hiç kimse şefaat için ağzını açamayacak ve konuşma izni verilen kimseler de, sadece doğruyu dile getirecekler.
O gün Rûh ve Melekler saf durur; Rahmân’ın kendisine izin verdiği kimseden başkası konuşmaz. Bir savâb (doğru ve gerçek bir söz) söyledi:
O gün, Cebrail dahil tüm melekler saf tutacaklar. Sadece Sevgi'nin izin verdiği konuşacak ve sadece doğruyu söyleyecek.
Hüküm günü emrimizle melekler saflar halinde durduğu zaman Rahman’ın izin verdiklerinden başkaları konuşmaz. Konuşmasına izin verilen de ancak doğruyu söyler, asla yalan söyleyemez.
Ruh(lar)ın ve meleklerin sıra sıra duracakları o gün, Rahmân’ın izin verdiklerinden başkası konuşamayacaktır; (konuşan da) doğruyu söyleyecektir.
O gün Cebrâil¹ ve melekler, saflar halinde duracaklar ve ancak Rahman olan (Allah)’ın izin verdikleri, Onun uygun gördükleri hakkında (şefâat için) konuşabileceklerdir.
bütün [insan] ruhların[ın] ¹⁸ ve bütün meleklerin saf saf sıralandıkları Gün: Rahmân’ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşmayacak ve [herkes, yalnız] doğruyu söyleyecek. ¹⁹
Evet o gün Ruh ve diğer melekler onun huzurunda saf saf dizilirler, gerçekleri söylemek şartıyla Rahman’ın kendisine izin verdiği kişiler konuşabilir. 34/23
o gün (insanlığa ait) bütün ruhlar[⁵⁵³⁸] ve melekler saf saf kıyama duracak; kimse ağzını açamayacak; ancak Rahmân’ın izin[⁵⁵³⁹] verdikleri müstesna; onlar da sadece doğruyu söyleyecek.[⁵⁵⁴⁰]
O gün, Ruh ve melekler (huzurunda) saf saf dururlar. Rahman’ın izin verdikleri dışında, kimse konuşamaz, onlar da ancak doğruyu söylerler.
O gün Rûh ve melekler, sıra sıra dururlar. Ancak Rahmân’ın izin verdiği konuşabilir, o da (söyleyen de) doğruyu söyler.
O gün ki Rûh ve melekler saf saf ayakta duracaklardır. Kendisine Rahmân'ın izin verdiğinden başkaları konuşamıyacaklar ve (o da) doğruyu söylemiş olur.
O gün Rûh ve melekler saf saf sıralanır. Rahman'ın izin verdiklerinin dışında, asla konuşmazlar. Konuşan da yerli yerinde söz söyler.
O gün Ruh ve melekler, sıra sıra dururlar. Ancak Rahman'ın izin verdiği konuşabilir, o da doğruyu söyler.
Rûh'un (Cibrîl'in) ve melâikenin saf olarak durdukları günde ancak Rahmân olan Allâh'ın izin virdikleri tekellüm iderler ve sevâb söylerler.
Ruhların[*] ve meleklerin saflar halinde ayağa kalkacağı gün, Rahman’ın izin verdikleri dışında kimse konuşamaz; konuşan da doğruyu söyler.
Ruh ve meleklerin saf halinde durdukları gün, ancak Rahman'ın kendisine izin verdiği konuşabilir. O da doğruyu söyler.
O gün, Rûh ve melekler saf bağlayıp kıyama geçerler. Rahman'ın izin verdiği dışındakiler konuşamazlar. O izin verilen, doğruyu söyler.
ol gün kim ŧura cebreyil daħı firişteler dizilmiş söylemeyeler illā ol kim destūr virdi aña raḥmān daħı eyitü ŧoġru.
Ol günde ki dura Cebrā’īl ve barça melā’ikeler daḫı ṣaf baġlayup.Hīç birisi söylemez, illā ol kimse ki aña destūr vire Tañrı Ta‘ālā. Yā ṣavāb söyle ki lā ilāhe illa’llāh Muḥammedün resūlu’llāh.
Ruhun (Cəbrailin) və mələklərin səf-səf duracağı gün Rəhmanın izin verdiyi kimsələrdən başqa heç kəs danışmayacaq, danışan da doğrunu deyəcəkdir!
On the day when the angels and the Spirit stand arrayed, they speak not, saving him whom the Beneficent alloweth and who speaketh right.
The Day that the Spirit(5911) and the angels will stand forth in ranks, none shall speak except any who is permitted by ((Allah)) Most Gracious, and He will say what is right.(5912)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |