İnne-lmuttekîne fî zilâlin ve ’uyûn(in)
Şüphe yok ki çekinenler, gölgeliklerdedir ve pınar başlarında,
Şüphesiz müttaki olanlar ise, (cennetlerdeki) gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar;
Yollarını Allah'ın kitabıyla bulanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.
Allah'a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü'minler gölgeliklerde, akarsu kıyılarında ve pınar başlarındadır.
Şüphesiz takva sahipleri gölgelerde ve pınar başlarındadırlar.
Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar-başlarındadır;
Doğrusu takva sahibleri, gölgelerle kaynaklarda;
Özlerini koruyanlar ise, gölgeler içinde ve çeşme başlarındadırlar.
41,42. Şüphesiz o gün, takvâ sahipleri, gölgelerde ve pınar başlarında, canlarının çektiğinden çeşit çeşit meyveler arasında olacaklardır.
Sakınanlar gölgeliklerde, pınarların başlarında
Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar, (serin) gölgeler altında ve pınar başlarında olacaklar.
Allâh’dan korkanlar gölgelerin içinde ve su menba’larının ortasında bulunacaklardır,
Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlar, elbette gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlarındadırlar.
41-42. Şüphe yok ki takvâ sahipleri gölgeliklerde ve pınar başlarında canlarının istediği çeşit çeşit meyveler arasında olacaklardır.
41, 42. Şüphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında, canlarının çektiğinden çeşit çeşit meyveler arasında olacaklardır.
Erdemliler gölgeliklerde ve pınarlar arasında...
Kuşkusuz takva sahipleri gölgeler altında ve pınar başlarındadır.
Şübhesiz ki (korunan) müttakîler gölgelerde kaynaklar
41-42. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, (cennette) gölgeler içinde ve pınar başlarında, canlarının çektiği her türlü meyveler arasındadırlar.
41,42. Hakıykat, takva saahibleri gölgeler, pınarlar ve canları ne isterse onlardan bir çok meyveler içindedirler.
41,42. Şübhesiz ki takvâ sâhibleri (ise, o gün) gölgelerde ve pınar başlarında, canlarının çekmekte olduğu meyveler arasındadırlar.
Şüphesiz (erkek olsun kadın olsun kötülüklerden) sakınanlar gölgeliklerde ve pınar başlarında olurlar.
Allah’dan korunanlar ise, gölgelerin içinde ve pınarların başlarındadır.
Sakınanlar gölgeliklerde, kaynaklar başındadırlar.
Sakınanlar yok mu, onlar gölgelerde rahat içinde ve pınar başlarında eğlenceler içindedir.
Muhakkak ki Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.
Şüphesiz takva sahipleri olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.
Öte yandan; dürüst ve erdemlice davranarak kötülüklerden sakınmış olanlar, o Gün sonsuz nîmetlerle bezenmiş serin gölgeliklerde, kaynağından tatlı sular fışkıran pınar başlarında oturacaklar.
Müttakîler / Sakınıp Korunanlar gölgelerde ve pınar başlarındadır.
41,42,43. Sağlamcılar ise pınar başlarında gölgelerde, // canlarının çektiği meyvelerle. // Yaptığınıza karşılık, buyurun afiyet olsun!!
Bugün yeryüzünde Allah’a inanan, kalbini, aklını, muhakemesini, düşüncelerini, yaşamını Allah’ın ilkelerine, Allah’ın yasalarına göre kuranlar serinleten gölgelikler altındadır. Onlar çeşme başlarında zevki safa içindedirler. Rabbinin mükâfatını yaşamaktadırlar. Onlar Allah’ın emrettiği tevhit ilkesinden asla sapmamışlardır. Dünyalıklara dalıp siyasi, ekonomik, sosyal çıkar peşinde koşmamışlardır. Allah’ın yasalarıyla hayatlarını yaşamak için onurlu bir şekilde mücadele vermişlerdir. Zaten gelip geçici olan dünyayı, onlar da gelip geçici olarak görmüş, öyle saymışlar, hayatlarını dünyaya satmamışlardır.
41,42. Şüphesiz ki [muttakî]ler (duyarlı olanlar), gölgelerde, (su) kaynaklarında ve canlarının çektiği her tür meyve(lik)lerde olacaklardır.
[AMA,] Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlar, [serin] gölgeler altında ve pınarlar arasında oturacaklar,
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise gölgeler ve pınar başlarında olacaklar. 13/35, 76/14
Kuşkusuz o gün takva sahipleri (iman edip sâlih amel işleyenler) gölgelikler altında, pınar başlarındadırlar.
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlardadırlar.
Şüphe yok ki, muttakîler ise gölgelerde ve çeşmelerdedirler.
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise o gün gölgeliklerde, pınar başlarındadırlar.
Korunanlar ise gölgeler altında, çeşme başındadırlar.
O gün muttakîler gölgelerde ve su başlarında,
Allah'tan sakınanlar ise gölgeler ve pınar başlarındadır.
Takvâ sahipleri ise gölgelerde, pınar başlarındadır.
Takvaya sarılanlar gölgeler altında, su kaynaklarındadır.
bayıķ ķorķıcılar gölgeler içinde daħı çeşmeler
Taḥḳīḳ müttaḳīler gölgeler ve aḳar ṣularda ḫoş geçüreler.
Həqiqətən, (o gün) müttəqilər kölgəliklərdə və çeşmələr başında,
Lo! those who kept their duty are amid shade and fountains,
As to the Righteous, they shall be amidst (cool) shades and springs (of water).(5883)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |