Kâle kad veka’a ‘aleykum min rabbikum ricsun veġadab(un)(s) etucâdilûnenî fî esmâ-in semmeytumûhâ entum veâbâukum mâ nezzela(A)llâhu bihâ min sultân(in)(c) fentazirû innî me’akum mine-lmuntazirîn(e)
O, Rabbinizden azaba ve gazaba uğramayı hakettiniz dedi, Allah'ın, haklarında hiçbir delil indirmediği ve ancak sizin ve atalarınızın taktığı birtakım adlar için benimle çekişmeye kalkıyorsunuz demek, o halde bekleyin, şüphe yok ki ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
(Hz. Hud: Madem öyle) "Andolsun ki Rabbinizden üzerinize iğrenç bir azap ve gazap gerekli kılındı. Allah’ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği ve sizin ile babalarınızın (rastgele) isimlendirdiği (düzüp uydurageldiği) birtakım isimler (düzme tanrılar ve kurallar) adına mı benimle mücadele ediyorsunuz? Öyleyse bekleyedurun; şüphesiz, ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim" diyerek (örnek ve cesaretli bir tavır takınmıştı).
Hûd dedi ki: “Artık Rabbinizden size bir bela ve gazab inmiştir. Siz, sizin ve babalarınızın isimlendirdiği putlar hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Allah, o putlara tapma hususunda hiç de böyle bir belge ve kanıt indirmemiştir. Artık o kaçınılmaz belayı bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyeceğim.”
Hûd:
"- Artık size Rabbinizden bir lânet, bir azap, bir hışım inmiştir. Haklarında Allah'ın hiçbir hüküm, ferman, yetki indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın uydurduğu hayal mahsûlü isimlerden-düzmece tanrılardan dolayı mı benimle tartışıyorsunuz? Başınıza gelecek felâketi beklemeye devam edin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerden olacağım." dedi.
O da: "Size Rabbinizden azap ve gazap kesinleşti. Sizin ve babalarınızın taktığı ve Allah'ın haklarında herhangi bir delil indirmediği birtakım isimler üzerinde benimle tartışmaya mı giriyorsunuz? Bekleyin, ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim" dedi.
'Andolsun' dedi. 'Rabbinizden üzerinize iğrenç bir azab ve gazab gerekli kılındı. Allah'ın kendileri hakkında hiç bir delil indirmediği ve sizin ile babalarınızın isimlendirdiği (düzüp uydurduğu) birtakım isimler (düzme tanrılar ve kurallar) adına mı benimle mücadele ediyorsunuz? Öyleyse bekleyedurun; şüphesiz, ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim.'
Hûd, onlara şöyle dedi: “- Şüphesiz ki, Rabbinizden üzerinize bir azab ve bir gazap gerçekleşti. Sizin ve atalarınızın uydurduğu tanrılar hakkında, siz benimle mücadele mi ediyorsunuz? Allah, onlara hiç bir âyet ve delil indirmedi. Artık azabın gelişini bekleyin, ben de sizinle beraber (onu) bekliyenlerdenim.”
(Hûd:) “Ey kavmim! Şüphesiz Rabbinizden manevi bir azap ve gazap size inmiştir. Allah’ın onlar için bir delil indirmediği, sizin ve babalarınızın taktığı bazı isimler hakkında benimle mücadele mi ediyorsunuz? İşte bekleyin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.” dedi.
Dedi ki: “Üzerinize Rabbinizden bir azap ve bir hışım inmiştir. Haklarında Allah'ın hiçbir delil indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda benimle tartışıyor musunuz? Bekleyiniz öyleyse, şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”[138]
Hûd dedi ki: «Tanrınızın azabiyle, gadabı da size hak oldu, Allah katından hiçbir hüccet gelmemişken, sizinle, atalarınızın tapmış oldukları adlar için mi, benimle uğraşırsız? Öyle ise bekleyin, ben beklerim sizinle»
(Bunun üzerine Hud) dedi ki: “Rabbinizin layık gördüğü ürkütücü bir bela ve gazapla kuşatılmış durumdasınız zaten! Şimdi, Allah'ın haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve atalarınızın taktığı (uydurma) isim(li put)lar hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? (O kaçınılmaz olan azabı) bekleyin öyleyse; doğrusu ben de sizinle beraber bekleyeceğim!”
Cevâben "Yakında Allâh’ın intikâmı ve gazabı sizin üzerinize çökecekdir. Siz Allâh’dan hiç bir hüccet olmadığı halde babalarınızın ma’bûd tesmiye itdikleri putlarınız içün benimle mücâdele mi ideceksiniz? Siz ’azâbı bekleyiniz ben de sizinle berâber intizâr ideceğim" didi.
"Hiç şüphesiz artık Rabbinizin azab ve öfkesini hakettiniz. Allah'ın hiçbir delil indirmediği, isimlerini de siz ve babalarınızın koyduğu putlar hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Bekleyin, doğrusu ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim" dedi.
Hûd, “Artık size Rabbinizden bir azap ve öfke inmiştir. Allah’ın, haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve babalarınızın uydurduğu birtakım isimler (düzmece tanrılar) hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Öyleyse (başınıza geleceği) bekleyin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!” dedi.
Hûd şöyle cevap verdi: “Üzerinize rabbinizden bir öfke ve bir azap inmektedir. Haklarında Allah’ın hiçbir delil indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda mı benimle tartışıyorsunuz? Bekleyin öyleyse! Şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!”
(Hûd) dedi ki: «Üzerinize Rabbinizden bir azap ve bir hışım inmiştir. Haklarında Allah'ın hiçbir delil indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda benimle tartışıyor musunuz? Bekleyin öyleyse, şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!»
Dedi ki: "Rabbinizden bir azap ve öfkeye mahkum edilmiş bulunuyorsunuz. Sizin ve atalarınızın uydurduğu ve ALLAH'ın kendilerine hiçbir güç vermediği isimler konusunda mı benimle tartışıyorsunuz? Bekleyiniz, ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim."
(Hûd) dedi ki: "Artık size Rabbinizden bir azap ve bir hışım inmiştir. Haklarında Allah'ın hiç bir delil indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda benimle tartışıyor musunuz? Bekleyin öyleyse, şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!
İşte, dedi, üzerinize rabbınızdan bir azab fırtınası bir gadab indi, siz bana sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hakkında mücadele mi ediyorsunuz? Allah onlara hiç bir zaman öyle bir hakkı saltanat indirmedi artık gözetin ben de sizinle beraber gözetenlerdenim
O dedi ki: “Size Rabbinizden azap ve gazabın gelmesi hak oldu. Allah’ın, haklarında hiçbir delil bildirmediği, yalnızca sizin ve babalarınızın uydurduğu birtakım isimler (düzmece ilâhlar) hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Öyleyse (başınıza geleceği) bekleyin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!”
“Rabb'inizin azabı ve öfkesi, hakkınızda kesinleşti. Haklarında Allah'ın hiçbir yetki belgesi indirmediği, sizin ve atalarınızın taktığı isimler hakkında benimle tartışıyor musunuz? Bekleyin öyleyse! Kuşkusuz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.” dedi.
(Hûd) dedi: «Rabbinizden üzerinize bir azâb, bir gazab hak oldu muhakkak. Kendinizin ve atalarınızın takdığınız (düzme) bir takım adlar (tanrılar) hakkında, Allah onlara bir hüccet indirmemişken, benimle mücâdele mi ediyorsunuz? Artık bekleyin. Şübhesiz ben de sizinle beraber (onu) bekleyenlerdenim».
(Hûd) dedi ki: “Hiç şübhesiz, üzerinize Rabbinizden bir azab ve bir gazab hak oldu. Haklarında Allah'ın hiçbir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın (uydurarak)kendilerini adlandırdığı birtakım isimler(e sâhib putlarınız) hakkında mı benimle mücâdele ediyorsunuz? Öyle ise (azâbı) bekleyin, şübhesiz ben (de) sizinle berâber bekleyenlerdenim!”
Hûd ise, onlara) ’’Size Rabbinizden bir iğrençlik (dışlama) ve bir azap hak olmuştur. Sizin ve babalarınızın (atalarınızın) taktığı (düzüp uydurageldiği) ve Allah’ın haklarında herhangi bir delil indirmediği birtakım isimler (gerçekte var olmayan düzmece tanrılar) üzerinde benimle tartışmaya mı giriyorsunuz? Bekleyin bakalım ben de sizinle beraber (başınıza gelecekleri) bekleyenlerdenim.” dedi.*
Hud “Rabbinizden sizin başınıza bir pislik ve azap meydana gelecektir. Allah hakkında güçlü bir delil indirmediği halde, siz ve atalarınızın koydukları isimler hakkında[12] benimle tartışacak mısınız? Bekleyin, bende sizinle birlikte bekleyenlerdenim” dedi.
Dedi: "Gerçekten siz artık çalabınızın azabını, öfkesini gerektirdiniz. Allah onlar için hiçbir dayanak bildirmemişken sizin, atalarınızın taktığı bir sürü adlar üzerinde benimle çekişmeye mi kalkışıyorsunuz? Öyleyse bekleyin. İşte, ben de sizinle birlikte bekliyorum."
Hud dedi ki «— Rabbiniz tarafından üzerinize azap ve gazap gelmek lâyık oldu [¹]. Allah tapılmalarına dair hiçbir burhan indirmemiş iken sizlerin, babalarınızın ad taktığınız putlar hakkında bana çene mi çalıyorsunuz? Artık azabı bekleyin. Ben de sizin ile beraber bekleyenlerden olacağım.
(Hûd) dedi ki: “Andolsun üzerinize Rabbinizden gelecek bir belâ [rics] ve bir öfkeye müstahak oldunuz. Şimdi siz bizzat kendinizin ve atalarınızın koyduğu birtakım isimler/uyduruk tanrılar hakkında mı benimle tartışmaya giriyorsunuz? Hâlbuki Allah onlara bir yetki [sultân] vermemiştir/indirmemiştir. Öyleyse başınıza gelecekleri bekleyiniz! Muhakkak ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”²¹
“Hiç şüphesiz artık Rabbinizin azap ve öfkesini hak ettiniz. Allah'ın hiç bir delil indirmediği ve isimlerini de siz ve babalarınızın koyduğu putlar hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Bekleyin, doğrusu ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim” dedi.
Bunun üzerine Hûd, “O hâlde,” dedi, “Rabb’iniz tarafından inkârcılara vaadedilen korkunç bir belânın ve dehşet verici bir gazâbın tepenize inmesi artık kaçınılmaz olmuştur!”
“Demek siz, kendilerine ilâhî bir yetki verildiğine dâir haklarında Allah’ın hiçbir delil indirmediği; yetki alanlarını, kudret sınırlarını, verdikleri ve verecekleri bütün hükümleri, kısaca sahip oldukları tüm özellikleri sizin ve atalarınızınbelirleyerek uydurduğu hayal ürünü birtakım isimler hakkında benimle tartışıyorsunuz, öyle mi?”
“Madem küstahlıkta bu kadar ileri gittiniz, o hâlde, başınıza gelecekleri bekleyin bakalım, ben de sizinle birlikte bekliyorum!”
-“Rabbinizden size pis bir azap ve gazap vâki’ oldu. Allah’ın bir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın taktığı isimler hakkında benimle tartışıyorsunuz, öyle mi? Artık bekleyin! Ben, sizinle birlikte Bekleyenler’denim” dedi.
Hûd: " Rabb'inizin felaketi gelip çatmış, üzerinize zehir yağmış, siz ise kalkmış, hâlâ benimle atalarınızın yapıp uydurduğu putları tartışıyorsunuz. Hem de Allah'ın, hiç onay vermediği putları. Biraz bekleyin, yakında neler olacak hep beraber göreceğiz. "
Hûd dedi ki: “Bu sözlerinize devam ederseniz üzerinize Rabbinizden şiddetli bir azap yazılır. Haklarında Allah’ın hiçbir delil göndermediği, sadece sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda benimle tartışıyor musunuz? Atalarınızın uydurduğu yalan yanlış yolları kendinize din mi ediniyorsunuz? Bekleyin öyleyse! Şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!”
(Hud da onlara) şöyle demişti: “Elbette üzerinize Rabbinizden gelecek bir bela ve azap gerçekleşmiştir. Haklarında Allah’ın hiçbir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın taktığı isimler [*] hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? (Öyleyse) bekleyin! Şüphesiz ki ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim!”
(Hûd): “Artık siz Rabbinizden bir azabı ve bir öfkeyi hak ettiniz. Siz benimle; Allah’ın kendileri hakkında hiç bir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın uydurduğu birtakım kuru isimler hakkında mı tartışıyorsunuz? Bekleyin bakalım ben de sizinle beraber (başınıza gelecekleri) bekleyenlerdenim.” dedi.
[Hûd]: “Rabbinizin müstehak gördüğü ürkütücü bir bela ⁵² ve gazapla kuşatılmış durumdasınız zaten!” dedi. “Şimdi, Allah’ın haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve atalarınızın uydurduğu o [boş] isimler ⁵³ hakkında mı benimle çekişiyorsunuz? [O kaçınılmaz olanı] bekleyin öyleyse; doğrusu ben de sizinle bekleyeceğim!” ⁵⁴
Hud: Size zaten Rabbinizden bir ahlaki kokuşmuşluk ve gazap gelmiş durumda. Şimdi siz, Allah’ın, hakkında hiç bilgi ve belge indirmediği sizin ve atalarınızın kutsal isimler vererek yücelttiği bir takım isimler hakkında benimle tartışıyor musunuz? Öyleyse bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim! Dedi. 71/23, 13/33, 21/24, 47/14
(Hûd) dedi ki: “Rabbinizden (bir ceza olarak) üstünüze çökmüş bir (ahlâkî) kokuşmuşluğun[¹²⁰⁶] ve tarifsiz bir gazabın içindesiniz zaten. Şimdi, Allah’ın haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve atalarınızın yücelttiği[¹²⁰⁷] isimler hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? O hâlde bekleyin, gerçek şu ki ben de sizinle birlikte bekleyeceğim!”
(Bunun üzerine Hud da) "Şüphe yok ki artık Rabbiniz katından inecek bir cezaya ve gazaba hak kazandınız. Allah, -haklarında hiçbir delil indirmemişken- kendinizin ve atalarınızın takmış olduğu bir takım adlar (uydurma ilahlar) hususunda benimle tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? Artık (başınıza inecek azabı) bekleyin, kuşkusuz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim " dedi.
Dedi ki: "Artık size rabbinizden bir üzerinize rezillik ve gazab inmiştir. Allâh’ın, haklarında hiçbir delil indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın taktığı isimler hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Bekleyin öyle ise, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!"
Dedi ki: «Üzerinize, şüphe yok ki Rabbiniz tarafından bir ikap ve bir gazab tahakkuk etti. Kendinizin ve babalarını- zın takmış olduklarınız birta- kım adlar hakkında benimle mücadelede mi bulunuyorsunuz? Allah Teâlâ onlara dair hiçbir hüccet indirmiş değildir. Artık bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.»
“İşte! dedi, “üzerinize Rabbinizden bir azap fırtınası ve bir hışım indi. Siz, sizin ve atalarınızın uydurduğu ve zaten tanrılaştırılmalarına dair Allah'ın da hiçbir delil göndermediği birtakım boş isimler hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Gözleyin öyleyse azabın gelişini! Ben de sizinle beraber gözlüyorum. ”
Dedi ki: "Artık size Rabbinizden bir rics (pislik) ve gazab inmiştir. Allah'ın, kendileri için hiçbir delil indirmediği (ve hiçbir güç vermediği), sadece sizin ve atalarınızın taktığı (boş) isimler hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Bekleyin öyle ise, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!"
Hûd: "Size rabbiniz tarafından mundar 'azâb ve gadab vâcib oldı. Allâh tarafından bir huccet ve burhân oldığı halde sizin ve babalarınızın kendilerine ma'bûd ismi virdiğiniz şeyler hakkında benimle mücâdele mi idersiniz? 'Azâbın gelmesine intizâr idiniz. Ben de sizinle berâber intizâr idenlerdenim" didi.
Hud dedi ki “Siz, Rabbinizin uğratacağı zararı ve gazabı hak ettiniz. Sizin ve atalarınızın koyduğu isimler hakkında benimle mi tartışıyorsunuz? Allah onlarla ilgili bir belge indirmiş de değildir. Bekleyin bakalım; sizinle beraber ben de bekliyorum.”
Hûd:-Rabbinizden üzerinize bir azap, bir gazap hak olmuştur. Allah sizin ve atalarınızın taktığı isimler hakkında, bir delil de indirmediği halde benimle tartışıyor musunuz? Öyleyse bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim! dedi.
Hud, “Artık Rabbinizden size bir azap ve gazap inmesi hak olmuştur. Allah'ın hiçbir delil indirmediği şeylere sizin ve atalarınızın taktığınız isimler hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Bekleyin öyleyse; sizinle beraber ben de bekliyorum.”
Hûd dedi: "Rabbinizden bir azap ve gazap indi ya! Haklarında Allah'ın hiçbir kanıt indirmediği, sadece atalarınızın ve sizin uydurduğunuz birtakım isimler hakkında mı benimle çekişiyorsunuz? Bekleyin bakalım, sizinle beraber ben de bekleyenlerdenim."
eyitti: “düşdi ya'nį vācib oldı üzerüñüze çalabuñuzdan 'aźāb daħı ķaķımaķ. ŧartışur misiz benüm ile adlar içinde kim ad virdirñüz anlara siz daħı atalaruñuz indirmedi Tañrı aña hįç ḥüccet. pes güyüñ daħı bayıķ ben sizüñ-ile güyicilerdenven.”
Eyitdi taḥḳīḳ düşdi üstüñüze Çalabuñuzdan ‘aẕāb ve ḳaḳımaḳ. Daḫıbenümle çekişür misiz nice adlarda ki siz oḳşadasız atalaruñ[uz]la. İndür‐medi Tañrı Ta‘ālā aña delīl ve burhān. Pes ṣaḳlaşuñuz ‘aẕāba. Ben daḫı sizüñle ṣaḳlaşacaḳlardan‐men.
(Hud) onlara belə dedi: “Artıq Rəbbinizdən sizə bir əzab və qəzəb gəlməsi vacib oldu (artıq əzab və qəzəb gəldi). Sizin və atalarınızın (özlərindən uydurub) verdiyi adlar (bütlər) barəsində mənimlə mübahisəmi edirsiniz? Halbuki Allah onlar (onlara ibadət edilməsi) barədə heç bir dəlil endirməmişdir. (Allahın əzabının gəlməsini) gözləyin. Doğrusu, mən də sizinlə birlikdə gözləyənlərdənəm!”
He said: Terror and wrath from your Lord have already fallen on you. Would ye wrangle with me over names which ye have named, ye and your fathers, for which no warrant from Allah hath been revealed? Then await (the consequence), Lo! I (also) am of those awaiting (it).
He said: "Punishment and wrath have already(1041) come upon you from your Lord: dispute ye with me over names which ye(1042) have devised - ye and your fathers,- without authority from Allah. then wait: I am amongst you, also waiting."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |