Ve-iżâ kîle lehumu-rke’û lâ yerke’ûn(e)
Rüku edin denince onlara, rüku etmezler.
Onlara: "Rükû edin" denildiği zaman, rükû etmezlerdi, (İslam’ın hükümlerine boyun eğmezlerdi.)
Onlara Allah'ın huzurunda baş eğin denildiğinde, asla bunu yapmazlar.
Onlara:
“Hakka ve tevhide yönelin, saygıyla Allah'ın emirlerine itaat ederek, İslâmî sorumluluklara, ibadetlere, cemaate, faaliyetlere katılın” denildiği zaman Hakka ve tevhide yönelmezler, itaat etmezler, saygı göstermezler.
Onlara: "Rüku edin" dendiğinde rüku etmezler.
Onlara: 'Rüku edin' denildiği zaman, rüku etmezler.
Onlar: “- İtaat edin, namaz kılın.” denildiği zaman, itaat etmezler.
Onlara; “Rükûa gidin, (itaat edin!)” denildiği zaman, rükûa gitmezler (itaat etmezler.)
48,49. Kendilerine “Allah'ın huzurunda eğiliniz” dendiğinde, eğilmezler. O gün, Allah'a ibadeti yalanlayanların vay haline!
«Rükû edin!» denildikçe onlara, rükû da etmiyorlar
(Dünyada) onlara: “Gelin Allah'a boyun eğin” denildiği zaman buna yanaşmazlardı (ve Allah'ın emirlerine itaat etmezlerdi).
"Diz çökiniz rükû’ idiniz" dinildiği vakit rükû’ itmiyorlardı.
Onlara "Rüku edin" denildiğinde rükua varmazlar.
Onlara, “Rükû edin (namaz kılın)” dendiği zaman rükû etmezler.
Onlara, “Allah’ın huzurunda eğilin!” denildiğinde eğilmiyorlar.
Onlar, kendilerine: «Allah'ın huzurunda eğilin!» denildiği vakit eğilmezler.
Onlara eğilin dendiğinde eğilmezler.
Onlara: "Rüku edin" denildiği zaman etmezler.
Yerler, içerler de rükû' edin denildiği zaman onlara, rükû' etmezler
Onlara, “(Allah’a îmân ederek) rükû edin (namaz kılın)” denildiği zaman, (onlar, îmân da) rükû (da) etmezler.
Onlara, “Ruku¹ edin.” Denildiği zaman rukû etmezler.
Onlara «(Allahın huzuurunda) eğilin» denildiği zaman eğilmezler.
Hem onlara: “Rükû' edin!” denildiği zaman, rükû' etmezler.
(Dünyada iken) onlara, (Allah’ın huzurunda) rükü edin (boyun eğin ve hakkı kabul edip kibirlenmeyin) denildiğinde, rükü etmezler. *
Onlara, (Rabbinizin huzurunda) eğilin denilmişti de, büyüklenerek eğilmediler.
Onlara eğilin denilince eğilmezler.
Onlara iman ediniz de, namaz kılınız denildiği zaman onlar namaz kılmazlar.
Onlara, “Rükû edin” denildiği zaman, rükû etmezler.
Onlara, “Sizi yaratan ve size bunca nîmetler bahşeden Rabb’inize kulluk ederek, rükû ve secdelerle O’nun önünde saygıyla eğilin!” denildiğinde, küstahça kibre kapılır, eğilmeyi gururlarına yediremezler.
Onlara: -“Rukü’ edin!” denildiği zaman rukü’ etmezler.
Çünkü, vaktiyle kendilerine: " Allah'a karşı saygılı olun " dendikçe hiç oralı olmazlardı.
Biz onlara demiştik ki; “Ancak Allah’ın huzurunda eğilin! Allah emir sahibi olarak bütün emir verenlerden üstündür. Allah’ın emirleri bütün emirlerden üstündür. Allah’ın yasaları bütün yasalardan üstündür. Allah’ın emrettiği yaşama düzeni bütün yaşama düzenlerinden üstündür. Allah’ın üstünlüğünü kabul edin! Allah’ın emirleri, Allah’ın yasaları, Allah’ın düzeni önünde eğilin! Başkaldırmayın! İsyan etmeyin! İnkâr etmeyin!” Onlar ne yaptı? Önce çıkarları önünde eğildiler. Sonra Rabbinin dışında korktukları her şeyin önünde eğildiler. Onların tek bildiği kendilerinden güçlü birini gördüklerinde önlerinde eğilmekti. Zayıf gördüklerine boyun eğdirmekti. Onların yaptığı ikiyüzlülükten başka bir şey değildir. Onların yaptığı güçlünün yanında eğilmek, çaresizin yanında diklenmektir. Hâlbuki onlara ne demiştik? Önünde eğilmek için güçlü arıyorsan, yaratılan varlıkların hiç biri Allah’tan güçlü değildir. Gerçeğin karşısında eğilmek istiyorsan, Allah’ın ayetlerinden başka hiçbir bilgi gerçek değildir. Hükmün karşısında eğilmek istiyorsan, Allah’ın hükmünden başka hiçbir hüküm adil değildir. Yasaların önünde eğilmek istiyorsan, Allah’ın yasalarından başka hiçbir yasa üstün değildir. Onlar buna inanmadılar. İnkârlarıyla azdılar, şımardılar. Kendileri gibi insanların ürettikleri ilkelerin yasaların önünde eğildiler. İnsanların ilkelerini yasalarını baştacı yaptılar. Böyle yaparak ilke koyan, yasa koyan insanları ilahlaştırıp onlara taptılar. Hâlbuki ilahlaştırıp taptıkları bizim yarattığımız, kendileri gibi aciz, eksik insanlardı!
Onlara “(Allah’a) boyun eğin!” dendiğinde boyun eğmezler.
Onlar kendilerine: “Allah’ın huzurunda eğilin!” denildiği zaman eğilmezlerdi.
Ve onlara “[Allah’ın huzurunda] baş eğin!” denildiğinde buna uymazlar:
– Onlara gelin Allah’a boyun eğin, denildiği zaman buna yanaşmıyorlardı. 25/60, 74/41.43
Zira onlara Allah’ın huzurunda saygıyla eğilin denildiğinde eğilmezler.
Onlara: "Rükû edin" (Rabbinize ibadet ve itaat edin namaz kılın) denildiğinde (büyüklük taslayarak, Rablerinin emirlerini) yerine getirmezler.
Onlara, "Rükû edin (namaz kılın)" dendiği zaman rükû etmezler.
Onlara «Rükû ediniz!» denildiği zaman rükû etmezler.
Onlara: Haydin Allah'a boyun eğin denildiğinde, boyun eğmezler.
Onlara: "Rüku' edin" dendiği zaman rüku' etmezler.
Onlara "Rükû' idin" ('ibâdet idin) dinildikde rükû' itmezlerdi.
Onlara, “Allah’a boyun eğin!” denince boyun eğmiyorlar.
-Boyun eğin denildiği zaman Boyun eğmiyorlardı.
Rükû edin denildiğinde onlar rükû etmezler.
Onlara, "Rükû edin!" dendiğinde rükû etmezler.
daħı ķaçan eyidile anlara “ruķū' eyleñ” ruķū' eylemezler.
Daḫı ḳaçan anlara eyidilse namāz ḳıluñuz, ḳılmazlar.
Onlara: “Namaz qılın!” – deyildiyi zaman namaz qılmazlar!
When it is said unto them: Bow down, they bow not down!
And when it is said to them, "Prostrate yourselves!" they do not so.(5887)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |