Ve ce’altu lehu mâlen memdûdâ(n)
O yarattığımı ki yarattım ve ona hayliden hayli mal verdim.
Ki Ben ona, ’alabildiğine geniş kapsamlı bir mal’ (servet kılıp) lütfettim.
Kendisine geniş imkanlar verdiğim,
Ona ardı arkası gelmeyen servetler vermiştim.
Ben ona bolca mal verdim,
Ki Ben ona, 'alabildiğine çok mal' (servet) verdim.
(Çırılçıplak yarattığım) bu adama da (sonra) uzun boylu mal verdim.
Ben ona bol mal verdim.
11,12,13,14. Tek olarak yarattığım, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için nimetleri serdikçe serdiğim o kişiyi bana bırak!
Ona geniş mal vermiştim
Ona ardı arkası gelmeyen servetler verdim.
11,12. Yalnız halk itdiğim âdemi (Velid bin Mugire) bana bırak. Ben âna nihâyetsiz emvâl virdim.
11,12,13,14. Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım o kimseyi Bana bırak.
12,13. Ona bol mal ve gözü önünde duran oğullar verdim.
12-13. Kendisine geniş bir servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim;
11, 12, 13, 14. Tek olarak yaratıp, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için (nimetleri önüne) serdikçe serdiğim o kimseyi bana bırak!
Ona hem zenginlik verdim,
Hem ona bol servet verdim.
Hem uzun boylu mal verdim
12-13. Ona bol mal ve gözü önünde duran oğullar verdim.
Ona hesapsız mal verdim;
11,12,13,14. Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığım, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak.
12,13. Ona, (kapladığı yerler dahi pek) uzun olan bir mal ve (her işinde) yanında hazır oğullar verdim!
Ona çokça mal.
Ben onu mala boğdum.
Ona bol bol mal verdim;
Ben ona, alabildiğine geniş servet verdim.
Oysa Ben ona büyük bir servet, nice ekonomik imkanlar bağışladım,
Ona uzun boylu / uzayan mal verdim;
12,13. Çünkü ben, yaptıklarına şahit olarak mal ve evlat verdiğimi,
Hâlbuki ona bolca mallar verdim.
Ona çok mal verdim.
11,12,13,14. Bırakın Bana! O kendi ellerimle yarattığım,¹ kendisine bolca servet ve gözünün önünde duran oğullar verdiğim ve önüne imkân ve fırsatlar serdiğim adamı.²
kendisine geniş imkanlar verdiğim,
Ben ona hesapsız mal-mülk verdim. 9/24, 57/20
Ki, geniş maddî imkânlar vermiştim ona!
12,13,14. (Çünkü) O kâfire, hem çok bol mal mülk servet, hem kendisine yardıma çok fazla oğullar, hem de -şöhret sahibi olmasını sağlayacak mevki gibi- büyük imkânlar verdiğim halde (imana davet edildiğinde, küfründe direniyor da)
Ve O’na uzun boylu mal verdim,
Ve onun üzerine uzunca boylu mal verdim.
11, 12, 13, 14. Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak!
Ona uzun boylu mal verdim.
Ben ona çok mal virdim.
Ona ardı arkası kesilmeyen malllar,
Ona pek çok mal verdim.
Ona bol bol servet,
Hesapsız bir mal verdim ona.
daħı ķıldum anuñ-içün mal arturılmış
Daḫı aña çoḳ māl virdüm
Mən ona bollu mal-dövlət əta etdim;
And then bestowed upon him ample means,
To whom I granted resources in abundance,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |