8 Eylül 2024 - 4 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mürselât Suresi 46. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kulû ve temette’û kalîlen innekum mucrimûn(e)

Yiyin ve geçinin az bir müddet, şüphe yok ki suçlularsınız siz.

(Şimdilik dünyada) Yiyin ve biraz yararlanıverin. Çünkü siz, suçlu-günahkâr kimselersiniz (ve yakında göreceksiniz)!

Ey kitabı ve peygamberleri yalan sayıp, inkâr edenler! Yiyiniz, dünyadan faydalanınız, biraz sefa sürün ama siz günahkarlar mutlaka azapla karşılaşacaksınız.

“Yiyin, biraz zevk ü safa sürün. Siz İslâm'a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen, güç ve iktidar sahibi âsi, suçlu ve günahkâr kimselersiniz.”

Yiyin ve biraz yararlanın; muhakkak ki siz suçlularsınız.

(Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz yararlanın. Çünkü siz, suçlu-günahkar kimselersiniz.

(Ey inkârcılar topluluğu!) yeyin, zevk edin dünyada biraz; çünkü günahkâr müşriklersiniz, (ahirette ateşe gireceksiniz).

(Onlara:) “Az bir şey yiyin ve yaşayın… Siz gerçekten suçlusunuz.” (denilir.)

46,47. Yiyiniz, azıcık sefa sürünüz; siz suçlusunuz. O gün, kıyametin kopacağını yalanlayanların vay haline!

Bir zaman yiyin, için; evet, günahlısınız

(Ey inkârcılar!) Siz (bu cennet nimetlerine karşılık) dünya nimetlerinden yiyin ve bir süre daha sefanızı sürün bakalım. Fakat şunu iyi bilin ki sizler gerçekten suçlu günahkârlarsınız.

(Ey Kâfirler) Bir müddet daha dünyâda ekl idiniz mütena’’im olunuz siz mücrimlersiniz.

Yiyiniz, biraz zevkleniniz bakalım, doğrusu sizler suçlularsınız.

Ey inkâr edenler! (Dünyada) yiyin ve birazcık yararlanın! Şüphesiz sizler suçlularsınız.

Siz de (dünyada) yiyin için, biraz daha faydalanın! Şüphe yok ki suça batmış durumdasınız!

(Ey inkârcılar!) Yeyiniz, (dünyadan) faydalanınız biraz! Gerçek şu ki, sizler suçlusunuz!

Yiyiniz ve geçici olarak eğleniniz; siz suçlularsınız.

Yiyin, zevklenin biraz, çünkü siz suçlularsınız.

Yeyin, zevk edin biraz, çünkü mücrimlersiniz

(Ey kâfirler! Size gelince... Şu geçici dünyada, kısa bir süre daha) yiyin, için ve sefanızı sürün bakalım. (Fakat şunu iyi bilin ki sonunda ölecek ve tüm yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz,) sizler gerçekten suçlu/kâfir kimselersiniz.

Yiyin ve yararlanın biraz. Siz suçlularsınız.¹

1- Ey müşrikler ve kâfirler, dünya nimetlerinden yararlanın bakalım!

(Ey kâfirler, dünyâda) yeyin, biraz fâidelenin! Şübhesiz ki siz günahkârlarsınız.

(Ey kâfirler! Siz de dünyada) az bir müddet yiyin, faydalanın! Çünki siz günahkârlarsınız.

(İşte ey suçlular!) Siz yiyiniz, (dünyada) az bir süre yararlanıp geçininiz. Gerçekten sizler suçlusunuz!

(Dünyada) Yiyin, az bir süre yaşayın. Siz gerçekten suçlularsınız.

Biraz yiyin gönenin bakalım. Çünkü sizler günahlılarsınız.

(Ey yalan sayanlar!) Dünyada biraz yeyin, için, zevk ve safa edin. Siz günahkârsınız.

(Ey inkârcılar!) Siz (bu dünyada) yiyin ve birazcık da yararlanın bakalım. Hiç şüphe yok ki sizler günâhkar suçlularsınız.

(Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz da geçimlik alıp yararlanın. Çünkü siz, suçlu günahkâr olanlarsınız.

Öyleyse, ey zâlimler; şimdilik dünya nîmetlerinden kısa bir süre yiyipiçerek keyfinize bakın; ama şunu unutmayın ki, sonunda ölecek ve tüm yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz; çünkü siz, suçlusunuz!

Yiyin, biraz geçinin! Siz suçlusunuz.

Şimdilik yiyip içip keyfinize bakın ama, suçlusunuz.

İşte biz; azgınlara, gerçekleri yalanlayanlara, yeryüzünde yaşamak için az bir süre verdik. Onlar dünya hayatı çok uzun sanıyorlar. Yaşadıkları hayatın gerisine baksınlar, ne görecekler? Yaşadıkları bir andır. Geldi geçti. Yaşayacakları hayat onlara çok mu geliyor? Andolsun ki gelecekleri de bir andır. Onların ahirette yaşayacağı hayatın yanında dünya hayatının adı bile anılmaz. Onun için şimdilik yeryüzünde yiyin için dedik. Onlar kendilerine verdiğimiz süreyi kullanıyorlar. Sanıyorlar ki yaptıkları her kötülük yanlarına kalacaktır. Bırak onlar öyle sansınlar. Bu güne kadar yalanlarıyla oyalanıp kandıkları gibi, bundan sonrada oyalanıp kendilerini kandırsınlar.

(Suçlulara şöyle denecektir:) “Yiyin, (dünyadan) biraz daha yararlanın! (Bilin ki) siz suçlusunuz.”

(Ey kâfirler! Siz de) yiyin ve (dünyada) biraz safâ sürün bakalım! Çünkü siz, zâten günâhkârlarsınız.¹

1 Bu ifâdeler, öleceği kesin olan hastadan perhizi kaldırmaya benzemektedir. Yani, bu âyette kâfirlere: “Dünyada ne yaparsanız yapın. Dilediğiniz gibi... Devamı..

[DOYUNCAYA] kadar yiyip için ve biraz sefanızı sürün, siz ey günahkarlar! ¹⁴

14 Lafzen, “siz, günaha batmışlardansınız (mücrimûn)”.

Bir süre daha nimetlerinden faydalanın sefanızı sürün bakalım. İyi bilin ki siz suçlusunuz! 2/126, 7/50.53

SİZ de (dünyada) yiyip için ve geçici hazların sefasını sürün (ey yalanlayanlar)! Çünkü siz, günahı hayat tarzı haline getirdiniz.

(Ey kâfirler, şimdilik dünyada) Bir süre yeyin eğlenin keyfinize bakın, fakat sizler günahkâr kimselersiniz. (Er geç hak ettiğiniz cezaya çarptırılacaksınız.)

Ey mücrimler! (Dünya’da) yiyin ve birazcık yararlanın!

Yeyiniz ve menfaatleniniz biraz, muhakkak ki, siz günahkârlarsınız.

Ey kâfirler! Yiyin, azıcık zevkedin bakalım. Gerçek şu ki siz mücrimsiniz.

Yeyin, azıcık sefa sürün, siz suçlularsınız!

Ey mücrimler dünyâda yiyin ve için, bir müddet ondan istifâde idin.

“Ey yalancılar! Biraz daha yiyip için, keyfinize bakın. Sizler suçlusunuz.”

-Yiyin ve azıcık faydalanın, nasılsa siz suçlusunuz!

Şimdilik biraz yiyip nasiplenedurun; çünkü mücrimlersiniz.

Yiyin ve birazcık nimetlenin. Suçlularsınız siz.

yiñ daħı gönenüñ az bayıķ siz yazuķlularsız.

Yiñüz ve gönenüñüz bu dünyāda az zamān. Siz kāfirlersiz.

(Siz ey kafirlər!) Yeyin və (dünyada) bir az kef çəkin. Həqiqətən, siz günahkarlarsınız! (Axirətdə qismətiniz Cəhənnəmdir!)

Eat and take your ease (on earth) a little. Lo! ye are guilty.

(O ye unjust!) Eat ye and enjoy yourselves (but) a little while,(5886) for that ye are Sinners.

5886 "Eat" is symbolical of having the good things of life in this world. It may be that they are only given for a trial. Because their minds and wish... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.