3 Aralık 2024 - 2 Cemaziye'l-Ahir 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
A’râf Suresi 201. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnne-lleżîne-ttekav iżâ messehum tâ-ifun mine-şşeytâni teżekkerû fe-iżâ hum mubsirûn(e)

Tanrıdan çekinenler, Şeytan'ın bir vesvesesine uğradılar mı düşünürler, bir de bakarsın ki doğru yolu görmüşler bile.

Gerçek şu ki müttakilere şeytan (tarafından ve tayfasın)dan bir vesvese ve tahrik dokunduğu vakit; (derhal Allah’ı) zikrederler (Kur’an’ın öğütlerini ve ölçülerini hatırlayıp gerçeği görürler) ve o zaman (iman ferasetiyle anında) basiret sahibi olarak (doğru yolu seçerler ve şeytanın vesvesesini defederler.)

Yollarını kitap ve Allah vasıtasıyla bulanlar var ya onlara şeytandan bir kışkırtma dokunduğunda, O'nu hatırlayıp akıllarını başlarına toplarlar da, olup biteni açık bir biçimde kavramaya başlarlar.

Allah'a sığınanlara, emirlerine yapışanlara, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlara, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan takva sahiplerine şeytan ve şeytanî güçler tarafından bir vesvese verildiğinde, kendilerine gelip Allah'ın emir ve yasaklarını düşünürler. Ânında gerçeği farkederler, doğruyu görürler.

bk. Kur’an-ı Kerim, 3/7.

Takva sahiplerine şeytan tarafından bir vesvese gelecek olursa (Allah'ın emir ve yasaklarını) anarlar ve hemen (hakkı) görürler.

(Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilirler.

Allah'dan korkanlar, kendilerine Şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman, Allah'ı ve azabını düşünürler; bir de hemen bakarsın ki, onları doğru yolu bulup Şeytan'ın vesvesesini atmışlardır bile.

Kendilerini (küfürden) koruyanlara şeytandan bir hayal gelirse, düşünüp hatırlarlar ve hemen gerçeği görürler.

Takvâ sahipleri var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda, düşünüp hemen görürler.

Sakınanlar, Şeytan tarafından bir dürtüye uğrayınca hakkı anarlar, böylelikle içgözleri açılır

Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayan (dürüst ve erdemli insan)lara şeytandan bir vesvese dokununca, hemen (ilahi öğretileri) hatırlarlar (ve şeytana uymamak için) gözlerini açarlar.

Allâh’dan korkanlar şeytânın gönderdiği iğfâl idici bir heyûlâ karşusında hemân Allâh’ı düşünürler ve gözleri açılır.

Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler.

Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah’ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar.

Takvâ sahipleri, içlerine şeytandan gelen bir saptırıcı fikir doğduğunda O’nu düşünüp hemen gerçeği görürler.

Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler.

Erdemlilere her ne zaman şeytandan karanlık bir öneri ulaşsa hemen hatırlarlar. Böylece hemen görürler.

Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese iliştiği zaman, durup düşünürler de derhal kendi basiretlerine sahib olurlar.

Her halde Allahdan korkanlar, kendilerine Şeytandan bir tayf iliştiği zaman bir tezekkür ederler, derhal basıretlerine sahib olurlar

Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman (Allah’ın emir ve yasaklarını) iyice düşünürler ve böylece onlar (Allah’ın yardımı ile hakkı bâtıldan ayırt ederek) gerçeği görürler.

Takva sahipleri, şeytandan bir dürtü olduğu zaman, düşünüp hemen gerçeği kavrarlar.

Takvaya erenler (yok mu?) onlara şeytandan her hangi bir arıza ilişdiği zaman (Allâhın emr veya nehy etdiği şeyleri) iyice düşünürler, bir de bakarsın ki onlar (hakıykatı) görüp bilmişlerdir bile.

(Allah'dan) gerçekten sakınanlar, kendilerine şeytandan (gelen) bir vesvese dokunduğu zaman, (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp derhâl (hakikati) gören kimselerdir.

Şüphesiz (dürüst ve erdemlice bir hayatı tercih ederek şirkten ve kötülüklerden titizlikle) sakınmış olanlara şeytandan (şeytani güçlerden) bir vesvese (azıcık bir hayâl sinyali ve bir karanlık kuruntu) dokunduğunda (Allah’ı) anıp (iyice) düşünürler ve hemen (doğruyu ve gerçeği) görürler.*

(*) Tâif ismi (ki tayf ve tayyif şeklinde de kullanılır), düşlerde olduğu gibi yakalanmaz, ele geçmez bir hayali, bir görüntüyü, bir imaj ya da tasavv... Devamı..

Muhakkak ki Allah tan sakınanlara, şeytandan bir gurup yoldan çıkarmak için onlara uğrasalar, sakınanlar düşünürler ve hemen (doğru olanı) görürler.

O kimseler ki sakınırlar Şeytan kendilerini kuruntuya düşürünce Allah’ı ansınlar. Hemen gönül gözleri açılmış olur.

Sakınanlar yok mu, onlar şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca Allah/ı ve azabı hatırlarına getirirler, derhal doğru yolu görürler [³].

[3] Yani vesvese mündefi olur.

Şüphesiz ki sorumluluk bilincinde olanlar, şeytanın hayali kuruntuları/saplantıları [tâ’if] kendilerine dokunduğunda, iyice düşünürler/Allah’ı hatırlarlar [tezekkerû]. Böylece gerçeği görürler/basiret sahibi olurlar.

Şüphesiz takvaya erenler şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, (Allah'ı) anarlar da hemen basiret sahibi olurlar.

Çünkü dürüst ve erdemlice bir hayatı tercih ederek kötülüğün her çeşidinden titizliklesakınanlar, yüreklerinde insan bilincini kör eden şeytânî bir kışkırtı duyar duymaz, derhâl Kur’an’daki emir ve tavsiyeleri hatırlarlar ve işte o an, duygularının esiri olmaktan kurtulur ve gerçeği görürler.

Şüphesiz sakınıp korunmuş kimseler, onlara Şeytan’dan bir tâife dokunduğu zaman düşünüp taşındılar; o anda özen göstermişlerdir.

Şeytan sürüsüyle başı derde giren sağlamcılar, hemen Allah'ı hatırladıkları takdirde, derhal kendilerine geleceklerdir.

Samimiyetle inananlar, ne zaman kendilerine şeytan musallat olsa; hemen düşünüp gerçeği görürler.

[Takvâ]lı (duyarlı) olanlara şeytandan bir vesvese ulaştığında hemen (Allah’ı) hatırlayıp (gerçeği) görürler. [*]

Bu ayette takvânın insana kazandırdığı en önemli değerlerden birisi olan “şeytan kaynaklı müdahaleleri tanıyabilme ve onlara karşı dikkatli davranma i... Devamı..

Çünkü Allah’tan hakkıyla sakınanlar kendilerine şeytandan bir kuruntu geldiği zaman, Allah’ı hatırlarlar ve hemen bunun farkına varırlar.

Allah’a karşı sorumluluk bilincine sahip olan kimseler, içlerinde Şeytan’ın esinlediği karanlık bir kuruntu ¹⁶⁵ uyanacak olsa [O’nu anıp] akıllarını başlarına toplarlar ve hemen [olup biteni] açık bir biçimde kavramaya başlarlar,

165 Tâif ismi (ki tayf ve tayyif şeklinde de kullanılır), düşlerde olduğu gibi yakalanmaz, ele geçmez bir hayali, bir görüntüyü, bir imaj ya da tasavv... Devamı..

Sorumluluk bilincini kuşananlar şeytani bir kışkırtmaya maruz kaldıklarında hemen gerçeği düşünür ve basiretli davranırlar. 12/23, l23/97- 98

Şüphesiz, sorumluluk bilincini kuşanan kimselerin içine şeytan tarafından kurgulanan mevhum bir görüntü yansıyacak olursa,[¹³¹⁶] (hemen fıtrat sözleşmesini) hatırlayıverirler ve işte o an gerçeği kavrarlar.

[1316] Tâif bir kıraatta tayf okunur. Tayf, uyku veya yarı uykulu bir hâldeyken görülen hayal (Râğıb). Bizce bu, bilinç devreden çıkınca onun boşluğun... Devamı..

Takvaya erenler (iman edip, salih ameller işleyenler) Şeytandan bir vesveseye (arızaya) uğradıklarında iyice düşünürler. (Rablerinin emir ve yasaklarını hatırlarlar) ve hemen gözlerini dört açarlar, (hatalarının nerde olduğunu, şeytanın hilesinin nerden geldiğini görürler ve o yola gitmezler)

Allah’tan korkanlar, kendilerine şeytândan gelen bir şey dolanıp dokunduğu zaman düşünür ve (gerçeği) görürler.

Muhakkak o kimseler ki, muttakî bulunmuşlardır. Onlar kendilerine şeytan tarafindan bir arıza iliştiği zaman güzelce düşünürler. Derhal görücü kimseler olurlar.

Allah'a karşı gelmekten sakınanlara şeytandan bir hayal ilişince, hemen düşünüp kendilerini toparlar, basiretlerine tam sahib olurlar. [3, 7]

Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, müttakiler, kendilerini tam emniyette hissetmezler. Şeytan onları da etkilemeye çalışır. Fakat onlar bunu bildikle... Devamı..

Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan gelen bir vesvese dokunduğu zaman düşünür, (gerçeği) görürler.

Allâh'dan korkub şirk ve günâhdan sakınanlara şeytân tarafından bir vesvese temâs itse Allâh'ın keremini ve 'azâbını tahattur iderler. Onlar doğrı yolı göricilerdir.

Allah’tan çekinerek kendini koruyanlar, Şeytan vesvesesinden etkilenince bilgilerini harekete geçirir, hemen gerçeği görürler.

Takvalı olanlar kendilerine şeytanların bir grubu dokunduğunda, basiret sahibi oldukları zaman gerçeği düşünürler.

Takvâ sahipleri, kendilerine şeytandan bir vesvese geldiğinde güzelce düşünürler ve gerçeği görecek hale gelirler.

Korunup sakınanlar, kendilerine şeytandan bir görüntü/dürtü gelip dokunduğunda, hemen Allah'ı hatırlarlar. İşte o anda görülmesi gerekeni görürler.

bayıķ anlar kim śaķındılar ķaçan kim yoķandı anlara gezici ya'nį vesvese şeyŧāndan añdılar ya'nį Tañrı’yı pes ol vaķt anlar göricilerdür.

Taḥḳīḳ müttaḳīler anlardur kim ḳaçan anlara ḫayāl yitişse şeyṭāndan,ẕikr iderler Allāh adını. Ol vaḳtda görürler ḫaṭāyı, iḥtirāz iderler.

Allahdan qorxanlara Şeytandan bir vəsvəsə (zərər) toxunduğu zaman onlar (Allahın əzabını, lütfünü və mərhəmətini) xatırlayıb düşünərlər və dərhal (gözləri açılıb) görən olarlar.

Lo! those who ward off (evil), when a glamour from the devil troubleth them, they do but remember (Allah's guidance) and behold them seers!

Those who fear Allah, when a thought of evil from Satan assaults them, bring Allah to remembrance, when lo! they see (aright)!(1172)

1172 Allah protects His own, as no one else can. He is the sure refuge-and the only one-for men of faith. If we are confused or angry, being blinded b... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.