Kâlâ rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve-in lem taġfir lenâ veterhamnâ lenekûnenne mine-lḣâsirîn(e)
Her ikisi de Rabbimiz dedi, kendimize zulmettik biz, bizi yarlıgamazsan, bize acımazsan ziyankarlardan oluruz.
(Hz. Adem:) "Rabbimiz, biz ikimiz kendi nefislerimize zulmettik. Eğer bizi, mağfiret edip bağışlamazsan ve bize acıyıp merhamet buyurmazsan mutlaka hüsrana uğrayanlardan oluruz" diyerek (hatalarını kabul edip bağışlanma dilemişlerdi).
O ikisi: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik, yaratılış gayemize aykırı hareket ettik; bizi bağışlamaz, bize merhamet etmezsen, büyük zarara uğrayanlardan olacağız” dediler.
Âdem ile eşi:
“Ey Rabbimiz, biz söz dinlememek ve şeytana uymakla kendimize, birbirimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamazsan, bize merhametinle muamele yapmazsan kesinlikle hüsrana, ziyana uğrayanlardan oluruz." dediler.
"Ey Rabbimiz! Biz kendimize haksızlık ettik. Sen bizi bağışlamaz ve bize rahmet etmezsen muhakkak ki zarar edenlerden oluruz" dediler.
Dediler ki: 'Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız.'
Âdem ve Havva: “- Ey Rabbimiz, kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, muhakkak ziyan edenlerden oluruz.” dediler.
Dediler ki: “Ey Rabbimiz! Kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, şüphesiz zarar edenlerden oluruz.”
Âdem ile eşi dediler ki: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize haksızlık ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, elbette ziyan edenlerden oluruz.”
Dediler ki: «Ey Tanrımız! Kendimize zulmettik, bizi bağışlayıp, yarlıgamazsan, ziyan eden kimselerden oluruz!»
Ânlar da "Ey rabbimiz, biz kabahatliyiz eğer bizi ’afv itmiyecek bize merhamet iylemiyecek olur isen biz mahv oluruz" didiler.
Her ikisi, "Rabbimiz! Kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz kaybedenlerden oluruz" dediler.
Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”
Dediler ki: “Ey rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz!”
(Âdem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.
Her ikisi: "Rabbimiz, kendimize zulmettik. Bizi bağışlamaz ve bize acımazsan kaybedenlerden oluruz," dediler.
Dediler ki: "Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!"
Rabbena, dediler, nefsilerimize zulmettik, eğer sen bize mağfiret etmez, merhamet buyurmazsan şüphe yok ki husrâna düşenlerden oluruz
(Âdem ve Havvâ,) “Ey Rabbimiz, biz kendi (nefsi) mize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, muhakkak biz ziyan edenlerden oluruz” dediler.
“Ey Rabb'imiz! Biz, kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan oluruz.” dediler.
Dediler: «Ey Rabbimiz, kendimize yazık etdik. Eğer bizi bağışlamaz, bizi esirgemezsen her halde (maddî ve ma'nevî en büyük) zarara uğrayanlardan olacağız».
(Âdem ile Havvâ) dediler ki: “Rabbimiz! (Biz) kendimize zulmettik; artık bize mağfiret etmez ve bize merhamet etmezsen, mutlaka hüsrâna uğrayanlardan oluruz.” (1)
Her ikisi de: "Ey Rabbimiz! Biz (hata işlemekle) kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hiç şüphesiz, kaybedenlerden olacağız!" dediler.
İkisi de “Rabbimiz kendimize haksızlık ettik, eğer bizi bağışlamazsan ve merhamet etmezsen, hüsrana uğrayanlardan olacağız” dediler.
Onlar dediler: "Ey çalabımız! Biz ne ettikse kendimize ettik. Eğer Sen biz yarlıgamazsan, bize acımazsan, bize yazık olacaktır."
Onlar «— Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Sen bizi yarlıgamaz, esirgemezsen * biz herhalde ziyankârlardan oluruz» dediler.
İkisi de, “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, gerçekten de biz zarara uğrayanlardan oluruz” dediler.
Her ikisi, “Rabbimiz! Kendimize zulmettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz hüsrana uğrayanlardan oluruz” dediler.
İkisi de, “Ey yüce Rabb’imiz!” dediler, “Biz kendimize yazık ettik; şâyet bizi bağışlamaz ve bize merhamet buyurmazsan, elbette ki kaybedenlerden olacağız!”
Bunun üzerine, Allah ikisini de bağışladı ve işledikleri günahın cezasını çekmeleri için değil asıl yaratılış gayeleri olan halîfelik görevini yerine getirmeleri için cennetten çıkarıp yeryüzüne gönderdi. Çünkü zaten tövbeleri kabul edilmiş, suçları da bağışlanmıştı:
-“Rabbimiz! Kendimize zulmettik. Bizi bağışlamadıysan ve bize acımadıysan, elbette Hüsrana Düşenler’den oluruz” dediler.
Adem ve Havva: — " Aman Allah'ım! Biz ettik suç bizim, eğer bizi bağışlamazsan, eğer bize merhamet etmez isen, mahvolduk demektir. "
Dediler ki: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz!”
(O ikisi birden): “Ey Rabbimiz! Biz ikimiz de kendimize yazık ettik. Eğer Sen, bizi bağışlamaz ve bize rahmet etmezsen, işte o zaman biz kesinlikle perişan oluruz.” dediler.¹
O ikisi: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hiç şüphesiz, kaybedenlerden olacağız!” dediler.
Ve her ikisi de şöyle yalvardılar: ‘Rabbimiz biz kendimize zalimlik ederek yazık ettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz.’ 7/151, 11/47
Her ikisi de dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendi kendimize zulmetmişiz; eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, kesinlikle kaybedenler arasına gireriz!”
(Adem ile eşi ise) "Ey Rabbimiz kendimize yazık ettik, eğer bizi bağışlamazsan bize merhamet etmezsen muhakkak ki biz, hüsrana uğrayanlardan olacağız" dediler, (hatalarını kabul edip, bağışlanma dilediler, Rablerinin rahmetine sığındılar)
Dediler ki: "Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. "?
Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Biz kendi nefislerimize zulmettik, ve eğer bizi yarlığamaz isen ve merhamet buyurmaz isen elbette biz hüsrâna uğmışlardan oluruz.»
“Ey bizim Rabbimiz, kendimize yazık ettik. Şayet Sen kusurumuzu örtüp, bize merhamet buyurmazsan, en büyük kayba uğrayanlardan oluruz! ” diye yalvarıp yakardılar. [2, 37]
Dediler: "Rabbimiz, biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, muhakkak ziyana uğrayanlardan oluruz!"
Onlar: "Yâ Rabbî! Nefislerimize zulm itdik. Eğer bizi mağfiret idüb üzerimize rahmetin olmazsa ziyân idicilerden oluruz" didiler.
Dediler ki “Rabbimiz! Biz ne ettikse kendimize ettik. Bizi bağışlamaz (durumumuzu düzeltmez) ve bize acımazsan, kaybedenlere karışır gideriz.”
-Rabbimiz, kendimize zulmettik, bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen elbette hüsrana uğrayanlardan oluruz, dediler.
Onlar “Rabbimiz, biz kendimize yazık ettik,” dediler. “Eğer Sen bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, biz hüsrana düşenlerden oluruz.”
"Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız."
eyitti: ol iki “iy çalabumuz! žulm eyledük gendüzümüze daħı eger yarlıġamazsañ bizi daħı raḥmet ķılmazsañ bizi oluruz ziyānlulardan.”
Eyitdi ikisi: İy bizüm Çalabumuz, ẓulm eyledük kendümüze. Eger sen biziyarlıġamazsañ, yā raḥmet itmezseñ bize, taḥḳīḳ oluruz dünyā ve āḫiret ziyān‐lusından.
(Adəm və Həvva) “Ey Rəbbimiz! Biz özümüzə zülm etdik. Əgər bizi bağışlamasan, rəhm etməsən, biz, şübhəsiz ki, ziyana uğrayanlardan olarıq!” – dedilər.
They said : Our Lord! We have wronged ourselves. If Thou forgive us not and have not mercy on us, surely we are of the lost!
They said: "Our Lord! We have wronged our own souls: If thou forgive us not and bestow not upon us Thy Mercy, we shall certainly be lost."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |