Ulâ-ike fî cennâtin mukramûn(e)
İşte onlardır cennetlerde ağırlananlar.
İşte onlar, cennetler içinde ikram olunup ağırlanacaklardır.
İşte bunlardır cennet bahçelerinde ağırlanacak olanlar.
İşte onlar Cennetlerde ağırlanırlar.
İşte onlar cennetlerde ikram görenlerdir.
İşte onlar, cennetler içinde ağırlananlardır.
İşte bunlar, cennetlerde ikram olunanlardır...
İşte onlar Cennetlerde ikrama mazhar olanlardır.
Bunlar, cennetlerde ikram görürler.
İşte cennetlerde ağırlanırlar !
İşte onlar cennetlerde ikram görecek olanlardır.
26-35. Dîn gününi tasdîk idenler, rabbin ’azâbına dûçâr olmayacağından kimsenin emîn olamayacağını düşünerek Allâh’ın ’azâbından havf iyleyenler, ferclerini muhâfaza idenler ve zevceleri ve cariyelerinden mâ’adâ kimse ile zinâ itmeyenler, kendilerine tevdî’ idilen emânetlere hıyânetde bulunmayanlar, ta’ahhüdâtını îfâ idenler, şehâdetlerinde muhikk ve metîn olanlar, ve erkân ve âdâbıyla ’ibâdet idenler kemâl-i ikrâm ile cennete dâhil olacaklardır. (*)
İşte onlar, cennetlerde ikram olunacak kimselerdir.*
İşte onlar cennetlerde ikram göreceklerdir.
İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.
İşte bunlar, cennetlerde ağırlanırlar.
Onlar cennetlerde ağırlanırlar.
İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.
İşte onlar Cennetlerde ikrâm olunanlardır
İşte onlar cennetlerde ağırlanırlar.
İşte onlar, Cennetlerde ağırlanacak olanlardır.
işte bunlar cennetlerde ikram olunanlardır.
İşte onlar cennetlerde ağırlanacak kimselerdir.
İşte onlar, Cennetlerde ikrâm edilmiş olanlardır.
İşte onlar (bu vasıfları taşıyan o erkek ve kadınlar) cennetler içinde ağırlananlardır.
Onlar cennetin içinde kendilerine ikramlarda bulunulanlardır.
işte bunlar cennetlerde ağırlanacak kimselerdir.
İşte bunlar uçmaklarda (Cennetlerde) ağırlanacak kimselerdir.
İşte onlar cennetlerde ikram görecek olanlardır.
İşte onlar, cennetler içinde ağırlananlardır.
İşte onlardır, cennet bahçelerinde en güzel nîmetlerle ağırlanacak olanlar.
İşte onlar cennetlerde ikram edilenlerdir.
Bunlar, cennet bahçelerinde ağırlanacaklar...
İşte onlara cennetlerde ikramlar yapılacaktır.
İşte onlar cennetlerde ağırlanacaklardır.
İşte onlar, cennetlerde ağırlanacak olan kimselerdir.
İşte bunlardır [cennet] bahçeler[in]de ağırlanacak olanlar!
İşte bunlar, cennetlerde büyük ikramlara nail olacaklar. 39/73-74, 43/67...73
İşte cennetlerde sınırsız ikrama nail olacaklar bunlardır.
İşte onlardır, cennetlerde ağırlananlar!
İşte onlar cennetlerde ikram göreceklerdir.
İşte onlar cennetlerde ikram olunmuş zâtlardır.
İşte bunlar cennetlerde ikrama nail olacaklar.
İşte onlar cennetlerde ağırlanırlar.
Onlar (bu yukarıda ta'dâd olunan sıfat ile mevsûf olanlar) cennetlerde ikrâm olunur.
İşte bahçelerde ağırlanacak olanlar onlardır.
Onlar, cennetlerde ikram olunurlar.
İşte onlar Cennetlerde ikramlara erişenlerdir.
İşte bunlar cennetlerde ikram göreceklerdir.
şunlar uçmaķlar içinde aġırlanmışlardur.
Anlar cennetler içinde kerāmete yitişürler.
Məhz onlar cənnətlərdə ehtiram olunacaq (əzizlənəcək) kimsələrdir!
These will dwell in Gardens, honored.
Such will be the honoured ones in the Gardens (of Bliss).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |