16 Ocak 2025 - 16 Receb 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
A’râf Suresi 44. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Venâdâ ashâbu-lcenneti ashâbe-nnâri en kad vecednâ mâ ve’adenâ rabbunâ hakkan fehel vecedtum mâ ve’ade rabbukum hakk(an)(s) kâlû ne’am(c) feeżżene mu-eżżinun beynehum en la’netu(A)llâhi ‘alâ-zzâlimîn(e)

Cennet ehli, cehennem ehline biz, Rabbimiz bize neler vaadettiyse gerçek olarak hepsini bulduk, hepsini elde ettik, siz de Rabbinizin size vaadettiğini gerçek bir surette elde ettiniz mi diye nida eder, onlar da evet derler, derken aralarında bir münadi, Allah'ın laneti zalimlere diye bağırır.

(Orada) Cennet ehli, ateş (cehennem) sakinlerine (şöyle) seslenecekler: "Rabbimizin bize va’ad ettiğini (cennet nimetlerini) biz gerçek olarak bulduk. (Hepsi Hakk ve hakikatmiş.) Siz de Rabbinizin size va’ad ettiğini (cehennem dehşetini aynen) gerçek olarak buldunuz mu?" Onlar da: "Evet" derler. Bundan sonra aralarından bir münadi (müezzin): "Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun!" diye ilan edip onlara seslenmiş olacaktır.

Ve cennetlikler ateştekilere: “Rabbimiz bize ne söz verdiyse, bütünüyle gerçekleşmiş bulduk; ya siz, siz de Rabbinizin size vaad ettiği şeyi, gerçekleşmiş buldunuz mu?” diye seslenecekler. Berikiler: “Ah, evet” diye karşılık verecekler. Bunun üzerine, içlerinden bir seslenici haykıracak: “Allah'ın rahmetinden mahrum kalıp cehennemde azap görmek, siz yaratılış gayesine aykırı hareket edenleredir”

Cennet ehli cehennemliklere:
“Rabbimizin bize va'dettiği mükâfatların gerçekleştiğini gördük. Siz de Rabbinizin sizi tehdit ettiği cezaların gerçekleştiğini gördünüz mü?" diye seslenirler. Cehennemlikler:
“Evet" derler. Aralarında gür sesli biri:
“Allah'ın lâneti baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen güç ve iktidar sahibi zâlimlerin üzerine olsun" diye bağırarak lânet okur.

Cennetlikler cehennemliklere: "Biz Rabbimizin bize vaad ettiğinin gerçek olduğunu gördük siz de Rabbinizin size vaad ettiğinin gerçek olduğunu gördünüz mü?" diye seslenirler. Onlar "Evet" derler. O sırada bir seslenici "Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir" diye seslenir.

Cennet halkı, ateş halkına (şöyle) seslenecekler: 'Bize Rabbimizin vadettiğini gerçek [bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek] buldunuz mu?' Onlar da: 'Evet' derler. Bundan sonra içlerinden seslenen biri (şöyle) seslenecektir: 'Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun.'

NOT: Baskıda parantez [ ] arası metin bulunmuyordu. Tarafımızdan ilave edildi. (ÖFK)

Bir de cennetlik olanlar cehennemliklere şöyle çağırırlar; “- Gerçekten biz, Rabbimizin bize vaad buyurduğu sevabı hak bulduk. Siz de Rabbinizin vaad buyurduğu cezayı hak buldunuz mu?” Onlar da: “- Evet, hak bulduk.” derler. Bunun üzerine, iki topluluk arasında bir çağırıcı (Hz. İsrâfil Aleyhisselâm) şöyle nida eder (çağırır): “-Allah'ın lâneti zalimler üzerine olsun!”

Ve Cennet ehli, ateş ehline nida ederler ki: “Biz, Rabbimizin bize vaadettiklerini gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size vaadettiklerini gerçek buldunuz mu?” Onlar “Evet” derler. İşte o zaman, aralarında olan bir bildirici: “Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir.” diye bildirir.

Cennet ehli, cehennem ehline, “Rabbimizin bize vaad ettiklerinin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabbinizin size vaad ettiklerini gerçekleşmiş buldunuz mu?” diye seslenir. “Evet!” derler. Aralarından bir çağrıcı, “Allah'ın lâneti zâlimlerin üzerine olsun!” diye bağırır.

Cennetlik olanlar, ateşlik olanlara: «Tanrımızın bize vadettiğini biz doğru bulduk, siz de Tanrınızın vadettiğini, doğru buldunuz mu?» diye çağrırlar, «Evet» derler, onların arasında bir münadi: «Allahın laneti zalimleredir» diye bağırır

Cennetlikler cehennemliklere: “Rabbimizin bize vaat ettiğini biz gerçek olarak gördük. Siz de Rabbinizin vaat ettiğini gerçek olarak gördünüz mü?” diye seslenirler. Onlar, “Evet” derler. O zaman aralarında bir davetçi: “Allah'ın lâneti zalimlere olsun!” diye seslenir.

Zulüm kavramı hem itikâdî hem de ahlakî ve sosyal boyutu itibariyle Kur’an’da en çok zikri geçen kavramlardan birisidir.Yirmi âyette sosyal ilişkilerd... Devamı..

44, 45. Ehl-i cennet ehl-i cehenneme: "Biz rabbimizin va’adlerinin hak oldığını anladık siz de anladınız mı? dirler. Ânlar da: "Evet" cevâbını virirler ânların içinden bir münâdî "Zâlimlere Allâh la’net itsun" Allâh yolundan diğerlerini inhirâf itdirenlere, eğri yollara sevk idenlere, âhireti inkâr idenlere de bu la’net şâmil olsun" diyu bağırır.

44,45. Cennetlikler, cehennemliklere: "Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, Rabbinizin size de vadettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler, "Evet" derler. Aralarında bir münadi, "Allah'ın laneti Allah yolundan alıkoyan, o yolun eğriliğini isteyen ve ahireti inkar eden zalimleredir" diye seslenir.

Cennetlikler cehennemliklere, “Rabbimizin bize va’dettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin va’dettiğini gerçek buldunuz mu?” diye seslenirler. Onlar, “Evet” derler. O zaman aralarında bir duyurucu, “Allah’ın lâneti zalimlere!” diye seslenir.

Cennet ehli cehennem ehline, “Biz rabbimizin bize vaad ettiğini gerçek bulduk; siz de rabbinizin size vaad ettiğini gerçek buldunuz mu?” diye seslenir. “Evet!” derler. Ve aralarından bir duyurucu, “Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun!” diye bağırır.

Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. «Evet!» derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır.

Cennet halkı cehennem halkına seslenir: "Rabbimizin bize söz verdiğini gerçek olarak bulduk. Rabbinizin size söz verdiğini siz de gerçek olarak buldunuz mu?" "Evet!," derler. Biri aralarında şunu ilan eder: "ALLAH'ın laneti zalimlerin üzerine olsun."

Cennet ehli, cehennem ehline: "Rabbimizin bize vaad ettiğini gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size vaad ettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler. Onlar da "evet" derler. Bunun üzerine aralarında bir çağırıcı şöyle seslenir: "Allah'ın laneti zalimler üzerine olsun!

Bir de o eshabı Cennet eshabı nâra şöyle nida etmektedir: hakıkat biz rabbımızın bize va'd buyurduğunu hak bulduk, siz de rabbınızın va'd buyurduğunu hak buldunuz mu? Onlar evet, demektedirler, derken bir müezzin aralarında şu mealde bir ezan vermeğe başlamıştır: Allahın la'neti o zalimler üstüne

Cennetlikler, cehennemliklere (şöyle) seslenirler: “Rabbimizin bize vadettiğini, biz gerçek olarak gördük. Siz de Rabbinizin size (azap) vaadini gerçek olarak gördünüz mü?” (Onlar da,) “Evet” derler. O sırada aralarından bir münâdî şöyle seslenir: “Allah’ın lâneti zâlimlerin/kâfirlerin üzerine olsun!”

Cennet halkı, Cehennem halkına, “Rabb'imizin bize söz verdiklerinin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabb'inizin size söylediklerinin gerçek olduğunu gördünüz mü?” diye seslenirler. “Evet.” derler. Aralarından bir çağırıcı, “Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun.” diye bağırır.

Cennet yârânı, ateş yaranına (cehennemliklere): «Rabbimizin bize va'detdiğini hak bulduk. Siz de Rabbinizin (tehdîd olarak) bildirdiğini (cezayı) gerçek buldunuz mu?» diye nida eder (ler). Onlar da: «Evet (öyle bulduk)» derler. Bunun üzerine aralarında bir münâdî: «Allahın lâ'neti zaalimlerin tepesine» diye ünler.

Nihâyet Cennet ehli, Cehennem ehline: “(Biz) gerçekten Rabbimizin bize va'd ettiğini hak olarak bulduk; artık (siz de) Rabbinizin size va'd ettiğini hak olarak buldunuz mu?” diye seslenirler. (Onlar da:) “Evet!” derler.(1) Bunun üzerine bir münâdî aralarında: “Allah'ın lâ'neti zâlimlerin üzerine olsun!” diye nidâ eder.

(1)“Bir sultan, itâat edenlere mükâfât ve isyân edenlere mücâzât etmezse, saltanatı inhidâma(yıkılmaya) yüz tutar. Ve kezâ (bunun gibi) bir sultânın s... Devamı..

Ve nihayet Cennet ehli, Cehennem ehline: ’(Biz) gerçekten Rabbimizin bize va’d ettiğini hak olarak bulduk; artık (siz de) Rabbinizin size va’d ettiğini hak olarak buldunuz mu?’ diye seslenirler. (Onlar da:)’Evet!’ derler. Derken bir (görevli) duyurucu aralarında: ’’Şüphesiz, (bugün) Allah’ın dışlaması (kınaması) zalimlerin üzerinedir" diye seslenir.*

(*) Geçmiş asırlarda cennet ile cehennem arasında çok uzun mesafe olması itibariyle sesin nasıl gideceği sorusu sorulmuştur. 20. asırdaki iletişim keş... Devamı..

Cennette olanlar cehennemde olanlara “Biz Rabbimizin vaat ettiklerini gerçek bulduk, sizde Rabbinizin size vaat ettiklerini gerçek buldunuz mu?” diye seslenirler. Onlarda “Evet” derler. İçlerinden birisi “Allah’ın laneti haksızlık yapanların üzerine olsun” diye bağırır.

Cennetlikler de cehennemliklere şöyle ünliyecekler: "Çalabımızın bize söz verdiği karşılığın gerçek olduğunu gördük. Siz de çalabınızın size söz verdiği karşılığın gerçek olduğunu gördünüz mü?" Cehennemlikler diyecekler: "Gerçekten Allah’ın laneti kıyıcıların üzerine olsun."

44, 45. Cennetlikler Cehennemliklere «— Rabbimizin bize vaadettiğini doğru bulduk, nasıl siz de Rabbinizin vâadını doğru buldunuz mu?» diye nida ederler [¹] onlar «— Evet doğru bulduk» derler. Bunun üzerine aralarında bir münadi «— Allah/ın lâneti nâs/ı Allah yolundan geri durduran, o yolun eğri büğrü olmasını araştıran, âhireti de tanımayan zalimlere olsun» diye nida eder.

[1] Bize vaadettiği sevabı biz bulduk. Siz de vaîdi olan ikabı buldunuz mu?

Cennet ehli, ateş ehline şöyle seslenir: “Biz, Rabbimizin bize vaat ettiğini gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size vaat ettiğini gerçek buldunuz mu?”¹⁵ Onlar da “Evet” derler. O zaman aralarından bir çağırıcı, “Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun!” diye nida eder.

15 Bedir Savaşı’nda öldürülüp kör bir kuyuya atılan Ebu Cehil ve diğer öldürülmüş putperestlere hitaben Hz. Peygamber bu ayeti sesli olarak okumuştur.... Devamı..

Cennet ehli, ateş ehline, “Biz Rabbimizin bize vaat ettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin vaat ettiğini gerçek buldunuz mu?” diye seslenirler. (Onlar,) “Evet” derler. Aralarında bir münadi, “Allah'ın lâneti zalimlerin üzerine olsun” diye seslenir.

Derkencennet halkı, cehennem halkına seslenecek: “Ey kâfirler! Biz, Rabb’imizin bize verdiği bütün sözlerin gerçek olduğunu gördük; nasıl, siz de Rabb’inizin verdiği sözlerin doğru çıktığını gördünüz mü?” Cehennemdekiler,“Evet, gördük!” diyecekler. Bunun üzerine Allah tarafından görevlendirilmiş bir çağrıcı melek, aralarında şunu ilan edecek: “Allah’ın lâneti, zâlimlerin üzerine olsun!”

Cennet arkadaşları Ateş arkadaşlarına:
“Gerçek olarak rabbimizin bize vaad ettiklerini biz elde ettik. Gerçek olarak rabbinizin vaad ettiklerini siz elde ettiniz mi?” diye seslendiler.
“Evet!” dediler. Aralarında bir duyurucu (müezzin):
“Allah’ın laneti Zâlimler’in üzerine olsun!” diye duyuru yaptı.

Cennettekiler cehennemliklere seslenirler: " Bizler, Rabb'imizin bize vadettiklerini aynen bulduk. peki size söylenenler doğru çıktı mı? " Cehennemdekiler: " evet. " İçlerinden biri haykırır: " Allah kahretsin zalimleri!

Cennet ehli cehennem ehline: "Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenir. Onlar da: "Evet" derler. Aralarından biri; "Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun!" diye bağırır.

44,45. Cennet halkı ateş halkına “Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçekleşmiş bulduk; siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçekleşmiş buldunuz mu?” diye seslenecekler; onlar da “Evet!” diyecekler. Aralarında bir çağrıcı “Allah’ın laneti, (insanları) Allah’ın yolundan alıkoyan, o (yol)u eğri gösteren ve ahireti de inkâr eden zalimlerin üzerine olsun!” diye seslenecektir.

44,45. Cennettekiler cehennemdekilere: “Biz Rabbimizin bize vâdettiklerini gerçek leşmiş olarak bulduk. Siz de Rabbinizin size vâdettiklerini gerçekleşmiş olarak buldunuz mu?” diye seslenecekler. Onlar da: “evet” diyecekler. Bunun üzerine aralarından birisi: “Allah’ın lâneti, âhireti inkâr etmek için Allah’ın yolundan ayrılan ve onu yamultmak isteyen zâlimlerin üzerine olsun!” diye bağıracak.¹

1 45. âyet; “İşte bu (zâlimler), âhireti inkâr ederek Allah’ın yolundan ayrılan ve onu eğriltmek isteyen, kimselerdir.” şeklinde de tercüme edilebilir... Devamı..

Ve cennetlikler, ateştekilere, “Rabbimiz bize ne söz verdiyse, bütünüyle gerçekleşmiş bulduk; ya siz, siz de Rabbinizin size vaad ettiği şeyi gerçekleşmiş buldunuz mu?” diye seslenecekler. [Berikiler]: “Ah, evet!” diye karşılık verecekler. Bunun üzerine içlerinden bir ses ³⁵ haykıracak: “Allah’ın lâneti, zalimlere elverir,

35 Lafzen, “Duyurucu/seslenici (müezzin)”.

Ve cennet halkı, cehennem halkına şöyle seslenir: – Biz, Rabbimizin bize vaat ettiğini gerçekleşmiş bulduk. Siz de Rabbinizin size vaat ettiğini gerçekleşmiş buldunuz mu? Onlar da: – Evet! Derler. Aralarında bir nidacı seslenir: Allah’ın laneti bu zalimlerin üzerine olsun. 7/50- 51, 37/50...59, 74/39...48

Ve cennetlikler cehennemliklere: “Rabbimiz bize ne vaad ettiyse hepsini gerçekleşmiş bulduk; siz de Rabbinizin size vaad ettiklerinin hepsini gerçekleşmiş buldunuz mu?” diye seslenecekler. “Evet!..” diye cevap verecekler. Bunun üzerine içlerinden bir münâdî haykıracak: “Allah’ın laneti tüm zalimlerin üzerine olsun!..

Cennet ehli, cehennem ehline. "Biz, Rabbimizin bize vadettiğini (cennet nimetlerini) gerçekleşmiş olarak bulduk; siz de Rabbinizin size vadettiğini (ateş azabını) hak olarak buldunuz mu?" diye seslenirler, onlar da "Evet" derler. Derken bir münâdi tarafından "Allah’ın laneti zalimlerin tepesinedir" diye nida olunur.

Cennet halkı, ateş halkına seslendi: "Rabbimizin bize va’dettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size va’dettiğini gerçek buldunuz mu?" (Onlar da): "Evet", dediler ve aralarından bir ünleyici: "Allâh’ın la’neti zâlimlerin üzerine olsun!" diye ünledi.

Ve Cennet ashâbı, Cehennem ehline nidâ edip: «Rabbimizin bize vaad ettiğini biz şüphe yok ki hak bulduk, siz de Rabbinizin vaad ettiğini hak buldunuz mu?» diye soracaklar. Onlar da, «Evet» diyecekler. Derken aralarında bir münâdi: «Allah Teâlâ'nın lâneti zalimlerin üzerinedir» diye nidâ etmiş olacaktır.

44, 45. Cennetlikler cehennemliklere: “Biz, Rabbimizin bize vâd ettiği şeylerin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabbinizin size vâd ettiklerinin gerçekleştiğini gördünüz mü? ” deyince onlar: “Evet” diye cevap verirler. Derken bir görevli aralarında: “Allah'ın lâneti o zalimlere olsun ki onlar insanları Allah yolundan uzaklaştırır, onu eğri büğrü göstermek isterlerdi ve onlar âhireti de inkâr ederlerdi. ” diye nida eder. [37, 54-59; 52, 14-16]

Geçmiş asırlarda cennet ile cehennem arasında çok uzun mesafe olması itibariyle sesin nasıl gideceği sorusu sorulmuştur. 20. asırdaki iletişim keşifle... Devamı..

Cennet halkı, ateş halkına seslendi: "Rabbimizin bize va'dettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size va'dettiğini gerçek buldunuz mu?" (Onlar da): "Evet", dediler ve aralarından bir ünleyici: "Allah'ın la'neti zalimlerin üzerine olsun!" diye ünledi.

Cennet halkı cehennem halkına nidâ idüb: "Biz, rabbimizin va'd iylediğini hak ve doğrı bulduk, siz de rabbinizin va'd iylediği şeyi hak buldınız mı?" dirler. Cehennem halkı da: "Evet!" cevâbını virirler. O vakit aralarında bir münâdî: "Âgâh olun! Allâh'ın la'neti zâlimler üzerinedir" diye nidâ iyler.

Cennet ahalisi, cehennem ahalisine şöyle seslenir: “Rabbimizin bize verdiği sözün gerçek olduğunu gördük. Rabbinizin size verdiği sözün gerçek olduğunu siz de gördünüz değil mi?” (deyince) “Evet!” derler. Aralarında bir tellâl[*] şöyle haykırır: “Allah yanlış yapan o kimseleri dışlasın (lanetlesin)!

[*] Tellal: "Herhangi bir şeyi, olayı veya bir şeyin satılacağını halka duyurmak için çarşıda, pazarda yüksek sesle bağıran kimse,

44,45. -Cennet ehli, cehennem ehline (şöyle) seslenir:-Biz, Rabbimizin bize vaad ettiğinin gerçek olduğunu gördük. Siz de Rabbinizin vaadini gerçek buldunuz mu? Onlar da:-Evet! derler. Aralarında bir münâdi:-Allah'ın laneti; ahireti inkar ederek, (insanları) Allah'ın yolundan saptıran zalimlerin üzerinedir! diye seslenir.

Cennet ehli, ateş ehline seslenir: “Rabbimizin bize vaad ettiğini biz hak olarak bulduk. Siz de Rabbinizin vaad ettiğini hak olarak buldunuz mu?” Onlar “Evet” derler. Aralarındaki bir nida edici de “Allah'ın lâneti zalimlere olsun” diye seslenir.

Cennet halkı ateş halkına şöyle seslenir: "Biz, Rabbimizin bize vaat ettiğini gerçek bulduk. Peki siz, Rabbinizin size vaat ettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar, "Evet!" derler. Aralarından bir duyurucu şunu ilan eder: "Allah'ın laneti, zalimlerin üzerine olsun!"

daħı ķıġırdı uçmaķ isleri od islerine kim “bayıķ bulduķ anı kim va'de eyledi bize çalabumuz girtü bulduñuz mı siz anı kim va'de eyledi çalabuñuz girtü?” eyittiler “eved.” pes ķıġırdı ķıġırdıcı aralarında “bayıķ Tañrı la'natı žālimler üzeredür.”

Daḫı ḳıġırdı uçmaḳ ehli cehennem ehline ki biz ṭapduḳ Tañrı Ta‘ālā bizeva‘de eyledügi nesneyi ḥaḳḳ‐ı ẟābit. Siz daḫı bulduñuz mı Tañrı Ta‘ālā sizeva‘de eyledügini ḥaḳḳ‐ı ẟābit? Cehennem ehli eyideler: Ne‘am bulduḳ. Pesḳıġıra bir ḳıġırıcı aralarında ki Tañrı Ta‘ālānuñ la‘neti ẓālimler üstinedür.

Cənnət əhli cəhənnəm əhlinə müraciət edib: “Biz Rəbbimizin bizə və’d etdiyini (axirət ne’mətlərini) haqq olaraq gördük. Siz də Rəbbinizin sizə və’d etdiyini (cəhənnəm əzabını) gerçək olaraq gördünüzmü?” – deyə soruşacaq. Onlar: “Bəli!” – deyə cavab verəcəklər. Elə bu zaman onların (hər iki dəstəsinin) arasında bir carçı (İsrafil və ya cənnətdəkilərdən biri): “Allah zalımlara lə’nət eləsin!” – deyə səslənəcək.

And the dwellers of the Garden cry unto the dwellers of the Fire: We have found that which our Lord promised us (to be) the Truth. Have ye (too) found that which your Lord promised the Truth? They say: Yea, verily. And a crier in between them crieth: The curse of Allah is on evil doers.

The Companions of the Garden will call out to the Companions of the Fire: "We have indeed found the promises of our Lord to us true: Have you also found Your Lord´s promises true?" They shall say, "Yes"; but(1023) a crier shall proclaim between them: "The curse of Allah is on the wrong-doers;-

1023 The Companions of the Fire can only answer a single word, 'Yes," such is their state of misery. Even so, their voice is drowned in the voice of t... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.