5 Aralık 2024 - 4 Cemaziye'l-Ahir 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Me’âric Suresi 24. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velleżîne fî emvâlihim hakkun ma’lûm(un)

Ve öyle kişilerdir onlar ki mallarında malum bir hak var.

Onların mallarında, (fakir ve çaresiz kimselerin de bilinen ve belirlenen) bir hakkı vardır.

kendi malları üzerinde başkalarının hak sahibi olduğunu kabul ederler

Allah'ın farz kıldığı sosyal yardım düzeninin icabı, mallarında, servetlerinde ihtiyaç sahipleri için alınması gereken belirlenmiş hakları olduğunu bilenlerdir.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 6/141; 17/26; 30/38/; 51/19

Mallarında belirli bir hak vardır.

Ve onların mallarında belirli bir hak vardır:

Onlar ki, mallarında belirli bir hak vardır:

24, 25. Onlar ki mallarında ihtiyacını belli eden kişi ile yoksul için belli bir hak vardır.

24,25. Mallarında dilenciye ve yoksula ait belli bir hak vardır.

24,25. Mallarından dilenciye, yoksula belli bir hak ayıranlar

24-25. Onlar (bilirler) ki, gerek dilenen, gerekse (iffetinden dolayı dilenmeyip) yoksul kalan (fakire vermek) için mallarında (onların) belirli bir hakkı vardır.

22-25. Allâh’dan korkanlar, dâimâ ’ibâdet idenler, emvâlinin bir kısmını sadaka viren ve muhtâc olanlara tahsîs iyleyenler içün böyle olmayacakdır..

22,23,24,25,26,27. Ancak namaz kılıp namazlarında devamlı olanlar, mallarında yoksul ve yoksuna belirli bir hak tanıyanlar, ceza gününü doğrulayanlar, Rablerinin azabından korkanlar böyle değildir.

24,25. Onlar, mallarında; isteyenler ve (isteyemeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak bulunan kimselerdir.

24-25. İsteyene ve yoksun kalmışa mallarından belli bir hak tanıyanlar;

24, 25. Mallarında, isteyene ve (isteyemediği için) mahrum kalmışa belli bir hak tanıyanlar;

Paralarında bilinen bir pay (zekat) ayrılmıştır,

Onların mallarında belli bir hak vardır,

Ve onlarki mallarında vardır bir hakkı ma'lûm

22-23-24-25. Ancak, namaz kılıp, namazlarına (şart ve rükunlarına riâyet ederek, düzenli olarak) devam edenler ve mallarından hem isteyen hem de istemekten utanan yoksul için belirli bir pay ayıranlar böyle değildir.

Onlar, mallarında belirli bir pay ayıranlardır;¹

1- Mallarında, ihtiyaç sahiplerinin de payları bulunduğunun bilincinde olanlardır.

24,25. Mallarında sâil ve mahrum için belli bir hak tanıyanlar,

24,25. Ve onlar ki mallarında, dilenen ve (iffetinden dolayı dilenmeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak (olan zekât) vardır (o hakkı onlara verirler).

24, 25. Ve onlar (özellikleri sayılan o erkek ve kadınlar bilirler) ki, gerek isteyen, gerekse (iffetinden dolayı istemeyip) yoksun kalan (fakire, işsize ve toplumun muhtaç kesimine vermek) için mallarında (onların) belirli bir hakkı vardır.

Mallarının belli bir miktarında,

mallarından belli bir pay ayıranlar,

24, 25. Dilenen, malı kalmayan fakirler için mallarında malûm ve muayyen bir hak ve nasip bulunan kimselerle,

Onların mallarında belli bir pay [hak] vardır.

Ve onların mallarında belirli bir hak vardır.

Onlar mal ve servetlerinde, başkalarından yardım dilenen fakirlerin ve onurlu davranıp dilenmedikleri için zengin zannedilen ve bu yüzden yardım ve sadakadan mahrum kalanların da hakkı olduğunu asla unutmayan cömert ve fedâkâr kullardır.

Onların mallarında bilinen bir hak vardır;

kazandıkları her kuruşta belli bir miktarın,

Her varlık sahibinin malında belirlenmiş bir hak vardır.

24,25. Onlar mallarında açıktan isteyen ve açıktan isteyemeyen(ler) için bilinen bir hak bulunanlardır. [*]

Bu cümle infakın, sadakaların ve elbetteki zekâtın “kâr”dan değil, “mal”dan verilmesi gerektiğinin apaçık delilidir. Benzer mesajlar: En‘âm 6:141; Tev... Devamı..

24,25. (Namaz kılmakla beraber) mallarından hem isteyen, hem de istemekten utanan yoksul için belirli bir pay ayıran,

ve şunlar: malları üzerinde (başkasının) hak sahibi olduğunu kabul edenler,

Onların mallarında belirli kimselerin hakkı vardır. 2/177, 24/22

Onlar ki, malları üzerinde belirli (kimselerin) hakkı olduğunu (bilirler):[⁵³⁰⁹]

[5309] Buna göre zekât varsılın yoksula bir ikramı değil, yoksulun varsılın malındaki hakkıdır.

24,25. Mallarında -dilenen ve yoksul olanlar için- belirli bir hak tanırlar.

24-25. Onlar, mallarında; isteyenler ve (isteyemeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak ayıran kimselerdir.

Ve onlar ki, mallarında bir malüm hak vardır.

24, 25. Onlar o kimselerdir ki mallarında isteyen ve yoksun olanların haklarını ayırırlar.

Onların mallarında belli bir hisse vardır:

24,25. Sâil ve fakîrler içün mallarından ma'lûm hisse vardır.

mallarında belli bir hakkın varlığını bilenlerdir.

Onların mallarında belli bir hak vardır.

Mallarında da belirli bir pay vardır:

Bunların mallarında belirli bir hak vardır:

24-25. daħı anlar kim malları içinde ḥaķdur bilinmiş ya'nį zekāt dileyici içün daħı maḥrum içün ya'nį dileyimeyen.

Daḫı anlar ki māllarında bellü ḥaḳ vardur,

O kəslər ki, onların mallarında müəyyən bir haqq (pay) vardır -

And in whose wealth there is a right acknowledged

And those in whose wealth is a recognised right.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.