16 Ekim 2024 - 13 Rebiü'l-Ahir 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mürselât Suresi 41. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnne-lmuttekîne fî zilâlin ve ’uyûn(in)

Şüphe yok ki çekinenler, gölgeliklerdedir ve pınar başlarında,

Şüphesiz müttaki olanlar ise, (cennetlerdeki) gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar;

Yollarını Allah'ın kitabıyla bulanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.

Allah'a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü'minler gölgeliklerde, akarsu kıyılarında ve pınar başlarındadır.

Şüphesiz takva sahipleri gölgelerde ve pınar başlarındadırlar.

Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar-başlarındadır;

Doğrusu takva sahibleri, gölgelerle kaynaklarda;

Özlerini koruyanlar ise, gölgeler içinde ve çeşme başlarındadırlar.

41,42. Şüphesiz o gün, takvâ sahipleri, gölgelerde ve pınar başlarında, canlarının çektiğinden çeşit çeşit meyveler arasında olacaklardır.

Sakınanlar gölgeliklerde, pınarların başlarında

Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar, (serin) gölgeler altında ve pınar başlarında olacaklar.

Allâh’dan korkanlar gölgelerin içinde ve su menba’larının ortasında bulunacaklardır,

Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlar, elbette gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.

Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlarındadırlar.

41-42. Şüphe yok ki takvâ sahipleri gölgeliklerde ve pınar başlarında canlarının istediği çeşit çeşit meyveler arasında olacaklardır.

41, 42. Şüphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında, canlarının çektiğinden çeşit çeşit meyveler arasında olacaklardır.

Erdemliler gölgeliklerde ve pınarlar arasında...

Kuşkusuz takva sahipleri gölgeler altında ve pınar başlarındadır.

Şübhesiz ki (korunan) müttakîler gölgelerde kaynaklar

41-42. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, (cennette) gölgeler içinde ve pınar başlarında, canlarının çektiği her türlü meyveler arasındadırlar.

Takva sahipleri¹ gölgelerde ve pınar başlarındadırlar.

1- Allah\ın buyruklarına içtenlikle uyarak, o buyruklarla kendisini kötü ve zararlı şeylere karşı korumaya alan.

41,42. Hakıykat, takva saahibleri gölgeler, pınarlar ve canları ne isterse onlardan bir çok meyveler içindedirler.

41,42. Şübhesiz ki takvâ sâhibleri (ise, o gün) gölgelerde ve pınar başlarında, canlarının çekmekte olduğu meyveler arasındadırlar.

Şüphesiz (erkek olsun kadın olsun kötülüklerden) sakınanlar gölgeliklerde ve pınar başlarında olurlar.

Allah’dan korunanlar ise, gölgelerin içinde ve pınarların başlarındadır.

Sakınanlar gölgeliklerde, kaynaklar başındadırlar.

Sakınanlar yok mu, onlar gölgelerde rahat içinde ve pınar başlarında eğlenceler içindedir.

Muhakkak ki Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.

Şüphesiz takva sahipleri olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.

Öte yandan; dürüst ve erdemlice davranarak kötülüklerden sakınmış olanlar, o Gün sonsuz nîmetlerle bezenmiş serin gölgeliklerde, kaynağından tatlı sular fışkıran pınar başlarında oturacaklar.

Müttakîler / Sakınıp Korunanlar gölgelerde ve pınar başlarındadır.

41,42,43. Sağlamcılar ise pınar başlarında gölgelerde, // canlarının çektiği meyvelerle. // Yaptığınıza karşılık, buyurun afiyet olsun!!

Bugün yeryüzünde Allah’a inanan, kalbini, aklını, muhakemesini, düşüncelerini, yaşamını Allah’ın ilkelerine, Allah’ın yasalarına göre kuranlar serinleten gölgelikler altındadır. Onlar çeşme başlarında zevki safa içindedirler. Rabbinin mükâfatını yaşamaktadırlar. Onlar Allah’ın emrettiği tevhit ilkesinden asla sapmamışlardır. Dünyalıklara dalıp siyasi, ekonomik, sosyal çıkar peşinde koşmamışlardır. Allah’ın yasalarıyla hayatlarını yaşamak için onurlu bir şekilde mücadele vermişlerdir. Zaten gelip geçici olan dünyayı, onlar da gelip geçici olarak görmüş, öyle saymışlar, hayatlarını dünyaya satmamışlardır.

41,42. Şüphesiz ki [muttakî]ler (duyarlı olanlar), gölgelerde, (su) kaynaklarında ve canlarının çektiği her tür meyve(lik)lerde olacaklardır.

Şüphesiz Allah’a karşı hata etmekten sakınanlar o gün, kesinlikle gölgeler altındaki tahtlara¹ kurulurlar ve pınar başlarında otururlar.

1 Erîke: gelin odasına döşenen koltuk demektir.

[AMA,] Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlar, [serin] gölgeler altında ve pınarlar arasında oturacaklar,

Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise gölgeler ve pınar başlarında olacaklar. 13/35, 76/14

ŞÜPHE YOK Kİ muttakiler (huzur veren) gölgeler altında ve (ebedî saadetin) kaynağında bulunacaklar;[⁵⁵⁰⁸]

[5508] ‘Ayn için bkz: 76:18, not 14.

Kuşkusuz o gün takva sahipleri (iman edip sâlih amel işleyenler) gölgelikler altında, pınar başlarındadırlar.

Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlardadırlar.

Şüphe yok ki, muttakîler ise gölgelerde ve çeşmelerdedirler.

Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise o gün gölgeliklerde, pınar başlarındadırlar.

Korunanlar ise gölgeler altında, çeşme başındadırlar.

O gün muttakîler gölgelerde ve su başlarında,

Kendini koruyanlar[*] gölgeliklere, pınar başlarına gidecekler.

[*] Takva sahibi olanlar, kendini koruyanlar, doğal yapıyı bozmayanlar, Allah'tan çekinerek korunanlar. Bkz. Bakara 2/2 ve dipnotu

Allah'tan sakınanlar ise gölgeler ve pınar başlarındadır.

Takvâ sahipleri ise gölgelerde, pınar başlarındadır.

Takvaya sarılanlar gölgeler altında, su kaynaklarındadır.

bayıķ ķorķıcılar gölgeler içinde daħı çeşmeler

Taḥḳīḳ müttaḳīler gölgeler ve aḳar ṣularda ḫoş geçüreler.

Həqiqətən, (o gün) müttəqilər kölgəliklərdə və çeşmələr başında,

Lo! those who kept their duty are amid shade and fountains,

As to the Righteous, they shall be amidst (cool) shades and springs (of water).(5883)

5883 This is in contrast to the triple shade of smoke and sin for the sinners, which neither gives them coolness nor protects them from the Blazing Fi... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.