21 Mart 2023 - 28 Şaban 1444 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Me’âric Suresi 42. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Seç/Sil


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Feżerhum yeḣûdû ve yel’abû hattâ yulâkû yevmehumu-lleżî yû’adûn(e)

Bırak artık onları dalsınlar daldıklarına ve oynasınlar oynadıklarıyla, kendilerine vaadedilen güne kavuşuncaya dek.

(Ey Resulüm!) Şu halde Sen, (artık) kendilerine va’ad edilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; (gaflete) dalıp-oynasınlar, oyalansınlar.

O halde bırak onları dalsınlar daldıklarına ve oynasınlar oynadıklarıyla, kendilerine vaadedilen güne kavuşuncaya kadar.

O halde, onları kendi hallerine bırak. Tehdit edildikleri günle karşılaşıncaya kadar dalıp oynasınlar.

Artık sen onları bırak, vaadedildikleri günlerine kavuşuncaya kadar dalsın ve oynasınlar.

Şu halde sen, kendilerine vadedilen (azab) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp-oynasınlar, oyalansınlar.

O halde (Ey Rasûlüm) bırak o inkârcıları, (bâtıl inançlarına) dalsınlar ve oynaya dursunlar; tâ o vaad olundukları güne kavuşturulacakları zamana kadar...

Bırak onları dalsınlar, oynasınlar, kendilerine va’dedilen gün ile karşılaştıkları ana kadar…

Sen onları bırak, uyarıldıkları günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynayadursunlar.

Adanmış bulunan, güne kavuşana dek, bırak, onlar oynasınlar, gülsünler!

Şu hâlde sen, kendilerine vaad edilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp oynasınlar, oyalansınlar.

Ânlara haber virilen günde ’azâba mülâkî oluncaya kadar bırak istedikleri gibi oynasunlar.

Onları bırak; kendilerine söz verilen güne kavuşmalarına kadar dalıp oynasınlar.

Sen onları bırak, uyarıldıkları günlerine kavuşuncaya kadar batıl inançlarına dalsınlar ve oynasınlar.

Bırak onları, kendilerine geleceği hususunda uyarıldıkları güne ulaşıncaya kadar boş şeylere dalıp oyalanadursunlar!

Ama sen onları (şimdilik) bırak da, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya dek dalsınlar, oynayadursunlar.

Bırak onları, kendilerine söz verilen gün ile karşı karşıya gelinceye kadar dalsınlar, oynasınlar.

O halde bırak onları, kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynayadursunlar.

O halde bırak onları dalsınlar ve oynıya dursunlar tâ o va'd olundukları güne çatacakları deme kadar

Artık onları kendi hallerine bırak. Uyarıldıkları günleri gelip çatıncaya kadar gaflet içinde oyalanıp dursunlar.

(Şimdilik) onları (hallerine) bırak. (Azâb ile) tehdîd edilmekde oldukları günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynaya dursunlar.

(Ey Habîbim!) Artık onları bırak, va'd olunageldikleri günlerine kavuşuncaya kadar(bâtıla) dalsınlar, oynasınlar!(2)

(2)“En âdî raiyetin (halkından olan en sıradan birisinin) en âdî muâmelelerini (sıradan işlerini) ihmâl etmeyen bir Hâkim-i Hafîz (herşeye hükmeden ve... Devamı..

Bırak onları. Onlara vaat edilen hesaplaşma gününe kavuşuncaya kadar, oyalanıp, oyun oynasınlar.

artık sen onları kendi başlarına bırak da kendilerine adanmış olan güne kavuşuncaya dek dalsınlar, oyalansınlar.

Artık onları kendi hallerine bırak. Vaadolundukları azap günlerine kavuşuncaya kadar beyhude şeylere dalsınlar, eğlenip oynasınlar.

(Ey Peygamber!) Sen onları kendi hâllerine bırak, kendilerine vaat edilen günlerine kavuşana kadar dalsınlar, oynasınlar.

O halde sen, kendilerine vaat edilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp oynasınlar, oyalansınlar.

Öyleyse, ey Müslüman; bırak onları, kendilerine vaadedilen o dehşet verici Gün ile karşılaşıncaya dek, dünyanın aldatıcı nîmetlerine dalarak oyalanıp dursunlar.

Artık onları bırak; oynarlar; dalıp giderler; nihayet vaad edilen günleriyle karşılaşırlar!

Resulüm! sen bırak onları da, kendilerine sözü edilen güne kadar, kendi çöplüklerinde çalıp oynasınlar.

Sen onları hak ettikleri cezalar ile karşılaşacakları güne kadar bırak! Yalan yanlış, gerçek dışı, batıl inançlarıyla oyalansınlar!

Sen onları (şimdilik) bırak da kendilerine vadedilen günlerine kavuşuncaya kadar (boş işlere) dalsınlar, oynasınlar! [*]

Benzer mesaj: Tûr 52:45.

(Ey Muhammed!): Sen, o kâfirleri bırak! Kendilerine (azap) vâdedilen günlerine kavuşuncaya kadar, dalsınlar ve oynaya dursunlar (bakalım.)¹

1 Aynı âyet için Bk. (Zuhruf: 83)

O halde, bırak onları, kendilerine vaad edilen [Hesap] Günü ile karşılaşıncaya kadar boş konuşmalarla oyalansınlar ve [kelimelerle] oynayıp dursunlar; ¹⁹

19 Yani, “yaratılmamış” saydıkları bir dünya ve “kendi kendine oluştuğu”nu farzettikleri bir hayat üzerine felsefe yapsınlar; ayrıca, ölümden sonraki ... Devamı..

Bırak onları, kendi hallerine! Kendilerine vaat edilen gün ile karşılaşıncaya kadar yalan yanlışın içinde dalsınlar ve oyalanıp dursunlar! 15/1...8, 67/29

Artık onları kendi haline bırak; vaad edildikleri güne kavuşuncaya kadar lafa dalıp oynayadursunlar.[⁵³²⁰]

[5320] Bu dünya hayatının oyun ve eğlence olduğunu ifade eden âyetler, bu âyet ışığında anlaşılmalıdır (Msl: 29:64). Buna göre, tek dünyalı bir bakış ... Devamı..

Şimdilik onları bırak, dalsınlar ve oynasınlar,vaad olundukları günlerine kavuşacaklarına değin.

Artık sen onları kendi hallerine bırak da, kendilerine vâd edilen gün gelinceye kadar bâtıla dalsın, oynasınlar.

Bırak onları kendilerine va'dedilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar.

Va'd olundukları günlerine mülâkî olacaklarına kadar (kıyâmete) onları bırak, dünyâya dalsunlar ve gülüb oynasunlar.

Bırak da tehdit edildikleri gün ile yüzleşinceye kadar eğlenip dursunlar.

-Bırak onları, kendilerine söz verilen gün gelinceye kadar dalıp, oynasınlar!

Bırak onları, dalsınlar, eğlensinler, vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar.

Bırak onları! Dalsınlar, oynasınlar kendileri için belirlenen günlerine ulaşıncaya kadar.

pes ķo anlan girsünler daħı oynasunlar tā güreler günlerini anlaruñ kim va'delenürler.

Ḳoy anları oynasunlar ve gülsünler. Ḥattā yitişince anlar ol güne, va‘deolındılar.

Elə isə (ya Peyğəmbər!) qoy onlar və’d olunduqları günə qovuşanadək (batil əməllərinə) dalsınlar və oynayıb-əylənsinlər!

So let them chat and play until they meet their Day which they are promised,

So leave them to plunge in vain talk and play about,(5703) until they encounter that Day of theirs which they have been promised!-

5703 Their talk, their scepticism, is vain, because all spiritual evidence is against it, it is like the foolish play of people who do not think serio... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.