10 Ekim 2024 - 7 Rebiü'l-Ahir 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Müzzemmil Suresi 20. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnne rabbeke ya’lemu enneke tekûmu ednâ min śuluśeyi-lleyli ve nisfehu ve śuluśehu ve tâ-ifetun mine-lleżîne me’ak(e)(c) va(A)llâhu yukaddiru-lleyle ve-nnehâr(a)(c) ‘alime en len tuhsûhu fetâbe ‘aleykum(s) fakraû mâ teyessera mine-lkur-ân(i)(c) ‘alime en seyekûnu minkum merdâ(ﻻ) ve âḣarûne yadribûne fî-l-ardi yebteġûne min fadli(A)llâhi(ﻻ) ve âḣarûne yukâtilûne fî sebîli(A)llâh(i)(s) fakraû mâ teyessera minh(u)(c) ve ekîmû-ssalâte ve âtû-zzekâte ve akridû(A)llâhe kardan hasenâ(n)(c) vemâ tukaddimû li-enfusikum min ḣayrin tecidûhu ‘inda(A)llâhi huve ḣayran ve a’zame ecrâ(n)(c) vestaġfirû(A)llâh(e)(s) inna(A)llâhe ġafûrun rahîm(un)

Şüphe yok ki Rabbin daha iyi bilir, gerçekten de senin, gecenin üçte ikisinden ve yarısından daha az ve bazı vakitlerde de üçte biri kadar bir zamanında kalktığını ve seninle beraber bulunanların bir bölüğünün de kalktıklarını ve Allah, gecenin ve gündüzün vakitlerini ölçer; bilmiştir ki siz, onu layıkıyla hesaplayamazsınız, bu yüzden de tövbenizi kabul etmiştir, artık, Kur'an'dan, kolay geleni okuyun; bilmiştir ki sizden hastalar bulunabilir ve bir başka kısmınız da Allah'ın lütfünü, ihsanını elde etmek için yeryüzünde yolculuk eder ve başka bir bölük de Allah yolunda savaşır, artık, ondan, kolay geleni okuyun ve kılın namazı ve verin zekatı ve Allah'a, güzel bir borç verin ve kendiniz için, önceden ne hayır yaparsanız ondan daha hayırlısıyla ve mükafat bakımından daha büyüğüyle bulursunuz onu Allah katında ve yarlıganma dileyin Allah'tan ve şüphe yok ki Allah, suçları örter, rahimdir.

Gerçekten Rabbin, Senin gecenin üçte ikisinden biraz noksanında, (bazen) yarısında ve üçte biri kadarında (namaz için) kalktığını bilmektedir; Seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir etmektedir. Sizin bunu sayamayacağınızı (vakitleri ayarlamakta zorlanacağınızı) bildiği için, böylece tevbenizi (O’na dönüşünüzü) kabul etmiştir. Şu halde (namazlarınızda) Kur’an’dan (size) kolay geleni (en iyi ezberlenen bölümleri) okuyuverin. Allah sizden hastalar bulunacağını, bazılarının Allah’ın fazlından (rızıklarını) aramak için yeryüzünde gezip dolaşacaklarını ve diğer bir kısmının da Allah yolunda (cihad için yola çıkıp) çarpışacaklarını bilmektedir de, işte bu yüzden (cemaatle kılınan namazları fazla uzatmayıp Kur’an’dan) kolay geleni okuyun diye izin vermektedir. Artık namazı dosdoğru eda edin, zekâtı ödeyin ve Allah’a güzel bir borç verin, ki hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah katında bulacaksınız. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok Bağışlayandır, çok Esirgeyendir (sonsuz merhametli olandır).

Ey peygamber! Rabbin senin ve beraberindekilerin, gecenin üçte ikisini yahut yarısını, yahut üçte birini namaz için uyanık geçirdiğini bilir. Gecenin ve gündüzün ölçüsünü koyan Allah, sizin bu vakitlerde kalkmaya güç yetiremiyeceğinizi biliyor ve size rahmetiyle yaklaşıp tevbenizi kabul ediyor. O halde kılacağınız namazda Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun, kendinizi zorlamayın. Allah içinizden zaman zaman hastalar, Allah'ın lütfunu aramak için yola koyulanlar ve Allah yolunda savaşa çıkanlar olacağını bilir. İşte bu sebeblerden dolayı gece namaz kılmanın farz olma hükmü kaldırılmıştır. O halde gece namazından size kolay olacak kadarını kılın ve namazınızda da kolayınıza geleni okuyun. Diğer beş vakit namazlarınızda da devamlı ve dikkatli olun, farz olan zekatı verin ve Allah'a gönül hoşluğu ile farz olandan başka hayırlar ve infaklar da yapın. Çünkü hayır olarak ne hazırlarsanız onu Allah yanında daha kıymetli ve mükafatı daha büyük bulursunuz ve Allah'tan bağışlanmanızı dileyin. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan ve çok acıyandır.

Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, bazan yarısını, bazan da üçte birini kıyamda, uyanık geçirdiğini ve seninle birlikte hareket edenlerin bir kısmının da böyle yaptığını Rabbin biliyor. Allah gece ve gündüzün sürelerini planlar ve icra eder. Sizin, asla geceleri ihya ile ilgili hesaplarınızın tutmayacağını, gece namazına güç yetiremeyeceğinizi bildi de, size ruhsat verdi, tevbelerinizi, günah işlemekten vazgeçip Allah'a itaate yönelişlerinizi kabul buyurdu. Bundan böyle namazda Kur'ân'dan kolayına geleni oku. Allah içinizden hasta olanları, yeryüzünde ticaret yapmak ve rızıklarını kazanmak için yollarda olan, Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda, İslâm uğrunda savaşan daha başka insanların olacağını biliyor. Onun için, Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, inceleyin. Namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılın. Vicdanlarınızı, servetinizi, sosyal bünyenizi arındıran berekete vesile olan zekâtı verin. Allah'a karz-ı hasen olarak borç verin, mâlî mükellefiyetlerin dışında, Allah rızası için, Allah yolunda cihad edenlerin masraflarını karşılayın, Allah'ın kullarına güzel ödünç verin. Kendiniz ve birbiriniz için önceden gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı, mükâfatı daha büyük olarak bulacaksınız. Günahlarınızdan dolayı Allah'tan bağışlanma, koruma kalkanına alınma dileyin. Allah kullarını koruma kalkanına alır, çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 2/245.

Şüphesiz Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde (ibadet için) kalktığını seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) biliyor. Geceyi de gündüzü de Allah takdir etmektedir. O sizin bunu sayamayacağını (buna güç yetiremeyeceğinizi) bildi ve tevbelerinizi kabul etti. [3] Artık Kur'an'dan kolay geleni okuyun. (Allah) içinizde hastalar bulunduğunu, başkalarının Allah'ın lütfundan (rızık) arayarak yeryüzünde dolaşacaklarını ve daha başkalarının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. Artık ondan (Kur'an'dan) kolay geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a güzel borç verin. Kendiniz için önceden ne gönderirseniz Allah katında onu daha hayırlı ve ecir bakımından daha büyük olarak bulursunuz. Allah'dan bağışlanma dileyin. Allah bağışlayan ve rahmet edendir.

20.Hakim`in Hz. Aişe (r.a.)`den rivayet ettiğine göre: "Ey örtüsüne bürünen! Az bir kısmı dışında geceleyin (ibadete) kalk." (Müzzemmil, 73/1-2) meali... Devamı..

Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O'na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur'an'dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah'ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur'an'dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah katında bulursunuz. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

Muhakkak Rabbin biliyor ki, sen, gece üçte ikisine yakın, yarısı kadar ve üçte biri (olan bir müddet namaz için) kalkıyorsun; ashabından bir topluluk da seninle beraberdir. Gece ve gündüzün miktarlarını ancak Allah takdir eder. O bildi ki, bundan öte, onu başaramazsınız; (bütün geceyi ibadetle geçiremezsiniz). Onun için sizden hafifletti; (gece kaim olmayı size farz kılmadı). Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmiştir ki, aranızda hastalar olacak, bir kısmı Allah'ın fazlından rızk aramak için (ticaret maksadı ile) yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmı da Allah yolunda çarpışacaklar. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun, namazı kılın, zekâtı verin, Allah için (diğer hayır yollarına) halisane harcayın. Nefisleriniz için (bu dünyada) peşin olarak ne hayır işlerseniz, onun sevabını Allah katında daha hayırlı ve mükâfat bakımından daha büyük bulacaksınız. Bir de Allah'dan mağfiret dileyin; çünkü O, Gafûr'dur= mağfireti çok boldur, Rahîm'dir= çok merhametlidir.

Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden az bir zamanda ve gecenin yarısında ve üçte birinde, seninle beraber olan bir grup ile beraber kalkıp namaz kıldığını biliyor. Gece ve gündüzü takdir edip planlayan Allah’tır. Allah, sizin bu vakitlerde kalkmaya güç getiremeyeceğinizi biliyor. O, sizin tevbenizi kabul etti. Artık Kur’andan okuyabildiğiniz kadar okuyun. Allah, sizden hastaların olacağını ve çıkıp yeryüzünde Allah’ın fazlını (rızkını) arayan başkalarının bulunacağını ve diğer başkalarının çıkıp Allah yolunda cihad edeceğini biliyor. Artık size müyesser olduğu kadar Kur’an okuyun. Namaz kılın, zekât verin. Allah için, güzel bir şekilde borç verin. Siz önceden kendi lehinize ne yapmışsanız, onu Allah katında daha yararlı ve mükâfatça daha büyük olarak bulacaksınız. (Son olarak) Allah’tan bağışlanma dileyin. Şüphesiz O, çok bağışlayan ve çok acıyandır.

Hiç şüphen olmasın, Rabbin senin durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını, üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyle yapıyor. Allah, gece ve gündüz olanları ölçüp biçiyor. Sizin onu sayamayacağınızı bildiği için, sizin tövbenizi kabul etti. Artık Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyunuz. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmınızın Allah'ın lütfundan bir şeyler aramak için gurbete çıkacağını, diğer bir kısmının da Allah yolunda savaşacaklarını bildi. O halde Kur'ân'dan kolay geleni okuyunuz. Namazı kılınız. Zekâtı veriniz. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç veriniz. Kendiniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin. Şüphesiz Allah çok affedendir; çok merhamet sahibidir.[690]

[690] Müzzemmil sûresinden çıkarılacak genel ilkeler için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XX, 115-116.

Tanrın biliyor ki, sen —seninle birlikte bulunanlarla— kimi gecenin üçte ikisine yakın, kimi gecenin yarısını da, kimi gecenin üçte birini ayakta geçirirsin; geceyi, gündüzü ölçümleyen Allahtır, başarmaya onu, sizin gücünüzün hiç yetmediğin bildiği için, sizi bağışlamıştır; siz, Kur'anın kolay gelen bir yerinden okuyun, sizden hasta olanı yeryüzünde dolaşarak, Allahın erdeminden azığını toplıyanı, Allahın yolunda savaş yapanı, Allah biliyor; onun kolay bir yerinden okuyun, namaz kılın, zekât verin, Allaha da güzel bir ödünç ödiyesiniz, iyilik olarak kendiniz için neyi hazırlamışsanız, Allahın katında onu bulacaksınız, bu daha hayırlıdır, sevabı da pek büyüktür, Allahtan da yarlıganmak isteyin, Allah bağışlayıcı, Allah yarlıgayıcı

Senin ve bazı arkadaşlarının, gecenin ya üçte ikisine yakın bölümünü ya yarısını ya da üçte birini uyanık/ayakta geçirdiğini Rabbin biliyor. Gecenin ve gündüzün sürelerini yaratan ve belirleyen Allah'tır. O, sizin buna dayanamayacağınızı bildiği için yükünüzü hafifletti (farz kılmayıp onu kolaylaştırdı). Onun için Kur'an'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun (gece ibadetini kolayınıza geldiği gibi yapın). Aranızda hastalar olacağını, bir bölümünüzün Allah'ın lütfettiği geçim payını elde edebilmek için yeryüzünde oradan oraya koşacağını, bir bölümünüzün de O'nun yolunda savaşacağını Allah biliyor. Öyleyse ondan kolayınıza gelecek kadar okuyun. Namazı aksatmadan ikame edin ve zekâtı verin. Allah'a gönül hoşluğu ile farz olandan başka hayırlar ve infaklar da yapın. Çünkü hayır olarak ne yaparsanız onu Allah yanında daha kıymetli ve mükâfatı daha büyük olarak bulacaksınız ve Allah'tan bağışlanmanızı dileyin. Hiç kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. 

Bkz. 2/245, 57/11, 18

Senin rabbin biliyor ki sen ve senin ashâbın ba’zan gicenin sülüsânını ba’zan nısfını ve ba’zan de bir sülüsüni ’ibâdet ile emr idiyorsunuz. Sizin içün gice ve gündüzi tamâmen taksîm iden Allâh’dır. Sizin bunı tamam yapacağınızı bilür ve ’afv ider. Kur’ân’ı suhûletle okuyabildiğiniz kadar okuyunuz. Allâh içinizde hastalar ve Allâh’ın ihsân itdiği emvâli tedârik itmek içün seyahate çıkanlar ve Allâh yolunda muhârebe idenler bulundığını bilür. Size en zahmetsiz olacak vecihle Kur’ân okuyunuz, ’ibâdet idiniz, zekât viriniz, Allâh’a güzel bir ikrâzda bulununuz virdiğinizin kâffesini Allâh’ın nezdinde tekrâr bulursunuz bu hakkınızda hayırlı olur. ’Azîm mükâfâta nâil olursunuz. Allâh’dan mağfiret taleb idiniz çünki gafûr ve rahîmdir.

Şüphesiz Rabbin, senin ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun gecenin üçte ikisinden biraz az, yarısı ve üçte biri kadar vakit içinde kalktığını bilir. Gece ve gündüzü Allah ölçer; sizin bu vakitleri takdir edemeyeceğinizi bildiğinden tevbenizi kabul etmiştir. Artık, Kuran'dan kolayınıza geleni okuyun; Allah, içinizden, hasta olanları, Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacak olan kimseleri ve Allah yolunda savaşacak olanları şüphesiz bilir. Kuran'dan kolayınıza geleni okuyun; namazı kılın; zekatı verin; Allah'a güzel ödünç takdiminde bulunun; kendiniz için yaptığınız iyiliği daha iyi ve daha büyük ecir olarak Allah katında bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin; Allah elbette bağışlar ve merhamet eder.*

(Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur’an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını, üçte birini ibadetle geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir grubun da (böyle yaptığını) rabbin elbette bilir. Gece ve gündüzü belirleyen ancak Allah’tır. O, sizin (istenen) vakti tesbit edemeyeceğinizi bilmektedir. Bu yüzden de sizi bağışlamıştır. Artık Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah’ın lutfundan rızık aramak üzere yeryüzünde yol tepecek, diğerleri de Allah yolunda çarpışacaktır. O halde Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı ödeyin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; işte bu daha iyidir ve mükâfatı daha büyüktür. Allah’tan bağışlanmayı dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı çok esirgeyicidir.

(Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.

 Sahâbe-i kiramın bir kısmı, Resûl-i Ekrem’e uyarak gecenin önemli bir bölümünü ibadetle geçiriyorlardı. Sabaha ne kadar kaldığını kestiremediği için ... Devamı..

Rabbin, senin ve yoldaşlarıdan bir grubun, gecenin üçte ikisinden az, yarısında ve üçte birinde kalktığını bilir. Gecenin ve gündüzün miktarını ALLAH belirler. O, sizin bunu yapamıyacağınızı bildiği için sizi affetmiştir. Öyleyse Kuran'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Aranızda hastalar, yeryüzünde ALLAH'ın lütfundan rızık arayanlar ve ALLAH yolunda savaşanlar olduğunu bilmektedir. Ondan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Namazı gözetin, zekatı verin ve güzel davranmak yoluyla ALLAH'a bir borçsunun. Kendiniz için yaptığınız her iyiliği, ALLAH katında daha iyi ve daha büyük bir ödül olarak bulacaksınız. ALLAH'tan bağışlanma dileyin; ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

Filhakıka rabbın biliyor ki sen muhakkak gece üçte ikisine yakın ve yarısı ve üçte biri kalkıyorsun beraberindekilerden de bir tâife, halbuki geceyi gündüzü Allah takdir eder, bildi ki siz onu bundan öte başaramazsınız, onun için size lutf ile ircaı nazar buyurdu, bundan böyle Kur'andan ne kolay gelirse okuyun, bildi ki içinizden hastalar olacak, diğer bir takımları Allahın fazlından bir kâr aramak üzere Yer yüzünde yol tepecekler, diğer bir takımları da Allah yolunda çarpışacaklar, o halde ondan ne kolay gelirse okuyun ve namazı kılın ve zekâtı verin ve Allaha karzı hasen takdim edin, kendilerinizin hisabına hayr olarak her nede takdim ederseniz onu Allah yanında daha hayırlı ve ecirce daha büyük bulacaksınız, hem de Allaha istiğfar edin, şübhesiz ki Allah gafurdur rahîmdir

(Habibim!) Şüphesiz Rabbin, senin, (bazen) gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (mü’minlerin de böyle yaptığını) biliyor. Gecenin ve gündüzün sürelerini belirleyen Allah’tır. O, sizin her gece bunun üstesinden gelemeyeceğinizi bildiği için (rahmetiyle) yükünüzü hafifletmiştir. (Namaz kılarken) Kur’ân’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, ileride, içinizden bazılarının hasta olacağını, bazılarınız Allah’ın lütfundan nasiplerini aramak/geçimini temin etmek için yeryüzünde yolculuk edeceğini ve bazılarınızın da Allah yolunda cihada çıkacağını bilmektedir. O hâlde (namaz kılarken) Kur’ân’dan kolayınıza geleni okuyun, namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve *Allah’a güzel bir borç (ödünç) verin. Kendiniz için (dünyada iken) hayır olarak ne yaparsanız, onu, Allah nezdinde daha hayırlı ve mükâfatça daha büyük olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlanma dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Allah’a güzel bir borç vermekten maksat, bir mü’minin, Allah rızasını kazanmak niyetiyle, İslâm dinini yüceltmek uğrunda yapılacak cihat için veya diğ... Devamı..

Rabb'in senin gecenin üçte ikisinden daha azında kalktığını biliyor; yarısında ve üçte birinde. Seninle beraber bulunanlardan bir grubun da. Geceyi ve gündüzü takdir eden Allah'tır.¹ Onu asla hesaplayamayacağınızı² bildi de tevbenizi³ kabul etti. O halde ilahi mesajı gücünüz yettiğince insanlara ulaştırmaya çalışın.⁴ Ayrıca Allah, içinizden kimin hasta olduğunu bilmektedir. Kiminizin Allah'ın lütfundan rızkını aramak için yeryüzünde çalışmaya, kiminizin de kendisini Allah yolunda feda etmeye5 çıktığını bilmektedir. O halde gücünüz yettiğince onu6 nakletmeye, duyurmaya çalışın.7 Salatı ikame edin8, zekâtı verin.9 İyi bir ödünçle Allah'a ödünç verin. Kendiniz için hayır olarak ne verirseniz, ödül olarak Allah'ın katında onu daha hayırlısıyla ve daha büyüğüyle bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin. Kuşkusuz Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.

1. Gecenin ve gündüzün süresini belirleyen Allah\tır. Geceyi ve gündüzü kısaltıp, uzatamazsınız. 2. Geceyi uzatamayacağınızı, ilahi düzenlemeyi dikkat... Devamı..

Şübhe yok ki Rabbin, senin, gecenin üçde ikisinden biraz eksik, yarısı, üçde biri kadar ayakda durmakda olduğunu ve senin maiyyetinde bulunanlardan bir zümrenin de (böyle yapdığını) biliyor. Geceyi, gündüzü Allah saymakdadır. O, bunu sizin sayamayacağınızı bildiği için size karşı (ruhsat canibine) döndü. Artık Kur'andan kolay geleni (ne ise onu) okuyun. Allah muhakkak bilmişdir ki içinizden hasta (lanan) lar olacak, diğer bir kısmı Allahın fazlından (nasıyb) aramak üzere yer (yüzün) de yol tepecekler, başka bir takımı da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde ondan (Kur'andan size) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın. Zekâtı verin. Allaha gönül hoşluğuyle ödünç verin. Önden nefisleriniz için ne hayır gönderirseniz onu Allahın nezdinde bulursunuz, (hem) bu daha hayırlı, sevabca daha büyük olmak üzere. Allahdan mağfiret isteyin. Şübhesiz ki Allah (mü'minleri) çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.

(Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhesiz Rabbin biliyor ki gerçekten sen, gecenin üçte ikisinden daha azı ve (bazen) yarısı ve (bazen de) üçte biri kadar kalkıyorsun (namaz kılıyorsun); berâberinde bulunanlardan (ashâbından) bir tâife de (böyle yapıyor).
Hem geceyi ve gündüzü Allah takdîr eder. (O,) sizin bunu sayamayacağınızı (sürekli gece ibâdetine dayanamayacağınızı) bildi de sizi affetti (yapabildiğiniz kadarına ruhsat verdi)(1); o hâlde Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun (kolayınıza geldiği kadar gece namazı kılın)!
(Hem Allah) bildi ki, içinizden hastalar olacak, bir başkaları yeryüzünde dolaşacaklar, Allah'ın fazlından (rızıklarını) arayacaklar, bir diğerleri de Allah yolunda savaşacaklar(cihâd edecekler)dir. O hâlde ondan kolayınıza geleni okuyun; ve namazı hakkıyla edâ edin, zekâtı verin ve Allah'a karzı hasen (güzel bir borç) ile borç verin!
Hem kendiniz için hayır (ve hasenât)dan ne takdîm eder (hazırlar)sanız, Allah katında onu bulursunuz da, o (sizin için) daha hayırlı ve mükâfâtça daha büyüktür! Öyle ise Allah'dan mağfiret dileyin! Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.

(1)Bu âyet-i kerîme, sûrenin başındaki gece namazı emrinin mikdârını hafifletmiştir. Beş vakit namaz farz kılındıktan sonra, akşam ve yatsı namazları ... Devamı..

(Ey Resulüm!) Şüphesiz Rabbin, senin ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun (bazen) gecenin üçte ikiye yakın, (bazen) yarısı ve (bazen de) üçte biri kadar vakit içinde kalktığını bilir. Ve Allah (dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesini sağlamakla) geceyi de gündüzü de (planlayıp) takdir etmektedir. O, sizin bunu hesaplamakta (ve eksiksiz olarak yerine getirmede) zorlanacağınızı, (dolayısıyla bu kadar uzun süre gece namazı kılmaya ve Kur’an okumaya daha fazla güç yetiremeyeceğinizi zaten) biliyordu. (Ey müminler!) Bundan dolayı bu hususta dönüşünüzü kabul edip sizi bağışlamıştır (bu ibadeti size farz kılmamıştır). Artık (geceleri kalktığınız zaman) Kur’an’dan kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun (gece ibadetini kolayınıza geldiği gibi yapın, kıraat ve ibadetinizi çok fazla uzatarak kendinizi zorlamayın). Allah, (ileriki zamanlarda) sizden hastalanan, Allah’ın lütfunu (Allah’ın yarattığı rızkı) aramak (çalışıp elde etmek ve kazanmak) için yolculuğa çıkan ve (saldırganlara karşı) Allah yolunda savaşan (savunma savaşına çıkan) kimseler olacağını da biliyordu. Bu yüzden de, ondan (Kur’an’dan) kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun (kıraatinizi fazla uzatarak kendinizi zorlamayın). Ve namazı (dosdoğru) kılın, zekâtı verin, Allah’a (onun yoksul, muhtaç ve işsiz kullarına) gönül hoşluğuyla karşılıksız ödünç verin (onlara karşılıksız harcama yapın). Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında (ahirette) mutlaka onu bulursunuz. Hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Ve Allah’tan mağfiret dileyin (mağfiret gerektiren işleri yapın), şüphesiz Allah bağışlayan, merhamet edendir. *

(*) Not: Burada iki husus söz konusudur: 1. Zımnen: Sûrenin başında Hz. Peygambere verilen emrin uygulandığı bildirilmektedir. 2. Bu ayette müminlerde... Devamı..

Muhakkak ki Rabbin senin, gecenin üçte birinden daha az, yarısında ve üçte ikisinde (Rabbin için) kalktığını ve seninle birlikte olan bir gurubun da kalktığını biliyor. Geceyi ve gündüzü planlayıp yaratan Allah’dır. (Her zaman) O gecenin hesabını yapamayacağınızı bilmiş ve sizin gecenin uzunca bir bölümünde kalkmanızdan vaz geçmiştir. O halde Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah içinizden hasta olabileceklerin olduğunu, diğerlerinin içinden yeryüzünde Allah’ın lütfundan rızık aramak için çıkacakların olduğunu ve yine diğerlerinden Allah yolunda savaşa çıkacakların olduğunu bilmektedir. O halde Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun, namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a karşılığını alacağınız güzel borçlar verin. Kendiniz için güzel ve hayırlı şeylerden ne yaparsanız, o sizin için daha hayırlı ve elde edeceğiniz karşılık olarak daha büyüktür. Allah’dan bağışlanma dileyin. Çünkü Allah bağışlayan ve merhamet edendir.

Gerçekten senin çalabın biliyor ki işte sen, seninle birlikte olan bir takımları da, gecenin üçte ikisinden biraz eksik, yarısı, üçte biri kadarını yalvarıya durmakla geçiriyorsunuz. Allah geceyi , gündüzü ayırmaktadır. O, sizin geceyi böyle sayamıyacağınızı bildiği için bundan geçti. Onun için, Kur’an’dan size kolay geldiği kadarını okuyun. Allah bilir ki içinizde hasta olanlar var, kimi de Allah’ın bol vergisini dilemek üzere yolculuk etmektedir, kimi de Allah uğrunda vuruşmaktadır. Onun için Kur’an’dan size kolay geldiği kadarını okuyun. Namaz kılın, zekat verin, Allah için gönül dileğiyle iyilik edin. Kendi yararınıza olarak her ne iyilik edecek olursanız Allah katında karşılık olarak ondan daha iyisini, daha büyüğünü bulursunuz. Allah’tan yarlıganma dileyin. Çünkü Allah yarlıgayıcıdır, esirgeyicidir.

Muhammedi Rabbin, senin ve seninle beraber olan bölüğün, gecenin üçte ikisinden biraz eksik, bazen yarısı ve bazen üçte biri miktarı ayakta durup ibadetle geçirdiğinizi bilir. Gece ve gündüzü Allah ölçer [¹] O, sizlerin O/nu sayamayacağınızı [²] bildi de gece namazınızdan vazgeçti [³]. Artık Kur/an/dan size kolay gelen miktarı okuyun [⁴]. Allah bilir ki sizden bazılarınız hasta bir haldedir, bazılarınız da Allah/ın inayetinden ticaret ve ilim uğrunda yolculuktadır. Öbürünüzse Allah yolunda vuruşmadadır [⁵]. Artık namazda Kur/an/dan size kolay gelen miktarı okuyun; namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, sadakayla, ianeyle Allah/a da gönül hoşluğuyle bir borç vermiş olun, nefisleriniz için her ne hayır hazırlarsanız Allah/ın yanında O/nun elinizde kalacak mallardan daha kıymettar, mükâfatını daha büyük bulursunuz. Allah/tan yarlıganmak (bağışlanmak) dileyin, çünkü Allah yarlıgayan, bağışlayandır.

[1] Saatlerinin miktarını olduğu gibi O, bilir, saatlerini O, sayar.[2] Gecenin saat ve dakikalarını hesap ederek yarısını, üçte birini sayamayacağını... Devamı..

(Ey Peygamber!) Muhakkak ki Rabbin, senin ve beraberinde bulunan bir grubun [tâ’ife] gecenin üçte ikisinden biraz az, yarısı veya üçte biri kadar vakit içinde kalktığını bilmektedir.⁷ Gece ve gündüzü takdir eden/ ölçen Allah’tır. Sizin bu vakitleri yeterince değerlendiremeyeceğinizi bildiğinden, tevbenizi kabul eder. Öyleyse Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyunuz; O, içinizden hasta olanları, Allah’ın lütfundan (rızık) aramak için yeryüzünü dolaşacak [yadribûne fî] kimseleri, diğer bazılarının da Allah yolunda cihat edeceğini bilir. O hâlde Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyunuz. Namazı dosdoğru kılınız, arınmayı [zekât]’ı gerçekleştiriniz,⁸ Allah’a da güzel bir ödünç⁹ takdiminde bulununuz. Kendiniz için önceden yapıp gönderdiğiniz hayrı/iyiliği, Allah’ın katında daha hayırlı ve mükâfat olarak da daha büyük olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlanma dileyiniz. Muhakkak ki Allah, Gafûr’dur, Rahîm’dir.

7 Krş. Furkân, 25/64 8 Buradaki zekât, arınmak anlamındadır. Yardımlaşmayı sağlamak ve gönül temizliği için vermektir. Bildiğimiz zekât Medine’de f... Devamı..

Senin ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı (bütün gece ibadet edemeyeceğinizi) bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. O, içinizden hastaların olacağını, diğer bir kısmının Allah'ın lütfünden bir rızık aramak üzere yeryüzünde yol tepeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bilmektedir. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulursunuz. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.

Ey şanlı Elçi! Hiç kuşkusuz Rabb’in, senin ve beraberindeki bir grup fedâkâr Müslümanın, gecenin yaklaşık üçte ikisi, bazen yarısı ve kimi zaman da üçte biri kadar bir süre kalkıp namaz kıldığını bilmektedir.
Gecenin ve gündüzün ölçüsünü belirleyen Allah’tır. Dolaylısıyla O, her gece kalkıp saatlerce namaz kılmanın sizin için ne kadar zor ve meşakkatli olduğunu bilmektedir. Fakat omuzlayacağınız ağır göreve hazırlanmanız için, belli bir süre bu aşamadan geçmeniz gerekiyordu. Bu da gerçekleştiğine göre, şimdi ikinci aşamaya geçmenin zamanı gelmiştir: Allah, sizin bunu hesaplamakta ve eksiksiz olarak yerine getirmede zorlanacağınızı, dolayısıyla bu kadar uzun süre gece namazı kılmaya daha fazla güç yetiremeyeceğinizi zaten biliyordu. Bu yüzden ufak tefek aksaklıklardan dolayı sizi affetmiş ve yükünüzü hafifletmiştir: Öyleyse, bundan böyle gece namazına kalktığınız zaman Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyabilirsiniz. Çünkü Allah, ileriki zamanlarda içinizde hastalanan, Allah’ın lütfunu aramak için yolculuğa çıkan ve Allah yolunda savaşan kimseler olacağını bilmektedir. Bu yüzden, ondan kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun. Bu arada, namazıhayatın merkezine yerleştirerek, onu dikkatle ve özenle kılın, zekâtı verin ve canınızı, malınızı ve tüm yeteneklerinizi Allah’ın istediği doğrultuda kullanarak, mükâfâtını âhirette almak üzere Allah’a güzel bir borç verin. Unutmayın; kendiniz için her ne iyilik yapmışsanız, onu Allah katında daha güzel ve daha büyük bir ödül olarak bulacaksınız.
Fakat ne kadar iyilik yaparsanız yapın, yine de kendinizi kusursuz, mükemmel görmeyin; daha iyiye, daha güzele ulaşabilmek için dâimâ Allah’tan bağışlanma dileyin. Bilin ki, Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.

Senin rabbin biliyor ki; sen ve seninle birlikte olanlardan bir topluluk, gecenin üçte ikisinde, yarısında ve üçte birinde kalkıyorsunuz. Gece’yi ve Gündüz’ü Allah takdir ediyor. Bildi ki; onu asla tek tek sayamayacaksınız. Derken size tevbe kabul etti. Kur’ân’dan kolay olanı okuyun! Bildi ki; sizden hastalar olacaktır; diğerleri Allah’ın lütfundan aramak üzere Yeryüzü’nde yola çıkarlar; bir diğerleri de Allah yolunda savaşırlar. Ondan kolay olanı okuyun, Namaz’ı kılın, Zekât’ı verin, Allah’a güzel ödünç verin! Kendi nefisleriniz için önceden ne hayır yapıp sunarsanız, onu Allah katında en hayırlı, ecir / ücret / ödül bakımından en “çok büyük” bulursunuz. Allah’tan bağışlanma dileyin! Allah, rahîm gafûrdur.

Senin ve bazı arkadaşlarının gecenin üçte ikisine doğru bazen gece yarısında, bazen üçte birinde kalktığınızı Rabb'in biliyordu. Gece - gündüz ayarlamasını yapan Allah, sizin bunu yapamayacağınızı biliyordu. Bunun için tövbenizi kabul edip sizi rahatlattı. Bundan böyle geceleri biraz Kuran okuyun. Allah, sizin hasta olabileceğinizi de biliyordu. Allah'ın rızkından nasip uğruna tabana kuvvet koşuşturmalarınızı da biliyordu. Allah uğruna mücadele edenleri de biliyordu. Bundan böyle Kuran’dan kolayınıza geleni okuyun; namazı kılın, zekatı verin. Allah için harcanmak üzere yatırım yapın. Bugün kendiniz için yaptığınız her iyiliği, yarın Allah katında aynen, fakat değeri artmış olarak bulacaksınız. Allah'tan özür dileyin. Çünkü Allah, engin hoşgörülü bir sevgi selidir.

Gecenin üçte ikisinde, yarısında veya üçte birinde ayakta durup Rabbini andığını biliyoruz. Seninle beraber olanlardan bir toplulukta senin yaptığın gibi yapıyor. Bilin ki gece ve gündüz yaptıklarınızı sadece Rabbin takdir eder. Rabbiniz sizlerin neyi başaracağınızı neyi başaramayacağınızı daha iyi bilir. Onun için Rabbiniz gece yapacağınız birçok şeyden sizleri affetti. Bu size Rabbinizden bir kolaylıktır. Müminler gece kalkışlarına kendilerini zorlamadan canları nasıl istiyorsa kalkarlar. Ayetlerimizi okuyarak tefekkür ederler. Yaptıklarıyla bize ulaşmayı umarlar. Rabbin insanlara en güzel yolunu öğretir. Rabbinin yoluna girenlere güzel nimetler verilir. Rabbinizin huzuruna durduğunuzda Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun! Unutmayın ki Rabbiniz kendini seven kullarına gücünün üzerinde bir yük yüklemez. Daima Müminler için kolaylık diler. Rabbiniz; içinizden hastalanacakların, Allah’ın lütfunu aramak için yeryüzünde dolaşarak memleketlerinden uzaklaşacakların, mallarından, evlerinden, çocuklarından, eşlerinden, ayrılıp Allah’ın yolunda savacakların olacağını bilmektedir. İşte böyle; hasta, seferde ve savaşta olanlara Rabbin nimet olarak emirlerinde kolaylık gösterir. Böyleleri emirlerimizden kolayına geleni yapabilirler. Ey inananlar! Rabbiniz için emirleri doğrultusunda Salat-ı ikame ederek kendinizi iyice yetiştirin! Kendinizi olgunlaştırın! Zekât-ı ikame ederek her türlü kötülükten, haramdan, dünyevi düşüncelerden kendinizi arındırın. Eğer yaptıklarınızdan başka fazladan Salat-ı ikame ederek ayetlerle kendinizi donatabiliyorsanız yapın! Zekât-ı ikame etmek için varlıklarınızdan harcayarak arınmak istiyorsanız arının! Yaptığınız her şey için Rabbiniz kendini borçlanmış kabul eder. Borcunu sizleri mükâfatlandırarak en güzel şekilde öder. Ey inananlar! Dünyadaki hayatınız bitip Rabbinizin huzuruna varmadan lehinize olacak ne varsa önceden yapıp gönderin! Unutmayın ki Rabbinizin rızası için fazladan ne yaparsanız kendi yararınızadır. Rabbinizin rızasını arayarak size verilen nimetlerden ihtiyaç sahibi olanlara infak etmeniz kendi yararınızadır. Bütün yaptıklarınızı yapacaklarınızı ahirete önceden göndererek hesabınızı kolaylaştırın! Mükâfatlarınızı artırın! İsteklerinizi sadece Rabbinize yöneltin! Bilerek veya bilmeyerek yaptığınız yapacağınız hatalardan dolayı Rabbinizden bağışlanma dileyin! Bu dileklerinizde sebat ederek ısrarlı olun! Elinizden geldiğince hata işlememeye söz verin! Sözünüzü yerine getirin! Şüphesiz Rabbiniz çok bağışlayan çok merhamet edendir. Tövbe ettiğiniz hatalardan dolayı sizi bağışlar. Onun için Rabbinizin bağışlamasına merhametine sığının! Bilin ki Rabbinizden başka sığınacak hiç bir makam yoktur. Bilin ki Allah’tan başka sığındıklarınızın size hiç bir faydası olmayacaktır.

Şüphesiz ki Rabbin, senin ve beraberinde bulunan bir grubun gecenin üçte ikisinden daha az bir kısmında, yarısında ve üçte birinde kalkmakta olduğunu biliyor. [*] Allah gecenin ve gündüzün ölçüsünü belirler. O, sizin bunu (tamamen) sayamayacağınızı bilmiş ve (bunun için) tevbenizi kabul etmiştir. Kolay olan zamanda Kur’an’dan okuyun! [*]İçinizde hastalar olacağını, (içinizden) bir kısmının Allah’ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde sefere çıkacağını, diğer bir kısmının da Allah yolunda savaşacağını (Allah) bilmektedir. Kolay olan zamanda ondan (Kur’an’dan) okuyun! Namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a güzel bir borç [*] verin! Kendiniz için (önceden) ne tür bir iyilik sunarsanız, Allah katında onu hem daha hayırlı hem de ödül bakımından daha büyük olarak bulacaksınız. [*] Allah’tan bağışlanma dileyin! Şüphesiz ki Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.

Bu ayet surenin ilk ayetlerindeki ev edatının “veya” değil, “ve, yani” anlamında olduğunun delilidir.,Bu ifade “Kur’an’dan kolay olanı, kolayınıza gel... Devamı..

(Ey Muhammed!) Gerçekten Rabbin, senin ve senin beraberinde bulunanlardan bir topluluğun, gecenin üçte ikisine yakınında, yarısında ve üçte birinde (namaza) kalktığını kesinlikle bilmektedir. Geceyi de gündüzü de yaratan Allah sizin (bu ibâdet sürecine) daha fazla dayanamayacağınızı bildiği için, bunu size hafifletti. Öyleyse Kur’an’dan (bundan sonra) kolayınıza geleni¹ okuyun.² O, içinizden hastaların olacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan bir kâr aramak üzere yeryüzünde yol tepeceklerini, diğer bir kısmınızın da Allah yolunda savaşacaklarını bilmektedir. O halde, o (Kur’an)’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru ve devamlı kılın, zekâtı verin ve Allah’a güzel bir borç takdim edin. Kendiniz için (dünyada iken) iyilik olarak ne yaparsanız, Allah katında onun daha hayırlısını ve mükâfatça daha büyük olanını bulursunuz. Öyleyse, Allah’tan af dileyin, çünkü Allah çok bağışlayandır, pek esirgeyendir.³

1 Bu âyetten namazda kıraatin farz olduğu anlaşılmaktadır. Bunun en az miktarı; Ebû Hanife’ye göre, üç kısa âyet, ya da uzun bir âyet olmalıdır. 2 Bu ... Devamı..

[EY PEYGAMBER!] Rabbin, senin ve beraberindekilerin ¹¹ gecenin üçte ikisini, yahut yarısını, yahut üçte birini [namaz için] uyanık geçirdiğini bilir. Gecenin ve gündüzün ölçüsünü koyan Allah, sizin onu küçümsemeyeceğinizi ¹² bilir: ve bu sebeple O rahmetiyle size yaklaşır. O halde Kur’an’ın kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun. Allah, zaman zaman içinizde hastalar, Allah’ın lütfunu aramak için yola koyulanlar ve Allah yolunda savaşa çıkanlar ¹³ olacağını bilir. Öyleyse ondan [yalnızca] kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun, namazınızda devamlı ve dikkatli olun ve karşılıksız harcamada bulunun ¹⁴ ve [böylece] Allah’a güzel bir borç verin: çünkü kendi adınıza güzel ne iş yaparsanız karşılığını aynen Allah katında görürsünüz; evet, daha iyi ve daha zengin bir ödül olarak. Ve [daima] Allah’ın bağışlayıcılığını arayın: kuşkusuz Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır!

11 Lafzen, “seninle birlikte olanların”. Bu son pasajla, yeniden ilk ayetlerin ele aldığı temaya, yani gece vakti ibadet etmenin büyük manevî değerine... Devamı..

Şüphesiz ki Rabbin, senin ve seninle birlikte olan bir grubun bazen gecenin üçte ikisi, bazen yarısı, bazen de üçte biri kadar bir süreyi uyanık geçirdiğini biliyor. Gecenin ve gündüzün sürelerini belirleyen Allah’tır. O, sizin her gece bunun üstesinden gelemeyeceğini bildiği için size rahmetiyle yönelmiş ve yükünüzü hafifletmiştir. Artık Kuran’dan kolayınıza gelen kadarını okuyun. Çünkü Allah biliyor ki ileride içinizden bazıları hasta olacak, bazılarınız Allah’ın lütfundan nasiplerini aramak/geçimini temin etmek için yollara düşecek, bazılarınız da Allah yolunda savaşa çıkacak. Evet, hangi durumda olursanız olun yine de Kuran’dan kolayınıza gelen kadarını okuyun, namazı kılın, zekâtı verin ve Allah yolunda güzel bir harcamada bulunun. Zira. Kendiniz önceden ne iyilik yaparsanız Allah katında ondan daha iyisini ve ödül olarak daha büyüğünü bulursunuz. Allah’tan bağışlanma dileyin, çünkü Allah, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıdır. 17/12, 54/17, 2/177, 2/110, 59/18, 39/53

(EY NEBİ!) Elbet Rabbin, senin ve yanındakilerden bir kısmının[⁵³⁹⁵] gecenin üçte ikisinden daha azını, ve yarısını, ve üçte birini uyanık geçirdiğini bilmektedir.[⁵³⁹⁶] Gecenin ve gündüzün miktarını belirleyen Allah, sizin onun üstesinden gelemeyeceğinizi de bilmiş ve size rahmetiyle yönelmiştir.[⁵³⁹⁷] Artık Kur’an’dan kolayınıza geldiği kadar okuyun! Allah, ileriki zamanlarda[⁵³⁹⁸] içinizden hastalar, Allah’ın verdiği rızkı aramak için yola koyulanlar, Allah yolunda savaşa çıkan daha başkalarının olacağını bilir. Şu halde ondan, kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazınızı kılın, arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli ödeyin[⁵³⁹⁹] ve Allah’a güzel bir borç verin; zira kendi adınıza ne hayır işlerseniz, Allah katında onu daha hayırlı ve daha büyük bir ödül olarak bulursunuz. İmdi Allah’tan mağfiret dileyin: İyi bilin ki Allah, tarifsiz bir bağışlayıcı, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.

[5395] Min harfinin teb‘idiyye vurgusuyla. Beyaniyye vurgusuyla “yanındakilerin” anlamına gelir. [5396] Zımnen: Sûrenin başında verilen emri uygula... Devamı..

(Ey Muhammed) Şüphe yok ki Rabbin senin, gecenin üçte ikisinden biraz az, yarısı veya üçte biri kadar süresinde (namaza) kalktığını (ve dua niyazda bulunduğunu) ve beraberinde bulunan bir topluluğun da (sana uyarak böyle yaptığını) biliyor. Geceyi ve gündüzü takdir eden ancak Allah’tır. O, (hepinizin bu gece ibadetini) başaramayacağını bildiği için ruhsat verdi, sizi bağışladı. (Zaten gece ibadeti onların üzerine değil senin üzerine farz kılınmıştı) Bundan böyle (ey Peygambere tabi olanlar) Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. (Geceleri kolayınıza gelen miktarda teheccüd namazı kılın, Kur'an ayetlerini okuyun, siz bu hususta muhayyersiniz Çünkü beş vakit namaz bunun yerine kâim olmuştur Rabbiniz kuşkusuz ) Bilir ki, içinizde hastalananlar olacak, bir kısmınız Allah’ın lütfundan rızık aramak için yeryüzünde dolaşacak, bir kısmınız da Allah yolunda savaşacaktır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun, namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. (Hayır işlerinde harcamalar yapın) Kendiniz için hayırdan ne takdim ederseniz, Allah katında onun mükâfatını kat kat ve daha hayırlı olarak bulursunuz ve Allah'tan bağışlanma dileyin, şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır ve çok merhametli olandır!..

Şüphesiz rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmında, yarısında ve üçte birinde kalktığını biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü takdir eder. Sizin buna gücünüzün yetmeyeceğini bildi tevbenizi kabul etti artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda savaşacağını bilmektedir. O hâlde, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında onu bulursunuz. Bu daha hayırlı ve daha azim bir mükafattır. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Muhakkak senin Rabbin biliyor ki, şüphe yok sen gecenin üçte ikisinden biraz eksik ve yarısı ve üçte biri kadar kalkıyorsun ve seninle beraber olanlardan bir tâife de ve Allah geceyi ve gündüzü takdir eder. Bildiği, siz bunu sayıp başaramıyacaksınız. Artık size ruhsatla irca-ı nazar buyurdu, imdi Kur'an'dan kolay geleni okuyun. Bilmiştir ki sizden hasta olanlar olacaktır, başkaları da Allah'ın fazlından bir kâr aramak için yeryüzünde yol tekzîp edeceklerdir ve başkaları da Allah yolunda cihadda bulunacaklardır. Artık ondan kolay olanı okuyunuz ve namazı dosdoğru kılınız ve zekâtı veriniz ve Allah için güzelce ödünç vermekle ödünç veriniz ve nefsiniz için hayırdan ne takdim eder iseniz onu Allah indinde daha hayırlı ve mükâfaatça daha büyük olarak bulursunuz ve Allah'tan mağfiret isteyin, şüphe yok ki Allah gafûrdur, rahîmdir.

Senin Rabbin, gecenin bazen üçte ikisine yakın bir kısmını, bazen yarısını, bazen üçte birini ibadetle geçirdiğini, senin yanında yer alan müminlerden bir cemaatin da böyle yaptığını elbette biliyor. Gece ve gündüzü yaratıp sürelerini belirleyen Allah'tır. O sizin bu gece ibadetini gözetemeyeceğinizi bildiği için, lütuf ve merhametiyle size yeniden bakıp muaf tuttu. Artık Kur'ân'dan kolayınıza gelen miktarı okuyun. Allah bilmektedir ki aranızda hastalananlar olacaktır. Kimileri Allah'ın lütfundan nasiplerini aramak için yol tepecek, dünyanın çeşitli yerlerinde dolaşacaklardır. Bazıları Allah yolunda muharebe için sefere çıkacaklardır. Haydi artık Kur'ân'dan, kolayınıza gelen miktarı okuyun. Namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin ve bir de Allah'a güzel ödünç takdim edin! Unutmayın ki kendi iyiliğiniz için âhirete hazırlık olarak her ne gönderirseniz mutlaka onu Allah'ın nezdinde bulursunuz. Hem daha üstün ve daha hayırlı, mükâfatı kat kat artmış olarak! Allah'tan af dileyin. Muhakkak ki Allah gafurdur, rahîmdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur). [2, 245]

Bu âyet, sûrenin başındaki gece kıyamını tekrar ele alıp, daha önce farz olan gece namazını, hafifletip sünnet yani nafile ibadete dönüştürmektedir. D... Devamı..

Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını; Seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Geceyi ve gündüzü takdir eden Allah, sizin onu sayamayacağınızı (zamanı hesabedip gecenin belli sa'atlerinde kalkamayacağınızı) bildiği için sizi affetti. Artık (belli bir sa'at gözetmeden) Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun (ne miktar kolayınıza gelirse o kadar gece namazı kılın, kendinizi zorlamayın.) Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lutfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar bulunacağını bilmiştir. Onun için Kur'an'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için verdiğiniz hayırları, Allah katında verdiğinizden daha hayırlı ve mükafatça daha büyük bulacaksınız. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

(Yâ Muhammed) Rabbin senin ve seninle berâber olanlardan bir tâifenin gicenin iki sülüsünden biraz noksanını ve nısfını ve sülüsüni 'ibâdetle kâim oldığınızı bilir ve Allâh gice ve gündüzün evkât ve sâ'atini takdîr ider ve sizin bu vakitleri sayub takdîr idemediğinizi de bilir. Bunun üzerine size gice 'ibâdetini 'afv itdi. (Gice 'ibâdeti farz iken bu âyetle kılub kılmamakda muhayyer bırakıldı.) Namâzda, size Kur'ân'dan kolay olanı okuyun. Allâh Te'âlâ sizden hastalar oldığını, Allâh'ın fazlından kâr ve temettu' isteyerek arzda seyahat ider diğerleri bulundığını ve fîsebîlillâh cihâd ve kıtâl ile meşgûl olan bir cemâ'atin de vücûdını bilir. İmdi gice namâzından size kolay oldığı kadarını kılın. Ve üzerinize farz olan beş vakit namâzı edâ idin ve zekâtı virin ve Allâh Te'âlâ'ya karz-ı hasen ikrâz iyleyin (zekâtdan başka sadakât) nefsiniz içün hayırdan evvelce gönderdiğiniz şeyi Allâh'ın 'indinde daha hayırlı ve ecri daha büyük olarak bulursunuz ve Allâh'a istiğfâr idin, Allâh gafûr rahîmdir.

Senin ve seninle beraber olanlardan bir kısmının, gecenin üçte ikisine yakınını, yarısını ve üçte birini uyanık geçirdiğini Rabbin elbette biliyor. Gece ile gündüzün ölçüsünü koyan Allah’tır. Sizin bunu tam başaramayacağınızı bildiği için yüzünüze baktı (da işinizi kolaylaştırdı). Artık Kur'ân’ı kolayınıza geldiği zaman[*] okuyun. O, içinizden hastaların olacağını, kiminizin Allah'ın lütfundan yararlanmak için yeryüzünü dolaşacağını, kiminizin de Allah yolunda vuruşacağını bilir. Öyleyse Kur’an’ı, kolayınıza geldiği zaman okuyun. Namazı tam kılın, zekâtı verin ve Allah için güzel bir ödünç ayırın. Bugün kendiniz için yaptığınız her hayrı, yarın Allah katında daha iyisiyle ve çok daha büyüğü ile bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin. Çünkü Allah’ın bağışlaması çok, ikramı boldur.

[*] Suredeki bütünlüğün bozulmaması için مَا تَيَسَّرَ'deki ما'yı, fiile mastar ve vakit anlamı yükleyen bağlaç (mevsul) saymak gerekir. Ona "kolayını... Devamı..

Şüphesiz Rabbin, seni ve seninle birlikte olanlardan bir topluluğun gecenin üçte ikisinde, yarısında ve üçte birinde kalktığını biliyor. Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin onu iyi hesaplayamayacağınızı bildiği için sizi bağışlamıştır. Öyleyse Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. İçinizden hasta olacakları, bir kısmınızın yeryüzünde dolaşıp, Allah'ın rızkını arayacağını, diğerlerinin Allah yolunda savaşacağını da bilmektedir. Öyleyse ondan kolayınıza geleni okuyun, namazı kılın ve zekatıverin ve Allah'a güzel bir ödünçte bulunun. Kendiniz için hayır olarak ne hazırlarsanız, onu Allah katında daha iyi, daha büyük bir ödül olarak hazır bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.

Rabbin biliyor ki, sen ve beraberindekilerden bir topluluk, gecenin üçte ikisine yakın bir kısmını yahut yarısını veya üçte birini ibadetle geçiriyorsunuz. Geceyi de, gündüzü de ölçüp biçen Allah'tır. Bu kadarına güç yetiremeyeceğinizi bildiği için sizi bağışladı. Artık Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun.(1) Allah şunu da biliyor ki, içinizden hastalar olacak; bir kısmınız Allah'ın lütfundan nasibini aramak için yeryüzünde dolaşacak; bir kısmınız da Allah yolunda savaşa çıkacak. Onun için, Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun, namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah'a güzel bir borç takdim edin.(2) Kendiniz için hayır olarak önden ne gönderirseniz, Allah katında onu daha hayırlı ve sevabı daha da artmış olarak bulursunuz. Bir de Allah'tan bağışlanma isteyin. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.

(1) “Gece namazından kolayınıza geldiği kadarını kılın.” Beş vakit namaz farz olduktan sonra gece namazı zorunlu bir ibadet olmaktan çıkmış; ancak, 17... Devamı..

Hiç kuşkun olmasın, Rabbin senin durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını, üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyle. Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlamıştır. Sizin onu kuşatamayacağınızı bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun! Namazı/duayı yerine getirin! Zekâtı verin. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin. Hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.

bayıķ uşbu [305] ögütdür. pes her kim diler ise duta çalabı’sındın yaña yol. bayıķ çalabuñ bilür kim bayıķ sen ŧurursın azıraķ iki ülüsinden dünüñ daħı yarsından daħı üç ülüde birinden daħı bir bölük artlardan kim senüñ iledür. daħı Tañrı endāze eyler giceyi daħı gündüzi. bildi kim hergiz başarımayasız anı pes döndi üzerüñüze ya'nį 'afv eyledi. pes oķıñ anı kim geñez oldı ķur’ān’dan. bildi kim bayıķ ola sizden śayrular daħı ayruķlar kim çalıştırlar yirde isterler Tañrı fażlından daħı ayruķlar kim çalışurlar Tañrı yolında. pes oķıñ anı kim geñez oldı andan daħı dururuñ namāzı daħı virün zekātı daħı ödünç virüñ Tañrı’ya ödünç görklü. daħı ol kim ilerü duttuñuz gendüzilerüñüz içün ħayırdan bulasız anı Tañrı ķatında ol yigrek daħı uluraķ müzddin yaña. daħı yarlıġamaķ dileñ Tañrı’dan bayıķ Tañrı yarlıġayıcıdur raḥmet ķılıcı.

Senüñ Tanrıñ yā Muḥammed bilür ki sen durursın gicenüñ iki ẟülüẟe yaḳınve buçuġına ve ẟülüẟine yaḳın, bir ṭā’ife daḫı senüñ eṣḥābuñdan. DaḫıAllāh taḳdīr eyler gice‐y‐ile gündüzi. Bildi ki siz anı iḥṣar idemezsiz. Sizetevbe var‐ıdı ruḫṣat virmeg‐ile. Pes oḳuñuz size ḳolay olanı Ḳur’āndan. Bildi ki sizden ḫastalar olacaḳdur, özgeler daḫı ki sefer iderler yir yüzinde, isterler Tañrı rızḳından, daḫı özgeler ki ġazālıḳ iderler Allāh yolında. Pesoḳuñuz size ḳolay olanı andan. Daḫı durġuruñ namāzı, virüñüz zekātı ve borçvirüñ Allāha yaḫşı borç virmek. Daḫı nesne ki ilerü iletseñüz nefsüñüz‐çünḫayrdan, anı ṭaparsın Allāh ḳatında, ol size yigrekdür. Daḫı Tañrıyaistiġfār eyleñüz. Tañrı Ta‘ālā ‘afv idicidür ve raḥmet idicidür.

(Ya Peyğəmbər!) Həqiqətən, Rəbbin bilir ki, sən (yatağından) qalxıb bə’zən gecənin təqribən üçdə ikisini, bə’zən yarısını, bə’zən də üçdə birini namaz qılırsan. Səninlə birlikdə olan bir zümrə (yaxın səhabən) də belədir. Gecəni də, gündüzü də ölçüb-biçən ancaq Allahdır. O sizin bunu (gecə vaxtlarını və saatlarını) ölçüb saya bilməyəcəyinizi (yaxud bütün gecəni oyaq qalıb ibadət edə bilməyəcəyinizi) bildiyi üçün sizi əfv etdi (sizə rüsxət verdi). Qur’andan sizə müyəssər olanı oxuyun. (Allah) bilir ki, içərinizdə xəstələr də olacaq, bə’ziləri Allahın lütfündən ruzi axtarmaq üçün (ticarət məqsədilə) yer üzünü gəzib dolaşacaq, digərləri isə Allah yolunda vuruşacaqdır (cihada gedəcəkdir). Elə isə ondan (Qur’andan) sizə müyəssər olanı oxuyun, namaz qılın, zəkat verin və Allah yolunda gözəl (könül xoşluğu ilə) bir borc verin. Özünüz üçün öncə (dünyada) nə yaxşı iş görsəniz, Allah dərgahında onun daha xeyirli və daha böyük mükafatı olduğunu görəcəksiniz. Allahdan bağışlanmağınızı diləyin. Həqiqətən, Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!

Lo! thy Lord knoweth how thou keepest vigil sometimes nearly two thirds of the night, or (sometimes) half or a third thereof, as do a party of those with thee. Allah measureth the night and the day. He knoweth that ye count it not, and turneth unto you in mercy. Recite, then, of the Qur’an that which is easy for you. He knoweth that there are sick folk among you, while others travel in the land in search of Allah's bounty, and others (still) are fighting for the cause of Allah. So recite of it that which is easy (for you), and establish worship and pay the poor due and (so) lend unto Allah a goodly loan. Whatsoever good ye send before you far your souls, ye will surely find it with Allah, better and greater in the recompense. And seek forgiveness of Allah. Lo! Allah is Forgiving, Merciful.

Thy Lord doth know that thou standest forth (to prayer) nigh two-thirds of the night, or half the night, or a third(5771) of the night, and so doth a party of those with thee. But Allah doth appoint night and day in due measure He knoweth that ye are unable to keep count thereof.(5772) So He hath turned to you (in mercy): read ye, therefore, of the Qur´an(5773) as much as may be easy for you. He knoweth that there may be (some) among you in ill-health; others travelling through the land, seeking of Allah's bounty; yet others fighting(5774) in Allah's Cause, read ye, therefore, as much of the Qur´an as may be easy (for you); and establish regular Prayer and give regular Charity; and loan to Allah a Beautiful Loan.(5775) And whatever good ye send forth for your souls,(5776) ye shall find it in Allah's Presence,- yea, better and greater, in Reward and seek ye the Grace of Allah: for Allah is(5777) Oft-Forgiving, Most Merciful.

5771 Cf., above, 73:2-4. The Prophet, and a zealous band of his disciples, were often up, two-thirds of the night, or a half, or a third, rejecting sl... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.