10 Eylül 2024 - 6 Rebiü'l-Evvel 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Me’âric Suresi 12. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve sâhibetihi ve eḣîh(i)

Eşini de, kardeşini de.

Kendi eşini ve kardeşini (feda etmeye kalkışacaktır),

eşini ve kardeşini de

Eşini ve kardeşini fidye olarak vermek isteyecek.

Eşini ve kardeşini de.

Kendi eşini ve kardeşini,

Karısını, kardeşini,

Hanımını, kardeşini,

11,12,13,14. Onlar birbirlerine gösterilecekler. Günahkâr, o günün azabından kurtulmak için çocuklarını fidye vermeyi temenni edecek. Eşini ve kardeşini, mensubu olduğu aşiretini, yeryüzündeki herkesi verip sonunda kendini kurtarmak ister.

11,12,13,14. Onlar, birbirine gösterirler, günahlı bulunanlar, kurtulmak dileğiyle oğullarını, eşlerini, kardeşini, barındığı oymağını, yeryüzünde bulunanı hep vermek istiyecek, böylecene, kurtulmayı umacak

11-12-13-14. Onlar birbirlerine gösterilecekler (fakat birbirlerinden yararlanamayacaklar). Suçlu, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, eşini, kardeşini, kendisini himaye etmiş olan bütün akrabalarını ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmak isteyecek.

8-14. Semânın erimiş tunç gibi ve dağların kırmızıya boyanmış yün parçaları gibi olacağı gün akrabâ karşulaşdırıldıkları halde biri birine hiç bir suâl sormayacakdır. O vakit mücrim ’azâbdan kurtulmak içün çocuklarını, zevcesini, birâderini, kendini seven akrabâsını, dünyâda bulunan bütün mahlûkâtı fedâ itmek isteyecekdir.

11,12,13,14. Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.

11,12,13,14. Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın.

11-14. Halbuki birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kişi, o günün azabı karşısında ister ki oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran bütün ailesini ve yeryüzünde kim varsa herkesi fidye olarak versin de kendisini kurtarsın!

11, 12, 13, 14. Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.

Eşini, kardeşini,

Eşini ve kardeşini,

Ve refikasını ve biraderini

11-12-13-14. (O hesap gününde, akrabalar, dostlar) birbirlerine gösterilirler. (Fakat o gün, herkes kendi derdindedir.) Suçlu (kâfir), o günün azabından kurtulmak için oğullarını, eşini, kardeşini, kendisini koruyup barındıran bütün akrabalarını ve (hatta imkânı olsa) yeryüzündeki herkesi fidye verip, kendisini kurtarmak isteyecek.

Eşini ve kardeşini,

karısını, biraderini,

12,13. Ve karısını, kardeşini! Ve kendisini barındıran aşîretini!

11,12,13,14. Oysa (o gün) onlar (dünyadaki dost ve akrabalar) birbirlerine de gösterilirler. Her mücrim (suçlu) o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini, kendisine sahip çıkan neslini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister.

Eşini, kardeşini.

karısını, kardeşini,

Karısını, kardeşini,

Hayat arkadaşını, kardeşini,

Kendi eşini ve kardeşini.

Ya da, bir ömür boyu aynı yastığa baş koyduğu hayat arkadaşını ve öz kardeşini,

Karısını ve kardeşini!

11,12. O gün yakınlarını uzaktan süzen bir suçlu, bu felaketten kurtulmak için kendi çocuklarını feda edecek, // eşini ve kardeşini de,

Veya eşlerini veya kardeşlerini,

11,12,13,14. Birbirlerine gösterileceklerdir. [*] O suçlu kişi, o günün azabından (kurtulmak için) oğlunu (çocuğunu), hanımını (eşini), kardeşini, kendisini koruyup barındıran yakınlarını ve yeryüzünde kim varsa hepsini kendisini (azaptan) kurtarması için fidye vermek isteyecektir. [*]

Bu ayetler ‘Abese 80:34-37 ile birlikte okunmalıdır.,Benzer mesajlar: Bakara 2:48, 123; Âl-i İmrân 3:91; Mâide 5:36; En‘âm 6:70; Yûnus 10:54; Ra‘d 13:... Devamı..

11,12,13. Onlar (kıyamet günü) ancak (kendi) kendilerine gösterilecekler.¹ (İşte o gün) her bir günâhkâr, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, eşini, kardeşini ve kendisini barındıran sülâlesini, fidye olarak vermek ister.

1 Yani, kendilerinden başkasını görmeye zamanları olmayacak kadar, meşgul olacaklar. Bk. (Abese: 37)

ve eşini ve kardeşini,

Eşini ve kardeşini. 80/33...37

eşini, kardeşini,

11-14. Eşini, kardeşini, kendisini barındırmış olan aile efrâdını ve hatta yeryüzünde bulunan herkesi fedâ eder, yeter ki kendini kurtarabilsin!

Ve segilisini ve kardeşini,

Ve refikasını ve kardeşini feda etsin.

10, 11, 12, 13, 14. Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz. Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini, kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31, 33; 40, 18; 23, 101; 80, 34-37]

Eşini ve kardeşini,

zevcesini, kardaşını

Karısını, kardeşini,

Eşini ve kardeşini...

Daha da eşini ve kardeşini,

Eşini, kardeşini,

11-14. görür eylenileler anları ya'nį ħıśm hıśmı göre. sever yazuķlu ya'nį kāfir eger śatun ala-dı ya'nį gendüzini 'aźābından ol günüñ oġlanları-y-ıla daħı 'avratı-y-ıla daħı ķarındaşı-y-ıla daħı ķabįlesi-y-ile ol kim yir virür aña daħı anuñ-ile kim yirdedür dükeli andan ķurtara-dı anı.

ve ‘avratı‐y‐la, daḫı ḳardaşı‐y‐la,

Övrətini və qardaşını;

And his spouse and his brother

His wife and his brother,


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.