Velâ temnun testekśir(u)
Ve birşeyi, daha fazlasını elde etmek için ve başa kakarak verme.
(Ey Nebim! Sakın karşılığında) "Daha fazla istekte bulunmak (ve başa kakmak) için iyilik yapma!" (Yaptığın hizmeti, çektiğin zahmeti ve yüklendiğin külfeti; "bunları başkaları yapamaz, kimse altından kalkamaz, bu iyiliklerimin karşılığı bulunmaz" diye, ibadet ve iyilikleri gözünde büyütme, insanlara minnet etme, onlara sıkıntı verme, az bir şey verip, karşılığında çok şey istemek, Dinen ve vicdanen ne kadar uygundur?!)
İyilik yapmayı kendine kazanç aracı kılma veya yaptığın iyiliği çok görüp başa kakma.
Verdiğinden daha fazlasını almak için kimseyi minnet altında bırakma. Yaptığın iyiliği çok sunarak, başa kakma, karşılık bekleme, nazlanma.
Yaptığın iyiliği daha çoğunu istemek için yapma.
Daha çok istekte bulunmak (başa kakmak) için iyilik yapma.
Az bir şey verib karşılığında çok şey isteme.
Yaptığını çok göstererek başa kakma!
Verdiğini çok görme
Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma (kendine kazanç aracı kılma)!
6,7. Başkasının zararına zengin olmak içün malını virme, rabbini sabır ile bekle.
Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.
İyiliği, daha fazlasını bekleyerek (bir kazanç elde etmek için) yapma.
Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.
Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.
İhtiraslı olma.
Yaptığını çok görerek başa kakma.
Hem çoksunarak menn etme
Karşılık bekleyerek iyilik yapma.
İyiliği — çoğu isteyerek — yapma.
Hem (yaptığın ve yapacağın iyilikleri) çok görerek başa kakma!
Ve (ayrım yapmaksızın herkese) iyilik yapmayı da kendine kazanç aracı kılma (yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma)!
İsteyerek çokça yaptığın iyilikleri başa kakma.
Yaptığın iyiliği çok görme.
Yaptığın iyiliği çok görüp başa kakma.
Yaptığın iyiliği çok görüp başa kakma.
Yaptığın iyilikleri gözünde büyüterek başa kakma! Kalp kırarak, gönül inciterek hayır ve hasenatını boşa çıkarma! Hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için iyilik yap; en büyük hayır ve hizmetlerde bulunmuş olsan bile, asla kendini büyük görüp gurura kapılma!
Çoğunu istemek üzere iyilik yapma / minnet etme / başa kakma!
6,7. İyiliklerini sayarak başa kakma. // Allah için sabret.
İnsanlara iyilik yaparsan karşılığını bekleme! En güzel en değerli iyilik karşılıksız yapılan iyiliktir. Cahillerin yaptığı gibi, sen de yaptığın iyiliklerden karşılık bekleme! Sizler yaptığınız iyiliklerin karşılığını insanlardan değil, bol lütfu ve keremi sayesinde Allah’tan temin edeceksiniz.
(Yaptığını) çok görerek başa kakma!
(Yaptıklarını) çok görerek başa kakma.¹
Bunları gözünde büyütüp de yaptığın iyiliği çok görme. 18/28, 20/131
İyilik yapmayı kazanç kapısı haline getirme![⁵⁴⁰⁵]
Verdiğini çok bularak başa kakma.
Çok görerek minnette bulunma.
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10. Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden! ) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr'a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!
Verdiğini çok bularak başa kakma.
Ziyâdesini istemek içün virme yâhud çok 'ibâdetinde rabbine minnet itme.
Yaptığını çok görerek başa kakma!
Yaptığın iyiliği çok görme.
Yaptığını çok görüp de başa kakma.
Çok bularak başa kakma yaptığın iyiliği!
daħı maluñdan virme çoķ isteyesen ya'nį çoķ yanud umup maluñdan virme kimseye.
Daḫı bir nesne virme çoḳ almaġ‐ıçun!
(Etdiyin yaxşılığı) çox bilib başa qalxma! (Heç kəsə minnət qoyma!)
And show not favor, seeking worldly gain!
Nor expect, in giving, any increase (for thyself)!(5781)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |