Femâ kâne da’vâhum iż câehum be/sunâ illâ en kâlû innâ kunnâ zâlimîn(e)
Azabımız geldiği zaman ancak, biz zulmetmiştik diye niyaz edebildiler.
Zorlu azabımız onlara geldiğinde (aciz ve çaresiz biçimde dua edip) yalvararak: "Biz gerçekten zulme sapanlardandık" demelerinden başka (itirafları) olmadı. (Ve bu son pişmanlıkları bir yarar da sağlamadı.)
Ve cezamız başlarına koptuğu zaman, kendi kendilerine “Vah bize, biz gerçekten yaratılış gayesine aykırı hareket edenlerdendik” demekten başka, söyleyecek sözleri olmamıştır.
Kendilerine azabımız geldiğinde: "Şüphesiz biz zalim kimselerdik" demekten başka savunmaları olmadı.
Zorlu azabımız onlara gelince yakarışları: 'Biz gerçekten zulme sapanlardandık' demelerinden başka olmadı.
Azabımız kendilerine geldiği zaman, yalvarış ve itirafları ancak şu olmuştu: “- Gerçekten bizler zalimlerdeniz.”
Azabımız onlara geldiği zaman, “gerçekten bizler zalimler idik” demekten başka bir şey dava edemediler.
Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, “Biz gerçekten zâlim kişilermişiz” demelerinden başka bir şey olmadı.
Azabımız onlara gelip çattığı zaman, ancak çağrıları: «Biz zalimiz!» demekten başka bir şey olmadı
Baskınımız başlarına geldiği zaman, çağırışları: “Biz gerçekten (haddi aşan) zalimlerdendik” demekten başka bir şey olmadı.
Bizim gazâbımıza uğradıkları vakit "Evet biz zâlim idik" diyü bağırdılar.
Baskınımıza uğradıklarında, sözleri, "Gerçekten biz haksızdık" demekten ibaret kalmıştır.
Azabımız kendilerine geldiğinde, “(Biz bunu hak ettik.) Gerçekten biz zalimler olmuştuk” demekten başka söyleyecekleri kalmamıştı.
Azabımız onlara gelip çattığında, “Biz gerçekten zalim kişilermişiz!” diye yakınmaktan başka söyleyecekleri söz kalmadı.
Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, «Biz gerçekten zalim kişilermişiz» demelerinden başka bir şey olmadı.
Kendilerine azabımız geldiği vakit, "Gerçekten bizler zalimler imişiz," demekten başka sözleri olmadı.
Azabımız onlara geldiğinde "Biz gerçekten zalimlermişiz!" demelerinden başka yalvarışları kalmadı.
Azâbımız kendilerine geldiği vakıt da «bizler hakıkaten zalimler idik» demekten başka da'vaları olmadı
Kendilerine azabımız geldiği vakit, “Gerçekten bizler zâlimlermişiz!” demekten başka bir sözleri olmadı.
Azabımız onlara geldiğinde tek feryatları, “Biz gerçekten zalimlermişiz.” demelerinden başka bir şey olmadı.
Kendilerine azabımız geldiği zaman çağrışları «Biz hakîkaten zaalimlerdendik» demelerinden başka (bir şey) olmadı.
Azâbımız onlara geldiğinde: “Gerçekten biz zâlimlerdik!” demelerinden başka çağırışları (ve yalvarışları) da olmadı.
O zorlu baskınımız (azabımız) başlarına geldiğinde son söz ve çığlıkları ancak, “Biz, gerçekten (haddi aşıp azgınlaşan) zalimlerdik!” demek oldu. *
Azap onların üzerine çöktüğünde, söyleyebildikleri tek söz “Eyvah biz kendimize yazık edenlerden olmuşuz” demektir.
Azabımız kendilerine erişince de çağrıları yalnız şu oldu. "Gerçekten biz kıyıcı kimselerdik."
Azabımız onlara gelip çattığı zaman onların niyazları «— Biz, zalim kimseleriz» demekten ibaret olmuştu.
Gazabımız onlara geldiğinde onların yakarışları, “Biz gerçekten zalimlermişiz!” demekten başka bir şey değildi.
Azabımız kendilerine geldiğinde, “Bizler, gerçekten zalimlerdik!” demekten başka bir yakarışları olmadı.
Ve azâbımız gelip çattığı zaman, “Eyvah! Meğer biz ne kadar zâlimmişiz!” diye feryat etmekten başka bir şey yapamamışlardı. Fakat son pişmanlık fayda vermemişti. Ama iş bununla da bitmeyecek, öyle bir gün gelecek ki:
Onlara sıkıntı azabımız geldiği anda onların dâvâları / feryatları:
“Biz, Zâlimler’dik” demekten başkası olmadı.
Kendilerine Felaket geldiğinde yaptıkları son dua hep: " kendimiz ettik kendimiz bulduk. " demek olmuştur.
Azabımız onlara gelince; “Biz gerçekten zalimlermişiz!” dediler.
Azabımız kendilerine geldiğinde “Biz zalimlermişiz!” diye sızlanıp yalvarmaktan başka sözleri kalmamıştı.
Azabımız onlara gelince onlar: “gerçekten biz zâlimlerden olduk.” demekten başka bir şey söyleyemediler.
Azabımız onları yakaladığı vakit, feryatları: “Biz, gerçekten azabı hak eden zalimlerden olmuştuk” demekten başka bir şey olmadı. 6/40- 43- 47, 13/31, 16/45, 29/53
Kahredici gazabımız kendilerine gelip çatınca, “Kesinlikle bizdik haksız olan, evet biz!” itirafından başka bir savunmaları olmayacaktır.
Azabımız çattığında ise (suçlarını kabul etmek zorunda kaldılar ve son) sözleri ancak Biz gerçekten zalim kimseler idik" demekten ibaret oldu. (Bu, onların başına dünyadayken çatan azaptır, kıyamet gününde ise)
Azâbımız onlara geldiğinde "Biz gerçekten zâlimlermişiz!" demelerinden başka yalvarılan kalmadı.
Onlara azabımız geldiği zaman ise onların sözleri, «Biz hakikaten zalim kimseler olmuş idik» demekten başka olmamıştır.
Azabımız gelip çattığında da itiraf ve yalvarmaları: “Biz gerçekten zalim adamlarmışız! ” demekten başka bir şey olmadı. [21, 11-15]
Azabımız onlara geldiğinde "Biz gerçekten zalimlermişiz!" demelerinden başka yalvarıları kalmadı.
'Azâbımız geldiği zamân sözleri ve iddi'âları "Biz zâlimlerden idik" dimek oldı. (İ'tirâf itdiler.)
Baskınımız gelince şundan başka bir haykırışları olmamıştır: “Biz, yanlışlar içindeydik!”
Azabımız onlara geldiği vakit, feryatları “Biz, gerçekten zalimler idik!” demekten başka bir şey olmadı.
Kendilerine azabımız geldiği zaman onların “Biz gerçekten zalimmişiz” sözünden başka bir diyecekleri yoktu.
Azabımız onlara gelip çattığında, yaptıkları, şu çığlığı yükseltmekten başka bir şey olmamıştır: Biz gerçekten zalimlerdik.
pes olmadı anlaruñ du'āsı ol vaķt kim geldi anlara 'aźābumuz illā kim eyittiler “bayıķ biz olduġ-dı žālimler.”
Pes degül‐idi anlaruñ du‘āları, geldükde bizüm ‘aẕābumuz illā eyitdiler kitaḥḳīḳ biz ẓālimler‐idük.
Əzabımıza düçar olduqları zaman onların: “Biz həqiqətən, zalım olmuşuq!” – deməkdən başqa heç bir sözləri olmamışdır.
No plea had they, when Our terror came unto them, save that they said: Lo! We were wrongdoers.
When (thus) Our punishment took them, no cry did they utter but this: "Indeed we did wrong."(992)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |