Ve kunnâ nukeżżibu biyevmi-ddîn(i)
Ve ceza gününü yalanlardık.
"Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıp (ahireti önemsemezdik, yaptıklarımızın yanımıza kâr kalacağını zannederdik)."
Dilimizle hesap gününe inandığımızı söylediğimiz halde yaşantımızla o güne hazırlık yapmamak suretiyle o günü yalanlamıştık.
“Herkesin, vahyedilen dinin, şeriatın, İslâmî sorumluluğun hesabını vereceği yalnız ilâhî mevzuatın yürürlükte olduğu mükâfât ve ceza gününü yalanlıyorduk.”
Din (hesap) gününü de yalanlardık.
'Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıyorduk.'
Hesab gününü de yalan sayardık.
Ve mükâfat ve ceza gününü yalanlıyorduk.
43,44,45,46,47. Onlar da şöyle cevap vereceklerdir: “İnanıp kulluk edenlerden değildik. Yoksulları doyurmuyorduk. Bâtıla dalanlarla birlikte dalardık. Ceza gününü yalanlardık. Sonunda ölüm bize geldi çattı.”
46,47. Bize yakın gelenedek, kıyameti yalanlardık!»
Hesap gününü de yalan sayardık.”
dîn gününi yalan zan itdik,
"Ceza gününü yalanlardık."
“Ceza gününü de yalanlıyorduk.”
Ceza gününü de asılsız sayıyorduk,
Ceza gününü de yalan sayıyorduk,
"Yargı gününü yalanlardık."
"Ceza gününü yalanlardık."
Ve ceza gününe yalan derdik
Hesap gününü de yalanlıyorduk.
«Ceza (ve hisâb) gününü de yalan sayardık».
“Ve dîn (hesab) gününü yalanlardık.”
46, 47. (Ölüm ile) her şey açık seçik ortaya çıkıncaya kadar hesap gününü de (ahireti) hep yalanlardık (derler!)
“Ve biz, hesap gününü yalanlardık.”
yargı gününü de yalan sayardık,
Ceza gününe yalandır derdik,
Biz ceza gününü yalanlardık.
“Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıyorduk.”
“Sonunda, yaşadığımız hayat tarzı inancımızı da şekillendirdi; böylece biz, Hesap Gününü de yalanlar hâle geldik!”
“Din günü’nü de yalanlıyorduk”.
46,47. ahirete inanmadık, // meğer doğru imiş. "
"Üstelik ceza gününü yalan sayar, hesap görmeyeceğimize, dünyadaki hayat bitince her şeyin biteceğine inanırdık!"
Hesap gününü yalanlardık.
45,46,47. (Bir de): “Ölüm bize gelinceye kadar, (bâtıla) dalanlarla beraber (kendimizden geçer) biz de dalar giderdik, din gününü de yalanlardık.” derler.
ve Hesap Günü’nü yalanlamıştık,
– Hesap gününü yalan sayardık. 13/5, 45/34-35
hepsinden öte biz Hesap Günü’nü yalanlardık;
"Ve ceza gününü de yalan sayardık. " (Ahirette ceza göreceğimize inanmazdık.)
Ve cezâ gününü de yalanlardık.
«Ve biz ceza gününü tekzîp eder olmuştuk..
Bu hesap gününü yalan sayardık.
Ceza gününü yalanlardık.
"Kıyâmet gününi tekzîb iderdik."
Hesap günü konusunda da yalan söylerdik[*].
Hesap gününü yalanlıyorduk.
“Hesap gününü de yalanlıyorduk.
"Din gününü yalanlıyorduk."
“daħı olduġ-ıdı yalan dutar-ıduķ cezā günini.”
Ve cezā günini yalanladuḳ,
Haqq-hesab gününü yalan sayardıq.
And we used to deny the Day of Judgment,
"And we used to deny the Day of Judgment,"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |