Feżerhum yeḣûdû ve yel’abû hattâ yulâkû yevmehumu-lleżî yû’adûn(e)
Bırak artık onları dalsınlar daldıklarına ve oynasınlar oynadıklarıyla, kendilerine vaadedilen güne kavuşuncaya dek.
(Ey Resulüm!) Şu halde Sen, (artık) kendilerine va’ad edilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; (gaflete) dalıp-oynasınlar, oyalansınlar.
O halde bırak onları dalsınlar daldıklarına ve oynasınlar oynadıklarıyla, kendilerine vaadedilen güne kavuşuncaya kadar.
O halde, onları kendi hallerine bırak. Tehdit edildikleri günle karşılaşıncaya kadar dalıp oynasınlar.
Artık sen onları bırak, vaadedildikleri günlerine kavuşuncaya kadar dalsın ve oynasınlar.
Şu halde sen, kendilerine vadedilen (azab) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp-oynasınlar, oyalansınlar.
O halde (Ey Rasûlüm) bırak o inkârcıları, (bâtıl inançlarına) dalsınlar ve oynaya dursunlar; tâ o vaad olundukları güne kavuşturulacakları zamana kadar...
Bırak onları dalsınlar, oynasınlar, kendilerine va’dedilen gün ile karşılaştıkları ana kadar…
Sen onları bırak, uyarıldıkları günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynayadursunlar.
Adanmış bulunan, güne kavuşana dek, bırak, onlar oynasınlar, gülsünler!
Şu hâlde sen, kendilerine vaad edilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp oynasınlar, oyalansınlar.
Ânlara haber virilen günde ’azâba mülâkî oluncaya kadar bırak istedikleri gibi oynasunlar.
Onları bırak; kendilerine söz verilen güne kavuşmalarına kadar dalıp oynasınlar.
Sen onları bırak, uyarıldıkları günlerine kavuşuncaya kadar batıl inançlarına dalsınlar ve oynasınlar.
Bırak onları, kendilerine geleceği hususunda uyarıldıkları güne ulaşıncaya kadar boş şeylere dalıp oyalanadursunlar!
Ama sen onları (şimdilik) bırak da, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya dek dalsınlar, oynayadursunlar.
Bırak onları, kendilerine söz verilen gün ile karşı karşıya gelinceye kadar dalsınlar, oynasınlar.
O halde bırak onları, kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynayadursunlar.
O halde bırak onları dalsınlar ve oynıya dursunlar tâ o va'd olundukları güne çatacakları deme kadar
Artık onları kendi hallerine bırak. Uyarıldıkları günleri gelip çatıncaya kadar gaflet içinde oyalanıp dursunlar.
(Şimdilik) onları (hallerine) bırak. (Azâb ile) tehdîd edilmekde oldukları günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynaya dursunlar.
(Ey Habîbim!) Artık onları bırak, va'd olunageldikleri günlerine kavuşuncaya kadar(bâtıla) dalsınlar, oynasınlar!(2)
Bırak onları. Onlara vaat edilen hesaplaşma gününe kavuşuncaya kadar, oyalanıp, oyun oynasınlar.
artık sen onları kendi başlarına bırak da kendilerine adanmış olan güne kavuşuncaya dek dalsınlar, oyalansınlar.
Artık onları kendi hallerine bırak. Vaadolundukları azap günlerine kavuşuncaya kadar beyhude şeylere dalsınlar, eğlenip oynasınlar.
(Ey Peygamber!) Sen onları kendi hâllerine bırak, kendilerine vaat edilen günlerine kavuşana kadar dalsınlar, oynasınlar.
O halde sen, kendilerine vaat edilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp oynasınlar, oyalansınlar.
Öyleyse, ey Müslüman; bırak onları, kendilerine vaadedilen o dehşet verici Gün ile karşılaşıncaya dek, dünyanın aldatıcı nîmetlerine dalarak oyalanıp dursunlar.
Artık onları bırak; oynarlar; dalıp giderler; nihayet vaad edilen günleriyle karşılaşırlar!
Resulüm! sen bırak onları da, kendilerine sözü edilen güne kadar, kendi çöplüklerinde çalıp oynasınlar.
Sen onları hak ettikleri cezalar ile karşılaşacakları güne kadar bırak! Yalan yanlış, gerçek dışı, batıl inançlarıyla oyalansınlar!
O halde, bırak onları, kendilerine vaad edilen [Hesap] Günü ile karşılaşıncaya kadar boş konuşmalarla oyalansınlar ve [kelimelerle] oynayıp dursunlar; ¹⁹
Bırak onları, kendi hallerine! Kendilerine vaat edilen gün ile karşılaşıncaya kadar yalan yanlışın içinde dalsınlar ve oyalanıp dursunlar! 15/1...8, 67/29
Artık onları kendi haline bırak; vaad edildikleri güne kavuşuncaya kadar lafa dalıp oynayadursunlar.[⁵³²⁰]
Şimdilik onları bırak, dalsınlar ve oynasınlar,vaad olundukları günlerine kavuşacaklarına değin.
Artık sen onları kendi hallerine bırak da, kendilerine vâd edilen gün gelinceye kadar bâtıla dalsın, oynasınlar.
Bırak onları kendilerine va'dedilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar.
Va'd olundukları günlerine mülâkî olacaklarına kadar (kıyâmete) onları bırak, dünyâya dalsunlar ve gülüb oynasunlar.
Bırak da tehdit edildikleri gün ile yüzleşinceye kadar eğlenip dursunlar.
-Bırak onları, kendilerine söz verilen gün gelinceye kadar dalıp, oynasınlar!
Bırak onları, dalsınlar, eğlensinler, vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar.
Bırak onları! Dalsınlar, oynasınlar kendileri için belirlenen günlerine ulaşıncaya kadar.
pes ķo anlan girsünler daħı oynasunlar tā güreler günlerini anlaruñ kim va'delenürler.
Ḳoy anları oynasunlar ve gülsünler. Ḥattā yitişince anlar ol güne, va‘deolındılar.
Elə isə (ya Peyğəmbər!) qoy onlar və’d olunduqları günə qovuşanadək (batil əməllərinə) dalsınlar və oynayıb-əylənsinlər!
So let them chat and play until they meet their Day which they are promised,
So leave them to plunge in vain talk and play about,(5703) until they encounter that Day of theirs which they have been promised!-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |