Ḣużi-l’afve ve/mur bil’urfi vea’rid ‘ani-lcâhilîn(e)
Özrü kabul edip suçları bağışla, iyiliği emret ve bilgisizlerden yüz çevir.
(Ey Elçim!) Sen (yine de) af (veya kolaylık) yolunu tutup benimse, (İslam’a ve insan fıtratına, hayırlı ve yararlı gelenek kurallarına) uygun olanı (örfü) emret ve cahillerden yüz çevir. (Onların kabalık ve kabahatlerine aldırış etme!)
Ey peygamber! Sen affetme yolunu tut, iyilik ve güzel davranışla emret, cahillerden yüz çevir.
Sen benimsenmesi ve yapılması kolay olanı tercih et. Mallarından gönül rızalarıyla ihtiyaç fazlasını al. Kur'ân'ın ve sünnetin hükümlerini, meşru olanı, İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü'minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü planları, programları, adâleti uygulayarak kamu düzenini sağla, iyiliği emret. Bilgiden, muhakemeden uzak, tutarsız davranışlarda bulunan cahillerin faaliyetlerine karşı tedbir al.
Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve bilgisizlerden yüz çevir.
Sen af (veya kolaylık) yolunu benimse, örf ile emret ve cahillerden yüz çevir.
Sen bağışlama yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.
Güzellik yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.
Sen, affetme yolunu tut/tedbirini al! Uygun olanı emret, câhillerden yüz çevir!
Sen bağışı ele al, buyurasın türeyle, bilmezlerden yüz çevir
(Ey Resul!) Sen affetmeyi ve müsamahayı esas al. İyiyi ve güzeli emret, cahillerden uzak dur (onlara aldırış etme)!
Yâ Muhammed! ’Afvı mu’tâd it her iki taraf içün ’adâletle hükm it ve câhillerden sakın.
Sen af yolunu tut, bağışla, uygun olanı emret, bilgisizlere aldırış etme.
Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.
Kolaylığı seç, iyi olanı emret, cahillere aldırma!
(Resûlüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.
Affedici ol, toleransı öğütle ve cahillere aldırış etme.
Sen yine de affa sarıl, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.
Sen afiv yolunu tut, urf ile emret ve kendilerini bilmezlerden sarfı nazar eyle
Affetme yolunu tut, iyiliği emret ve câhillerden yüz çevir (kendini bilmezlerin söz ve hareketlerine aldırış etme).
(Habîbim) sen (güçlüğü değil) kolaylığı (sağlayan yolu) tut. İyiliği emret. Câhillerden yüz çevir.
(Ey Habîbim!) Af (ve kolaylık) yolunu tut; iyiliği emret ve câhillerden yüz çevir!
(Ey Resulüm! Ama) Sen (her zaman) af (ve kolaylık) yolunu tut, iyilikle emret ve kendilerini bilmezlerden yüz çevir (olumsuz tutumlarına karşılık verme)!*
Affetmek yolunu tercih et ve onlara iyilikleri emret, bilmezlerden (cahillerden) yüz çevir.
Bağışlayıcı ol. Uygunu buyur, kendini bilmezlerden yüz çevir.
Suç bağışla. İyi iş buyur, cahillerden yüz çevir.
Sen bağışlamayı/kolay olanı/uygun olanı esas al [afv]! İyiliği kendine iş edin ve çevrene de tavsiye et ve cahillerden yüz çevir/uzak dur!
Sen yine de affa sarıl, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.
İçerisinde yetiştikleri olumsuz şartlardan dolayı hakîkati görmekte zorluk çeken bu insanlara kaba ve sert davranma, sen af yolunu tut ve dâimâ iyiliği emret, hakîkati bildikleri hâlde, inatla ona karşı koyan câhillere aldırış etme! Bu çağrıya kulak verecek tertemiz gönüllere ulaşıncaya dek, bıkıp usanmadan tebliğine devam et! Fakat nihâyetinde sen de bir insansın; inatçı câhiller karşısında zaman zaman öfkene gem vurmakta zorlanabilirsin. Onun için:
Aff yolunu tut! Ma’rûf’u (Örf’e Uygun Olan’ı / Bilindik Olan’ı) iş edin! Câhiller’den uzak dur / aldırış etme!
Resulüm sen yine de hoşgörülü ol. Ortak değerlere sahip çık. Kaba kuvvetten uzak dur.
Af yolunu tut! İyiliği emret! Cahillerden yüz çevir!
Sen af yolunu tut; iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir! [*]
Sen yine de affa sarıl,¹ iyiliği emret² ve cahillerden uzak dur.
SEN, insan fıtratının kabule yatkın olduğu yolu tut; ¹⁶² iyi olanı emret; bilgisiz kalmayı seçenleri ¹⁶³ kendi hallerine bırak.
Sen hoş görülü davran iyi ve güzel olanı tavsiye et ve kendini bilmezlere aldırış etme! 3/104, 5/63, 9/112, 11/116,
SEN insan fıtratına uygun olan yolu tut,[¹³¹³] iyi olanı emret ve haddini bilmezlere aldırma![¹³¹⁴]
(Ey Muhammed) Sen (buna rağmen) af yolunu, tut. (Onlara karşı hoşgörü sahibi ol, fakat affı gözeteyim derken) Örf (şeriatın ve aklın beğendiği şey) ile emretmeyi terk etme ve cahillerden yüz çevir! (O cahillerin ahmakça sözlerine misliyle karşılık vermeye kalkma)
Sen af yolunu tut, maruf olanı emret ve cahillerden yüz çevir.
Affı iltizam et, ma'ruf ile emirde bulun ve cahillerden yüz çevir.
Sen af ve müsamaha yolunu tut, iyiliği emret, cahillere aldırış etme.
Affı al, iyiliği emret, cahillere aldırış etme.
Onlara 'afv ile mu'âmele it, aklın ve 'âdetin beğendiği ile emr iyle ve câhillerden yüz çevir.
Af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden uzak dur!
Af yolunu tut, iyiliği tavsiye et, cahillere aldırma.
Affetmeyi esas al! İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir!
dut sehel dutmaġı daħı buyur eylügi daħı yüz döndür bilmeklerden ya'nį bunlara berāberlik eyleme yavuzlıķda.
Yā Muḥammed, günāh baġışlamaġı ḫūy idin ve buyur yaḫşı işleri, daḫı yüzdönder cāhillerden.
Sən bağışlama yolunu tut, yaxşı işlər görməyi əmr et və cahillərdən üz döndər!
Keep to forgiveness (O Muhammad), and enjoin kindness, and turn away from the ignorant.
Hold to forgiveness; command what is right; But turn away from the ignorant.(1170)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |