Ve yut’imûne-tta’âme ‘alâ hubbihi miskînen ve yetîmen ve-esîrâ(n)
Ve ona ihtiyaçları olduğu halde yemeklerini yoksula ve yetime ve tutsağa verirler, onları doyururlar.
Kendileri, ona duydukları sevgiye (ihtiyaç ve ilgiye) rağmen yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire yedirenler (onların ihtiyaçlarını giderenlerdir).
Allah'a olan sevgileri için veya mala olan sevgilerine rağmen yemeklerini yoksula, yetime ve tutsağa verirler, onları doyururlardı.
Çevresi, çaresi olmayan yoksula, yetime, dula, kimsesize ve esire, sevdikleri, yemek ihtiyacında oldukları yiyecekleri can ü gönülden isteyerek yedirirler.
Kendilerinin ona sevgi duymalarına rağmen [1] yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirirler.
Kendileri muhtaç oldukları halde, isteyerek yoksula, yetime ve esire yemek yedirirler.
7,8,9,10. Adaklarını yerine getirirler ve kötülüğü yaygın olan bir günden korkarlar. Sevdikleri gıdalardan yoksula, yetime ve esire yedirirler. “Biz, size sırf Allah rızası için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık, ne de teşekkür bekliyoruz. Çünkü biz suratsız, çok katı bir günün azabından ötürü Rabbimizden korkarız” derler.
Yoksula, öksüze, tutsağa seve seve yedirirler
Ve kendileri ihtiyaç duydukları halde yiyeceklerini, fakire, yetime ve esire ikram ederler.
8,9. ve kendi ta’âma muhtâc oldığı halde fukarâya, yetime ve esire ta’âm virüb "Bu ta’âmı sana Allâh rızâsı içün viriyoruz ve bunun içün ne mükâfât, ne teşekkür istemiyoruz."
Onlar içleri çektiği halde, yiyeceği yoksula, öksüze ve esire yedirirler.
Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Onlar, kendileri (yemek) istedikleri halde yiyeceği yoksula, yetime ve esire ikram ederler.
Yoksula, öksüze ve tutsağa sevdikleri yiyecekleri yedirirler.
Düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.
Miskîne, yetîme, esire seve seve yemek yedirirler
Onlar, (kendileri muhtaç olmalarına rağmen,) severek, yoksulu, yetimi ve esiri yedirirler.
İhtiyaçları olmasına rağmen yiyeceği; yoksula, öksüze ve tutsağa yedirirler.
(Yemeğe olan) sevgi (lerine ve iştihâlarına) rağmen yoksulu, yetimi, esîri doyururlar (dı).
Ona (o mala) olan arzularına (ve kendi ihtiyaçlarına) rağmen, yoksula, yetime ve esire yemek yedirirler(di).
8,9. Ve kendileri ihtiyaç duydukları hâlde yoksula, yetime (işsize) ve esire (zor şartların esiri olan kimselere) yemek yedirirler (hem maddi hem manevi her türlü yardımda bulunurlar. Ve onlara şöyle derler:) Biz size sırf Allah için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz. *
Sevdikleri yiyeceklerden fakirlere, yetimlere ve esirlere yedirirler.
Yoksullara, öksüzlere, tutsaklara seve seve yedirirlerdi,
Onlar kendilerinin çok sevdiği yiyecekleri yoksula, yetime ve esire de yedirirler.⁴
Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Mala mülke karşı yüreklerinde sevgi duydukları hâlde, sırf Allah rızası için yoksulu, yetimi ve esiri doyurur, onlara maddî mânevî her türlü yardım ve desteği sağlamak için çırpınırlar.
Esire, yetime ve düşkün yoksula seve seve Yemek yediriyorlar:
Kendi ihtiyaçlarına rağmen, yoksulu, yetimi ve esiri doyururlardı.
İman edenler gönül rahatlığıyla isteyerek, severek, yiyeceklerini yoksula, yetime, esire, ihtiyaç sahibine yedirirler.
Onlar, kendileri muhtaç olmalarına rağmen yoksulu, yetimi ve esiri yedirir (doyurur)lar.
Ve kendi istekleri ne kadar çok olursa olsun, ¹⁰ muhtaçlara, yetimlere ve esirlere ¹¹ yedirirler,
Onlar kendileri muhtaç olduğu halde yoksulu, yetimi ve esiri doyururlar. 2/177, 4/36
ve kendi istek ve arzularına rağmen[⁵⁴⁷¹] muhtaçlara,[⁵⁴⁷²] yetimlere[⁵⁴⁷³] ve esirlere yemek yedirirler;[⁵⁴⁷⁴]
Yoksula, yetime ve esire seve seve yemek verirlerdi.
Ve taam yedirirler, onu sevdikleri halde yoksullara ve yetimlere ve esir olanlara.
Yoksula, yetime ve esire sevdikleri yemeği yedirirler:
Ve fakîri, yetîmleri ve esirleri severek it'âm iderlerdi.
Çaresizleri, yetimleri ve esirleri, seve seve doyururlar.
Sevmelerine rağmen yemeği düşküne, yetime ve esire yedirirler.
Canlarının çektiği yemeği yoksula, yetime ve esire seve seve yedirirler.
Yoksula, yetime ve esire, yemeği severek yedirirler.
Taomni esa yaxshi ko‘rib tursalar ham o‘zlari yemasdan miskin, yetim va asirlarni yediradilar.
daħı yidürürler ŧa'amı Tañrı dostlıġı üzere yā ol sevmeg-ile miskįne daħı öksüze daħı esįre.
Daḫı yimek yidürürler Allāh yolına miskinlere ve öksüzlere, daḫı yesīrlere.
Onlar öz iştahaları çəkdiyi (özləri yemək istədikləri) halda (və ya: Allah rizasını qazanmaq uğrunda) yeməyi yoxsula, yetimə və əsirə yedirərlər.
And feed with food the needy wretch, the orphan and the prisoner, for love of Him,
And they feed, for the love of Allah, the indigent, the orphan, and the captive,-(5839)
| Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |