İnnemâ nut’imukum livechi(A)llâhi lâ nurîdu minkum cezâen velâ şukûrâ(n)
Sizi, ancak Allah rızası için doyurmadayız ve sizden istemeyiz ne bir karşılık, ne bir şükür.
(Samimi ve seviyeli mü’minler, iyilik ettikleri kimselere:) “Biz sizin (midenizi, beyninizi ve kalbinizi) sadece ve yalnız Allah’ın vechi (Cemâline ve rızasına erişmek) için doyuruyoruz. Sizden (bu iyilik ve ilgimiz sebebiyle) bir karşılık da, (hatta) bir teşekkür bile istemiyoruz. (Gayemiz Rabbimiz ve ahirettir” diyenlerdir.)
Ve kendi kendilerine konuşurlardı: “Biz sizi yalnız Allah rızası için doyuruyoruz. Sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz.
“Biz size yalnız Allah rızası için yediriyoruz. Sizden karşılık veya teşekkür beklemiyoruz.”
"Biz size sadece Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür istemiyoruz.
'Biz size, ancak Allah'ın yüzü (rızası) için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür.'
(Sonra onlara şöyle derler): “Size ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir hediye isteriz ne de bir teşekkür.
“Biz ancak sizi Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür istemiyoruz.
7,8,9,10. Adaklarını yerine getirirler ve kötülüğü yaygın olan bir günden korkarlar. Sevdikleri gıdalardan yoksula, yetime ve esire yedirirler. “Biz, size sırf Allah rızası için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık, ne de teşekkür bekliyoruz. Çünkü biz suratsız, çok katı bir günün azabından ötürü Rabbimizden korkarız” derler.
«Tanrı hoşnutluğuyçün sizleri doyururuz, biz sizlerden ne karşılık, ne de şükran isteriz
Ve (yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz, sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.
8,9. ve kendi ta’âma muhtâc oldığı halde fukarâya, yetime ve esire ta’âm virüb "Bu ta’âmı sana Allâh rızâsı içün viriyoruz ve bunun içün ne mükâfât, ne teşekkür istemiyoruz."
9,10. "Biz sizi ancak Allah rızası için doyuruyoruz, bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz. Doğrusu biz çok asık suratların bulunacağı bir günde Rabbimizden korkarız" derler.
(Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.”
(Ve şöyle derler:) “Biz sizi Allah rızâsı için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz.
«Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz.»
"Biz sizi ALLAH rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür beklemiyoruz."
"Size sırf Allah rızası için yemek yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz."
Size ancak «livechillâh» it'am ediyoruz, sizden ne bir karşılık isteriz ne de bir teşekkür
(Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden (herhangi) bir karşılık ya da teşekkür beklemiyoruz.
Biz, sizi yalnızca Allah'ın rızası için doyuruyoruz. Sizden bir karşılık veya bir teşekkür beklemiyoruz.
«Biz, size ancak Allahın yüzü (suyu) için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür istemeyiz»,
9,10. “Sizi, ancak Allah rızâsı için yediriyoruz; sizden ne bir ücret, ne de bir teşekkür bekliyoruz; çünki biz, kaşları çatık, asık suratlı bir günde Rabbimizden korkarız!” (derlerdi).
8,9. Ve kendileri ihtiyaç duydukları hâlde yoksula, yetime (işsize) ve esire (zor şartların esiri olan kimselere) yemek yedirirler (hem maddi hem manevi her türlü yardımda bulunurlar. Ve onlara şöyle derler:) Biz size sırf Allah için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz. *
Biz sizi yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak için doyuruyoruz. Bu yaptığımızın karşılığında sizden ne bir teşekkür, nede bir karşılık istiyoruz.
"Biz size ancak Allah’ın gönlünü etmek için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir şükür beklemiyoruz,
Onlara sizi, «— Tanrı/nın yüzü suyu hürmetine yediriyoruz. Sizden mükâfat ve teşekkür beklemiyoruz,
“Biz sizi sırf Allah rızası [vechillah] için doyuruyoruz. Sizden ne bir karşılık ve ne de bir teşekkür bekliyoruz.”
(Ve derler ki:) “Biz size ancak Allah'ın yüzü (rızası) için yedirmekteyiz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne de bir teşekkür.”
Bunca iyilikleri yaparken de, içlerinden derler ki: “Biz sizi yalnızca Allah rızası için doyuruyoruz; sizden herhangi bir karşılık, bir teşekkür beklemiyoruz.”
-"Doğrusu Allah’ın vechi (rızası) için sizi doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür!".
" Biz sizi, Allah rızası için doyuruyoruz, sizden karşılık ve teşekkür beklemiyoruz,
Yedirdikleri kişilerden hiçbir karşılık beklemezler. Sadece: "Biz size Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık bir teşekkür beklemiyoruz."
9,10. (Şöyle derler:) “Biz sizi yalnızca Allah rızası için doyuruyoruz; sizden herhangi bir karşılık da teşekkür de istemiyoruz. [*] (Çünkü) biz, zor ve belalı bir günde Rabbimizden (O’nun azabından) korkuyoruz.”
(Ve onlara): “Biz, size bunu sadece Allah rızası için yediriyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür de beklemiyoruz.”
[ve kendi-kendilerine konuşurlar:] “Biz sizi yalnız Allah rızası için doyuruyoruz: sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz:
Ve “Biz, sizi sadece Allah rızası için doyuruyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz.” 2/271, 92/17...21
(kendi kendilerine derler ki): “Biz size sadece Allah için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz.
9,10. "Sizden bir karşılık beklemiyoruz, biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz. Çünkü biz o çetin günde Rabbimizden (O'nun azabından) korkarız” derlerdi!
«Şüphe yok biz size liveçhillah yediriyoruz, sizden ne bir mükâfaat, ve ne de bir teşekkür istemiyoruz» (derler).
Ve derler ki: “Biz size sırf Allah rızası için ikram ediyoruz, yoksa sizden karşılık istemediğimiz gibi bir teşekkür bile beklemiyoruz. ”
Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz.
Ve onlara: "Sizi Allâh rızâsıyçün it'âm idiyoruz. Buna karşı sizden ne ücret ve ne teşekkür isteyoruz" dirlerdi.
(Şöyle derler:) “Biz sizi, sırf Allah yüzümüze baksın diye doyuruyoruz. Yoksa sizden bir karşılık da, teşekkür de beklemiyoruz.”
-Biz, sizi sadece Allah rızası için doyuruyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz.
“Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz,” derler. “Yoksa sizden ne bir karşılık bekleriz, ne de bir teşekkür.
"Biz size yalnız ve yalnız Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık da bir teşekkür de istemiyoruz;
Ular: “Bizlar sizlarni faqat Allohning roziligi uchun taomlantiramiz. Sizlardan bu ish uchun biror mukofot va minnatdorchilik kutmaymiz”, – dedilar.
“yidürmezüz size illā Tañrı rıżāsı içün. dilemezüz sizden yanud ne daħı şükr eylemek.”
Eydürler ki: Biz size yidürmezüz. Biz sizden müzd istemezüz velā biziögmek daḫı.
(Və sonra da yedirtdikləri kimsələrə belə deyərlər: ) “Biz sizi ancaq Allah rizasından ötrü yedirdirik. Biz sizdən (bu ehsan müqabilində) nə bir mükafat, nə də bir təşəkkür istəyirik.
(Saying): We feed you, for the sake of Allah only. We wish for no reward nor thanks from you;
| Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |