İnnâ senulkî ‘aleyke kavlen śekîlâ(n)
Gerçekten de sana ağır bir şey vahyedeceğiz.
Doğrusu Biz Senin üzerine oldukça ağır bir söz (Vahy-i İlahi gibi çetin bir emanet) yükleyeceğiz (ve Seni büyük mesuliyet altına sokacağız).
Gerçekten biz sana ağır sorumluluklar yükleyen bir mesaj vahyedeceğiz.
Sana, vahyi sıkıntılı, sorumluluğu ağır, değeri yüce bir kelâmı Kur'ân'ı vahyedip, onu senin kalbine, hafızana yerleştireceğiz.
Doğrusu biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağız.
Gerçekten senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız.
Çünkü biz, sana, (sorumluluğu) ağır bir söz (Kur'an) vahy edeceğiz.
Çünkü Biz, sana ağır bir söz ilka edeceğiz.
2,3,4,5,6,7,8. Birazı hariç, geceleyin kalk! Tam gece yarısı, biraz erken, biraz geç kalk ve Kur'ân'ı ağır ağır oku! Sana sorumluluğu ağır bir söz vahyedeceğiz. Çünkü gecenin değerlendirilmesi daha oturaklıdır ve söz daha etkilidir. Gündüzleri senin için uzun bir meşguliyet olacaktır. Rabbinin adını an, bütün benliğinle kendini O'na ver![689]
Sana ağır bir söz vahiy edeceğiz
Çünkü biz sana sorumluluğu ağır olan bir mesaj bırakacağız.
Sana ağır sözler vahy iyleyeceğiz.
Doğrusu Biz, sana, taşıması ağır bir söz vahyedeceğiz.
Şüphesiz biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahyedeceğiz.
Doğrusu biz sana, taşınması zor bir söz vahyedeceğiz.
Doğrusu biz sana (taşıması) ağır bir söz vahyedeceğiz.
Biz sana ağır bir söz bırakacağız.
Doğrusu biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız (Kur'an vahyedeceğiz).
Çünkü biz senin üzerine ağır bir söz ilka edeceğiz
Şüphesiz biz sana (sorumluluğu) ağır, (yüce) bir kelâm (olan Kur’ân’ı) vahyedeceğiz.
Hakıykat biz sana ağır bir söz vahyediyoruz.
Çünki biz, senin üzerine (kıymeti pek) ağır bir söz (Kur'ân) bırakacağız(vahyedeceğiz)!
Şüphesiz biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz (mesaj, Kur’an) vahyedeceğiz. *
Elbetteki biz sana ağır bir sözü (görev) yükleyeceğiz.
Gerçekten Biz senin gönlüne çetin bir sözü bildiriyoruz.
Sana çetin bir sözü [⁴] vahiy ve ilka ediyoruz.
Muhakkak ki Biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz tevdi edeceğiz [senulkî].
Şüphesiz biz senin üzerine oldukça ağır bir söz (Kur'an) ilka edeceğiz.
Çünkü Biz sana, taşıdığı değer ve yüklediği sorumluluk bakımından çok ağır bir söz vahyedecek ve böylece senin omuzlarına, Kur’an’ı anlama, yaşama, diğer insanlara tebliğ etme ve yeryüzüne egemen kılma görevini yükleyeceğiz.
Biz, sana çok ağır bir söz bırakacağız.
Çünkü sana, ağır bir sorumluluk vereceğiz.
Zira sana sorumluluğu çok ağır bir söz bırakacağız. Bu sözler sana gönderilen ayetlerimdir. Sen ayetlerde emredilenlerin sorumluluğunu alacaksın! Sorumluluğu taşıyabilmen için aklınla, duygularınla, ufkunla, hayallerinle, ideallerinle hazır olmalısın! Onun için gündüzün meşgalelerinden uzaklaşarak kendini hazırla!
Şüphesiz ki biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz bırakacağız ( vahyedeceğiz).
Çünkü Biz, sana çok mübârek¹ bir söz indireceğiz.
Biz sana (sorumluluğu) ağır bir mesaj tevdî edeceğiz;
Zira biz sana sorumluluğu ağır bir söz vahyedeceğiz. 42/52, 87/6
Çünkü Biz, sana ağır bir söz indireceğiz;
Çünkü biz sana (taşıması) ağır bir kelâm vahyediyoruz.
Doğrusu biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız.
Şüphe yok ki Biz sana ağır bir kelâm vahyedeceğiz.
Biz sana pek ağır bir söz vahyedeceğiz.
Doğrusu biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız.
Biz sana ağır kelâmı (tekâlifi muhtevî oldığı cihetle veyâ cihât-ı sâireden dolayı ağır olan Kur'ân'ı) ilkâ ve vahy ideriz.
Çünkü sana ağır bir görev yükleyeceğiz.
Çünkü biz sana ağır bir söz vahyedeceğiz.
Biz sana sorumluluğu ağır bir söz vahyedeceğiz.
Doğrusu, biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağız.
bayıķ biz tįz bıraġavuz üzerüñe söz aġır.
Biz indürecegüz senüñ üstüñe muḥkem ḳuvvetlü söz.
Həqiqətən, Biz sənə (məs’uliyyəti) ağır bir kəlam (Qur’an) vəhy edəcəyik.
For We shall charge thee with a word of weight.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |