Elleżîne keżżebû şu’ayben keen lem yaġnev fîhâ(c) elleżîne keżżebû şu’ayben kânû humu-lḣâsirîn(e)
Şuayb'i yalanlayanlar, sanki oralarda hiç oturmamışlar, hiç yaşamamışlardı, Şuayb'i yalanlayanlar, asıl zarara uğramışlardı.
(Sonunda) Şuayb’ı yalanlayanlar, sanki ’hiç orada oturmamış ve refah içinde yaşamamışlar’ gibi (yıkılıp yok) oldular; (böylece) Şuayb’ı yalanlayanlar, asıl (büyük) hüsrana uğradılar.
Onlar ki, Şuayb'ı yalanlayan kimselerdi; sanki orada hiç şen şakrak yaşamamış gibi oldular. Onlar ki, Şuayb'ı yalancı çıkarmak isteyen kimselerdi, sonunda kendileri kaybedenlerden oldular.
Şuayb'i yalanlayanlar sanki yurtlarında hiç yaşamamış, hiç güzel gün görmemiş gibiydiler. Şuayb'i yalanlayanlar, işte ziyana uğrayanlar, onlar oldular.
Şu'ayb'ı yalanlayanlar sanki orada hiç yaşamamış gibi oldular. Asıl zarara uğrayanlar Şu'ayb'ı yalanlayanlar oldu.
Şuayb'ı yalanlayanlar, sanki orada 'hiç refah içinde yaşamamışlar' gibi oldular: Şuayb'ı yalanlayanlar, asıl büyük hüsrana uğradılar.
Şuayb'ı tekzip edenler, sanki evlerinde bir şenlik tutmamışlardı. Şuayb'ı yalanlıyanlardır ki, onlar ziyan görenler olmuşlardır.
Şuayb’ı yalanlayanlar, sanki o memlekette hiç yaşamamış gibi oldular. Asıl zararlı çıkanlar, onu yalanlayanlar oldu.
Şu‘ayb'ı yalanlayanlar, sanki yurtlarında hiç oturmamış gibi oldular. Böylece Şu‘ayb'ı yalanlayanlar; işte asıl ziyana uğrayanlar onlar oldular!
Şuayb'ı yalanlamış olanlar, orda oturmamış gibi oldular, Şuayb'a inanmayanlar ziyan ettiler
Şu’ayb’i yalancılıkla ithâm idenler hiç o memleketlerde yaşamamış gibi gâib oldılar, Şu’ayb’i yalancılıkla ithâm idenler mahv oldılar.
Şuayb'ı yalanlayanlar, yurtlarında sanki hiç yaşamamışlar gibi oldular, izleri bile kalmadı. Mahvolanlar, Şuayb'ı yalanlayanlar oldu.
Şu’ayb’ı yalanlayanlar sanki orada hiç yaşamamışlardı. Şu’ayb’ı yalanlayanlar var ya, asıl ziyana uğrayanlar onlar oldu.
Şuayb’ı yalanlayanlar sanki orada hiç yurt tutmamış gibi oldular. Böylece asıl hüsrana uğrayanlar, Şuayb’ı yalanlayanlar oldu.
Şuayb'ı yalanlayanlar sanki yurtlarında hiç oturmamış gibiydiler. Asıl ziyana uğrayanlar Şuayb'ı yalanlayanların kendileridir.
Şuayb'ı yalanlayanlar sanki hiç orada yaşamamışlar gibi yok oldular. Şuayb'ı yalanlayanlar, asıl kaybedenler onlar oldular.
Şu'ayb'ı yalanlayanlar, sanki yurtlarında hiç şenlik tutmamış gibi oldular. Şu'ayb'ı yalanlayanlar var ya işte ziyana uğrayanlar, onlar oldular.
Şuaybı tekzib edenler sanki orada bir şenlik tutmamışlardı, Şuaybı tekzib edenler, husrane düşenler onlar olmuşlardı
Şuayb’ı yalanlayanlar, sanki orada hiç yaşamamış gibi oldular. Şuayb’ı yalanlayanlar var ya, asıl ziyana uğrayanlar onlar oldu.
Şu'ayb'ı yalanlayanlar, sanki orada hiç yaşamamışlar gibi yok oldular. Asıl kaybedenler Şu'ayb'ı yalanlayanlar oldu.
Şuaybı yalanlayanlar zâten (yurdlarında) oturmuşlar gibi oldular. Şuaybı yalanlayanlardır ki en büyük zarara uğrayanlar onlar olmuşlardır.
Şuayb'ı yalanlayanlar sanki orada hiç oturmamışlardı! (Evet!) Şuayb'ı yalanlayanlar, kendileri hüsrâna uğrayanlar oldular.
Şuayb’ı yalanlamış olanlar, (öyle bir yıkıma uğradılar ki) sanki yurtlarında hiç oturmamış (yaşamamış) gibi oldular. Şuayb’ı yalanlamış olanlar işte ziyana uğrayanlar, onlar oldular.
Şuayb’ı yalanlayanların yalanlamaları kendilerine hiçbir yarar sağlamadığı gibi, Şuayb’ı yalanlayanlar kaybedenlerden oldular.
Şuayb’ı yalan sayanlar sanki yurtlarında barınmamış gibi oldular. Şuayb’ı yalan sayanlar kendilerine yazık etmiş oldular.
91, 92. Bunun üzerine onlar dehşetli bir sarsılmaya tutuldular. Hemen oldukları yerde diz çöktüler. Şuayb/ı yalancı çıkaranlar yerlerinde asla bulunmamış gibi oldular. Şuayb/ı yalancı çıkaranlar ziyankâr oldular.
Şuayb'ı yalanlamakta olanlar, sanki orada hiç yaşamamışlar gibi oldular. Şuayb'ı yalanlamakta olanlar, asıl büyük hüsrana uğrayanlar oldular.
Şuayb’ı yalancılıkla suçlayanlar... Onlar değildi sanki, düne kadar yurtlarında şen şakrak dolaşanlar! Evet, Şuayb’ı yalanlayanlar... Asıl kendileri olmuştu korkunç felâkete uğrayanlar!
Orada Şuayb’ı yalanlamış olanlar sanki yaşamadı. Şuayb’ı yalanlamış kimseler, gerçekten Hüsrana Düşenler oldular.
Şuayb’i yalanlayanlar, sanki orada hiç varlık sürmemişçesine yok olup gittiler. Şuayb’i yalanladılar ve kaybettiler.
Şuayb’ı yalanlayanlar, sanki yurtlarında hiç yaşamamış gibiydiler. Böylece asıl ziyana uğrayanlar Şuayb’ı yalanlayanlar oldu.
Onlar ki Şuayb’ı yalancı çıkarmak isteyen kimselerdi: Sanki orada hiç yaşamamış gibi oldular. Onlar ki, Şuayb’ı yalancı çıkarmak isteyen kimselerdi: Kendileri kaybeden kimseler oldular!
Şuayb’i yalancılıkla suçlayanlar sanki orada hiç yaşamamışlardı. Sonunda asıl kaybedenler Şuayb’i yalanlayanlar oldu.
Onlar ki Şuayb’ı yalanlıyorlardı, kendileri yalan oldular…[¹²²⁵] Onlar ki Şuayb’ı yalancı çıkarıyorlardı,[¹²²⁶] kaybeden yine onlar oldu…
Şuayb'ı yalancı sayanlar sanki yurtlarında hiç (bir gün bile) kalmamış oldular. (Şuayb’a inananlar değil, asıl) Şuayb'ı yalancı sayanlar en büyük zarara uğrayanlardan oldular.
Şu’ayb’ı yalanlayanları hiç bir şey kurtarmadı. Şu’ayb’ı yalanlayanlar ise, asıl ziyana uğrayanlar onlar oldu.
Şuayb'ı tekzîp edenler, sanki orada hiç kalmamışlar gibi oldular. Şuayb'i yalanlayanlardır ki, en büyük zarara uğrayanlar onlar olmuşlardır.
Şuayb'ı yalancı sayanlar. . . onlar değildi sanki vatanlarında, şen şakrak dolaşanlar! Şuayb'ı yalancı sayıp perişan etmek isteyenler. . . asıl perişan olanlar, işte onlar oldular.
Şu'ayb'i yalanlayanlar, sanki yurtlarında hiç oturmamış gibi oldular. Şu'ayb'i yalanlayanlar... işte ziyana uğrayanlar, onlar oldular.
Şu'ayb'ı tekzîb idenler güyâ hiç dünyâya gelmemiş gibi oldılar. Şu'ayb'ı tekzîb idenler dîn ve dünyâda ziyân itdiler.
Şuayb’ı yalan sayanlar orada hiç yaşamamış gibi oldular. Şuayb’ı yalan sayanlar asıl kaybedenler oldular.
91,92. -Onları dehşetli bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde çöküp kaldılar. Şuayb'ı yalanlayanlar sanki orda hiç yaşamamış gibi oldular. Şuayb'ı yalanlayanların asıl kendileri mahvoldu.
Şuayb'ı yalanlayanlar, sanki orada hiç yaşamamış gibiydi. Asıl ziyan edenler, Şuayb'ı yalanlayanlar oldu.
Şuaybı yalanlayanlar sanki o yerde hiç şenlik kurmamışlardı. Şuayb'ı yalanlayanlar hüsrana saplananların ta kendileriydi.
anlar kim yalan duttılar şu'ayb’ı taman muķım olmadılar gibi anuñ içinde. anlar kim yalan duttılar şu'ayb’ı oldılar anlar ziyānlular.
Ol kişiler ki Şu‘aybı yalanladılar, ṣanasın ol şehrde mevcūd olmadılar‐ıdı. Olkişiler ki Şu‘aybı yalanladılar, anlar dünyā ve āḫireti ziyān itdiler.
Şüeybi yalançı adlandıranlar, sanki orada (evlərində) heç bir şənlik (ne’mət) içində yaşamamışdılar. Şüeybi təkzib edənlərin özləri ziyana uğrayanlar oldular.
Those who denied Shueyb became as though they had not dwelt there. Those who denied Shueyb, they were the losers.
The men who reject Shu´aib became as if they had never been in the homes where they had flourished: the men who rejected Shu´aib - it was they who were ruined!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |