Ve ennâ minnâ-lmuslimûne ve minnâ-lkâsitûn(e)(s) femen esleme feulâ-ike teharrav raşedâ(n)
Ve gerçekten de bizden, Müslüman olanlar da var, gerçekten sapıp zulmedenler de; artık kimler Müslüman olursa onlardır doğruluk yolunu arayıp bulanlar.
“Ve elbette bizden (cinnlerden) Müslüman olanlar da vardır, (sapıtıp haddini aşarak) zulmedenler de (bulunmaktadır). İşte (Allah’a) teslim olanlar, artık onlar ’gerçeği ve doğruyu’ araştırıp-bulanlardır.”
Cinler devamla: “Ve gerçekten bizden müslümanlar da var, yaratılış gayesi dışında yaşayanlar da. Artık kim müslüman olmuş ise, en iyi yolu aramış ve bulmuştur.
“İçimizde İslâm'ı yaşayan müslümanlar da var. Hak yoldan sapan zalimler de var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru huzurlu ve aydınlık yolu arayanlardır.”
Bizden Müslümanlar da var, haksızlık edenler (doğru yoldan sapanlar) da. Kim Müslüman olursa işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır.
'Ve elbette bizden müslüman olanlar da var, zulmedenler de. İşte (Allah'a) teslim olanlar, artık onlar 'gerçeği ve doğruyu' araştırıp-bulanlardır.'
Gerçekten bizim içimizde (Kur'an'a ve Peygambere iman eden) müslümanlar da var, bizden (iman etmiyen) zalimler de var. Müslüman olanlar, işte onlar hidayeti arayanlardır; (ve ona lâyık bulunanlardır).
“Ve gerçekten bizden Müslümanlar da var zalimler de. Artık kim Müslüman olmuş ise, işte onlar en iyi yolu aramışlardır.”
“Bizden Allah'a teslim olanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Müslüman olanlar doğruyu araştıranlardır.”
Bizden İslâmlar da var, doğru yoldan çıkanlar da bulunur, İslâmlığa girenler, doğru yolu bulmuştur
“Kuşkusuz içimizde Müslüman olanlar da var, hak yoldan sapanlar da. Kim Müslüman olursa, işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır.”
"İçimizden ba’zıları müslümandırlar ve ba’zıları da fâsıkdırlar. Müslüman olan tarîk-i hidâyeti arar."
"İçimizde, kendini Allah'a vermiş olanlar da, yazık edenler de vardır. Kendini Allah'a veren kimseler, işte onlar, doğru yolu arayanlar, ona layık olanlardır."
“Kuşkusuz içimizde müslüman olanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Kim müslüman olursa, işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır.”
Aramızda ilâhî emirlere boyun eğenler var, ama hak yoldan sapanlarımız da var. Boyun eğenler doğru yolu hedeflemişlerdir.
İçimizde, (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır.
"Aramızdan müslümanlar da var uzlaşmacılar da vardır." Kim teslim olursa, işte gerçeği araştıranlar onlardır.
"Ve biz, bizlerden müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yolu arayanlardır."
Ve doğrusu bizler: bizlerden müslimler de var, haksızlar da var, müslim olanlar, işte onlar rüşd-ü savabı arıyanlardır
Bizden, Allah'a teslim olanlar da var, asilik edip kendilerine haksızlık yapanlar da. Allah'a teslim olanlar, gerçeği arayanlardır.
«Gerçek kimimiz müslümanlar, kimimiz ise zulmedenlerdir. Müslüman olan kişiler (yok mu?) işte onlar doğru yolu ara (yıb bul) muşlardır».
“Doğrusu biz ki, bizden Müslüman olanlar da var ve içimizden (hak yoldan)sapanlar da var. Fakat kim Müslüman olursa, işte onlar doğru yolu aramışlardır.”
Bizim içimizden Allah’ın indirdiğine teslim olanlar olduğu gibi, Allah’ın indirdiğine karşı haksızlık yapan zalimlerde var. Rabbine teslim olan kimse, onlar doğru olana hemen sarılanlardır.
Gerçekten biz, kimimiz kendini Allah’a vermiş, kimimiz de yoldan çıkmış kimseleriz. Kendini Allah’a verenler işte bunlar doğruyu arayıp bulmuş olanlardır.
«— Bizden Müslümanlar da vardır; yoldan çıkmış olanlar da vardır, Müslüman olanlar, doğru yolu araştıranlardır»;
“Hiç şüphesiz içimizde Allah’a teslim olanlar/Müslümanlar da var, yoldan sapanlar [kâsitûn] da var. Kim Allah’a teslim olursa, işte onlar temyiz melekesi kazananlar/doğru yolu [reşeden] arayıp bulanlardır.”
“Ve elbette bizden Müslüman olanlar da var, hak yoldan sapanlar da. İşte (Allah'a) teslim olanlar, gerçekte kemali arayan kimselerdir.”
“Gerçi aramızda, Allah’a böyle yürekten boyun eğenler olduğu gibi, onu hiç düşünmeden inkâr eden zâlimler de var. Fakat şunu bilin ki, her kim Allah’a yürekten teslim olursa, işte yalnızca onlardır, doğruya ve gerçeğe ulaşanlar.”
“Aramızda, Teslim Olmuş / Müslümanlar da vardır;
Dengesiz / Haksızlar da vardır. Kim teslim olduysa, işte onlar doğruluk / rüşd aradılar”.
Anladığımız kadarıyla cinler içinde Hakka teslim olanlar da varmış, asîler de. Hakk'a gönül verenler, doğruyu yakalamış,
“Biliyoruz ki bizden Müslüman olanlar, hak yolundan sapanlar var. Kimler Müslüman olursa işte onlar doğru yolu bulmuşlar,”
İçimizden (Allah’a) teslim olanlar da yoldan sapanlar [*] da var. (Allah’a) teslim olanlar, doğru yolu arayıp (bulmuş olan)lardır. [*]
“Ve elbette bizden, Müslüman olanlar olduğu gibi, dosdoğru yoldan sapanlar da var. Onlardan Müslüman olanlar, en doğru yolu bulanlardır.”
Ama içimizde kendilerini Allah’a teslim edenler bulun[duğu doğrud]ur, tıpkı kendilerini zulme kaptıranlar bulunduğu gibi. Kendilerini Allah’a teslim edenler doğru ile eğriyi ayırd etme bilincine ulaşanlardır;
– İçimizden Müslüman olanlar da var, hak yoldan sapmış olanlar da. Teslim olanlar, işte onlar doğru yolu araştırıp bulanlardır. 16/102, 27/81
Bununla beraber, içimizden Allah’a tam teslim olanlar da var, kendisine kötülük edenler de; ama her kim Allah’a teslim olursa, işte onlar doğru bir bilinç İnşâ etmenin hakkını verenlerdir.
«Ve muhakkak ki, bizden müslümanlar da vardır ve bizden mütecavizler de vardır, artık kimler İslâmiyet'e nâil olmuşlar ise, işte onlar doğru yolu araştırmışlardır.»
“Bizden Allah'a itaat edenlerin yanında, hak yoldan sapan kâfirler de var. Allah'a itaat ve teslimiyet gösterenler, doğru yolu arayanlardır. ”
Ve biz, bizden müslümanlar da var ve bizden doğru yoldan sapanlar da var. Kimler müslüman olursa işte onlar doğru yolu aramışlardır.
14,15. "Bizden müslümânlar oldığı gibi tevhîdden 'udûl idenler de vardır. İslâm olanlar tahkîk rüşdi ve doğrı yolı arayub bulmuşlardır. Tevhîdden 'udûl ile kâfir olanlar ise cehenneme odun oldılar ve yanacaklardır" didiler.
İçimizden Allah’a teslim olanlar da var, yoldan çıkanlar da. Allah’a teslim olanlar olgunluk peşindedirler.
Bizden müslüman olanlar da var, sapmış olanlarımız da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yola yönelenlerdir.
“İçimizden Müslüman olanlar da var, haktan ayrılanlar da. Müslüman olanlar, doğru yolu arayıp bulmuş olanlardır.
"Nihayet, bizden Allah'a teslim olanlar da var, haksızlığa sapıp çizgiden çıkanlar da var. Allah'a teslim olanlar, işte onlar, doğruyu ve hayrı aramışlardır.
“daħı bayıķ biz bizden müsülmānlardür daħı bizden žulm eyleyicilerdik ya'nį kāfirler. pes her kim müsülmān ola şunlar ķaśd eylediler ŧoġru yola.”
Daḫı bizden Müselmānlar var ve bizden Ḥaḳ yolından çıḳmışlar var. Kimki Müselmān olsa, anlar yitişdiler doġru yola, dār‐ı ẟevāba.
Şübhəsiz ki, aramızda (Allaha və Onun Peyğəmbəri Muhəmməd əleyhissəlama iman gətirən) müsəlmanlar da var, (haqq yoldan) çıxanlar da. Müsəlman olanlar haqq yolu axtarıb tapanlardır.
And there are among us some who have surrendered (to Allah) and there are among us some who are unjust. And whoso hath surrendered to Allah, such have taken the right path purposefully.
´Amongst us are some that submit their wills (to Allah., and some that swerve from justice. Now those who submit their wills - they have(5738) sought out (the path) of right conduct:
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |