20 Nisan 2025 - 22 Şevval 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
A’râf Suresi 39. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vekâlet ûlâhum li-uḣrâhum femâ kâne lekum ‘aleynâ min fadlin feżûkû-l’ażâbe bimâ kuntum teksibûn(e)

Evvelce girenler, sonrakilere diyecekler ki: Sizin bir üstünlüğünüz yok bize, kazandığınız suçlar yüzünden tadın azabı.

(Bu sefer) Öncekiler sonrakilere (küfür ve kötülük öncüleri, peşlerine takılan kimselere) diyecekler ki: "Sizin bize göre bir (üstünlük sebebiniz ve) faziletiniz yoktur, (işinize geldiği için bizi takip ve taklit ettiniz,) şimdi kendi (nefsi arzularınız ve taraftarlığınızla) kazandıklarınıza karşılık olarak azabı tadınız!"

Ve öncekiler sonrakilere şöyle diyecek: “Demek ki, bizim hatalarımızdan ders almadığınızdan dolayı, bize karşı bir üstünlüğünüz yok. Öyleyse yaptığınız tüm o kötülükler için tadın bu azabı.”

İktidar sahibi liderler, halka:
“Sizin bize göre farklı bir tarafınız yok. O halde, siz de işlediğiniz ameller, yüklendiğiniz günahlar sebebiyle azâbı tadın." derler.

Öncekiler de sonrakilere: "Sizin bize bir üstünlüğünüz yoktu. Kazandıklarınıza karşılık azabı tadın" derler.

(Bu sefer) Önde gelenler, sonda yer alanlara diyecekler ki: 'Sizin bize göre bir üstünlüğünüz yoktur, kazandıklarınıza karşılık olarak azabı tadın.'

Önceki öncüler de sonrakilere; “- Sizin de bize karşı bir üstünlüğünüz olmadı. Artık kendi yaptığınızın cezası olan azabı tadın”, derler.

Öncekiler de sonrakilere derler ki: “Sizin bize karşı bir üstünlüğünüz yoktur. Artık kendi kazançlarınızdan dolayı azabınızı tadın.”

Öncekiler de sonrakilere derler ki: “Sizin bize bir üstünlüğünüz yok. O halde siz de yaptıklarınıza karşılık azabı tadın.”

Öncekiler, derler sonrakilere: «Sizin bizden ayrı neyiniz vardır? Yaptığınız iş yüzünden azabı tadasınız»

Ve (bunun üzerine) öncekiler, sonrakilere şöyle diyecek: “Sizin bize karşı bir üstünlüğünüz yoktur. Öyleyse yaptığınız kötülükler yüzünden tadın azabı!”

(39) Evvel gelenler sonra gelenler[e]: "Sizin bize rüchânınız var mı? lâyık oldığınız ’azâbı çekiniz" dirler.

Öncekiler sonrakilere, "Sizin bizden bir üstünlüğünüz yoktu, kazandığınıza karşılık azabı tadın" derler.*

Öncekiler sonrakilere, “Sizin bize karşı bir üstünlüğünüz yoktur. Artık kazanmış olduğunuz şeylere karşılık, azabı tadın” derler.

Öncekiler de sonrakilere derler ki: “Sizin bizden arta kalır bir tarafınız yok. O halde siz de yaptıklarınıza karşılık azabı tadın!”

Öncekiler de sonrakilere derler ki: Sizin bize bir üstünlüğünüz yok. O halde siz de yaptıklarınıza karşılık azabı tadın!

Öncekiler sonrakilere, "Sizin bize bir üstünlüğünüz yoktur. Kazandıklarınızdan ötürü azabı tadın," dediler.

Öncekiler de sonrakilere derler ki: "Sizin bizden bir üstünlüğünüz yoktur. O halde yaptıklarınızdan dolayı azabı tadın".

Öndekiler de sonrakilere derler ki: sizin de bize karşı bir meziyyetiniz olmadı, artık kendi kesbinizin cezası, tadın azabı

(Bu sefer) öncekiler (sapıklıkta önderlik edenler) de sonrakilere (sapıklıkta kendilerini takip edenlere) derler ki: “Sizin bize bir üstünlüğünüz yok. O hâlde siz de yaptıklarınıza karşılık azabı tadın!”

Öncekiler de sonrakilere: “Sizin, bizden iyi bir tarafınız yoktu. O halde kazandıklarınıza karşılık azabı tadın.” dediler.

Onların evvelkileri de sonrakilerine: «Sizin bize karşı hiçbir üstünlüğ (ünüz) yokdur. O halde ne kazanmış idiyseniz karşılığı olan azabı tadın» dedi (diyecek).

Öncekiler ise sonrakilere: “Hâlbuki (bu mevzu'da) sizin bizim üzerimize hiç bir üstünlüğünüz olmadı, öyle ise kazanageldiğiniz (günahlar) yüzünden azâbı(nızı) tadın!” derler.

(Bu sefer) önde gelenler, sonda yer alanlara (inkâr ve kötülük öncüleri, peşlerine takılanlara) diyecekler ki: (Bu hesap günü) sizin de bize karşı (hiç) bir üstünlüğünüz olmadı. Artık (bizim gibi siz de) kendi yaptığınızın cezası olan azabı tadın.

Öncekiler de sonrakilere cevap olarak “Sizin bizden hiçbir üstünlüğünüz yoktu, kazandıklarınızdan dolayı azabı tadın” derler.

Öncekiler de sonrakilere diyecekler: "Sizin bizden ne ayrılığınız ne ayrılığınız var ki? Öyleyse siz de kazandığınız günahların azabını çekin."

Evvelkileri sonrakilerine [²] diyecekler. «-— Sizin bizim üzerimizde hiçbir meziyetiniz yoktur. Neye azabımız iki kat olsun! Kazancınızdan dolayı haydi azabı tadın».

[2] Evvelkiler metbu, sonrakiler tâbi olanlar.

Öncekiler de sonrakilere derler ki: “Sizin de bize karşı herhangi bir fazlanız/üstünlüğünüz yok. O hâlde yapmış olduklarınızdan/kazandıklarınızdan dolayı siz de azabı tadınız!”

Öncekileri (önderleri) sonrakilere (kendilerine uyanlara), “Sizin bizden bir üstünlüğünüz yoktur, kazandığınıza karşılık tadın azabı” derler.

Bunun üzerine öncekiler, sonrakilere şöyle diyecek: “Sizin bizden üstün bir tarafınız yok ki! Öyleyse, yaptıklarınıza karşılık cehennem azâbını bizimle birlikte tadın!”

Onların ilk öncekileri de sonrakileri için dediler ki:
“Sizin bize karşı bir üstünlüğünüz yoktu. Kazanıyor olduğunuz şeylere karşılık Azab’ı tadın!”.

Bu sefer öncekiler, sonradan gelenlere karşılık verecek: " Sizin de bizden kalır yeriniz yoktu. Siz de çekin yaptıklarınızın cezasını..."

Öncekiler sonrakilere dediler ki: "Sizin bize herhangi bir üstünlüğünüz yok! O halde siz de yaptıklarınıza karşılık azabı tadın!"

Öncekiler sonrakilere şöyle diyecekler: “(Belli ki) sizin bizden hiçbir farkınız yokmuş. Siz de (bizim gibi) yaptıklarınıza karşılık azabı tadın!”

Öncekiler de sonrakilere: “Sizin bizden fazla bir üstünlüğünüz yok. Öyleyse yaptıklarınızın karşılığı olan şu azabı tadın bakalım.” (diyecekler.)

Ve öncekiler, sonrakilere şöyle diyecek: “Demek ki, hiçbir bakımdan bizden üstün kimseler değilmişsiniz! ³⁰ Öyleyse, yaptığınız bütün o kötülükler için, tadın bu azabı!”

30 Yani, “Sizler de, bizim yaptığımız gibi, kendi özgür iradenizle yanlış yolda yürüdünüz; dolayısıyla, siz de bizimle aynı sorumluluğu taşıyorsunuz.”... Devamı..

Ve öncekiler de, sonraki kuşaklara: – Küfürde sizin, bizden bir farkınız yoktur, öyleyse siz de kazanmış olduklarınıza karşılık azabı tadın! Derler. 28/62...66, 34/31...33, 40/47...50

Bu kez öncekiler sonrakilere, “İşte gördünüz, sizin bizden bir farkınız yok.[¹¹⁸⁵] Öyleyse, kendi işledikleriniz yüzünden tadın azabı!” diyecekler.

[1185] Lafzen: “sizin bize karşı bir ayrıcalığınız”. Yukarıda verdiğimiz anlamın, bu bağlamda verilebilecek en isabetli anlam olduğu gözüküyor. Çünkü ... Devamı..

(Bunun üzerine) Öncekiler de sonrakilere: "(Anladınız ya) Sizin bize karşı bir üstünlüğünüz yok! (Sizlere de Peygamberler geldi, neden onlara değil de bize tabi oldunuz) O halde siz de işlediğiniz günahlardan ötürü (bizim gibi katmerli) azabı tadın" derler.

Öncekiler de sonrakilere dediler ki: "Sizin bize bir üstünlüğünüz yokmuş. O halde siz de kazandıklarınıza karşılık tadın azabı!"

Öndekiler de, sonrakilere diyeceklerdir ki: «Sizin için bizim üzerimize bir fazl (ve rüçhan) yoktur. Binaenaleyh (siz de) kazanır olduğunuz şey sebebiyle azabı tadınız.»

Bu sefer öndekiler de sonrakilere derler ki: “Gördünüz ya, sizin bize karşı bir ayrıcalığınız olmadı, artık kendi işlediklerinizin cezası olarak tadın azabı! ”

Öncekiler de sonrakilere dediler ki: "Sizin bize bir üstünlüğünüz yok. O halde siz de kazandıklarınıza karşılık azabı tadın!"

Evvel gelenler sonrakilere: "Sizin bizim üzerimize bir fazlınız (hakk-ı rüchânınız) yokdur. Kazandığınız şeylerden dolayı 'azâbınızı tadınız" dirler.

Öncekiler de sonrakilere şöyle cevap vereceklerdir: “Sizin bizden ne farkınız var ki? Siz de kazandığınıza karşılık bu azabı tadın.”

Öncekiler ise, kendilerinden sonra gelenlere:-Sizin, bizden bir üstünlüğünüz yoktur, siz de kazanmış olduklarınıza karşılık azabı tadın!” derler.

Öncekiler de sonrakilere “Sizin bize bir üstünlüğünüz yok ki,” derler. “Siz de kendi kazandıklarınızın azabını tadın.”

Öncekiler de sonrakiler için şöyle konuşurlar: "Artık sizin, bizim üzerimizde bir üstünlüğünüz yok. O halde kazandıklarınıza karşılık azabı tadın."

daħı eyitti öñdüngiler śoñraġılara “olmadı sizüñ üzerümüze hįç artuķlıķ [77b] pes ŧaduñ 'aźābı andan ötürü kim olduñuz-idi ķazanursız.”

Daḫı eyide öñdinkiler ṣoñraġılara: Yoḳdur sizüñ bizüm üstümüzefażluñuz, pes daduñ cehennem odınuñ ‘aẕābını, ḳazanduġuñuz ma‘ṣiyetsebebi‐y‐le.

Əvvəl gələnlər isə sonrakılara: “Sizin bizdən heç bir üstünlüyünüz yoxdur. (Biz sizi günah işlərə məcbur etmədiyimiz, əksinə, siz onları könüllü surətdə gördüyünüz üçün hər ikimiz eyni əzaba düçar olmalıyıq). Buna görə də qazandığınız günahların cəzası olaraq dadın əzabı! – deyəcəklər.

And the first of them saith unto the last of them : Ye were no whit better than us, so taste the doom for what ye used to earn.

Then the first will say to the last: "See then! No advantage have ye over us; so taste ye of the penalty for all that ye did !"(1020)

1020 Wrongdoers have really no sense of honour towards each other. "Honour among thieves" is an exceptional, not an ordinary, experience. In real life... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.