13 Ekim 2024 - 10 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
İnsan Suresi 3. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnnâ hedeynâhu-ssebîle immâ şâkiran ve-immâ kefûrâ(n)

İster şükretsin, ister nankör olsun, gerçekten de biz ona doğru yolu gösterdik.

Biz ona (akıl ve kitapla doğru) yolu gösterdik; (artık o) ya şükredici olur ya da nankör (kendi tercihidir).

Gerçek şu ki biz ona yolu yöntemi gösterdik. İmana gelerek şükredici ya da Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etme yolunu tercih ederek nankör olması artık kendisine bağlıdır.

Biz ona yolu, yöntemi gösterdik, doğru yolu aydınlatıcı bilgiler verdik. Ya şükreden mü'min bir kul olacak, ya nankör bir kul, azılı bir kâfir olacak.

Biz ona yolu gösterdik; artık ya şükredici olur, ya da nankör.

Biz ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör.

Doğrusu biz ona, gerçek yolu gösterdik; ister şükreden (mümin) olsun, ister nankörlük eden (kâfir)...

Gerçekten Biz ona yol gösterdik. Artık ya şükreder veya nankör olur.

Şüphesiz biz ona doğru yolu gösterdik. İster inanır, ister inkâr eder.[700]

[700] İrade hürriyeti hakkında bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XX, 207-209.

Evet ona doğru yolu gösterdik, ister eyleye şükür, ister eyleye küfür!

Şüphesiz biz ona doğru yolu gösterdik. Artık o ya şükreden biri olur ya da nankörlük eden.

İster müteşekkir olsun ister nankörlük itsün ânı tarîk-i hidâyete sevk itdik.

Şüphesiz ona yol gösterdik; buna kimi şükreder, kimi de nankörlük.

Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.

Şüphesiz biz ona doğru yolu gösterdik; artık o isterse şükreden olur, isterse nankör.

Şüphesiz biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici olsun ister nankör.

Ona yolu gösterdik; ya şükredendir, ya da nankör.

Kuşkusuz biz ona yolu gösterdik; ister şükredici olsun, ister nankör.

Her halde biz ona yolu gösterdik, ister şâkir olsun ister nankör kâfir

Şüphesiz biz ona (peygamberler vasıtası ile hidâyet) yolu (nu) gösterdik. (Cüz’î irâdesi ile hak ya da bâtılı, kendisi tercih eder.) Ya (îmân edip, sâlih ameller işleyerek) şükreden bir kul olur, ya da (hakkı inkâr eden) nankör (kâfir bir kul olur).

Ona doğru yolu gösterdik. Ama isterse şükreden, isterse nankörlük eden biri olur.

Gerçek, biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici (olsun o), ister nankör (kâfir).

Şübhe yok ki biz, onu o (doğru) yola hidâyet ettik; (artık) ister şükredici (mü'min)olsun, ister nankör (kâfir)!

Şüphesiz biz ona yolu (akıl ve kitapla erdemli yaşama ve iman etme yolunu) gösterdik. İster (kendi özgür iradesiyle inanıp) şükreder, ister (nankörlük edip) inkâr eder (bu, kendi tercihidir). *

(*) Doğru yolu gösterme: Akıl ve fikir verme, ahlâk duygusu verme, zulüm ve kötülük yaptığında kendisini uyaran vicdan verme, iman etme duygusu verme,... Devamı..

Biz ona doğru olan yolunu gösterdik ki, ya şükredecek, ya da inkâr edecek.

Yoksullara, öksüzlere, tutsaklara seve seve yedirirlerdi, iyiliğimizi tanısın, ister tanımasın.

Biz insana doğru yolu gösterdik, o da ya şakir veya nankör oldu [¹⁰].

[10] Ya mü'min veya kâfir oldu.

Biz ona yolu gösterdik; ister şükreder, isterse nankörlük eder.

Biz ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör.

Ayrıca ona, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etme yeteneği bahşettik. Bununla da yetinmeyip, hakîkati apaçık ortaya koyan ayetler göndererek ona doğruyolu gösterdik ve seçimi kendisine bıraktık; ya şükreden bir kul olur, ya da vefasız bir nankör! Fakat şunu bilin ki:

İster bir şükreden olsun, ister nankör, biz, ona Yol’u gösterdik.

Ona doğruyu gösterdik. Artık teşekkür eder veya etmez...

Dünya hayatında ömür denilen bir yola koyduk. İnsan bu yolu ya Rabbinin verdiği nimetlere şükrederek ya da nankörlük ederek bitirir. Rabbinin verdiği nimetlere şükredenler; Allah’a, Resulüne gönderilen ayetlere inanır, Allah’ın yasalarına göre yaşar. Allah’ın verdiği nimetlerden ihtiyaç sahiplerine hakkını ayırır, verilen nimetleri paylaşır. Nankörlük edenler ise inkâr ederek Allah’ın yasalarına karşı çıkar. İnsanların uydurdukları yasalara uyar. Verilen nimetlerden ihtiyaç sahiplerine vermez. İnsanlarla paylaşmaz.

Şüphesiz ki biz insana yol gösterdik. Ya şükredici (olur) ya da nankör. [*]

Benzer mesajlar: Kehf 18:29; Teğâbun 64:2.

(Sonra da) Biz ona isterse (Allah’a) şükretsin, isterse de nankör olsun diye (doğru) yolu gösterdik.

Gerçek şu ki, Biz ona yolu-yöntemi gösterdik: ⁴ şükredici, ya da nankör [olması artık kendisine kalmıştır].

4 Yani, Allah insanı yalnızca “işitme ve görme” (duyuları), yani akıl ve doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırd etme içgüdüsel yeteneği (karş. 90:10) ... Devamı..

Biz ona bir de doğru yolu gösterdik. Artık insan ya bu nimetlerin hakkını verir veya ona nankörlük eder kâfir olur. 16/9, 17/9

Elbet onu (amacına ulaştıracak olan) doğru yola Biz yönelttik: ister şükreder, ister nankörlük eder.[⁵⁴⁶⁵]

[5465] İki ahlâkî kavram olan şükür ve nankörlüğün akidevi karşılıkları iman ve küfürdür. Birleşik immâ (in+mâ) edatı, şart ve nefy’den oluşur. Bu, “ş... Devamı..

Kuşkusuz bir ona (imtihan gereği hem) doğru yolu (hem de sapıklık yollarını) gösterdik. İster şükredici olsun, (Rabbinin kendisine ihsân buyurduğu en büyük nimet olan insanlık şerefini korusun hidâyete ersin) isterse nankör olsun. (Rabbinin ayetlerini inkâr etsin, -indirdiği Kitab'ı ve gönderdiği Peygamber’i yalan saysın- sapıklık içinde sürünüp gitsin. Bu yollar arasında tercih kendisine bırakılmıştır, fakat bilmeli ki)

Biz ona doğru yolu gösterdik; istersen şükredici, istersen inkar edici ol.

Muhakkak ki, Biz ona hidâyet yolunu gösterdik, gerek şükredici ve gerek nankör olsun.

Ona yolu da gösterdik: artık ister şükreder, ister nankör ve kâfir olur.

Yol gösterme: akıl ve fikir verme, ahlâk duygusu verme, kötülük yaptığında kendisini uyaran vicdan verme, Allah’a iman etme duygusu verme, hayatını de... Devamı..

Biz ona yolu gösterdik: Ya şükredici veya nankör olur.

Ve ona yolı (hidâyet ve dalâlet yolını) gösterdik ki yâ Allâ'ha şükür idici veyâhud inkâr iyleyici olur. (İsterse hidâyete ve isterse dalâlete gider.)

Ona doğru yolu gösterdik; ister görevini yapar, isterse o yolu görmezlikten gelir (kâfir olur).

Biz, ona yolu gösterdik. İster şükreder, ister nankörlük.

Ona yol da gösterdik. Artık ister şükreder, ister nankörlük eder.

Biz onu yola kılavuzladık. Artık ya şükredici olur ya nankör.

bayıķ biz ŧoġru yol gösterdük aña yolı yā şükr eyleyiciyiken yā şükr eyleyiciyiken. [307b] yā kafir eyleyiciyiken.

Biz aña gösterdük doġru yol. Yā şükr ide, yā kāfir ola.

Biz ona haqq yolu göstərdik. İstər (ne’mətlərimizə) minnətdar olsun, istər nankor (bu onun öz işidir).

Lo! We have shown him the way, whether he be grateful or disbelieving.

We showed him the Way: whether he be grateful or ungrateful (rests(5833) on his will).

5833 Besides the gift of the faculties, Man has been shown the Way by means of Revelation, through men of the highest spiritual standing. If he is gra... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.