Velleżîne hum li-emânâtihim ve ’ahdihim râ’ûn(e)
Ve öyle kişilerdir onlar ki emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler.
(Bir de mü’minler) Onlar, emanetlerine (memuriyet ve mesuliyetlerine) ve ahitlerine (sözlerine ve senetlerine harfiyen) riayette bulunanlardır.
Emanetlerini gözetir ve verdikleri sözlere uyarlar.
Mü'minler, kamu görevlerini, sorumluluklarını yerine getirenler, toplumda güven ortamı sağlayanlar, emanete, ahitlerine, taahhütlerine, sözlerine riayet edenlerdir.
(Yine) onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler.
(Bir de) Onlar, kendilerine verilen emanete ve verdikleri ahde (harfiyyen) riayet edenlerdir.
Onlar ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet edenler,
Ve onlar ki emanetlerine ve sözlerine riayet ederler.
Emanetlerini ve sözlerini yerine getirirler.
32,33. Emanetleri koruyanlar, sözlerinde duranlar Tanıklıktan kaçınmıyanlar
26-35. Dîn gününi tasdîk idenler, rabbin ’azâbına dûçâr olmayacağından kimsenin emîn olamayacağını düşünerek Allâh’ın ’azâbından havf iyleyenler, ferclerini muhâfaza idenler ve zevceleri ve cariyelerinden mâ’adâ kimse ile zinâ itmeyenler, kendilerine tevdî’ idilen emânetlere hıyânetde bulunmayanlar, ta’ahhüdâtını îfâ idenler, şehâdetlerinde muhikk ve metîn olanlar, ve erkân ve âdâbıyla ’ibâdet idenler kemâl-i ikrâm ile cennete dâhil olacaklardır. (*)
Emanetlerini ve sözlerini yerine getirenler,
Onlar, emanetlerini ve verdikleri sözü gözeten kimselerdir.
Emanetlerine ve ahidlerine riayet edenler;
Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler;
Onlar güvenilirdirler, sözlerine bağlıdırlar;
Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler.
Ve onlarki emanetlerine ve ah'dlerine riayet ederler
Onlar, kendilerine verilen emânete ve verdikleri söze riâyet edenlerdir.
(Şunlar da müstesna:) Emânetlerine ve ahidlerine riaayet edenler.
Yine o kimseler (o namaz kılanlar) ki, onlar emânetlerini ve sözlerini yerine getirenlerdir.
Ve yine onlar (özellikleri sayılan o erkek ve kadınlar) ki, emanetlerine ve sözlerine riayet ederler.
O namaz kılanlar emanetleri ve ahitlerini yerine getirmeye özen gösterirler.
Şunlar da: kendine inanılanlara kötülük etmiyenler, sözlerini tutanlar,
Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler,
(Bir de) Onlar, kendilerine verilen emanete ve verdikleri söze (harfiyen) riayet edenlerdir.
Çünkü onlar, gerek Allah’ın, gerek Hz. Peygamber’in ve gerekse insanların kendilerine verdiği emânetleri en güzel şekilde koruyan verdikleri sözü en güzel biçimde yerine getiren dosdoğru müminlerdir.
Onlar ki emanetlerine ve ahidlerine riayet edenlerdir.
emanete ve sözlerine sahip olanlara,
Mümin olanlar emanetleri koruyup verdikleri sözleri yerine getirirler. Sorumluluğunu yüklendikleri emanetlere ihanet etmezler. Verdikleri sözleri bahanelerle geçiştirmezler.
Ve o (Mü’minler,) emanetlerini¹ ve sözlerini yerine getirirler. ²
emanetlere ve ahidlerine riayet edenler;
Yine onlar, emanetlere ve verdikleri ahitlere riayet ederler. 2/177, 17/34
Onlar ki, emanetlerine ve sözlerine riayet ederler.
Emanetlerine ve verdikleri söze sadıktırlar.
Onlar, emanetlerine ve verdikleri söze riayet eden kimselerdir.
Ve onlar ki emanetlerine ve ahdlerine riâyet ederler.
Onlar üzerlerine aldıkları emanetlere ve verdikleri sözlere riayet ederler.
Emanetlerini ve ahidlerini gözetirler.
Emânetlerine (kendilerine emânet olunan şeye) ve 'ahidlerinde vefâ iderler.
Onlar, aldıkları emanetler ve üstlendikleri sorumluluklar konusunda titiz davrananlardır.
Onlar, emanetlerine ve sözlerine riayet ederler.
Onlar emanet ve ahidlerine riayet ederler.
Bunlar, kendilerindeki emanetlere ve ahitlerine sadık kalırlar.
daħı anlar kim anlar emānetlerini daħı ķavullarını śaķlayıcılardur.
Daḫı anlar ki emānetlerini ve ‘ahdlerini ri‘āyet iderler.
O kəslər ki, əmanətə xəyanət etməz, verdikləri sözü yerinə yetirərlər;
And those who keep their pledges and their covenant.
And those who respect their trusts and covenants;(5695)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |